Güncelleme Tarihi:
Yusra ve Sarah Mardini kardeşler Suriye’deki sayılı yüzücüler arasındaydı… Şu an 18 yaşında olan Yusra 2012’de Türkiye’de düzenlenen Dünya Kısa Kulvar Şampiyonası’na katılmıştı. Hayali bir gün olimpiyatlarda yüzmekti. Ancak savaşla birlikte hayalleri de yıkıldı. Ablasıyla üniversite okumak, tutkuları olan yüzmeye devam edip uluslararası düzeyde yüzücü olmak istiyorlardı.
Ağustos başında Suriye’de artık kalamayacaklarını anlayıp Lübnan üzerinden Türkiye’ye girdiler. Kaçakçılara Yunanistan’a geçmek için para ödediler. Ve bir gece Ege Denizi’ne açıldılar.
İlk denemelerinde Türk Sahil Güvenliği’ne yakalandılar. İkinci denemede şişme botla açıldılar. Yarım saat geçmeden motor durdu. O an etrafı ölüm sessizliği kapladı. Önce tüm çantaları denize attılar. Bu yetmediğinde bot su almaya başladı.
Cesurca; yüzücü olan ablası Sarah ile suya atladılar. Birlikte karanlık suda ayak çırparak botu ittirdiler. Üç buçuk saat sonra kız kardeşler ve bottaki diğer iki yolcu hala yüzerek botu Avrupa sularına doğru yavaşça itiyordu. Diğer ikisi Yusra ve Sarah’ın yaptıkları hareketleri kopyalıyordu. Donmuş ve çaresizdiler ama kimse ölmesin diye vazgeçmediler. Bot mucizevi biçimde Midilli sahillerine ulaştı. Herkes kurtuldu. Yusra ve ablası Avusturya üzerinden Almanya’ya ulaştı. Kısa süre sonra ise mülteci kampının yakınındaki Wasserfreunde Spandau 04 takımına katıldı. Antrenörü o ve ablasının elinden tuttu.
OLİMPİYAT BAYRAĞI ALTINDA
9 ay sonra Berlin Olimpik Stadyumu’nun havuzunun ucunda oturan Yusra hikayesini UNHCR’a (Birleşmiş Milletler mülteciler Yüksek komiserliği) anlatırken artık gülümsüyor. Bu yaz Rio’da yapılacak olimpiyatlara, milyonlarca mülteciyi temsilen katılacak sporcuların seçileceği Olimpiyat Komitesi’nin oluşturduğu mülteci takımının 43 sporcusu arasında Yusra. Rio’ya o 43 kişiden 10’u gidecek. Yusra antrenörü Sven Spannekrebs ile Haziran’da belli olacak seçmelere hazırlanıyor. Ve eğer Rio’da yüzerse diğer sporcularla birlikte olimpiyat bayrağı altında yarışacak.
Yusra duygularını UNHCR’a şöyle anlattı: “Onları gururlandıracağım. Tüm mültecileri temsil etmek istiyorum. Çünkü herkese acıdan, fırtınadan sonra sakin, güzel günlerin gelebileceğini göstermek istiyorum. Eğer botumuzdan biri boğulsaydı eğer çok utanç duyardım. Kimsenin hayallerinden vazgeçmemesini, kalbinden geleni dinlemesini istiyorum. Neler olacağını asla bilemezsiniz. Sadece durmayın, mücadele etmekten vazgeçmeyin. Benim yaptığım gibi bir şansa sahip olabilirsiniz ya da o şansı kendiniz yarabilirsiniz. Suriye’yi özledim. Eğer bir gün Suriye’de savaş biterse tüm bu deneyimlerim ve her şeyle birlikte geri dönüp, herkese bunları aktaracağım.”
Antrenörü Spannekrebs çok hızlı gelişim gösteren Yusra’ya hedeflerinin 2020 Tokyo Olimpiyatları olduğunu söylediğini ancak beklediğinden de hızlı gelişmeler yakaladıklarını ekledi.
Okulla antrenmanlar arası hayatı geçen Yusra olimpiyatlarda 200 metre serbest yarışında yüzmeyi hayal ediyor: “Suriye ya da olimpiyat bayrağı altında yarışmak fark etmez. Sanırım sadece bir sporcu kızım.”
İLK KEZ RİO’DA
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) Başkanı Thomas Bach da geçen hafta yaptığı açıklamada, 2016 Rio Olimpiyat Oyunları çerçevesinde bir ilkin gerçekleştirileceğini söyledi. Farklı kıtalardaki mülteci kamplarına spor merkezleri kurduklarını anlatan Bach, ilk kez Rio’da olmak üzere, yüksek kalitedeki mülteci sporcuların, “Mülteci olimpiyat sporcular takımı” olarak yer alacağını açıkladı. Bach, “Açılış seremonisinde takım olarak yürüyüşe katılacaklar, olimpik bayrakları olacak. Onurlandırmak adına marşları çalınacak” dedi. Mülteci sıfatıyla 43 atletin olimpiyat elemeleri grubunda yer aldığını belirten Bach, olimpiyatlara katılma hakkı kazananların, hazirana kadar yapılacak elemelerde belli olacağını söyledi.