Edirne'de bu yıl 649'uncusu yapılacak Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri ile ilgili hazırlıklar tamamlandı. Edirne ve güreşlerin yapıldığı Sarayiçi mevkindeki Er Meydanı pehlivanları ve güreş severleri bekliyor.
Kentin caddelerini Türk Bayrağı ve Kırkpınar ile Edirne Belediyesi flamalarıyla donatan belediye ekipleri, kentte çok sayıda çiçek dikip, su havuzlarını temizledi, kenti şenliklere ve güreşlere hazır hale getirdi.
Dün başlayan Edirne'nin en büyük kültür,
spor, sanat organizasyonu olan Tarihi Kırkpınar Güreşleri ve Kültür Etkinlikleri Haftası, 1 hafta süreyle kente olağanüstü bir canlılık kazandırıyor.
Dünyanın ve yurdun dört bir yanından gelen milyonlarca izleyici, basın mensubu, halk oyunları ekipleri, sanatçılar, diplomatlar ve devlet adamları, Kırkpınar'a renk katıyor.
Genellikle Haziran ayı sonu, Temmuz ayı başlarında düzenlenen Tarihi Kırkpınar Güreşleri ve Kültür Etkinlikleri Haftası, 7 gün sürüyor. Pazartesi günü akşamüstü belediye önünde toplanan yerli ve yabancı halk oyunları ekipleri, önceki yılın başpehlivanı ile birlikte bir grup pehlivan ve protokol, kortej halinde bando ve Kırkpınar davul-zurna ekibinin eşliğinde
Atatürk Anıtı'na gidiyor. Buradaki törenden sonra kortej yaya olarak 25 Kasım Şehir Stadı'na geçiyor.
Burada toplanan kalabalık izleyici grubu karşısında tüm ekipler kısa gösterilerde bulunuyor. Bu arada Türk Kuşu paraşüt ekibi de paraşüt gösterisi yapıyor. Yaklaşık 2 saat süren bu törenlerin ardından akşam Belediye Bandosu'nun şehir merkezinde gösterileri, yerli yabancı halk oyunu ekiplerinin etkinlikleri hafta süresince devam ediyor. Güreş dışında “Kırkpınar Kupası” adıyla diğer spor müsabakaları Kırkpınar Haftasının ikinci, üçüncü ve dördüncü günleri yapılıyor. Hafta boyunca, kültür, sanat etkinliklerinin yanı sıra konserler düzenleniyor.
Her yıl düzenlenen Trakya Ev Yemekleri Yarışması ise kalabalık bir izleyici grubunun önünde haftanın üçüncü günü öğleden sonra yapılıyor.
Kırkpınar Haftası'nda güreşler ise Cuma günü öğleden sonra Sarayiçi Er Meydanı'nda başlıyor. Aynı gün sabah saat 10.00'da, güreşecek başpehlivanlar, hakemler ve protokol yine davul-zurna eşliğinde belediye önünde toplanarak şehrin girişinde o yılın Kırkpınar Ağası'nı karşılıyor. Edirne Belediye Başkanı burada Kırkpınar Ağası'na altın kemer takıyor. Daha sonra aynı grup belediye önünden Atatürk Anıtı'na giderek törene katılıyor. Buradan Kaleiçi semtinde Adalı Halil ve Kara Emin pehlivanların kabirlerinin bulunduğu pehlivanlar mezarlığına geçiliyor ve dua ediliyor.
OLMAZSA OLMAZLAREdirne Belediyesi'nin derlediği bilgiye göre, bu yıl 25-27 Haziran tarihlerinde gerçekleştirilecek “Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri'nin olmazsa olmazları” olarak bazı unsurlar bulunuyor.
Bunların başında “Kıspet” geliyor. Kıspet, Edirne Belediyesi'nin internetteki sitesinde şöyle anlatılıyor:
“Kıspet, pehlivan için çok önemli olan bir unsurdur. Kıspet sözü Kisveden gelir. Bazı yerlerde 'kısbet' derlerse de bizde kıspet olarak bilinir. Kıspet dikmek ayrı bir iştir ve pek öyle sanıldığı gibi saraç işi değildir. Kıspet dikmenin birçok inceliği vardır. Kıspetin beli düz ve kıvrımlıdır. Kenarın iç tarafına uçkur vazifesini görsün diye kalınca bir ip parçası geçirilmiştir. Bu ip bir uçkur gibi kıspetin beli açar ve kapar, buraya 'Kasnak' denir. Güreşte rakibin eli bu kasnağı kolaylıkla tutmasın diye bazı kıspetlerde kasnağı beş, altı kat deriden yaparlar. Bu deri hem sert hem enlidir. Kıspetin arka tarafı pehlivanın oturması için geniş yapılır fakat uyruk ve paçalar dardır. Ancak pehlivanın bacağı girip çıkar. Bu paçalar baldırın üstünden iple bağlanır. Paçalar, hasmın eli veya parmağı içeri girmesin diye güzelce sıkılır. Paça iç taraftan keçebent denilen keçe parçası veya bez ile sarılır.”
Kırkpınar'ın diğer olmazsa olmazları da şöyle bildiriyor:
Zembil: Kıspetler 'zembil' adı verilen sazdan yapılmış bir torbada taşınırlar. Bu zembilin en büyük özelliği pehlivanın kıspetine bulaşan yağı dışarı vermemesidir. Usta pehlivanlar gelecekte başarılı olacaklarına inandıkları çıraklarına zembillerini taşıtırlar, bu bir gelenektir. Ayrıca güreşi bırakan pehlivan zembilini duvara asar.
Yağlanma: Güreş esnasında vücudun kavranması güç olsun diye pehlivanlar zeytinyağı ile yağlanmaktadır. Pehlivanlar yağ ve su ile doldurulmuş kazanların etrafında yağlanırlar. Pehlivanlar önce sağ elle sol omuza, göğse, kol ve kıspete yağ sürerler, daha sonra sol elle aynı işlemi yaparlar. Pehlivanlar bu arada birbirlerinin sırtını yağlarlar. Güreş başladıktan sonra pehlivanlar çayırda dolaşan ibrikçilerden diledikleri zaman yağ ve su alabilirler.
Davul ve Zurna: Güreşin en önemli ögelerinden olan davul ve zurnada Kırkpınar'a has bir melodi bulunmaktadır. Yağlı güreşlere çalacak olan müzisyenlerin güreş ezgilerini çok iyi bilmeleri, güreşin gidişine göre müziğin ritmini ayarlamaları gerekir.
Peşrev: Güreşin başlangıcı ve güreşe hazırlıktır. Ahenkli ve mevzulu bir biçimde güreşe ısınma hareketi olarak bilinen peşrev seyircilerin göz zevkini okşamasının yanında pehlivanın moralini yükseltir. Pehlivan peşrevle, kaslarını, nefsini, kalbini ve beynini başlayacak olan güreşe hazırlar. Güreşmek üzere çayıra çıkan pehlivanlar ahenkli bir şekilde ellerini ve kollarını sallayarak peşreve başlarlar. Peşrevde üç kez ileri, üç kez de geri gidişten sonra yere sol diz ile çökülerek önce sağ el yere, dize, dudağa ve alına üç defa değdirilir. Bu merasim bitikten sonra sıçrayarak 'Hadi bre' pehlivan diye nara atılır. Karşılıklı gidiş ve gelişten sonra rakibin paçaları yoklanır, sırtı sıvazlanır, enseler bağlanır, eller tutuşur ve böylece güreşe girilmiş olur.
Cazgır: Çayırda güreşecek olan pehlivanların adlarına, lakaplarını, oyunları seyircilere anlatan kişidir. Genellikle eski pehlivanlardan olan cazgırlar güreşecek pehlivanları bütün özellikleriyle halka anlatır ve dualarla pehlivanları meydana sürer. Bu merasimden sonra pehlivanlar da halka doğru yürüyerek güreş için hazırlığa başlarlar. Buna yağlı güreşte 'çıkış' adı verilir.
Hakem: Yağlı güreşin ilk zamanlarında birkaç eski pehlivan, köy ağaları veya güreşlerden anlayan birkaç kişi kurallara aykırı iş yapılmasın diye güreş meydanının bir köşesine oturur güreşleri kontrol ederdi. Bugün ise kuralları uygulayan hakem heyetleri oluşturulmuştur. Kule hakemi ve çayır hakemleri güreşleri değerlendirir.
Ağa: Kırkpınar güreşlerinin en temel ögelerinden biri ağalık müessesesidir. Önceleri pehlivanları güreşe çağıran, yarışmaları düzenleyen, gelen konukları ağırlayan,
yemek ve yatacak yerlerini temin eden, örf ve adetlere uygun olarak güreşlerin yapılmasını sağlayan, ödüller veren Kırkpınar Ağasıymış. Ancak şimdi ağanın sayılan bu faaliyetlerinden büyük bir bölümü Edirne Belediyesi'nce karşılanmaktadır.
Altın kemer: Kırkpınar başpehlivanına verilen, Kırkpınar'ın en büyük ödülüdür. Kırkpınar'da başpehlivan olan güreşçi 1 yıl süreyle altın kemerin sahibi olur. Ancak aralıksız üç yıl üst üste başpehlivan olan güreşçi altın kemerin sürekli sahibi olur. Altın kemer Edirne Belediyesi'nce özel olarak yaptırılmaktadır. Bu arada Kırkpınar Ağası da şehre gelişinde altın kemer takılarak karşılanmaktadır. Aralıksız üç yıl üst üste Kırkpınar Ağası olan kişi de altın kemerin sürekli sahibi olur. Bu kemerin şimdiye kadar Alper Yazoğlu, merhum Hüseyin Şahin ve Adem Tüysüz sürekli sahibi olmuştur.
SARAYİÇİEdirne Belediyesi'nce düzenlenen Tarihi Kırkpınar Güreş ve Kültür Etkinlikleri Haftası, Edirne'nin en önemli mesire yerlerinden birisi olan Sarayiçi mevkisindeki sahada yapılmaktadır. 1985 yılına kadar salaşpur denilen sazdan yapılma tribünlerle çevrili olan Er Meydanı, 1985 yılında dönemin Başbakanı merhum Turgut Özal'ın talimatlarıyla yenilenmeye başlandı.
İlk etapta şeref tribünü ve şehir yönüne doğru olan tribünler yıkılarak betonarme olarak yeniden yapıldı, üzeri de uzay çatı ile kapandı. 1992 yılına kadar geçen sürede tribünlerin hakem kulesinin tarafındaki bölümü eski halinde hizmet verirken, o yıl Kırkpınar'a gelen Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in talimatıyla buranın da yapımı için çalışmalar başlatıldı. 1992 Eylül ayında ihalenin gerçekleştirilmesiyle başlanan tribün yapımı, 1996 yılı Kırkpınar haftasında tamamen bitirildi ve 25 bin izleyici kapasitesiyle Sarayiçi Er Meydanı bugünkü haline getirildi.