Ergin Ataman'dan Fenerbahçe itirafı: İstifa etmeyi düşündüm

Güncelleme Tarihi:

Ergin Atamandan Fenerbahçe itirafı: İstifa etmeyi düşündüm
Oluşturulma Tarihi: Haziran 22, 2023 23:06

Anadolu Efes'ten ayrılarak Yunan ekibi Panathinaikos'un başına geçen Ergin Ataman, sezon içerisinde yaşananlara ve gündemdeki gelişmelere ilişkin beIN SPORTS'a önemli açıklamalarda bulundu.

Haberin Devamı

Programa Panathinaikos tişörtüyle katılan Ataman, "İki gün önce gelseydiniz Efes tişörtüyle yapardık ama artık açıklamalar yapıldığına göre Panathinaikos tişörtüyle ilk röportaj... Kulüp değiştirmek kolay değil. Ülke değiştirmek... Gene yoğun bir yaz dönemi bizi bekliyor. Bayram da geliyor, biraz tatil yapıp transfer çalışmalarına bakacağız" diye sözlerine başladı.

'SEZON BAŞINDA RADİKAL DEĞİŞİKLİKLER YAPTIK'

Sezona kadro yapılarına göre farklı tipte oyuncuları kadroya katarak giriş yaptıklarını belirten Ergin Ataman, "Sezon başında tabii ki aslında radikal bazı değişiklikler yaptık biz. Örneğin; 4 numara pozisyonunu tamamen değiştirdik. Geçtiğimiz yıllarda Chris Singleton ve Adrien Moerman ikilisiyle oynarken sezon başında onlar gidince yerlerine Achille Polonara ve Amath M'Baye'ı aldık. Pivot pozisyonuna da Zizic gibi önemli fakat farklı bir oyuncu transfer ettik. Esas temel değişiklik de bizim üst üste şampiyon olan kadrolarımızda 3 numaramız hep tamamlayıcı ve görev adamı rolünde olan James Anderson, daha çok pas ağırlıklı oyun oynayan Krunoslav Simon gibi oyuncularken oraya da dominant bir hücum oyuncusu Will Clyburn'ü transfer ettik. Tabii ki kadro dengesi oldukça değişti. Bütün bunların önünde de aslında sezon Anadolu Efes'in 4 yılki büyük başarılarında hep Micic & Larkin üzerine bir sistemin varlığı konuşulmuştu. Sezonun ilk bölümünde, yarısında Larkin'in olmayışı bizi farklı bir sistem arayışına itti. Daha sonra sezonun tam ortasında Larkin döndükten sonra da bu sefer o adaptasyonun sorununu yaşamaya başladık. Buna rağmen işte bakıldığı zaman Play-Off'lara kalamadık ama %50'lik bir galibiyet oranına geldik. 34 maçın 17'sini kazandık normal sezonda. Birçok maçı son topta yani 2-3 sayılık farklarla kaybettik ve bizim açımızdan en kritik nokta da biz aslında şampiyonluk hedefindeki, ilk 4'teki, ilk 8'deki takımların hepsini en az 1 kere yendik. Örneğin; Barcelona'yı 2 defa yendik, Olympiacos'u burada çok farklı yendik, Real Madrid'i keza öyle... Play-Off'a kalamayan takımlara 6 maç kaybettik. Bayern Münih'e hem içeride hem dışarıda kaybettik. Aynı şey Valencia, Baskonia için de geçerli. Play-Off'a kalamamış olduk. Belki de herkesin şu beklentisi vardı ki Anadolu Efes, bir yerden kendini Play-Off'a atar ve geçmiş yıllardaki gibi kadro uyumu, konsantrasyonu sağlar, Final Four ve şampiyonluğa gider diye. Bu kez olmadı. Sporda zaman zaman bu tip hayal kırıklıkları olabiliyor. Sezona Avrupa basketbol tarihinde hiç kimsenin yapamadığını yapmak için başlamıştık. 2 kez üst üste şampiyon olan 3 takımdan biriydik. Biz acaba üst üste 3. yapar mıyız dedik ama bu kez olmadı. Sporda bu tip büyük başarılara giderken sadece teknik veya kadro dışında birtakım şeylerin de yolunda gitmesi gerekiyor. Bunun içinde şans, sakatlık faktörü var. Geçmiş yıllarda bu faktörlerin hepsi bizim lehimizeydi. Biz de onun üzerine inşa ederek bu büyük başarıları, şampiyonlukları kazandık. Bu sezon bu faktörler bizim aleyhimize çalıştı ve Play-Off'a kalamayarak sezonun Avrupa kısmını başarısız şekilde tamamlamış olduk" dedi.

Haberin Devamı

'3 YILDIZIN AYNI ANDA HAREKET ETMESİ KOLAY DEĞİL'

Haberin Devamı

3 yıldızlı düzenin bir 'yıldız savaşları' ortamı yaratıp yaratmadığına ilişkin ise deneyimli koç, "Yok, yıldız savaşları değil ama tabii ki şu var. 2 tane büyük yıldızı kontrol etmek, onların birbirleriyle saha içi - saha dışı uyumları daha kolay. Aslında 2 de zordur. Bunun en ideali 1 tanedir. O senin yıldızındır, herkes ona bir şekilde saygı gösterir. 2 olunca fakat şimdi 3 olunca... Tek rakam. 3'ünün aynı anda hareket etmesi çok kolay değil. O zaman 2'ye 1 gibi... 2 oyuncunun farkılı düşünmesi, 1 oyuncunun farklı düşünmesi gibi durumlar yaşadık. Bu, bir gerçek. Saha içinde de yaşadık, saha dışında da yaşadık ama daha önemlisi saha içindeki. Saha dışında baktığınız zaman bizim takımın en önemli özelliği üst üste 5 yıl birlikte oynamanın vermiş olduğu bir takımdaşlık, arkadaşlık var ama işte bu gruba başka bir dominant oyuncu Will Clyburn, dışarıdan gelince biraz oralarda bir sarsılma yaşadık. Tabii bu da etkili oldu. Saha içinde de etkili. Sonuçta sürekli olarak top kullanmak isteyen... O da kendisi içinden ziyade takım için takıma katkı anlamında skor vermek isteyen 3 tane yıldızınız var. O alanda sıkıntı çektik. Belki sezon başı hazırlıklarımızda bu 3 isimle başlamış olsak, sezonun ilk bölümünde belki rötuşlar yapabilirdik ama Larkin'in sezonun ortasına kadar olan sakatlığı, o döndükten hemen sonra Micic'in 6 haftalık bir diz sakatlığı çekmesi bizi bir türlü o şeye getirmedi. Bir de işte sezon içinde çok büyük şanssızlıklar da yaşadık. Bryant Dunston, ölümden döndü. Çok ciddi bir trafik kazası geçirdi. Chris Singleton'ı aldık ve 1-2 maçta yine çok katkı sağladı ama ciddi bir kalp sıkıntısı geçirdi. Hep böyle ciddi sıkıntılarla uğraştığımız için istediğimiz o geçmiş yıllardaki bütünlüğü ne saha içinde ne saha dışında sağlayamadık" cevabını verdi.

Haberin Devamı

'ZAMAN ZAMAN OYUNCULARLA ARAMIZDA PROBLEMLER OLDU'

Sezon içerisinde takım içinde yaşanan sıkıntılara ilişkin de görüşlerini paylaşan Ataman, "Şimdi biz son 4 yılda kazanmaya alışkın, winner bir takım olduk hep. Sezona da büyük bir hedefle başladık. Büyük sorumluluklarla başladık. Sezonun başında yaşadığımız bu çalkantılar tabii ki hepimizin dengesini bozdu. Burada tabii kulübün de bir baskısı var. Sonuçta kulüp de böyle bir yatırım yapıyor ve artık herkes Final Four'a kalıp yarı finalde elenmiş olsak bile hayal kırıklığı olacaktı. O noktaya getirdik Efes'i. Tabii bu kulübün üzerindeki baskı; benim üzerime biniyor, benim üzerimdeki baskı da oyuncuların üzerine biniyor ama sonuçta oynayanlar oyuncular. Bunun sıkıntısını çektik. Bu, bir gerçek. Geçmiş yıllarda da tabii ki biz bir şampiyonluk parolasıyla başladık ama bu seferki farklıydı. Üzerimizdeki baskı ve sezona böyle çalkantılı başlayınca da bu sefer biraz sinirler gerildi, zaman zaman oyuncularla aramızda problemler oldu ki saha dışında hiçbir zaman bir problemimiz olmadı. Bizim oyuncularla problemimiz hep istediklerimizi, geçmiş yıllarda aldığımızı alamadığımız için... Sonuçta siz antrenör olarak buna bir müdahale etmek zorundasınız. Oyuncular da bu müdahaleye pek alışkın değiller çünkü 4 yıl boyunca çok iyi gitmiş. Oralarda bazı sıkıntılarımız oldu ama bu, hiçbir zaman sınırları aşmadı. Evet, bazı zamanlarda birtakım sert tedbirlerimiz oldu, kulüp bazında, hoca - oyuncu ilişkisi bazında ama sonuçta... O dönemlerde herkes, 'Ergin Ataman'ın oyuncularla arası iyi değil' diyordu. Evet, iyi değildi çünkü kazanamıyorduk ben mutlu değildim, onlar da mutlu değildi. Şimdi son Play-Off döneminden sonra, 'Ya işte Ergin Hoca ne yaptı da oyuncularla arası çok iyi?' deniyor ki şimdi onlar benim istediklerimi yapıyorlar, kazanmaya başlıyoruz, herkes mutlu. Sonunda da müthiş bir birliktelik var. Türkiye Ligi Play-Off'ları boyunca olan uyum, saha içinde - saha dışında, şampiyonluk kutlamaları, oyuncumuz Buğrahan Tuncer'in geçen akşamki düğünü falan... Burada aile içerisinde zaman zaman birtakım tartışmalar olabilir. Antrenör - oyuncu bazında da olabilir, yönetim - antrenör bazında da olabilir ama dediğim gibi hiçbir zaman böyle bir kopma noktası yaşamadık" ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

'HOCADAN KURTULUYORUZ BARİ DİYE DÜŞÜNMÜŞ OLABİLİRLER'

Kendisine 'sezonun dönüm noktası' sorulan başarılı çalıştırıcı, "Sezon içinde benim Panathinaikos ile anlaşmam herhalde. Herkes, 'Aman tamam, kurtuluyoruz bari hocadan. Şimdi artık rahat rahat oynayabiliriz, şimdi artık gücümüzü herkes görsün' diye düşünmüş olabilir. Benim üzerimdeki baskı, artık azalmış olabilir. Bunlar da faktör sonuçta ama esas faktör, temel faktör; takımın taşlarının bir arada olması artık. Play-Off'lara bakıyorsunuz biz bütün oyuncularımızı kullanabildik. Birçok maçta Micic, Larkin, Clyburn üçlüsüyle maça başladık. İlk 5'te bu üçlüyü kullanarak. Zaman zaman Beaubois'yı kullandık, zaman zaman Zizic'i kullandık, zaman zaman Pleiss'ı kullandık. Sezonun bu son 2 ayında hazır bir şekilde tamamen sistem oturmuş, üzerimizdeki artık o EuroLeague baskısı da kalkmış. Olmadı, yapacak bir şey yok. Tabii ki çok büyük hayal kırıklıkları yaşadık ama hiçbir zaman bu sezon bizim için bitti demedik. Yok böyle bir şey. Bugün Final Four oynayan 4 tane takım var. Onun dışındaki herkes zaten mayıs ayının başında kendi ligine döndü. Kendi ligine döndükten sonra da herkes orada şampiyonluk mücadelesine başladı. O zaman kendi liglerimizin bir anlamı yoksa niye bu liglerde oynuyoruz? Bunu oyuncularımızın kafasına yerleştirdik. Daha çok birlikte hareket ettik. Merkezefendi Denizli maçı öncesi Bodrum'da kamp yaptık mesela. Güzeldi, hep beraber bir gece Bodrum'da kaldık. Eğlendik orada. Antrenmana gittik Bodrumspor'un tesislerinde. Buradan da onlara ben teşekkür ediyorum. Kutluyorum onları da lige çıktılar. Bize salonlarını açtılar, orada antrenman yaptık. Akşam hep birlikte restaurantta oyuncular, aileler yemek yedik. Ertesi gün de kalktık Denizli'ye gittik. Denizli'ye gittiğimiz zaman herkesin kafasında Efes, Denizli'ye maçı bırakır Fenerbahçe ile eşleşmemek için dördüncülüğe kayar, yarı finalde kendine Telekom'u alır dendiği anda ben soyunma odasına girdim. Oyuncular da hatta asistan koçlara soruyorlardı bugün nasıl bir strateji izleyeceğiz diye. Efes takımı çıktığı her maçı kazanmak için çıkar, bizim kimseden çekinecek bir şeyimiz yok, bugün kazanacağız ondan sonra da yolumuza kim düşerse onları yenip şampiyon olacağız diye belirttim. Çünkü bizim hedefimiz yarı finali geçmek değil şampiyon olmak. Şampiyon olmak için de Play-Off'taki bütün rakipleri geçebilmemiz lazım. Bu stratejiyle de çıkıp o gün net bir galibiyet aldık" şeklinde bir cevap verdi.

Haberin Devamı

'O MAÇTAN SONRA İSTİFA ETMEYİ BİLE DÜŞÜNDÜM'

İnişli çıkışlı geçen sezonda birçok duyguyu yaşadıklarını ve özellikle Fenerbahçe karşısında Play-Off'ta aldıkları yenilgi sonrası istifayı dahi düşündüğünü belirten Ergin Ataman, "Fenerbahçe Beko'ya 42 sayılık mağlubiyet hepimizin üzerinde çok büyük bir baskı oluşturdu. Oyuncular, kulüp ve ben olsun o süreçte duygusal açıdan hepimiz için kritik bir dönemdi. Anadolu Efes ile 4 yıllık harika bir süreç sonrasında ayrılacak olmak tabii ki hepimizi çok duygusal bir ana getirdi. 48 saatte çok değişik duygular yaşadım ve istifa etmeyi bile düşündüm." sözlerini söyledi.

'BARTZOKAS DA MUHAKKAK ENDİŞELENİYORDUR'

Başlayan Panathinaikos dönemine ilişkin de iddialı açıklamalarda bulunan deneyimli çalıştırıcı, "Yunanistan'a indiğim anda inanılmaz bir ilgi oldu. Panathinaikos taraftarları bana ne kadar güvendiklerini söylediler. Olimpiakos taraftarında ise endişeyle birlikte saygı var. Basketbolu çok iyi bilen bir kitle olduğu için büyük bir saygı var. Bu çok büyük bir sorumluluk getiriyor. Anadolu Efes'in son 5 yılda Avrupa'yı domine eden kadrosunu kurarken karşıma Fenerbahçe'nin kadrosunu koydum. Bu 5 yıl içinde nasıl Fenerbahçe'yi geçtiysek, şimdi de karşımıza Olimpiakos'un kadrosunu kurduk. Bartzokas da muhakkak endişeleniyordur. Endişelenmesi gerekiyor çünkü hegemonyalarını bitireceğiz" dedi.

'TÜM OYUNCULARIN KOŞARAK GELMESİ GEREKİYOR'

A Milli Takım Başantrenörü olarak ise Ergin Ataman, "Cuma günü kadroyu açıklayacağız. A Milli Takım kadrosuna davet ettiğimiz tüm oyuncuların koşarak gelmesi gerekiyor. Üç hafta boyunca Türk sporuna hizmet etmeleri gerekiyor. Geçen yıl bu konuda problemlerimiz oldu. Herkese kapımız açık. Türkiye'de Türk statüsünde oynayan ve bundan avantaj elde eden oyuncularımızın da davete icabet etmesi gerekiyor. Ben bu kadar yorgunken bu fedakarlığı yapıyorsam, bunu tüm Türk oyuncuların yapması gerekiyor." açıklamasını yaptı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!