KİMSENİN tanımlayamadığı bir görüntü vardı ilk kez.. Herkes mutsuzdu Futbolun Kongresi öncesi..
Haluk Ulusoy ile
Ayhan Bermek arasında içten içe kıran kırana; görünür yüzüyle son derece centilmence geçen bir "Futbol" kongresi.. İşin doğrusu, bu genel kurul bir hesaplaşma idi.. Bir buçuk yıl önce "sen kenara çekil" denilen
Ulusoy ile diyen
Hasan Doğan’ın hesaplaşmasıydı yaşanan.. Bu gerçek öykü, Ulusoy’un zaferleştirilen başkanlığına giden 7 uzun günün kısa hikayesi idi.. Olaylara tanık olan Ulusoycu ve Bermekçi 6 farklı kişinin anlattığı kısa anektodların öyküleştirilmiş biçimiydi.. Tarihe tanıklık eden futbol misyonerlerinin hikayeleriydi..
Tarih
12 Ocak 2006 Perşembe.. Yer,
Haluk Ulusoy’a ait Fantasia Oteli’nin İstanbul Levent’teki Bürosu.. O gün çok hareketli. 5 Ocak tarihinde Anayasa Mahkemesi’nden aday olabilme vizesi alan
Ulusoy, bunu kullanıp kullanamayacağı konusundaki kararı verecek. Küçük ancak önemli bir aşama kalmış adaylık yolunda.. Bu nedenle 13 Ocak’ta açıklayacağı adaylığına ilişkin bir işaret bekliyor
Ulusoy. En yakınındaki kişi olan
Şükrü Yazıcıoğlu’nun bilmediği bir şeyler vardı.. O geciktikçe
"Ulusoy aday olmayacak" iddiaları daha yüksek tonda seslendirilmeye başlamış.
Akşam üzeri Kulüpler Birliği Vakfı Başkanı
Özhan Canaydın, Ulusoy ile bir araya geliyor. 3 saat süren görüşmede
Canaydın, "aday olacağım" diyen
Ulusoy’a "
G.Saray 7 delegesiyle sizin yanınızdadır" teminatını verip bürodan ayrılıyor. Görüşme sürerken, büroya A.Gücü Başkanı
Cemal Aydın, Bursaspor Başkanı
Levent Kızıl ve
Beşiktaş İkinci Başkanı
Murat Aksu geliyor.
Kızıl, Aydın’a bir not vererek,
"Ulusoy’u desteklemek, adamlığımın gereğidir" cümlesini eliyle yazıyor. Ancak
Kızıl, son anda fikir değiştirip, kongrede
Ayhan Bermek’e oy veriyor. Delegesi
Hüseyin Şahin’i
Bermek’in listesine koyduruyor.
Gecenin ilerleyen saatlerinde
Şükrü Yazıcıoğlu’nun telefonu çalıyor. Arayan kişi,
Haluk Ulusoy’u soruyor, babası
Saffet Ulusoy’un evinde olduğu yanıtını alıyor. Oysa gerçek çok farklı..
Ulusoy, Albayrakların Yeni Şafak’taki bürosunda oturuyor saatin 01.30’u gösterdiği o anlarda. Ev sahibi
Nuri Albayrak, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı
Melih Gökçek,
Hasan Doğan ve
Murat Aksu, İstanbul’daki başbakan
Erdoğan’ı ziyaret ederek "Malum konuyu" görüşüyordu.
Erdoğan, "biz bir şeye karışmayalım, taraf olmayalım" diye noktayı koyuyor.
Ulusoy evinden çağrılıp, başbakanın görüşü tebliğ ediliyor
Albayrak, Gökçek, Doğan ve
Aksu tarafından.. Sadece "
geçmişinden kurtulup, yepyeni bir ekiple gelmelisin" diye ortak bir istek iletiliyor Ulusoy’a. Bir de
Hasan Doğan’ın isteği vardır.. "
İşin sadece yüzde yetmişi çözüldü, Pazar sabahı başbakanla birlikte kahvaltı yapacağız, kalan yüzde otuzunu da çözeceğim. Adaylığını açıklamak için iki gün bekle" biçiminde. Ancak bu tartışma yaratıyor.
Ulusoy, Doğan’ı değil "
sen onu boş ver, hemen açıkla" diye
n Albayrak, Gökçek ve
Aksu’ya kulak veriyor. 14 Ocak cumartesi günü adaylığını açıklıyor...
TSYD’den çıkıp bürosuna dönüşünde
kader birliği yaptığı, hiç yanından ayrılmayan
Cemal Aydın ile odaya kapanıp, durum değerlendirmesi yaptı.
Ulusoy-Aydın görüşmesinden
"tavsiyeye uyulmasının uygun olacağı" kararı çıkıyor, "
beni listeden affet, enin her zaman yanındayım" diyerek jest yapan
Aydın ile dava arkadaşı
Ata Aksu liste dışı kalıyordu. Aslında eskilerden kimse yoksu listesinde ama
Hüsnü Hayali, bunu kabullenemiyor ve Ankara’daki kongreye bile gelmeyerek dostuna tepkisini koyuyordu açıkça.. Olumsuz hava sonrası tek olumlu şey
Melih Gökçek’in
Hürriyet’e yaptığı "
Başbakanımın emri olur" röportajı idi.. Ancak yine de yaratılan hava, kendisinin önü kesildiği ve
Ayhan Bermek’e yol verildiği biçimindeydi.. Çıktı otelden,
Melih Gökçek’in yanına gitti.
Gökçek, moral verdi. Sonra
Cemal Aydın’ın Kavaklıdere’deki ofisinin yolunu tuttu
Ulusoy.. Sivas Başkanı
Mecnun Odyakmaz da geldi, durum değerlendirmesi yapıldı. Öğleden sonra sessizce kalktı, otele gitti,
23. kattaki
2304 nolu suit odasına çıktı. Dışarıda hareket vardı.. Ulusoyculuğu tescilli
Cemal Aydın ile
Bermek’in açık destekçisi
Hasan Doğan asansörde karşılaşıyor ve sarılıp öpüşüyordu rakip ikili. Ne olduğunu anlamaya çalışan
Ulusoy’un 2304 nolu odasının iki önemli ziyaretçisi vardı.. Malatya Başkanı
Hikmet Tanrıverdi ile Ç.Rize Başkanı
Ekrem Cengiz.
Tanrıverdi, "Başkan, hiç kimse mutlu değil. Bu işi nasıl çözeceğiz?" diye dert yandı.. İşte bu sözler,
Ulusoy’un inanılmaz itiraflarının da anahtarı oldu. O ana kadar sessiz sakin bekleyen başkan, birden coştu:
"
Arkadaşlar, bu yaşananlardan benim mutlu olduğumu mu sanıyorsunuz. Bu kaos, en çok beni üzüyor. Bugün bir arkadaşım beni aradı, helallik istedi. Dedim ki -sen mi ölüyorsun yoksa ben mi?-
(Erol Bedir..
Ulusoy’un yanındaydı, son anda Bermek listesine geçti..)
Sonra bir başka arkadaşım telefon etti. Çocukluktan beraber büyüdüğü bir arkadaşıyla çok sert tartışıp, küsmüşler..
Köprüleri atmışlar, bu seçim yüzünden.. (
Ender Alkoçlar bu kişi..
Levent Kızıl ile olan kavgasını anlatıyor.)
Bir başka kişi aradı -Başkanım biz etek giydik bir de küpe gönderin..
Bizi affet, hakkını helal et- diye konuştu.(Bu kişiyi açıklamadı..
Birkaç kişinin aynı şeyi söylediği iddia ediliyor ama sır olarak kaldı bu cümlelerin sahibi.)
İlişkiler iyi görünüyor ama böylesine çirkin olayları da yaşıyoruz. Bunlar beni üzüyor, canım konuşmak bile istemiyor"
Bu cümlelerin ardından, herkesin söylemesinden korktuğu baklayı ağzından çıkardı: "
Ben üzerime düşeni yaparım. Adımsa, adımı korkmadan atarım. Günlerdir onurum ayaklar altına alınıyor.
Onurumun kurtulması gerek. Bir adım atılacaksa, karşılıklı atılır. Bermek çekilsin ben de hemen bırakayım."
Teklif haznesi tükenen
Cemal Aydın, Doğan’a son bir uyarı yapıyor. "Siz kulüpler birliği diyorsunuz ama hesabı yanlış yapıyorsunuz. 6 Ocak’taki birlik toplantısından bir gün önce Ankara Beştepe’deki görüşmemizde bana 11 oyunuz olduğunu söylediniz; ben de size -ben çıksam 7-8 oy alırım..
Haluk bey fazlasını alır- demiştim. Haklı çıktım.
Şimdi de diyorum ki, -bu seçimi, Haluk Ulusoy kazanır." der
Aydın. İşte bu son yaşananlar, dönüm noktası olur seçimin..
Ulusoy ekibini motive eden Bermekçilerin "
siz bu maçı kaybettiniz kardeşim" tavrıdır..
Ulusoy’un kaybettiği düşünüldüğü anda kazanmasının kıvılcımı işte burada çakmıştır. G.Saray, Beşiktaş, Gaziantep, A.Gücü, Ankaraspor, D.Bakır, Sivas, Denizli ve Samsun başkanlarının yaptığı değerlendirmede
Celal Doğan, Ulusoy’a hitaben çok önemli bir konuşma yapar.. Der ki, "
Çok baskı altında olduğunu biliyorum. Sana tavsiyem, seçime gir, kazanınca da kürsüye çık ve istifa ettiğini açıkla.."
Bu konuşmanın hemen ardından
Özhan Canaydın, ani bir çıkışla, "iktidara rağmen aday olmandan, bazı kulüpler rahatsız herhalde.. En fazla da Trabzonspor rahatsız" deyince ortalık bir anda gerilir.
Nuri Albayrak, "bizim hiçbir rahatsızlığımız olmaz. Biz başından beri
Ulusoy’un yanındayız. Bu işlerin bu noktaya gelmesinin tek sorumlusu
Hasan Doğan’dır. Başbakanı yanıltan, Türk futbolunu kaosa sürükleyen kişi
Hasan Doğan’dır. Oyumuzu
Haluk Ulusoy’a vereceğiz ve onu başkan yapacağız" dedi.
Artık dönüş yoktur.
Haluk Ulusoy, bu konuşmanın ardından emin olur ki, seçime girmekten başka çaresi yok. Kulüpler Birliği’ne "
Ayhan Bermek deklarasyonu" için giren grup hayal kırıklığına uğrar. "Bu toplantıda son raconu ben keseceğim" diye iddialı konuşan
Canaydın, üç saat süren ve "havanda su dövme" diye nitelenen görüşmenin ardından "kulüpler serbest" açıklaması yaparken, Ulusoy ekibi artık rahatlamıştır.
Sonra gece 01.00’den itibaren liste yapılmaya başlar.. Listedeki her üye ile tek tek konuşulur ve Ankara’da 19 Ocak sabahı gün ışırken futbolun yeni yöneticilerinin listesi hazırdır. Geç başlayarak yaklaşık 120 oy getireceği hesaplanan listenin medyaya sızası da önlenmiştir.
Sonra.. Seçim ve perde...
Son tirad ise kulaklarda hala:
"İnsanın hırsı, asla aklının önüne geçmemelidir"
Ölürüm de vazgeçmemSEÇİMDEN bir gün önce kulüpler birliği toplantısı vardır. Ama işin ilginç tarafı, başkan Özhan Canaydın öğlene kadar ortada yoktur.
İki taraf da stratejilerini belirlemiş, Ayhan Bermek kazanacak olmanın gururu ile başı dik gezer; Haluk Ulusoy ise "ne pahasına olursa olsun onur mücadelesine devam. Savaşı yitireceksem bile çarpışarak ölürüm ama asla teslim olmam" diye konuşur çevresine. Küçük gruplar halinde toplantılar yapılır, yoğun kulis faaliyetleri bire bir çalışmalarla sürer tüm hızıyla. Meriç
ENERCAN