En iyi orta saha oyuncuları
Güncelleme Tarihi:
A.A
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2010 10:32
Futbolda en büyük uluslararası organizasyon olan Dünya Kupası, 11 Haziran - 11 Temmuz 2010 tarihleri arasında Güney Afrika'da yapılacak.
Dünya kupaları tarihinin, rakip oyunculara orta sahada geçit vermeyerek elde edilen zaferlere büyük katkı sağlayan en iyi 11 oyuncu şöyle:
Obdulio Varela (Uruguay)
-------------------------
1950'deki Dünya Kupası'nda, Maracana'daki 174 bin Brezilyalı taraftarı susturan futbolcu olarak tarihe geçen Varela, gelmiş geçmiş en çok ilham alınan futbolculardan biri olarak biliniyor. Brezilya ile oynanan maçta, takım arkadaşlarını “ya kazanacağız, ya da ölümüne deneyeceğiz” diyerek motive eden Varela, 2-1 biten Brezilya maçında, son goldeki yaratıcılığıyla ülkesini şampiyon yapan isim oldu.
Tam bir görev adamı olan Varela, ülkesinin 1954'teki Dünya Kupası'nda da yarı finale yükselmesine katkı sağlamıştı.
Jozsef Bozsik (Macaristan)
--------------------------
Macaristan'ın, 1950'li yıllardaki efsane takımında, savunmaya dönük orta saha oyuncusu olarak görev yapan Bozsik, mevkisinde, tüm zamanların en iyisi olarak gösteriliyor. Takımıyla birlikte 1954'teki Dünya Kupası'nda finale kadar yükselen Bozsik, futbol zekası, önsezisi ve ikili mücadelelerdeki üstünlüğüyle tüm Macarların kalbinde taht kurmuştu. Bozsik, her ne kadar savunmaya dönük oynasa da, hücuma sağladığı katkı ve attığı müthiş gollerle de hatırlanıyor.
Nobby Stiles (İngiltere)
-------------------------
İngilizlerin “dişsiz kaplanı” Stiles, sahada basmadık alan bırakmayan, görevi, rakip oyuncuların rahat oynamasını engellemek ve takım arkadaşlarına boş alan yaratmak olan ve bu görevi layığıyla yerine getiren bir futsolcu olarak iz bıraktı.
İngiltere'nin 1966'daki Dünya Kupası zaferinde çok büyük payı olan, ancak ülke basını tarafından eleştirilmekten geri kalmayan Stiles, gazeteler tarafından kurban verildiğini, ancak işinin, topu Bobby Charlton'a vererek bu futbolcunun gole gitmesini sağlamak olduğunu söylemişti.
Arie Haan (Hollanda)
---------------------
Total futbolun öncüsü Hollanda'da birden fazla mevkide oynayan Haan, takımıyla birlikte iki kez Dünya Kupası finali oynadı. 1974'te, libero olarak görev alan Haan, bundan 4 yıl sonraki kupa organizasyonunda orta sahanın ortasında görev yaptı. Orta sahadaki görevi daha çok rakibi engellemek olan Haan, genelde kendisine verilen angarya görevleri yerine getirdi, ama turnuva boyunca sergilediği oyunla, bundan çok daha fazla olduğunu kanıtladı.
Americo Gallego (Arjantin)
--------------------------
Arjantin'in kazandığı 1978'deki Dünya Kupası'nda tüm maçlarda oynayan, sadece 5 dakika forma giymeyen Gallego, teknik direktör Cesar Luis Menotti'nin 4-3-3 formatında, geri dörtlünün önünde görev aldı. Rakip hücum oyuncularının ceza sahası içinde topla buluşmalarını ve ilerlemelerini engelleyen Gallego'ya, takım arkadaşı Ubaldo Fillol tarafından “ahtopot” yakıştırması yapılmıştı.
Marco Tardelli (İtalya)
-----------------------
Juventus'un ve İtalya milli takımının, orta sahada yorulmak bilmeyen itici gücü Tardelli sert ve yırtıcı tarzıyla hatırlanıyor.1978'deki Dünya Kupası'nda, aldığı ceza nedeniyle tüm maçlarda oynayamayan, ancak İtalya'nın 1982'deki zaferinde küçümsenmeyecek bir katkı sağlayan Tardelli, bu organizasyonun final maçında attığı golden sonraki coşkulu kutlamasıyla hafızalardaki yerini almıştı.
Lothar Matthaus (Batı Almanya/Almanya)
--------------------------------------
Yeteneklerini betimlemekte yetersiz kalsa da, kendisine yakıştırılan “destroyer” lakabı, futbolcunun ana özelliğini ve oyun anlayışını tam manasıyla ifade ediyor. İlki 1982'de olmak üzere 5 dünya kupasında forma giyen Matthaus, 1986'da, 3-2 yenildikleri final maçında Arjantin'in yıldız oyuncusu Maradona'yı tutmakla görevlendirilmişti. Maradona, bu karşılaşmadan sonra yaptığı açıklamada, “Şu ana kada karşılaştığım en iyi rakip. Bu, onu tanımlamak için yeterlidir” ifadesini kullanmıştı.
Matthaus, 20 yıllık kariyerinde 150 kez milli takımın formasını giydi.
Dunga (Brezilya)
-----------------
Yedi cücelerin uykucusuna benzetilen futbolcu, her he kadar yavaş ve hantal bir tarza sahip olup zaman zaman aşırı sertliğe başvursa da, taktik anlayışı ve fiziğiyle her zaman Brezilya teknik direktörlerinin tercihi oldu.
1998'de yaptığı açıklamada, “Milli takımın formasını giydiğimde, tekme de yesem hiçbir acı hissetmiyorum” diye konuşan Dunga, İtalya 90'da günah keçisi ilan edilmiş, ancak 4 yıl sonra kaptanı olarak çıktığı Brezilya milli takımıyla Dünya Kupası'nı kaldırmıştı. Futbolcunun sinir bozucu oyun tarzı ve davranışları, zaman zaman takım arkadaşlarıyla da atışmasına neden olmuştu.
Didier Deschamps (Fransa)
--------------------------
Eric Cantona'nın, “sucu” benzetmesi yaptığı futbolcu, emekliliğinden sonra yaptığı açıklamada, kendisine yöneltilen bu tür eleştirilerden hiçbir zaman rahatsız olmadığını söyledi. Müthiş bir oyun zekasına sahip futbolcu, liderlik vasfı, enerjisi, kararlılığı ve arzusuyla her zaman takım arkadaşlarına örnek oldu.
“Futbolu eğlenci için değil, kazanmak için oynadım” diye konuşan Deschamps, milli takımının 1996'daki Avrupa Şampiyonası'nda yarı finale çıkmasında büyük rol oynadı. Deschamps, kaptanlığını yaptığı milli takımının 1998'de Dünya Kupası'nı kazanmasıyla, bu kupayı kaldıran ilk Fransız unvanını aldı.
Claude Makelele (Fransa)
------------------------
Makelele, milli takımının formasını ilk kez 1995'te giymesine rağmen Fransa'nın 1998 Dünya Kupası kadrosunda yer alamadı. Kulüp takımlarındaki performansıyla büyük bir övgü alan, Avrupa'nın en büyük takımlarında forma giyen Makelele, kadrodaki zenginlik nedeniyle Fransa'nın kazandığı Avrupa Şampiyonası'nda da forma giyme şansı bulamadı. Orta sahanın dinamosu Makelele'nin oynadığı 2002 Dünya Kupası'nda ise Fransa organizasyonu gol atamayarak tamamlamıştı.
Gennaro Gattuso (İtalya)
------------------------
Milan'ın bel kemiği Gennaro Gattuso, ilk dünya kupası deneyimini yedek soyunduğu 2002 Dünya Kupası'nda yaşadı. Daniele De Rossi'nin kırmızı kart görerek cezalı duruma düşmesiyle kendisine ilk 11'de yer bulan futbolcu, 4 lyıl sonra kupayı kaldıran kadronun da değişmez oyuncusu oldu.
Obdulio Varela (Uruguay)
-------------------------
1950'deki Dünya Kupası'nda, Maracana'daki 174 bin Brezilyalı taraftarı susturan futbolcu olarak tarihe geçen Varela, gelmiş geçmiş en çok ilham alınan futbolculardan biri olarak biliniyor. Brezilya ile oynanan maçta, takım arkadaşlarını “ya kazanacağız, ya da ölümüne deneyeceğiz” diyerek motive eden Varela, 2-1 biten Brezilya maçında, son goldeki yaratıcılığıyla ülkesini şampiyon yapan isim oldu.
Tam bir görev adamı olan Varela, ülkesinin 1954'teki Dünya Kupası'nda da yarı finale yükselmesine katkı sağlamıştı.
Jozsef Bozsik (Macaristan)
--------------------------
Macaristan'ın, 1950'li yıllardaki efsane takımında, savunmaya dönük orta saha oyuncusu olarak görev yapan Bozsik, mevkisinde, tüm zamanların en iyisi olarak gösteriliyor. Takımıyla birlikte 1954'teki Dünya Kupası'nda finale kadar yükselen Bozsik, futbol zekası, önsezisi ve ikili mücadelelerdeki üstünlüğüyle tüm Macarların kalbinde taht kurmuştu. Bozsik, her ne kadar savunmaya dönük oynasa da, hücuma sağladığı katkı ve attığı müthiş gollerle de hatırlanıyor.
Nobby Stiles (İngiltere)
-------------------------
İngilizlerin “dişsiz kaplanı” Stiles, sahada basmadık alan bırakmayan, görevi, rakip oyuncuların rahat oynamasını engellemek ve takım arkadaşlarına boş alan yaratmak olan ve bu görevi layığıyla yerine getiren bir futsolcu olarak iz bıraktı.
İngiltere'nin 1966'daki Dünya Kupası zaferinde çok büyük payı olan, ancak ülke basını tarafından eleştirilmekten geri kalmayan Stiles, gazeteler tarafından kurban verildiğini, ancak işinin, topu Bobby Charlton'a vererek bu futbolcunun gole gitmesini sağlamak olduğunu söylemişti.
Arie Haan (Hollanda)
---------------------
Total futbolun öncüsü Hollanda'da birden fazla mevkide oynayan Haan, takımıyla birlikte iki kez Dünya Kupası finali oynadı. 1974'te, libero olarak görev alan Haan, bundan 4 yıl sonraki kupa organizasyonunda orta sahanın ortasında görev yaptı. Orta sahadaki görevi daha çok rakibi engellemek olan Haan, genelde kendisine verilen angarya görevleri yerine getirdi, ama turnuva boyunca sergilediği oyunla, bundan çok daha fazla olduğunu kanıtladı.
Americo Gallego (Arjantin)
--------------------------
Arjantin'in kazandığı 1978'deki Dünya Kupası'nda tüm maçlarda oynayan, sadece 5 dakika forma giymeyen Gallego, teknik direktör Cesar Luis Menotti'nin 4-3-3 formatında, geri dörtlünün önünde görev aldı. Rakip hücum oyuncularının ceza sahası içinde topla buluşmalarını ve ilerlemelerini engelleyen Gallego'ya, takım arkadaşı Ubaldo Fillol tarafından “ahtopot” yakıştırması yapılmıştı.
Marco Tardelli (İtalya)
-----------------------
Juventus'un ve İtalya milli takımının, orta sahada yorulmak bilmeyen itici gücü Tardelli sert ve yırtıcı tarzıyla hatırlanıyor.1978'deki Dünya Kupası'nda, aldığı ceza nedeniyle tüm maçlarda oynayamayan, ancak İtalya'nın 1982'deki zaferinde küçümsenmeyecek bir katkı sağlayan Tardelli, bu organizasyonun final maçında attığı golden sonraki coşkulu kutlamasıyla hafızalardaki yerini almıştı.
Lothar Matthaus (Batı Almanya/Almanya)
--------------------------------------
Yeteneklerini betimlemekte yetersiz kalsa da, kendisine yakıştırılan “destroyer” lakabı, futbolcunun ana özelliğini ve oyun anlayışını tam manasıyla ifade ediyor. İlki 1982'de olmak üzere 5 dünya kupasında forma giyen Matthaus, 1986'da, 3-2 yenildikleri final maçında Arjantin'in yıldız oyuncusu Maradona'yı tutmakla görevlendirilmişti. Maradona, bu karşılaşmadan sonra yaptığı açıklamada, “Şu ana kada karşılaştığım en iyi rakip. Bu, onu tanımlamak için yeterlidir” ifadesini kullanmıştı.
Matthaus, 20 yıllık kariyerinde 150 kez milli takımın formasını giydi.
Dunga (Brezilya)
-----------------
Yedi cücelerin uykucusuna benzetilen futbolcu, her he kadar yavaş ve hantal bir tarza sahip olup zaman zaman aşırı sertliğe başvursa da, taktik anlayışı ve fiziğiyle her zaman Brezilya teknik direktörlerinin tercihi oldu.
1998'de yaptığı açıklamada, “Milli takımın formasını giydiğimde, tekme de yesem hiçbir acı hissetmiyorum” diye konuşan Dunga, İtalya 90'da günah keçisi ilan edilmiş, ancak 4 yıl sonra kaptanı olarak çıktığı Brezilya milli takımıyla Dünya Kupası'nı kaldırmıştı. Futbolcunun sinir bozucu oyun tarzı ve davranışları, zaman zaman takım arkadaşlarıyla da atışmasına neden olmuştu.
Didier Deschamps (Fransa)
--------------------------
Eric Cantona'nın, “sucu” benzetmesi yaptığı futbolcu, emekliliğinden sonra yaptığı açıklamada, kendisine yöneltilen bu tür eleştirilerden hiçbir zaman rahatsız olmadığını söyledi. Müthiş bir oyun zekasına sahip futbolcu, liderlik vasfı, enerjisi, kararlılığı ve arzusuyla her zaman takım arkadaşlarına örnek oldu.
“Futbolu eğlenci için değil, kazanmak için oynadım” diye konuşan Deschamps, milli takımının 1996'daki Avrupa Şampiyonası'nda yarı finale çıkmasında büyük rol oynadı. Deschamps, kaptanlığını yaptığı milli takımının 1998'de Dünya Kupası'nı kazanmasıyla, bu kupayı kaldıran ilk Fransız unvanını aldı.
Claude Makelele (Fransa)
------------------------
Makelele, milli takımının formasını ilk kez 1995'te giymesine rağmen Fransa'nın 1998 Dünya Kupası kadrosunda yer alamadı. Kulüp takımlarındaki performansıyla büyük bir övgü alan, Avrupa'nın en büyük takımlarında forma giyen Makelele, kadrodaki zenginlik nedeniyle Fransa'nın kazandığı Avrupa Şampiyonası'nda da forma giyme şansı bulamadı. Orta sahanın dinamosu Makelele'nin oynadığı 2002 Dünya Kupası'nda ise Fransa organizasyonu gol atamayarak tamamlamıştı.
Gennaro Gattuso (İtalya)
------------------------
Milan'ın bel kemiği Gennaro Gattuso, ilk dünya kupası deneyimini yedek soyunduğu 2002 Dünya Kupası'nda yaşadı. Daniele De Rossi'nin kırmızı kart görerek cezalı duruma düşmesiyle kendisine ilk 11'de yer bulan futbolcu, 4 lyıl sonra kupayı kaldıran kadronun da değişmez oyuncusu oldu.