"Emre'yi G.Saray Emre yaptı"

İşte Korkmaz'ın açıklamaları:

- Müthiş bir futbolculuk kariyeriniz var; yıllarca Galatasaray’da futbol oynadınız, takım kaptanlığı yaptınız; UEFA Kupası’nı kazandınız ve sonra bir gün geldi sporculuk bitti!  Teknik adamlık yaptınız şimdi ise yorumcusunuz. Hangisi daha keyifli futbolculuk mu teknik adamlık mı yoksa dışarıdan gazel okumak mı?

Bülent Korkmaz - Tabii şimdi hepsi farklı, ben yorumculuğu geçici olarak yapıyorum. Benim tek düşüncem teknik direktörlük yapmak! Yani ben bundan sonraki hayatıma, hep teknik direktör olarak devam edeceğim. Bu geçici bir dönem. Yorumculuk keyifli aslında hem seviyeli bir kanalda hem de seviyeli bir program olduğu için hem de doğru insanlara futbolu doğru şekilde anlatabilmek güzel. Artık Türkiye'de insanlar futbolu doğru şekilde anlatamıyor. Yani benim niyetim o. İnsanları futbol konusunda daha da fazla bilgilendirmek.�

- Peki tercih yapmak durumunda kalsanız teknik direktörlük mü yoksa yorumculuk mu yaparsınız?

Bülent Korkmaz - Teknik direktörlük. Bu geçici iş ama bu biraz daha rahat! Futbol oynarken her gün çalışmanız lazım her gün antrenman yapmanız lazım, fiziksel olarak yoruluyorsunuz. Beyin olarak da yoruluyorsunuz ve hocanız görev verirse oynarsınız vermezse oynamazsınız. Teknik direktörlük daha farklı, en zoru. Her zaman teknik direktörlüğü yapmak isterim. Çünkü teknik direktörlük büyük bir keyif benim için. Benim için futboldan daha keyifli. Türkiye'de zor ama müthiş keyif alıyorum. Çünkü futbolculara bir şeyler verip onların bunu uygulaması yani futbolcunun gelişimini görmek beni daha da heyecanlandırıyor. Ancak uzun süreli olmaması benim için büyük dezavantaj oldu. Çok zorlanıyoruz Türkiye şartlarında ama çok keyif alıyorum.

- Sizinle ilk kez karşı karşıya gelince bir zamanlar yeşil sahalarda top koşturan Bülent Korkmaz’ı hatırlardık ve şaşırdık! Çünkü karşımızda melek gibi bir adam duruyor ve o Bülent Korkmaz’dan eser yok! Oysa insanlar sizin maçlarınızı seyrederken özellikle rakip takım taraftarıysa "Ulan ben bu adamı yakalasam boğarım” diyesi gelirdi! Müthiş bir hırsınız ve mücadele azminiz vardı. Sizden sonra da yeşil sahalara pek öylesi gelmedi! Neydi o hırs o mücadele azmi?

Bülent Korkmaz - Bir çok takımın taraftarı, Galatasaray haricinde beni sevmezdi ama “Keşke hep senin gibi bir oyuncu bizim takımda olsaydı” derdi. Bu tabii benim oyun ve futbolcu karakterim. Ben hiç bir zaman kaybetmeyi hazmedemeyen bir futbolcu karakterine  sahip oldum! Hırslı, inatçı, agresif… Her futbolcunun farklı karakteri vardır. Benim böyle bir karakterim vardı ama beni tanımayan, tanıdıktan sonra çok farklı konuşuyor, sizin gibi konuşuyor.

- Peki taraftar bunu mu istiyor sizce? Arenalardaki eski gladyatörleri mi istiyor?

Bülent Korkmaz – Evet onu istiyor ama her oyuncu o karaktere sahip olmayabilir. Bizde Ergün Pembe vardı. Sesi solu çıkmazdı ama çok klas bir oyuncuydu. Her oyuncunun yapısı farklıdır ancak taraftar o formanın hakkının verilmesini ister. Taraftarı mutlu ederseniz karakteriniz ne olursa olsun sizi sever.

- Taraftar sizi seviyordu ama kulüp jübile yaptırmadı size? Ayrıca Hakan Şükür’e Arif’e de yapılmadı!

Bülent Korkmaz - Birkaç kişiye yapılmadı. Ancak benim farkım Galatasaray’da başladım, Galatasaray’da bitirdim. Yani ben farklıydım herkesten. Bu sırf jübile olayı değil. Ayrılış biçimi de doğru değildi. Çünkü bana söylenen duyduklarım, “Bülent Korkmazı bulamıyoruz” dediler.  Benim evim tesislere, altı yüz yedi yüz metre mesafedeydi. “Telefonla ulaşamıyoruz” dediler! Böyle mazeretlerin sunulması beni üzdü, açıkçası.

- Bütün bunlara ne gerekçe olabilir?

Bülent Korkmaz - Her zaman için şunu vurguluyorum, büyük kulüpleri yani Real Madrid’i, Barcelona’yı, Barcelona yapan değerleridir. Siz değerlerinizi yitirdiğiniz zaman değerlerinizi unuttuğunuz zaman kulüp olmaktan çıkarsınız!  Bunu Galatasaray için söylemiyorum. Türk futbolunda değer kaybı var ve bu futbolu etkiliyor. Değerlerinizi unutursanız farklı bir yere gelirsiniz!

- Uzun zamandır merak ettiğimiz bir şey var; Türkiye’de futbolcular çok duygusal ve duygusallıklarını da eski takımlarına karşı her zaman gösteriyorlar. Teknik direktörlük yapan eski oyuncular takımları ne zaman güç duruma düşse ne zaman onları çağırsa koşa koşa gidiyorlar! Rıza, Ertuğrul, Rıdvan ya da Aykut gibi… Siz de gittiniz

Bülent Korkmaz - Koşa koşa gitmek değil bu. Ben Galatasaraylı Bülent Korkmaz'sam eğer, Bülent Korkmaz’ı Galatasaray yaptıysa o zaman benim de bu görev için hiç bir şart koşmamam lazım. Çünkü kulübüm beni çağırıyorsa benim gitmem lazım. Benim durumum ondan farklı. Kabul etmeyebilirdim ama benim kabul etmemem Galatasaraylılığımı yaralardı. Sonradan yapılanlar artık onlara kalmış bir şey. Ben Galatasaray'a geldikten kısa bir süre sonra açık tarihli bir buçuk senelik kontratım vardı.
Bu işin uzun süreli olacağını söyledim. Bu uzun süre olurken de neyin ne olacağını söylemiştim. Benim dönemimde mesela  bir oyuncu satıyorduk “Sattığın zaman takım dip aşağı gider” demiştim. Ben takımın geleceği ile ilgili her şeyi söylemiştim. Onlara inandırıcı gelmeyebilir pek ya da onların düşüncesinde başka bir şey vardı mesela ya da şöyle söyleyeyim kulüpler her kulüp için söylemiyorum bunu kamuoyuna göre hareket ediyor. Kamuoyuna göre hareket ederseniz her davayı kaybedersiniz. Ancak mesela Aziz Yıldırım, Aykut’la başladı, o kadar eleştiriye rağmen devam ediyor. En azından bir istikrarı var. Diğer kulüplerde bu yok maalesef. Kamuoyunun eleştirilerini maalesef kaldıramıyorlar. Kendi doğruları olmadığı için yapamıyorlar.

- Kaldıramamaktan kasıt kurumsallaşamamak mı profesyonelleşememek mi?

Bülent Korkmaz - Galatasaray Kulübü’nü yöneticiler yönetmeli, futbol takımını futbolu bilen, futbolun içinden gelmiş ve Galatasaray ile özleşmiş  biri yönetmeli. Futbolu onlara bırakmalı. Siz yönetici olarak transfer yaparsanız futbol takımı bu hale gelir. Mesela Yıldırım Demirören bunu yapmadı, teknik direktörün bütün istediği oyuncular alındı. Bu çok doğru bir şey. Fenerbahçe de öyle yaptı. Galatasaray ise şu an teknik direktörün birinci sırada istediği oyuncuları almadı. Onuncu sırada istediği oyuncuyu aldı. Teknik direktörün istediği oyuncu alınmadı. Alınmadığı için bu hale geldi.

- Peki Galatasaray bu sezon ne yapar?

Bülent Korkmaz – Hagi’nin bir açıklama yapması lazım. “Transferler  kimin transferleri?” diye. Beşiktaş’ta iş teknik direktöre kaldı. Başkan her şeyi dört dörtlük yaptı. Şimdi sıra teknik direktörde. Eğer teknik direktör başarısız olursa gider. Fenerbahçe’de de aynı ama yöneticiler transfer yaparsa  o zaman yöneticilerin gitmesi lazım.

- Biraz da spor emekçilerine gelelim. Futbol oynayan sporculara emekçi denir mi? Gerçekten emekçi midir futbolcular? Futbolcular örgütlenmeli mi?

Bülent Korkmaz – Kesinlikle!

- Eski Galatasaraylı Metin Kurt’un hiç vazgeçmediği bir sendikal mücadelesi vardır, yine aynı mücadelenin içinde.

Bülent Korkmaz - Futbolcular Derneği var böyle bir kurum var, kuruldu ama işleyemedi. Bunda bizim de suçumuz var açıkçası. Yani eski oyuncuların da suçu var yeni oyuncuların da suçu var. Eğer biz sendikalaşırsak o zaman futbolcular inanılmaz biçimde güçlenecek. Şu anda da güçlü oyuncular ama onu yaparsak o zaman bazı oyuncuların bazı istekleri bütün oyuncuların bazı istekleri yerine gelecek. Ben bu futbol sendikasını kesinlikle destekliyorum olması gereken bir şey

Taraftar soruları

- Lucescu gönderildikten sonra Galatasaray bir daha iflah olmadı! Doğru mu?

Bülent Korkmaz - Aferin ona. Şimdi ben her zaman plandan ve programdan yanayım. Eğer sizin planınız programınız varsa her zaman başarılı olursunuz, uygularsanız. Fatih Terim UEFA Kupası kazanıldığı zaman devam edilseydi, Şampiyonlar Ligi Kupası gelirdi ama Lucescu geldi. Lucescu’nun ikinci senesinde süper kupa alındı, çeyrek finale çıkardı! İki sene Türkiye şampiyonu yaptı. Onu da zor şartlarda yaptı ama maalesef şampiyon olunca Lucescu'yu yolladılar. Şimdi hem Lucescu'yu hem de Fatih Terim’i yollamayacaktın! Lucescu şampiyon yaptı Lucescu ile  devam edecektin. Eğer Lucescu kalsaydı Galatasaray Şampiyonlar Ligi Kupası’nı alırdı. Hep yanlış stratejiler hep yanlış planlamalar! Galatasaray’ın 20 Türkiye şampiyonluğu, bir tane Şampiyonlar Ligi Kupası bir tane bir başka kupası daha olacaktı ama maalesef olmadı.

- Colin Kazım’ın Galatasaray’da ne işi var? Bir Fenerli Galatasaray’a yakışır mı?

Bülent Korkmaz – Böyle düşünmemek lazım. Profesyonel düşünülmesi lazım hem de katkı sağlayacak mı? Formanın hakkını verecek mi? Diye düşünmek lazım!

- Katkı sağlar mı?

Bülent Korkmaz - Kazım düşünce yapısını değiştirirse sağlar çünkü İngiltere de yetişmiş bir oyuncu. Türkiye'de oynuyor. Kültürel farklılıklar var. Eğer düşünce yapısını değiştirirse katkısı olur çünkü yetenekli bir oyuncu iyi bir oyuncu. Milli takımı oyuncusu.

- Emre “Galatasaray forması giymek bana tuhaf geldi aslında ben Fenerbahçeliydim!” dedi. Yıllarca koynumuzda yılan mı besledik? Kaptanın hiç haberi olmadı mı ?

Bülent Korkmaz - Valla benim haberim yoktu açıkçası. Fenerli olduğundan haberim yoktu. Ben de şaşırdım açıkçası Ama nihayetinde şöyle düşünmek lazım. “Galatasaray’da oynayıp, Galatasaray'a fayda sağladı mı? Sağladı. Emre Belezoğlu’nu Galatasaray Kulübü Emre yaptı! Fayda sağlayan yararlı olan oyuncuları tebrik etmemiz lazım. Birçok oyuncu geldi gitti hiç birinin ne faydası oldu ne yararı oldu, zararı oldu.

- Futbol sahalarındaki şiddet ile ilgili yasal bir düzenleme yapılıyor, buna ne diyorsunuz?

Bülent Korkmaz - Şimdi bakın ben bunu 10 sene önce söylemiştim. Şimdi yeni söylüyor insanlar. Ben dedim ki İngiltere’deki sistemi getirin. İngiltere’deki sistemi getirirseniz önü kesilir.

- Nedir o sistem?

Bülent Korkmaz – İngiltere’deki kanunu açıp bakacaksınız. Taraftar sahalara ömür boyu giremiyor! Siz bir şey yapamıyorsunuz ki. Futbol olarak bakıyorsak böyle yapacaksınız. İş kolay iş, o kadar zor değil ki. Çok basit iş. En son Konya-Galatasaray maçına gittim. Konya’da özel güvenlik görevlisi Ufuk’a “Kova kaleci!” diyor. Özel güvenlik görevlisi Galatasaray oyuncusuna laf atıyor! Ayrıca şiddet yasası çıksa da uygulayabilecek miyiz önemli olan o.