Emin Balcı: Hakemlere yapılan saldırılara üzülüyorum

Güncelleme Tarihi:

Emin Balcı: Hakemlere yapılan saldırılara üzülüyorum
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 2015 16:34

TBF Merkez Hakem Kurulu Başkanı Emin Balcı, "Birlikte çalıştığım, çalıştıkça da daha çok saygı duyduğum hakemlere yapılan saldırıları son derece haksız buluyor ve maruz kaldıkları hakaret derecesine varan saldırılardan üzüntü duyuyorum. Bence hiç biri bunları hak etmiyor" dedi.

Haberin Devamı

Emin Balcı TBF'nin çeşitli birimlerinde yıllardır görev yapıyor. Türkiye'nin düzenlediği bütün Avrupa ve Dünya Şampiyonaları'nın patronajını üstlenen Balcı'nın basketbola ilgisi kısa yöneticilik deneyiminden sonra hakem olarak başlamış ancak Osman Solakoğlu onu genç yaşında yönetici olarak değerlendirmişti. MHK Başkanı Emin Balcı basketfaul'e şunları söyledi...

MAÇLARI DUA EDEREK İZLİYORUM

"Belki polemik konusu veya farklı yorumlamalara sebep olacak ama tüm içtenliğimle paylaşmak isterim ki her maçı izlerken “hakemler o maçla birlikte hatırlanmasın” diye dua ederek maçları izliyorum ve her maç sonrası, hiç bir şey söylemeseler de antrenörlerin yüzündeki üzüntü ifadesi beni çok etkiliyor. Her halde bu benim basketbol yaşantımın önemli bir bölümünün takım yöneticiliği ile geçmiş olmasından kaynaklanıyor. Uzun seneler onlar gibi düşündüm, onlar gibi yaşadım. Şu an liglerde görev yapan antrenörlerin, yabancılar hariç neredeyse tamamı ya birlikte bu günlere geldiğim arkadaşım, ya da benimle birlikte çalışmış kardeşim. Hepsi ile birçok ortak güzel anım var ve kendilerini seviyorum, saygı duyuyorum.

Haberin Devamı

Buna karşın Federasyon’da görev yaptığım sürenin önemli bir bölümünde beraber olduğum ve birlikte çalıştığım, çalıştıkça da daha çok saygı duyduğum hakemlere yapılan saldırıları da son derece haksız buluyor ve maruz kaldıkları hakaret derecesine varan saldırılardan üzüntü duyuyorum. Bence hiç biri bunları hak etmiyor.
Hata yok mu? Var.

Ben basketbola başladığım 40 yıl önce de hakem hataları konuşulurdu, bu gün de konuşuluyor, eminim 40 sene sonra da konuşulacak. Bu tespit, arkasına gizlenecek bir mazeret olamaz. Ancak son saniyede kaçırılan bomboş bir turnike veya etrafında kimse yokken topu ayağına çarptırarak kaybetmek ya da pas hatası yaparak topu dışarı atmak... Bunlar da hemen hemen her maçta birkaç kez olan hatalar değil mi? Basketbol, oyuncusu, hakemi, antrenörü, kısacası tüm unsurları ile hataları ile olan bir spor dalı. Tıpkı diğer branşlar gibi. Tekrar vurgulamak isterim ki bu tespitler hakem hataları için mazeret olamaz.

Haberin Devamı

Tüm hataları ile birlikte basketbol çok çekişmeli, heyecan dolu ve zevkli bir spor dalı. Ben ve ekibim göreve geldiğimiz günden beri bir tek hedef koyduk. Hakem hataları basketbolun çekişmesini engellememeli, heyecanını azaltmamalı ve en önemlisi basketbolun zevkli anlarından daha fazla konuşulmamalı.

KULÜPTEN BAKINCA KÖTÜ, MHK'DEN BAKINCA İYİ

Bu benim Merkez Hakem Kurulu’nda ikinci kez görev yapışım. Ben bütün hatalarımı, hadi biraz daha temkinli konuşayım hatalarımın önemli bir kısmını ilk görevim esnasında yaptım. Bu dönemimde hata yapma şansım yok. Öncelikle gelen şikâyetler ve serzenişlerin tamamı haklı gibi yaklaşım sergiliyorum. Olaylara bakış açılarımız değişik olduğu için gördüklerimiz de farklı olabiliyor. Yine kendimden bir örnek vermem gerekirse, ilk dönem MHK üyesi iken bana göre tüm maçlar iyi yönetiliyordu. Daha sonra bir sene kulüp yöneticisi olarak çalıştım, o dönemde ise aniden tüm maçlar çok kötü yönetilmeye başlandı. Daha sonra tekrar Federasyon’a döndüm ve yine maçlar çok iyi yönetilmeye başlandı. Tabii ki maçlar ne çok iyi yönetiliyordu, ne de çok kötü. Sadece görmek istediğimiz yere baktığımız için farklı görüyorduk.

Haberin Devamı

Bugün çok daha avantajlıyız. Teknolojinin ve iletişim araçlarının sağladığı tüm imkânları kullanarak her anı çok daha iyi şartlar altında irdeleyebiliyoruz. Kulüplerimiz de bu imkânları en iyi şekilde kullanıyorlar. Tabii ki oynanmış bir maçta yapılmış hatalar maçın sonucu için bir değişiklik yaratmıyor ama bunlar bizim adım adım daha iyi hakemliğe ulaşmamıza önemli bir katkı sağlıyor.

Bence Türk Hakemliği çok iyi bir seviyede. Bu kanaatimi bir seri istatistiki bilgilerle veya bir takım hamasi söylevlerle süsleyerek ispatlama mücadelesine girmek istemem. Bildiğiniz gibi Erkekler Birinci Ligi'ndeki yabancı oyuncu sayısındaki artış kararı ligin dengelerini olduğu gibi değiştirdi. Her hafta birkaç maç uzatma ile sonuçlanıyor ve hemen hiçbir maçın sonucu son topa kadar belli olmuyor. Kadınlar Ligi'ndeki mücadele ise son birkaç yıldır en üst seviyede. Neredeyse tüm takımlarımız Avrupa’nın zirvesine oynuyor. Bu kalite ve mücadele doğal olarak tüm alt liglere yansımış durumda. Bu ligleri yönetenler ise bizim hakemlerimiz. Hatalarla ilgili düşüncelerimi önceki bölümlerde paylaşmıştım. Hatalar tabii ki var ama genel olarak bir değerlendirme yaparsak, maçlar benzeri liglerin seviyesinde ve standardında yönetiliyor. Türkiye Kupası finallerinde oynanan maçlar neredeyse kusursuz yönetildi.

Haberin Devamı

Emin Balcı: Hakemlere yapılan saldırılara üzülüyorum

EN İYİ HAKEM DEĞERLENDİRMECİLERİM ANTRENÖRLER

Bizi hakemlerin cinsiyeti, lisans seviyesi, yaşı ya da kayıtlı olduğu il ilgilendirmiyor. Bunların hepsi kendi içinde Türk Hakemliği'nin gelişimi için bir unsur olabilir ama sistemimizde bunlar faktör olamaz. Tek bir kriterimiz var. İyi hakemlik yaparsan her hafta maç yönetirsin. Hatta gerekiyorsa iki kez yönetirsin. Bunu her fırsatta hakemlerimize söylüyoruz. Uygulamalarımızla da gösteriyoruz. İyi hakemi belirlerken de onları en objektif şekilde değerlendirmeye çalışıyoruz. Birinci ligden örnek verirsem, her maça gözlemci ataması yapıyoruz. Yine oynanan tüm maçların kayıtları MHK Eğitim Koordinatörlüğü tarafından izleniyor. Her hafta ben ve kurul arkadaşlarım maçları imkânlar dâhilinde ise canlı olarak yoksa naklen yayınlardan takip ediyoruz. Ve en önemlisi her maç sonrası takım antrenörlerinin sisteme katkı yapmasına imkân veriyoruz. Bütün bu takip sonrası her grup tarafından her maç için her hakeme verilmiş notlar sekiz hafta bir değerlendirmeye tabi tutularak hakemlerin durumu belirleniyor. Bu uygulama imkânlara dayalı bazı farklılıklarla tüm liglere uygulanıyor.

Benim en iyi hakem değerlendiricilerim antrenörler. Tabii ki maçtan hemen sonra yapılmış değerlendirmeler çok sağlıklı olmayacaktır. Buna karşın belli bir süre sonra özellikle de sohbet ortamında antrenörler tarafından yapılan değerlendirmeler genelde çok iyi fikirler veriyor ve bunlar büyük oranda da olumlu yönde oluyor. İlk dönem görev yaparken bir gün havaalanında karşılaştığım bir antrenör arkadaşım “Emin, geçen gün bizim maçtan önce oynanan maçta genç bir hakem vardı ve çok iyiydi” dedi. Ofisime döndüğümde ilk işim o maça bakıp hakemin kim olduğunu öğrenmek oldu. O hakem şimdi 1. Lig’de ve oldukça başarılı maçlar yönetiyor.

Haberin Devamı

Önceki bölümde de söylediğim gibi son iki senedir antrenörlerin de hakem değerlendirme sistemine katkı vermesini istedik ve imkân sağladık. Bazı antrenör arkadaşlarım düzenli olarak değerlendirme yapıyorlar ve oldukça değerli katkı sağlıyorlar. Katkıları için kendilerine teşekkür ederim. Ancak bazı antrenörler ise sisteme ve bu imkâna mesafeli duruş sergiliyorlar. Bu vesile ile onları bir kez daha sistemin içinde olmaya davet etmek isterim.


İYİ OLAN HER HAFTA MAÇ YÖNETİR

Tek bir hedefimizin olduğunu vurgulamıştım: “En iyiysen sürekli maç yönetirsin.” En iyiyi belirlemek için sürekli takip ve arayış içerisindeyiz. Bize maçlarında yapıldığı inancıyla gönderilen görüntü kayıtlarının çok daha fazlası bizim tarafımızdan günü gününe izleniyor ve yapılan hakem hataları tespit ediliyor. Hakemlerle sürekli iletişim içindeyiz. Tespitlerimizi kendileri ile paylaşıyoruz. Ayrıca onlar da kendilerini her hafta eleştiriyorlar. Haftalık bültenlerle tespitlerimizi paylaşıyoruz. Seviyelere göre belirlediğimiz gruplara hakem kampları düzenliyoruz. Bazıları için kişisel hakem koçları belirledik. Sürekli birlikte çalışıyorlar. Ve en önemlisi nasıl iyi olan her hafta maç alarak bir anlamda ödüllendiriliyorsa, kötü olan veya basketbolun önüne geçecek şekilde hata yapan da cezalandırılıyor. Son iki sene içinde hakemlere verilen cezalar antrenörlerin aldığı cezalardan çok fazla, oyuncuların aldıklarına ise yakındır. Bunların kamuoyu ile paylaşılmasında gerek görmediğimiz için çok fazla dile dile getirmiyoruz. . Herkesin gönlü rahat olsun.

Siz hiç maçtan sonra hata yapan hakemin soyunma odasındaki ruh haline şahit oldunuz mu? Şu an için buna şahit olmanıza imkân yok. Çünkü kendim ve MHK üyeleri de dâhil ne maç öncesi, ne devre arası ne de sonrası hakem odasına kimsenin girmemesi konusunda talimat verdim. Sadece müsabakada görevli teknik komiser ve gözlemciler girebiliyor. Önceki dönemlerden şahit olduğum, son dönemlerde ise kulağıma gelenlerden biliyorum ki eğer hakemler maçı kötü yönettiklerine inanıyorlarsa emin olun çok daha fazla üzüntü duyuyorlar. “Ben bu hatayı nasıl yaparım?” diye duvarları yumruklamak kadar sıra dışı davranış sergileyenler dahi oluyor.

Bazen kendime soruyorum. Ben bu işi niye yapıyorum? Son iki sezondur hemen her hafta sonum ya salonlarda ya da televizyon karşısında maç izleyerek geçti. Buna karşın basketbolun güzel hareketleri ile ilgili dağarcığımda tek bir enstantane yok. Maçı izliyorum ama basketbolu seyredemiyorum. Maçın sonuna kadar “aman bir hata olmasın” diye tedirginlik içerisindeyim. Maçın sonunda bir taraf seviniyor ama ben hep yenilen tarafın duygularını yaşıyorum. Hele akşamları telefonum çaldığında yaşadığım tedirginliği anlatmam mümkün değil.

Bütün bunlara karşın yine de bu görevi büyük bir mutluluk ve gururla yapıyorum. Çünkü basketbola borcum var. Çünkü bana güvenilerek önemli bir görev verilmiş. Çünkü dünyada söz sahibi bir basketbol camiasının içindeyim. Çünkü ekibime ve hakem kardeşlerime inanıyorum, onlarla gurur duyuyorum ve birlikte olmaktan mutluyum. Tanışmadıklarım için bir şey söyleyememem ama birlikte bu günlere geldiğim antrenör arkadaşlarım ve kardeşlerimin de bana duydukları güveni hissediyorum.

Gün geldiğinde bu görevi daha iyi yapacak arkadaşlara teslim ettiğimde çok güzel anılarla ayrılacağım."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!