Güncelleme Tarihi:
Bir atasözümüz şöyle der: ‘‘Büyük başın derdi büyük olur’’ Dünya tenisini yöneten uluslararası ve ulusal federasyonların, ATP ve WTA gibi profesyonel tenis birliklerinin de dertleri hayli büyük. Onlarla bağlantılı olarak yüzlerce tenis kulübü aynı sorunları yaşıyor. Kuşkusuz ana sorun, turnuvalara olan ilginin azalması. Tribünlerde seyirci sayısı devamlı düşerken, televizyon başındakiler de durmadan azalıyor. Bunun doğal sonuçlarından biri olarak da turnuvaları destekleyecek sponsor bulmak gittikçe güçleşiyor. (Örneğin TÜTEGEV yetkililerinin verdiği bilgiye göre 2001 yılında ülkemizde yapılacak olan uluslararası turnuvaların hafta bazında sayıları 2000 yılına göre %30 azalmış bulunuyor. Bunun nedenleri sponsorların önceden belirlenen bir anlaşmaya yanaşmamaları.)
SEYİRCİ AZALIYOR
NEC'in yıllar sonra Davis Kupası sponsorluğunu bırakması, yine Opel'in turnuva sponsorluklarından çekilmesi çok önemli. Şu anda ‘‘Grand shalam’’ denilen Wimbledon, USA Open, Avustralya Open ve Paris Open (Rolland Gross) ilgi odağı olmaya devam ediyor. Yarı final ve finalde tribünleri dolduruyorlar. Ancak ilk turlarda tribünlerin boş kaldığı da bir gerçek.
ITF (Uluslararası Tenis Turnuvası) ve ETA (Avrupa Tenis Federasyonu) için sorun ATP ve WTA'dan farklı. Bu iki federasyon daha çok profesyonelliğin başlangıcındaki tenisçilerin oynadığı 6250-15000 dolarlık Satellite ve Future ile 10.000-25.000 dolarlık Women Circuit Turnuvaları ile ilgileniyorlar. Bu amaçla alınan son karar, bu tür turnuvaları tüm yıla yaymak. Çünkü bu turnuvalar özellikle iklim ve yol paraları nedeniyle yılın bazı aylarına ve ülkelere yığılmaktadır. Bu konuda şu öneriler getiriliyor:
* Ulaşımı kolay ve ucuz olan Akdeniz ve Kuzey Afrika ülkelerine daha fazla turnuva almaları için çağrı.
* Mevsim dışı otel ve tesislerden yararlanmak.
* ETA ve ITF'nin ölü mevsimde daha az katılım parası alması.
* Oyunculara daha yüksek puan verilmesi
* Organizatör kulüplere daha fazla (Wild-card) verilmesi.
* Turnuva maliyetlerinin daha da azaltılması.