Güneş, Mehmet Ali Yılmaz Tesisleri'nde düzenlediği basın toplantısında, ligin ilk yarısında, Bucaspor, İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve Kardemir Karabükspor olmak üzere 3 lig maçı kaldığını, bu maçları kazanarak ilk yarıyı bitirmek istediklerini belirtti.
Bu maçlara Bucaspor maçıyla başlayacaklarını ifade eden Güneş, “Her maça 3 puan verildiğine göre o maç da önemli ve kritik bir maç. Trabzonspor olarak geçmiş dönemlere bakarsak daha fazla sahasında puan kaybeden takım olarak bu maçın zorluğunun öne çıktığını görüyoruz. Ciddiye alınacak bir maç. Ligin kızıştığı dönemde 3 puana ihtiyaç var” dedi.
Takımda Ceyhun ve Engin'in sakatlıklarının ciddi olmadığını kaydeden Güneş, Burak Yılmaz'ın cezasının bulunduğunu kaydederek, “Bir de uzun dönemden beri sakatlığı olan Glowacki var. Onun durumu iyi, ama son antrenmanda, uzun bir top attığında arka adalesinde gerilme oldu. Bunun şokunu yaşadı ve morali bozuldu, ama ciddi sakatlığı yok. O da dolayısıyla bu maçta olmayacak, bir iki gün dinlenecek” diye konuştu.
Güneş, taraftara bu maçta daha fazla ihtiyaç duyduklarını belirterek, şöyle devam etti:
“Taraftarların oynanan futbola büyük katkı yaptıklarını düşünüyorum. Oyuncuların coşkularını artırdıklarını görüyorum, ama oyunun başında rakip takım aleyhinde atılan sloganları doğru bulmuyorum. Kendi sahamızda sadece kendi takımını destekleyen taraftar görmek istiyorum. Eskişehirspor maçında ikinci yarı bunu iyi yaptılar. Bucaspor'a karşı oynayan bir Trabzonspor'un sahada tribünde seyircisiyle bir bütün oluşturduğunu herkese göstermeliyiz.”
Eleştirilerin gündemde olabileceğini, ancak kendisinin hep bugünü yaşadığını belirten Güneş, “Önümüzde ilk müsabaka olan Bucaspor maçını yaşamak istiyoruz ve yaşayacağız. Bizim gündemimizin önüne çıkıp da Bucaspor maçının önemini kenara atamazsınız. Bir sonraki İstanbul Büyükşehir Belediyespor veya Karabükspor maçı veya şampiyonluk lafları bunlar daha sonraki düşünceler. Bu hafta sadece Bucaspor maçını düşünen bir camia olmak istiyoruz. Sahaya çıkıp 3 puan kazanmak istiyoruz” diye konuştu.
“BİZİMKİSİ BİR YOL HİKAYESİ”
Güneş, şampiyonluk yolunda herkesin görevini yaptığını, ama en önemlisinin takım olgusu olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Biz ekip ve takım başarısını yaşamak istiyoruz ve yaşıyoruz. Başaracak gücümüz var. Biz ne yaptığımızı, yapmadığımızı biliyoruz. Nereden gelip nereye gittiğimizi biliyoruz. Dıştan yapılan motivasyonların olumlu da olumsuz da olsa katkılarını alıp öyle yola çıkmak istiyoruz. Bizimkisi bir yol hikayesi, uzun bir yol hikayesi. Bunun içinde kazanılan ve kaybedilen maçlar olacak. Zaman zaman övgüler ve eleştiri olacaktır, ama bu çıktığımız yolda bu yolculukta herkes önemli. Bir seyahatte, yoluculukta bir insanın adamlığı, kişiliği her şeyi ortaya çıkar. Yolculukta sıkıntılar zaman zaman olacak. Onu nasıl paylaştığınız, sorunları nasıl çözdüğünüz önemlidir. Hedefe ulaştığınızda bitmeyecektir, sonsuz bir yolculuktur bu.
Engelleri aşmak için bir bütün olunmalıdır. Bu yolculukta dikenli yollar olacaktır. Onun için bu yolculuğu bir maç iki maç olarak değil, bütün sezon boyu olarak görmek istiyorum. Herkese görev düşüyor. Bu yolculuk içinde yetkili ve karar organı yönetim ve başkandır. Biz görev adamıyız, bizden sonra da oyunculardır. Ama işi yürüten sahnede olan oyunculardır. Bütün başarı onlarındır. Onlara katkı yapan ve yol gösteren benim. Ama bizi yöneten karar organı yönetimdir.”
“EN TEHLİKELİ VE GÜÇLÜ RAKİP BURSASPOR”Sezona 18 takım ile başlandığını kaydeden Güneş, “Ligde 17 rakip var, hepsi rakibiniz. İlk başlarken şampiyonluğa oynayan da küme düşmeye oynayan da sonucun ne olacağını garanti edemez. Önce küme düşmemeye oynayacaksın. 35-40 puana yakın aldın mı ligde kalmayı garantilersen, sonra ilk 5, sonra 3'e girersin, sonra birinci olursun. Yavaş, yavaş niye acele ediyorsun. Araba ile uzakdoğuya gidecekseniz önünüzdeki yolları geçmeniz gerekiyor. Sonuca bakarak gidemezsiniz, o yoldan keyif çıkarmak, sıkıntıya göğüs germeniz gerekiyor. Uyumlar, uyumsuzluklar, acılarınız sıkıntılarınız olacaktır, onları doğal karşılamak lazım. Trabzonspor, şu an konum itibariyle ilk 5 için avantaj yakalamıştır. Oradan aşağı düşeceğimizi düşünmüyorum. Sonra ilk 3, sonra birinci olmak için uğraşacağız. Umuyorum ki öyle olur.”
Güneş, şampiyonluk yolunda ligde en güçlü ve tehlikeli takımın kendisine göre Bursaspor olduğunu vurgulayarak, “Gayet de iyi gidiyorlar. Kadrosu iyi. Yönetim, teknik heyet ve camia olarak iyi gidiyorlar. Düşüşteydiler, toparladılar. Kayserispor iyi çıkış yaptı, çok başarılı oldu, ama zorlanabilir, dalgalanabilirler.
Fenerbahçe ve
Beşiktaş'ın yarışta olduğunu düşünüyorum.
Galatasaray'ın da yukarı çıkabileceğini düşünüyorum. Dolayısıyla hepsi benim rakibim. Şampiyonluk yarışında 6-7 takım olabilir, zamanla bu sayı azalacak.
Şampiyonluğun garantisini kimse vermez. Bir maça bakarak sonuçlara varamayız. Biz Bursaspor'a kaybetseydik, şu anda üçüncü oluyorduk. Yarın ne olacağı belli değil. Bucaspor maçında 3 puan almazsak söylediklerimin hepsi hikaye olur. Futbol maçı sahada oynanıyor, oynayan takım kazanıyor. Real Madrid, Barcelona maçı öncesi öndeydi, şimdi geride kaldı” ifadelerini kullandı.
“TEOFİLO'NUN GİDİŞİ”Güneş, Teofilo'yu kazanmak için çok özveri yaptıklarını kaydederek, “Diğer futbolculardan çok ona özveri yaptık. Onun da sıkıntıları var. Her türlü imkanı sağladık. Birçok oyuncudan fazla olan imkanı sağlamak istedik. İyi bir oyuncu kazanırsak takımın kazanacağını düşünüyorduk. Bu sene oynamasına karşın gitmek istemesi hayal kırıklığı, sürpriz oldu” dedi.
Halen Teofilo'yu beklediklerini kaydeden Güneş, “Gelmezse yapacak bir şey yok. Her futbolcu özeldir, değerlidir, ama vazgeçilmez değildir. Vazgeçilmez oyuncu yoktur. O yok diye çaresiz kalmak istemiyoruz. O mevkide boşluğumuz var, arayışlarımız var. O gelirse, gelmezse ne olur diye düşünüyoruz. Şu anda gittiğine göre gelmeyeceğini düşünüyorum. Gelecekse niye gitti o zaman. O yüzden transfer arayışlarımız var. Bizim mevki olarak bir sıkıntımız orada var. Alternatif olarak Jaja ve Burak tipik santrfor değil. Çözüm olarak transferi düşünüyorum” diye konuştu.
“ÜÇ BÜYÜKLERİN KÖTÜ OYNAMASI TÜRK FUTBOLUNU BATIRMAZ”Güneş, ligde üç büyük takımın kötü oynamasının Türk futbolunu batırmayacağını belirterek, “Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş maçlarını kazanarak 3'er puan aldık. Bucaspor maçını da kazanırsak 3 puan alacağız. Aldığımız sonuçlarla şampiyonluk garantimiz yok, toplam puanlarla sonuca gidebiliriz. Sahamızda Eskişehirspor'a, Manisaspor'a puan verdik. Deplasmanda Antalyaspor ve Kayserispor'a verdik. Büyük maçı kazandıktan sonra havaya girmeyeceğiz, diğer takımlara da yenilirsek biz kötüyüz demeyeceğiz” dedi.
Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ı yenmekle şampiyon olunmadığını dile getiren Güneş, şunları söyledi:
“Şampiyonluk sözü sezon başında başlıyor, sonuna kadar herkese yakıştırılıyor. Sonra birilerine bakıyorsun yok olup gidiyor. Şampiyonluk sözü konusunda takımda bir yasak koymuyorum. Bir fikir, bilgi veriyorum. Şampiyonluk lafı etsem ne olur? Trabzonspor, sezona başlarken şampiyon olmuyor desem ne olur, inanmazsınız. Trabzonspor'un adı geçiyorsa şampiyonluk için oynar. Şampiyonluk lafını herkes konuşabilir, ama benim gündemimde yok. Benim gündemimde Bucaspor maçı var. Bir hava fişeği attın mı bir anlık aydınlık olur. Trabzonspor'un devamlı aydınlanmasını istiyoruz. Bunun için takıma o güven verilmeli. Hoca, taraftar, yönetim medya herkes üzerine düşeni yapacak. Kazanıldığı zaman büyük, kaybettiği zaman senden küçüğü yok demeyeceğiz.”
SCHUSTER'E GÖNDERME
Güneş, Beşiktaş Teknik Direktörü Bernd Schuster'in, “Türkiye'de 1960'ların futbolu oynanıyor” şeklindeki açıklaması hakkında kendisine yöneltilen bir soruya ilişkin olarak ise “O günkü kaybettiği maç sonrası gereksiz bir beyanattı. Bizim maçtan sonra da konuşmuştu. Sinirlendiği zaman küfür yerine onu kullandı diye düşünüyorum, en masum tabir ile odur. Anlamsız bir ifade. Benim doğum tarihim 1952. O zaman 8 yaşındayım, mahalle arasında oynuyorum. O tür ifadeler önce kendi mesleğine saygısızlık. O da yanlış yaptığının farkında mutlaka. Üzülmüştür, başarılı bir antrenördür. Aldığı sonuçlar itibariyle iyi giderken birden bire kötü gidince şok içerisinde, çok akıllı düşünemediğini düşünüyorum. Ama çok speküle etmemek lazım. Ben onun olumsuz konuştuğuna bakmıyorum, ne doğru fikirleri var ona bakıyorum. Benim için önemli olan Schuster'in Türk futboluna verdiği faydalar, düşünceler. Fikirleri neyse onların alınmasından yanayım. Yabancı, yerli fark etmez, yeni düşünceleri birbirine katarak ülke futbolunu kalkındırabiliriz.”
Beşiktaş'ta sıkıntı yaşayan Fatih Tekke'nin başarılı bir oyuncu olduğunu kaydeden Güneş, “Sakatlık gibi sıkıntıları oldu. Sorunlar yaşadı. Bu kendinden, hocadan kulüpten kaynaklanabilir. Ama ben her zaman için Fatih'in oynamasından yanayım. Şuan ki gelişmeler için çok şey yazılıp çiziliyor. Bununla ilgili ben de bir yorum yapıp buna katkı sağlamak istemem” dedi.
“BARCELONA GİBİ OYNAYABİLİRİZ”Barcelona'nın Real Madrid'i 5-0 gibi farklı bir sonuçla mağlup ettiği maçta alt yapısından 8 oyuncusunun sahada yer aldığını dile getiren Güneş, “Biz de bunu istiyoruz. Biz bu bölgeden oyuncu çıkarmamız lazım. Yabancı alıyoruz, aldığımız yabancıları geri gönderiyoruz” dedi.
Güneş, Kasımpaşa'yı 7-0 yendikleri maçta oyuncuları Selçuk İnan'ın takımın daha fazla gol atmaması için yaptığı uyarıya ilişkin olarak, şunları söyledi:
“Onu Barcelona da yaptı. Hatta dediler Barcelona dalga geçiyor, hayır pas yapıyor, alıyor, veriyor. Biz de onu yapıyoruz. Kasımpaşa maçında bir dönem oyuncu, rakibin etkisinde kaldı. Tempoyu artırmamayı saygıyla karşılarım. Ama orada son 10 dakikada tempo düştü, gitmemek üzerine kuruldu. Ben durmadan değil oynamadan yanayım, ama risk etmeden yana değilim. 0-0 gibi değil, ama 5-0'ın verdiği güven ile oynamalıyım. Ne zaman, neyi, nasıl yapacağını bilmeli oyuncu. Bazen idmanda öyle kapışıyorlar ki maçta öyle birbirine girmiyorlar. Türkiye'de en büyük sorun, futbolcunun kendini yönetme becerisi henüz tam değil. Bu beceriye kavuşturmalıyız ki onu yapmaya çalışıyorum. O zaman işimiz rahat olur. Ben oyuncuya yardımcı olmak istiyorum. Yönetmek için olursa sahada bu sorun olmayacaktır. Barcelona'yı ölçü almak istemiyorum, ama ben Barcelona gibi oynayabileceğimizi düşünüyorum.”