Elenen adayın isyanı ‘Burada torpil var’

Güncelleme Tarihi:

Elenen adayın isyanı ‘Burada torpil var’
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 25, 2004 00:00

Bursa Karacabey'den bir aday vardı... Ä°smini hatırlayamıyorum. Jürinin karşısına çıktı, ÅŸarkısını söyledi. OybirliÄŸi ile 'OLMADI' dedik. Çünkü ne ÅŸarkı söylemesi ne de sahne duruÅŸu ikna edebildi bizi. Çıkarken, 'Ä°lkokul mezunu olduÄŸum için almadınız beni deÄŸil mi? Torpil var zaten bu iÅŸte. Siz torpilli adayları seçiyorsunuz' diye bağırdı.ANTALYA'da sabah erken saatte Ercan Bey hariç, jüri masasının arkasına geçtik. Ercan Bey, Ä°stanbul'daki hava muhalefeti nedeniyle gelememiÅŸti. Hepimizin aklını kemiren soru ÅŸuydu: 'Dışarıda bekleyen kaç kiÅŸi var?' Yanıtları, '2000 kiÅŸi' oldu.Hemen iÅŸe baÅŸlamalıydık. Fırtına, soÄŸuk demeden; Mardin'den Ä°zmir'e oradan Antalya'ya gelen, içlerinde umut taşıyan, birbirleri ile rakip ama aynı zamanda birbirlerine çok yardımcı olan adayları daha fazla bekletmemeliydik.AHMET SAN'DAN ADAYA: VÃœCUDUNU DA KULLANSANABurada da Ä°zmir elemelerinde olduÄŸu gibi, 'hızlandırılmış yöntem' uyguladık. İçimizden birinin beÄŸendiÄŸi adayı ertesi güne yine çağırdık.Antalya elemelerinin ikinci günü 14 Åžubat 'Sevgililer Günü'nde yapıldı. Ä°lk aday size dün de anlattığım Sinem'di. Sinem'in azmi, star olmaya olan tutkusu, isteÄŸi hepimizi etkiledi.Elemelerden en çok aklımda kalan dört kiÅŸi var. Ä°lki Ahmet GülÅŸen. Ahmet de diÄŸer pek çok aday gibi jürinin karşısına Ä°zmir'de çıkamayıp Antalya'ya gelenlerden. Odaya girdiÄŸinde, sıcak, sımsıcak tebessümü ortalığı kapladı. Aslına bakarsanız jürinin karşısına Türkstar olmaya deÄŸil de, daha çok devlet memuriyeti sınavına girmeye yakışır bir kıyafetle gelmiÅŸti. Gri bir kumaÅŸ pantolon, üzerinde bir kazak ve ceketle. Halk dansları eÄŸitmeniydi Ahmet. Gözlerinden bu iÅŸi ne kadar çok yapmak istediÄŸi anlaşılıyordu. Åžarkısını söyledi. Ä°yi de söyledi, ama olmayan bir ÅŸeyler vardı. Baktım Ahmet'e ve dedim ki: 'Ahmet ÅŸu üzerindeki ceketi çıkar.' Ceketini çıkarttı. 'İçinde tişört var mı?' dedim. Baktı, vardı. 'Ama üzeri yazılı' dedi. 'Daha iyi ya' dedim. 'Kazağını da çıkar.' Önce tişört ve pantolonla kaldı. Daha sonra tişörtünü de pantolonunun üzerine çıkardı. Ahmet San araya girip, 'Halk oyunları oynuyorsun. Avantajını kullanıp, vücudunu da kullansana' dedi. Ahmet bütün denilenleri yaptı. Ahmet San'ın sesi yankılandı salonda: 'OLDU.'Ä°LKOKUL MEZUNU OLDUÄžUM İÇİN BENÄ° ALMADINIZ Bursa Karacabey'den bir aday vardı... Ä°smini hatırlayamıyorum. Jürinin karşısına çıktı, ÅŸarkısını söyledi. Ä°lkokul mezunuymuÅŸ. Bursa'da konservatuvara devam ediyordu. Sordum. 'Konservatuvara gitmek için en az lise mezunu olmak gerekmez mi?' dedim. 'Ben ÅŸarkı söylemek konusunda çok baÅŸarılı olduÄŸum için benim için özel bir statü açtılar, öyle devam ediyorum' yanıtını verdi. 'Peki' deyip, ikinci bir ÅŸarkı istedik. Her seferinde sohbeti dönüp dolaşıp ilkokul mezunu olmasına getiriyordu. OybirliÄŸi ile 'OLMADI' dedik. Çünkü ne ÅŸarkı söylemesi ne de sahne duruÅŸu ikna edebildi bizi. Çıkarken, birden durdu, bize döndü ve dedi ki: 'Ä°lkokul mezunu olduÄŸum için almadınız beni deÄŸil mi?''Hayır' dedik, 'Bu iÅŸ yetenek iÅŸi daha çok. Tabii ki eÄŸitim de önemli ama en önemlisi yetenek.' Ä°kna olmayıp ısrar etti: 'Ä°lkokul mezunuyum diye almıyorsunuz beni.' Ve birden bağırmaya baÅŸladı. Gerilen sinirleri boÅŸalmış, kontrolünü kaybetmiÅŸti. 'Torpil var zaten bu iÅŸte. Siz torpilli adayları seçiyorsunuz' diye bağırmaya devam ediyordu. Zerrin Hanım araya girdi, 'Benim 20 yıllık tecrübelerime güvenmiyor musun? Birgün olacak ama o gün bugün deÄŸil' dedi. Aday yine bağırıyordu: 'Torpil var burada. Ben ÅŸarkılarımı buradaki herkesten güzel söylüyorum ama, siz beni hem torpilli olmadığım, hem de ilkokul mezunu olduÄŸum için seçmiyorsunuz.' AHMET BEY’İ AÄžLATAN 16 YAÅžINDAKÄ° LÄ°SELÄ°Artık akÅŸam olmuÅŸtu. Saat 20.00 gibi küçük bir kız girdi içeriye. Ä°lk soruyu Ahmet Bey sordu: 'Kaç yaşındasın sen?''16' dedi. 'Ailenin izni var mı?' dedik. 'Var' dedi, izin kağıdını gösterdi. Åžarkısını çok güzel söyledi. Hepimiz etkilenmiÅŸtik. Kıza bakarken ve dinlerken aklımdan ÅŸunlar geçiyordu: 'Bu yaÅŸtaki birini Ä°stanbul'a götürmek doÄŸru olur mu?'Aklımdan geçeni jüri üyelerine sordum. Lise ikiye gidiyordu kız. Çok da güzel söylemiÅŸti. Ama hiç de içimize sinmeden 'OLMADI' dedik. Aday gülerek dışarıya çıktı. Ahmet Bey birden bize dönerek, 'Bu kız belki de bir star olacak ama biz kendi deÄŸer yargılarımız yüzünden engelliyoruz kızın geleceÄŸini' dedi. Zerrin Hanım, 'DoÄŸru' dedi. Ben de düşündüm. Ahmet Bey haklıydı. 'Bence de' dedim. Hemen ekipten bir arkadaÅŸ adayı yeniden çağırdı karşımıza.Zerrin Hanım, 'Bir ÅŸarkı daha söyler misin' dedi. Kız söyledi. Yine çok etkileyici ve güzeldi ÅŸarkısı. Ahmet Bey sordu: 'Senin annen ve baban ne iÅŸ yapıyor? Sınavların hangi tarihlerde?' Yanıt verdi: 'Benim annem babam yok. Ä°kisi de öldü.' Bu cümleyi öyle bir metanetle, öyle sıradan bir ÅŸey söylermiÅŸ gibi söyledi ki, onun bu gücü beni yeniden kendime getirdi. Trafik kazasında kaybetmiÅŸti annesini ve babasını. Üç kardeÅŸmiÅŸler. Bir kardeÅŸi Rize'de amcasının yanında, diÄŸeri yetiÅŸtirme yurdunda, kendisi de halasıyla Antalya'da yaşıyormuÅŸ. Hiç kimseden çıt çıkmıyordu. BaÅŸka bir tarafa bakıyor, ıslanan gözlerimizi birbirinden saklamaya çalışıyorduk. Ahmet Bey'in gözlerini ikinci kez yaÅŸlı görüyordum.Aramızdaki tartışmalardan sonra onu Ä°stanbul'da okutabileceÄŸimize karar verip, önünü tıkamanın yanlış olduÄŸunu düşündük 'Ä°stanbul'da görüşürüz' dedik.SON YARIÅžMACI 30 YAÅžINDAKÄ° SEÇİLSaatler 23.30'u gösteriyordu. Son yarışmacı dedi arkadaÅŸlar. Saat 10.00'dan beri oturuyorduk bu koltuklarda, biraz oksijen istiyordu canım. Esmer, kısa boylu bir kız. YumuÅŸacık sesiyle, çok güzel ÅŸarkı söyledi. Seçil'di adı. Zerrin Hanım bir ÅŸarkı daha istedi. 'Ä°lla' isimli ÅŸarkıya baÅŸladı. BitirdiÄŸinde bütün salonda alkış sesleri duyulmaya baÅŸladı. Herkes canı yürekten Seçil'i alkışlıyordu. Seçil ÅŸaÅŸkındı. Son yarışmacı olarak girdiÄŸi salondan alkışlar arasında uÄŸurlandı.Ahmet Bey'e döndüm dedim ki: 'Ahmet Bey gözünüzden kaçtı. Seçil'in yaşı 30. Ama siz 'OLUR' dediniz.' Ahmet Bey gülerek döndü ve 'O kadar güzel söyledi ki yaşını bile unutturdu' dedi. Yorucu bir günü daha geride bırakmıştık. Ä°stanbul'a dönersek, buzlanmadan dolayı tekrar Adana'ya gidemeyiz kaygısıyla yine bir minibüsün içinde yollara düştük. Maceralı bir yolculuktan sonra Adana'ya vardık. Adana elemeleri yarın... Ä°zzet Çapa’nın gençliÄŸi geldiAntalya'da bir aday geldi karşımıza. Hafif tombulca. Ahmet Bey lafı yapıştırdı, 'Ä°zzet Çapa'nın gençliÄŸi geldi' dedi. Yarışmacı ÅŸarkısına baÅŸladı. Bir ya da iki mısra sonra birden durdu. Etrafa bakınıyor. UnutmuÅŸtu. Ä°ÅŸte o anda benim sinirlerim boÅŸaldı. Gülmeye baÅŸlayınca o sırada içmekte olduÄŸum kahve aÄŸzımdan, burnumdan geldi. Tutamıyordum kendimi. Toparlanıp yerime geçtim. Yarışmacı aynı ÅŸarkıya yine baÅŸladı. Yine aynı yerde takıldı. Bu kez su vardı aÄŸzımda ve bu kez o geldi aÄŸzımdan burnumdan. Tabii yarışmacı bu unutkanlığının bedelini 'OLMADI' yanıtı alarak ödedi.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!