Güncelleme Tarihi:
16 yıllık futbolculuk yaşamı boyunca siyah beyaz formayı sırtından hiç çıkarmayan, Beşiktaş’a teknik direktör olarak da hizmet vermiş olan Sivasspor’un hocası Rıza Çalımbay, ‘Beşiktaş’a karşı takımını oynatmıyor’ diyenlere tepki göstererek, “İnönü Stadı’na çıkarken farklı duygular besliyorsun, Beşiktaş’ı diğer takımlar gibi görmek elde değil… Ama bazıları saçma sapan işlerle uğraşıyor, takımı bilinçli olarak oynatmamak mümkün olabilir mi? Bu bir kere benim Beşiktaşlılık karakterime yakışmaz” dedi.
‘SEZON BAŞI 3 KEZ ANLAŞTIK!’
Futbolculuk döneminde bir kez özel maçta Genç Milli Takım formasıyla Beşiktaş’a karşı oynadığını, tuhaf hissetse de o maçta siyah beyazlılara gol attığını belirten Çalımbay, “Futbolculuk ile teknik adamlık çok farklı. Şimdi bizim Şifo (Mehmet Özdilek) Antalya’yla 10 maçtır yeniliyordu Beşiktaş’a. Bu Mehmet, Beşiktaş’ı yenmek istemiyor demek değil ki. Önceki gün de kupadan eledi Beşiktaş’ı. O da çok istiyor galip gelmeyi, bizler de istiyoruz. En çok Beşiktaş’ı yenmek istiyoruz. F.Bahçe ve Galatasaray’ı mağlup etmek istediğimiz gibi. Beşiktaş gibi büyük bir takımı deviriyorsunuz düşünsenize bu çok önemli bir iş” diye konuştu.
Beşiktaş’ın futbolcu olarak doğup büyüdüğü yer olduğunu söyleyen Rıza Hoca sezon başında siyah beyazlı yöneticilere 3 kez ‘Evet’ dediğini belirterek, şunları söyledi:
- Sivas’a imza atarken ‘Beşiktaş’tan teklif gelirse giderim’ demiştim. İki kez görüşmeme izin verdiler. Ama Beşiktaş ikisinde de tam olarak karar veremedi. Üçüncüde ben yine ‘Tamam’ desem de Sivasspor bu kez beni bırakmadı.
Hayırlısı olsun takımın başında bir büyüğümüz var. Takım kaptanlığını devraldığım Samet Ağabeyimiz inşallah başarılı olur. Beşiktaş’ın çok iyi kadrosu var. Fernandes gibi bir yıldız var kadroda. Almeida ile Oğuzhan da kaliteli futbolcular.
Beşiktaşlıyız para pul gözetmeyiz
BELKİ de benim gibi Beşiktaş’ta başlayıp futbolu orada bitiren başka bir futbolcu yoktur. Haliyle teknik direktörlüğünüzün de iyi geçmesini istiyorsunuz. 2004-05 sezonunun ortasında biz Beşiktaş’ı devraldığımızda Del Bosque gitmiş takım kötü durumdaydı. Lige havlu atmış, Türkiye Kupası ve UEFA’dan elenmişti. Biz o sene 2. yarıyı lider bitirdik, sadece G.Saray’a yenildik.
Sonraki sene de maddi kriz yaşadık. En iyi oyuncumuz Carew’i sattık. Onun yerine Ailton alındı, ama istediğimiz gibi çıkmadı. Ona rağmen UEFA’da ilerleyerek, takımı gruplara bıraktık. Onun ardından Malmö’deki 4-1’lik galibiyet sonrası istifa ettim. Demirören bırakmadı, ama aynı sıkıntılar devam edince bıraktım. Beşiktaşlıydık bizim para pul gözetmemiz mümkün değil. Biz Beşiktaş’ta başarısız olmadık, istatistiklere bakıldığında bu ortaya çıkar...
3-4’lük galibiyet muhteşemdi…
“10 kişi o sene şampiyon olmuş F.Bahçe’yi hem de kalecisiz yeneceksiniz. Bu çok önemli bir iş.”
17 Nisan 2005’te Kadıköy’de 3-4’lük F.Bahçe maçı tek kelimeyle muhteşemdi… O sene F.Bahçe’nin sahasında mağlubiyeti yoktu. Biz de iyi bir hava yakalamıştık. Ama bize fazla şans verilmiyordu. Hele de Pancu kaleye geçtikten sonra… Mücadelede 10 kişi kalmamıza, kalede kalecimiz olmamasına rağmen zafer kazandık. Maç oynanırken ben galip geleceğimizi hissettim. Bana göre çok tarihi ve muhteşem bir galibiyet oldu. Bu başarının kolay kolay tekrarlanacağını zannetmiyorum. 10 kişi kalacaksınız ve o sene şampiyon olmuş bir F.Bahçe’yi kalecisiz yeneceksin… Bu çok önemli bir iş...
‘Konuşmaya değmez’
? Aynı maçta açılan “İki ekmek bir süt” pankartını konuşmaya bile gerek yok. Çok gündemde tutuldu. Başka maçlar için de bunu kullanmak istediler. O birkaç F.Bahçeli’nin yaptığı bir şey, bütün F.Bahçe camiasına mal etmek çirkinlik olur...
İlk maçımda havalara uçtum
1980 yılında Ali Sami Yen’de G.Antep’e karşı oynadığımız ilk maçta hocam Miliç beni ikinci yarı oyuna almıştı. Siyah beyazlı formayı sırtıma taktığım o günü hiç unutmam... 17 yaşındaydım, ayağımda kırmızı kramponlarım vardı. Havalara uçuyor muşum gibi geldi… Ve o maçı Özer’in golüyle 1-0 kazanmıştık....