Güncelleme Tarihi:
Profesör Javier Rodriguez Ten, makalesinde EuroLeague'in yapısı, takvimi ve basketbolun her seviyesini etkileyecek bir şekilde, ulusal basketbol liglerinden TV ve sponsorluk parası alması dolayısıyla ACB'ye (İspanya Basketbol Ligi) ve diğer Avrupa liglerine büyük zarar verdiğini yazarken şu konulara değindi;
ACB ve EuroLeague'nin bir parçası olan bir grup kulübe, eşitlik veya sportif derece ile erişilemeyen, ek bir gelir kaynağının kalıcı olarak garanti edilmesi “finansal doping” olacak şekilde haksız rekabetin net bir örneği değil midir?
Euroleague, NBA'yi taklit etmeyi ve Avrupa'da kapalı bir basketbol ligi kurmayı hedefliyor. Bu hareket, "Elit ligler, üniversite şampiyonaları ve geri kalan diğer organizasyonlar arasında tam bir kopma olan ve Amerikan modeli ile hiçbir ilgisi olmayan bir bölgede; ulusal, amatör ve taban seviyede spor için bir felaket olacağı" sonucunu ortaya çıkarıyor.
Euroleague, sportif amaçlar yerine ticari amaçla faaliyet gösteren özel bir şirket ve öncelikli olarak küçük bir grup elit kulübün menfaati için varlığını sürdürmekte olup, bu ligi devam ettirmek ve elit niteliklerini gizlemek için başka kulüpleri de bu turnuvaya katılmaya davet ediyor.
EuroLeague'in takvimini Uluslararası Basketbol Federasyonu’nun (FIBA) Dünya Kupası Elemeleri müsabakalarına uygun hale getirmeyi reddetmesi, etkilenen kulüplerin tamamen ayrı ve kapalı bir lig oluşturmak için FIBA'dan ayrılması amacıyla, bir bölünme yaratmak ve bunu sürdürmek için yapılan bir stratejinin parçası mıdır?
EuroLeague’in sporu organize etmek ve çalıştırmak için kurulmuş olan Avrupa modelinin dışında olduğunu söyleyen Profesör Javier Rodriguez Ten, Avrupa Birliği’nin spor üzerine olan Beyaz Kitabı’ndan alıntı yaparak da sözlerini destekliyor;
‘Milli Takımlar seviyesinde gerçekleşen spor müsabakalarının organizasyonu Avrupa spor stratejisindeki tarihsel ve kültürel içeriğinin bir parçasıdır ve Avrupa vatandaşlarının istekleri ile tutarlıdır. Milli takımların, sadece kimlik açısından değil, aynı zamanda tabandan başlayarak spor yoluyla dayanışmayı garanti altına almak konusunda önemli bir yükümlülükleri vardır ve bizler bunu bu şekilde devam ettirmeliyiz."
Profesör Ten, ayrıca, EuroLeague'in Avrupa Birliği rekabet kuralları uyarınca yasallığını da sorguluyor;
'EuroLeague, görsel-işitsel hakların pazarlanması ve sponsorluklar konusunda kendilerini egemen konuma getirerek sürekli bir pazar payını garanti eden ve bu ayrıcalıklı gruba katılım kısıtlı olduğundan küçük kulüplerin girişimlerine, yerel şampiyonalara ve şimdi de yerel turnuvalara zarar veren, sektördeki büyük şirketlerin (büyük kulüpler) bir birliği değil midir?’
EuroLeague ile FIBA arasındaki mevcut takvim çatışması, herhangi bir koşul altında topluluk yetkilileri tarafından izin verilmemesi gereken, standart Avrupa modelinden tamamen uzakta olan ve bölgeyi ayrıştırmaya yönelik başka bir girişimdir.
Profesör Ten, yazının sonunda Avrupa Komisyonu’na şu şekilde çağrıda bulundu; 'EuroLeague modelinin Avrupa tarzı olmadığını açıkça belirtin, serbest rekabet ortamındaki topluluk kanunları çerçevesinde EuroLeague’in yasallığını sorgulayın ve yalnızca sportif liyakata dayanan kriterlere göre spora dönüşlerini talep edin.