Güncelleme Tarihi:
Ralli, dünyanın en fazla efor gerektiren ikinci sporu. Peki ilki ne? O da bir otomobil sporu; Formula 1. Eski Türkiye ralli şampiyonu İskender Atakan ‘‘efor açısından bakarsanız futbol, basketbol filan hafif kalır rallinin yanında’’ diyor. Malum, otomobilleri Türk erkekleri için kutsaldır. İyi otomobil kullanmak erkekler arasında bir prestij konusudur. Peki madem öyle, neden ralli denen spor futbolun gördüğü ilginin yüzde birini görmüyor? İskender Atakan cevap veriyor: ‘‘Bir kere rallinin bir spor olduğunu yeni yeni kabul ediyoruz. Sonra çok pahalı bir spor, izlemesi de yapması da. Bugün dünyanın neresine giderseniz gidip taksiye binip stadyuma dediğinizde futbol izleyebilirsiniz. Ama ralli öyle değil.’’
İskender Atakan ralliye nasıl başladınız, sorusuna yanıt vermeden önce biraz mahcup gülümsüyor ve bir açıklama yapıyor: ‘‘Bu anlatacağım çok ayıp bir şey, ama gerçeği anlatmak zorundayım.’’ Ve güzel genç kızların film yapımcıları tarafından keşfedilme hikayelerine taş çıkartacak hikayesini anlatmaya başlıyor: ‘‘1971 yılıydı, 18 yaşındaydım. Bir Anadol otomobille yazlık Kalamış Sahil Sineması'ndan Fenerbahçe'ye tam gaz gidiyordum. Fenerbahçe'de yolun ortasında kocaman bir ağaç vardır. Oraya gelince el frenini bir çektim, otomobili 180 derece döndürüp aynı hızla sürmeye başladım. Tabii büyük bir ses çıktı. Bir süre sonra bir otomobil arkamda ısrarla sellektör yapmaya başladı. Polise yakalandım diye düşündüm, mecburen durdum. Otomobilden iki adam indi. Benimle konuşmak istediklerini söylediler. Korktum tabii. Adamlardan biri otomobil yarışçısı olduğunu söyledi. Bana, yaptığım şeyin çok tehlikeli olduğunu, ancak çok ciddi bir hareketi becerebildiğimi, bunu beceren birinin çok rahat otomobil yarışçısı olabileceğini ifade etti. Yirmi gün sonra kendimi ralli yaparken buldum.’’
KEŞFEDEN DEMİR BÜKEY'Dİ
Atakan'ı keşfeden kişi, eski otomobil yarışçılarından Demir Bükey'dir. O güne kadar hayatında yarış görmemiş genç İskender'i çok kısa sürede yarışlara hazırlar. İlk yarışta çok komik bir şey olur: ‘‘Yarış kurallarını doğru dürüst bilmiyorum. Co-pilotla gazladık gidiyoruz. İlk etabı birinci bitirdik. Sonra durup servis almamız gerekiyordu. Biz birinci olalım diye yola devam ettik. Finişe vardık, etrafta hakem yok, herkesten önce gitmişiz. Tabii diskalifiye olduk.’’
Atakan beş sene yarışıp çeşitli birincilikler aldıktan sonra parkurlardan uzaklaşır. Bunun temel nedeni olarak maddi olanaksızlıkları gösteriyor: ‘‘Liseyi bitirdikten sonra çalışmaya başladım. Memurluk yaptım, bir tamirci dükkanı açtım. Babam çok gücenmişti, ama ben aile bütçesine katkıda bulunmakta ısrar ettim.’’
Yarışı bıraktıktan sonra evlenir, askerliğini yapar, işini kurar. Kurduğu iş de, tıpkı yaptığı spor gibi o dönem için biraz ‘‘anlaşılmaz’’ bir iştir. ‘‘O dönem ‘tabelacılık' olarak adlandırılan açık hava reklamcılığına başladım. Firmaların büyük tabelalarını yapıyorduk. İşe dört elle sarıldım, günde 16-18 saat çalışıyordum.
Böyle on sene geçti. Ralliyi tamamen unuttuğumu sanıyordum.’’
Ama bir gün hiç ummadığı bir şey olur: ‘‘Maslak'ta bir toplantıdan çıktım. Yanımdan ‘wrooom' diye bir yarış otomobili geçti. Ralliye girmiş. İnanın bütün samimiyetimle söylüyorum; şuursuz ve bilinçsiz bir vaziyette otomobilin peşine takıldım. Belgrad Ormanları'na doğru gidiyordu. Egzoz sesine kilitlendim kaldım. Orada yarışan arkadaşlarımın eşlerini gördüm. Onlarla birlikte yarışı seyrettim. O sırada Murat Ercan geldi yanıma. Benim heyecanımı görünce ‘İskender Atakan, sana bir yarış otomobili verelim' dedi. Ve o gün ralliye döndüm.
HERKES ALAY ETTİ
Beni keşfeden Demir Bükey'se parkurlara döndüren Murat Ercan'dır.’’
Atakan, herkesin yarışı bıraktığı 30'lu yaşlarında ralliye dönmek için iyi kötü bir bedel öder. Kendini rezil edeceksin, senden artık geçti diyenlere, alay edenlere göğüs gerer. Rezil olmamak için tam bir sene boyunca, gece gündüz demeden antrenman yapar. 86 yılı form tutmakla geçer ve 87 yılında Grup N Renault - Türkiye Grup N şampiyonluğunu kazanır. İskender Atakan esas sükseyi ralli hayatının ikinci kısmında yapar. Yurt içinde ve yurt dışında çeşitli kupalar ödüller alır. 1994 yılına kadar yedi yol boyunca yarışır.
Şimdi sıra gençlerde diyerek kurduğu ‘‘Team Atakan’’ bugün yalnızca Türkiye değil dünya çapında ralliciler yetiştirmek üzere çalışıyor. Takımın yıldızlarından Volkan Işık ve co-pilotu İlham Dökümcü, Dünya Ralli Şampiyonası'nda varlık göstererek kendilerini kanıtladılar. Atakan özellikle 2000 yılı için iddialı konuşuyor: ‘‘Bu yıl dünya şampiyonasındaki hedefimiz maksimum üçüncülük. Ama 2000 yılında kesin ilk üçe gireceğiz ve birinciliğe oynayacağız.’’
İskender Atakan şimdi 45 yaşında. Adını taşıyan takımının başarıları yanında, iş yaşamında da hızlı ilerliyor. 12 bin metrekarelik alan üzerine kurulu Avrupa'nın ilk 10'u arasında gösterilen Nova Reklamcılık A.Ş'de kentin dev tabelalarını üretiyor. Bunun yanında inşaat sektöründe de Sinerji İnşaat adıyla boy gösteriyor. Ve eski bir rallicide tuhaf duygular uyandırabilecek ‘‘şimdi yarışsanız kaçıncı olursunuz?’’ sorusunu yanıtlıyor: ‘‘Zor bir soru ama asla kötü olmayacağıma inanıyorum.’’