Oluşturulma Tarihi: Mart 15, 2002 16:52
Bilim her zaman bir takım parlak düşünce veya varsayımlarla ilerler, sıçramalar yapar, varolan ilişkileri değiştirir, daha üst düzeyde bilgi ve sistemlerin, yeni araç ve gereçlerin üretilmesine katkıda bulunur.
Bazen çok basit gibi görünen bir düşünce, şaşırtıcı ve sürpriz sonuçlara yol açabilir. Fikir, sonuçlarını sizin bile asla kestiremediğiniz noktalara varmıştır, ya sizin elinizde ya da bilim dünyasında başkalarının elinde...
Hayata ve uygarlığa yön veren, önemli ve büyük buluşlara yol açan böyle düşüncelerdir.
Bu sayımızda bence bunun minik bir örneği var: Bellekle ağrı arasındaki ilişkiyi inceleyen yazı. Bir bilim insanı, ağrı uyaranlarının ve bilgilerinin esas olarak bellekte depolandığı gerçeğinden hareketle bir fikir ortaya atıyor ve diyor ki:
‘Eğer ağrı ile bellek arasındaki ilişkiyi örneğin özel durumlarda ve geçici olarak kesersek edersek ağrıyı duymayız! Yani örneğin dişiniz tedavi edilecek, bir ameliyat geçireceksiniz veya dayanılmaz ağrılara sahipsiniz, bir ilaçla bunun önüne geçeceksiniz. ‘Yapı, tamir oluncaya kadar!’
Şimdi tıp doktorlarının itirazlarını duyar gibiyim: ‘Ağrılar bedenimizdeki tehlikeleri, hastalıkları vb
haber veren alarm sistemidir, bu sistemi kapatırsanız beden savunmasız kalır’. Doğrudur bu itiraz. Bir diş doktoru bile, ağrı kesici kullanmadan çürükleri çıkartırken gidebileceği sınırı, sizin vereceğiniz tepkilerden anlar.
Bu nedenle lütfen ‘ağrı yollarımız’ kapanmasın!
Tabii, mesele ağrı yollarının kapatılıp kapatılmaması değil.
Önemli olan, böyle bir düşüncenin veya varsayımın peşinde giderek yapacağınız araştırmalar sonucu elde edeceğiniz yepyeni bulgular, bellekle, öğrenmeyle, sistemin işleyişiyle ilgili... Belki ağrı ile belleğin ilişkisini istendiği zaman kapatacak bir yöntem de bu süreç içinde keşfedilecektir..
Ne zararı var?
İşaret etmek istediğim nokta, önemli bilgilere, ancak imkansız gibi görünen varsayımların denenme süreçleri sonucu ulaşılabileceğidir...
* * *
Ülkemizde bilimin, araştırma hayatının büyük desteklere gereksinimi var. Başarılı bilimsel çalışmalar yapan bilim insanları ve çalışmaları her bakımdan desteklenmelidir. TÜBİTAK olsun TÜBA (Türkiye Bilimler Akademisi) olsun, bu desteği her yıl bilim ödülleri vererek gösteriyorlar.
Bunların yanısıra, bilime verilen desteklerden biri de Eczacıbaşı Tıp Ödülleri’dir. Bu yıl ödüller Eczacıbaşı Tıp Günü kapsamında ve organ nakillerinin tartışıldığı uluslararası bir toplanın eşliğinde verildi. Tıp Bilim Ödülü, Prof. Dr. İskender Sayek’e verildi. Sayek, insan karaciğerindeki hidatik kistlerin tedavisindeki çalışmaları nedeniyle bu ödülü aldı. Tıp Teşvik Ödülü ise, Multipl myelom üzerindeki başarılı çalışmaları sonucu Doç. Dr. İsmail Çelik’e ve mesane kanserleri konusundaki araştırmaları ile Doç. Dr. Erdener Özer’e verildi. Dünyaca ünlü karaciğer nakli uzmanı Münci Kalayoğlu da onur ödülü alırken, Dr. Belma Giday, Dr. Belma Erdağ, Dr. Hülya Gözü, Dr. Halit Oğuz ve Dr. Filiz Onat da proje destek ödülü aldılar.
* * *
Gelecek cumartesi yeniden birlikte olmak üzeri sevgi ve saygı...
Editör