Ergün: "Bu kadro Avrupa'ya yetmez"

RAKET gibi sol ayağıyla Galatasaray taraftarlarının gönlünde taht kurmuştu... 1994’te kapısından girdiği sarı kırmızılı camiadan 2007’de ayrıldı. Bir yıl daha Gaziantepspor’da forma giydikten sonra, futbol kariyerine son noktayı koydu.

“Kemik” lakaplı, Ergün Penbe ile Antalya’da bir araya geldik. Şu sıralar Spor Toto 2. Lig takımlarından Giresunspor’u çalıştıran Galatasaray’ın unutulmaz ismi ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. İşte Ergün Penbe’nin söylediklerinden satır başları...

- Ben G.Saray’da hala bazı şeylerin bu noktada eksik olduğunu düşünüyorum. Mesela geçen seneki coşkuların bu sene daha az olduğu kanısındayım. Avrupa maçlarında bu kadronun yetersiz olduğunu düşünüyorum. Belki 1-2 üst düzey transfer ile çok farklı yerlere gidilebilir inancındayım. Ama G.Saray camia olarak bunun üstesinden gelir. Çok kaliteli bir başkan ve teknik adam var. Doğru transfer yapılırsa, tekrar rüya bir takım çıkacağı inancındayım.

‘Başarılı olacak potansiyel var’

G.Saray’ın iyi bir sol bek ve güçlü, kuvvetli iyi bir pivot santrfora ihtiyacı var. Hücum hattına bakarsak Umut ve Burak, rakip arkasına koşu yapıp top alan oyuncu tipindeler. Dikkat edin G.Saray hücum ederken top atılıyor, geri dönüyor. Orada hiç top durmuyor. Bence pivot santrfor, çok iş yapar Galatasaray’da.
- Sarı kırmızılılar, grup maçlarındaki performansının üzerine çıkmaz ise şansı çok az bana göre. Hüsrana uğrayabilirler. Ama Galatasaray’da Avrupa’da oynadığı maçların üzerine çıkabilecek potansiyel de var. Hem oyuncu, hem teknik heyet olarak var. Grup maçlarının üzerine çıkabilirlerse başarılı olurlar.

‘Bu takım 2000 Takımı’nı geçemez’

Bundan önceki birçok takımda bizim UEFA’yı kazandığımız ekiple karşılaştırıldı. Ben hep şuna inanıyorum, rekorlar her zaman kırılmak için vardır. Gerçi 13 senedir bunu daha başaran çıkmadı ama ben ileride olacağına inanıyorum. Bunun başarılacağını düşünüyorum. Türkiye Ligi için çok iyi bir takım. Ama Avrupa’daki maçlar için; bu takım, o takım değil bence.

- Ben Hamit Altıntop’u çok beğeniyorum. G.Saray’a çok faydalı olacak. Burak da kendini inanılmaz geliştirdi. Türk futbolunun en büyük yıldızlarından biri oldu. G.Saray’ın iyi bir kadrosu var ama bilirsiniz; yıldızlar sadece maç kazandırır. Takım oyunu, takım ruhu şampiyonlukları getirir.

Semih’i gece hayatı var diye oynatmadım

KARTALSPOR’a geldiği dönemdeki Semih Kaya ile şimdiki arasında çok büyük farklılık var. Semih bana göre o dönem hazır değildi. Kendine iyi bakmıyordu. Gece hayatı biraz farklı idi. Biliyorsunuz, büyük takımın havası çok farklı.

En iyisi İsmail Köybaşı

- SOL bekte Beşiktaşlı İsmail’i çok beğeniyordum. İyi bir çıkış yapmıştı. Ancak oyuncunun kaderi işte. Türk futbolu için onun sakatlığı üzücü oldu. Onun dışında F.Bahçeli Hasan Ali var. Şu anda tam bir sol bek mi derseniz, bir takım eksikleri var. Tabii ki bunu geliştirebilir.

Hedeflerim arasında G.Saray’a teknik direktör olmak var

- FATİH Hoca’nın şu anki ekibinde görev alabilirdim ama benim kendi hedeflerim vardı.
Fatih Hoca’nın geldiği dönemde tek başıma teknik direktörlük yapıyordum ve ekibim vardı. Tek başıma ilerlemek istediğim için bu yolu seçtim. Tabii ki her zaman G.Saray camiasında görev almaktan mutluluk duyarım. Zaten hedeflerim arasında ileride başarılı olursam G.Saray gibi büyük bir camiada görev almak olacak.

Ülkede sol bek yetişmiyor

Ülkemizde nasıl sol stoper çıkmıyor ise, sol bek de çıkmıyor. Herhalde Türk futbolunun en büyük şanssızlığı bizim jenerasyonumuzdaki İbrahim Üzülmez, Hakan Ünsal, Abdullah ve Ergün Penbe’nin aynı yıllar içinde oynayıp futbolu bırakması oldu.

Hocaların arkasında durulmalı

Bİr takım başarısız ise, bunun tek sebebi teknik direktör olarak görülür. Bu yıllardır Türkiye’de sıra gelen bir şey. 1996 döneminde Fatih Hoca geldiği zaman o dönem arkasında durulmasa idi, belki o başarılar gelmemiş olacaktı. Ama o günkü G.Saray Yönetimi Terim’e sahip çıktı ve hem hocanın, hem bizim arkamızda durdular.

Gereken vefa hiç gösterilmedi

BenİMle aynı jenerasyondaki birçok arkadaşım hüzünlü bıraktı G.Saray’ı.. Çoğu futbolcuya jübile yapılmadı. Ali Sami Yen’in son veda maçına da bizi davet etmediler. Yine bir vefasızlık örneği daha yapılmıştı. Üzüldüğüm için gitmeyip, bir anı almadım Ali Sami Yen’den. Ama bizim yaşadığımız tarih kitaplarına geçti.
TT Arena’ya sadece açılışta gittim. Maç başladı, 10-15 dakika sonra stattan kendimi dışarı attım. Oradaki atmosferi ve sahayı görünce duygulandım. Yeni statta oynayamamanın verdiği hüzün vardı.

Fenerbahçe maçları psikolojik savaştı

“Derbi pazar günüydü ama hafta başından başlardı eski maçları izletmeler... Fenerbahçe ise, bu psikolojik savaşı yönetiyordu.”

FENERBAHÇE maçları özellikle, Kadıköy’de oynandığı zaman tam bir psikolojik savaştı. O seyirci atmosferi. Maç pazar günü, ama hafta başı bir başlıyorlar. Eski maçları gösteriyorlar. İzleyen oyuncular psikolojik olarak etkileniyor.

Maç günü gittiğiniz zaman da yenme üzerine sürekli sizi yönlendiriyor. Atmosfer ve psikolojiyi kaldıramıyor iseniz, zaten orada maçı veriyorsunuz. Bizim belki de en büyük sorunlarımızdan biri. O psikolojik savaşı ve krizi Fenerbahçe’nin Kadıköy’de daha iyi yönetmesi olabilir. Çünkü en iyi oynadığımız maçlarda bile maalesef Fenerbahçe evinde bize üstünlük sağlıyordu. Eskiye nazaran da G.Saray takımı bunu üzerinden attı.

- Onun dışında ise özellikle hakem faktörleri Kadıköy’de çok etkili. Bizim dönemimizde de Ali Sami Yen’de çok daha rahat düdükler çalabilir iken, aynı düdüğü Kadıköy’de çalamıyorlardı. Hakemler üzerinde de büyük etkisi vardı.

Aziz Yıldırım aykırı bir başkan

“Fenerbahçe için yapamayacağı şey yok bana göre. Çok da iyi, güzel şeyler yaptı. Ama dediğim gibi aykırı bir başkan.”

G.Saray camiasında başkanları fazla görme şansınız olmaz. Kulübün yapısı böyledir. Ama tabii ki Özhan Canaydın ve Faruk Süren çok farklı bir başkandı. Canaydın’ın yeri insan ve karakter olarak çok farklı.

- Aziz Yıldırım’ın değişik, aykırı bir başkan olduğunu düşünüyorum. Hani, Fanatik Fenerbahçeli derler ya, işte öyle Fenerbahçe aşığı olduğu kanısındayım. Fenerbahçe için yapamayacağı şey yok bana göre. Çok da iyi, güzel şeyler yaptı. Ama dediğim gibi aykırı bir başkan. Çoğu insan Türk futboluna ve Fenerbahçe’ye zarar verdiğini düşünebilirler. Evet, zaman zaman verdiği anlar da oldu. Ama bunu hep Fenerbahçe’nin başarısı ve kulübü adına yaptı. Bana sorsanız, böyle bir sistem uygular mısınız deseniz, hayır derim. Ama herkesin farklı bir fikri var.

Florya’yı çok özledim

- G.Saray teknik adamlığını ileride hedefliyorum. Florya’yı çok özledim. 13 sene G.Saray’da oynadım ve belki evimden daha çok orada bulundum. Orayı çok özlediğim için hedefim elbette o koltuğa bir gün oturmak isterim.