Hürriyet Pazar / Reha ERUS
Oluşturulma Tarihi: Haziran 02, 2002 01:30
Pierluigi Collina... O dünyanın en ünlü hakemi. 2002 Dünya Kupası'nın da yıldızlarından biri. İngiltere-Arjantin maçını yönetecek.
Bir hakemin maç anındaki duygularını Pierluigi Collina oynadığı bir saat reklamında anlatıyor: ‘‘Topu topu beş saniye. Tünelden oyun alanına yürüme süresi. Sonra binlerce insanın karşısında yapayalnız kaldığını hissedersin...’’ Niye reklama çıkıyor derseniz, o dünyanın en ünlü hakemi.
Dünya Kupası'nın da yıldızlarından biri. İngiltere-Arjantin maçını yönetecek. Kupa öncesi Collina ile bir söyleşiyi size yansıtacaktım. Her şey programlanmıştı. Hatta önceden Brescia'da fotoğraf bile çektirdik. Sonra dazlak hakem Venezia-Roma maçında konuk takım lehine iki penaltı verince büyük tepki gördü ve İtalyan Futbol Federasyonu konuşmasını yasakladı. Oysa Collina ile Türk futbolunu analiz edecektik. Yönettiği ilk uluslararası maç Türkiye-Fransa Ordu maçıydı. O günden sonra Collina ne zaman bir Türk takımının katıldığı bir maçı yönetse, Türkler yenilgi yüzü görmemişti. Bütün bunları konuşacaktık. Ancak röportajdan az önce telefon etti: ‘‘Konuşmama şimdilik yasak getirdiler, ama İnternet siteme gir, sana yardımcı olur.’’ FIFA'nın son Genel Sekreteri Michel Zen-Ruffinen onu ‘‘Dünyanın En İyi Hakemi’’ ilan etti. Üstelik 1.90'lık boyu, dazlak kafasıyla ‘‘Dünyanın En Seksi Erkekleri’’nden de biri sayılıyor. İnternet sitesine günde onlarca soru yağıyor. İşte bunlardan bir demet.
Hakem olmak nereden aklınıza geldi?
-Benim aklıma gelmedi. Lisedeki sıra arkadaşım Fausto Capuano hakem olmayı kafasına koymuştu. Benim adımı da yazdırmış. O zaman 17 yaşındaydık. Arkadaşım aşırı miyoptu ve gözlük takıyordu. O dönemde kontakt lens ile maç yönetmek yasaktı. Göz muayenesi sınavını kazanamadı. Ben kazandım.
Bir hakemi nasıl tarif edersiniz?
-Bir sosyal hizmet görevini yerine getiren, insanların birlikte
spor yapmasını sağlayan, özellikle gençleri birbirlerine kaynaştıran bir arabulucu olarak görüyorum. Günahıyla, sevabıyla.
En iyi hakem kimdir?
-Hakem bir müsabakanın emrinde olan kişidir. Hakemi oyuncularla veya teknik adamlarla bir tutmak yanlıştır. Biz sadece bir maçı en iyi şekilde yönetmeye çalışırız. Ama her meslekte olduğu gibi hakemlikte de tutkunun ağır basması gerekir.
Siz de futbolcular kadar antrenman yapıyorsunuz, değil mi?
-Her gün 14.45 ile 17.00 arasında antrenman yapmak zorundayım. Ama bu yetmiyor. Takımları, futbolcuları hatta teknik direktörleri bile iyi tanımak gerekiyor. Çünkü hakem topun ne zaman nereye gidebileceğini kestirebilmeli, ona göre oyun sırasında yer tutmalı. Bunun için çoğu zaman evde yöneteceğim maçın takımlarının video kasetini seyrederim.
Hata kabul etmek, özeleştiri yapmak hakemlikte önemli değil mi?
-Her maç sonrası video kaseti izlerim. Aynı hataya bir daha düşmemek için o anı beynime işlemeye çalışırım. Hatamı kabul ederim. Biz de insanız!
Kolay veya zor maç tasnifi yapar mı bir hakem?
-Her maç kolay veya zor olabilir. Ancak maç sona doğru zorlaşır. Çünkü futbolcu artık yorgundur. Daha fazla faul yapar. Aslında hakem de yorgundur. Ama sonuna kadar bilinçli ve dinç kalmaya mecburdur.
Şu anda dünyanın en iyi hakemisiniz ve Dünya Kupası'na gidiyorsunuz. Heyecanlı mısınız?
-Kaliteli futbolcular sahaya çıkacak. Centilmenliğe çok dikkat edilecek. Böyle büyük spor olaylarında hakemlik yapmak bir ayrıcalık. Bunu aileme ithaf ediyorum. Çünkü onlardan uzun süre ayrı kalacağım.
Genelde futbol yıldızlarından imza veya forması istenir. Ama siz imza veren veya formanızı armağan eden ilk ve tek hakemsiniz.
-Bir futbol tutkunu genç benden imza isteyince hoşuma gidiyor. Elbette veriyorum. Futbolun var oluşunda taraftarın rolü büyük. Bizim de taraftarlara zaman ayırmamız gerekir.
Ya futbolcuların formanızı istemesi?
-Hep hakemler mi futbolculardan forma isteyecek!
İtalya finale kalırsa, siz final maçını yönetme şansınızı kaybedeceksiniz. Hangisini tercih edersiniz, final yönetmeyi mi, İtalya'nın finale kalmasını mı?
-Ben ulusal marşımızı dinleyince tüyleri diken diken olanlardanım. İtalya'nın kupayı almasını istiyorum. En azından finale kalmasını. Yani benim final maçını yönetmem hiç önemli değil. Önce Gökmavililer (İtalya Milli Takımı), sonra ben!
Sitenizde bir de ‘‘Dazlaklar Kulübü’’ var.
-Kendini zaman zaman alaya almazsan bu hayat çekilir mi hiç?
ON BEŞ GÜNDE KELLEŞTİ
Pierluigi Collina (42) Bologna'da dünyaya geldi. Bologna Üniversitesi'nde ekonomi okudu. Şu anda da Viareggio'da bir bankanın finans danışmanı olarak çalışıyor. 18 yıl önce, çok az rastlanan alopesi adında bir hastalığa yakalandı, 15 günde kafasında saç kalmadı. Eşi Gianna, kızları Francesca ve Carolina ile mutlu bir aile hayatı var.