Editör

Güncelleme Tarihi:

Editör
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2006 00:00

Özdeyiş yorumu yarışması

İstanbul Teknik Üniversitesi’nin her yıl düzenlediği "İTÜ Atatürk'ü Anma Etkinlikleri" bu yıl 8-10 Kasım 2006 tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlandı. Bu etkinlik kapsamında geçen yıl olduğu gibi Atatürk'ün bir özdeyişinin yorumunu konu alan, üniversite gençliği arasında bir yarışma düzenlendi.

Özdeyiş olarak Atatürk’ün "Medeniyet öyle bir ateştir ki, ona kayıtsız kalanı yakar, mahveder" sözleri seçildi.

Değerlendirme Kurulu: İştar Gözaydın, Emre Kongar, Doğan Kuban, Altan Öymen ve Hıfzı Topuz.

Birinciye 3000, ikinciye 2000, üçüncüye ise 1000 YTL ödül verilecek.

Yarışma Koşulları: Yarışmaya Türkiye’deki üniversitelere kayıtlı tüm öğrenciler katılabilir. Yorum yazısının 1750-2250 sözcük arasında olması isteniyor. Yorum metinleri en geç 20 Ekim 2006 tarihine kadar öğrenci kimllikleri ile beraber "İstanbul Teknik Üniversitesi Süleyman Demirel Kültür Merkezi Ayazağa Yerleşkesi, 34 469 Maslak İstanbul" adresine iadeli taahhütlü olarak gönderilecek. Ayrıca iletinin yerine ulaştığına ilişkin onay almak koşuluyla, 9212-285 7070 nolu telefona 0212- 385 7072 nolu faksa veya "sdkm@itu.edu.tr" adresine e-posta gönderilebilecek. Ödül dağıtım töreni 8-9-10 Kasım 2006 Atatürk’ü Anma Etkinlikleri sırasında gerçekleştirilecek.

Atatürk’ün yarışma konusu sözü, 10 Kasım etkinlikleri düzenleme kurulunda görev yapan öğrencilerin önerileri arasından seçilmiş.

Kültür Üniversitesi Bilim Ödülü, jeolog Neslihan Ocakoğlu’na

İstanbul Kültür Üniversitesi (İKÜ) Kurucu Rektörü Prof. Dr. Dr. hc Önder Öztunalı anısına her yıl verilmesi planlanan bilim ödülünün ilk yılında, 25’i uluslararası nitelikte dergilerde yayınlanan, yerbilimlerinin çeşitli disiplinlerinde toplam 28 başvuru yapıldı. İKÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Okay Eroskay Başkanlığı’ndaki Seçici Kurul, birinci yılında bilim ödülüne İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Elemanlarından Dr. Neslihan Ocakoğlu’nu layık gördü. Dr. Ocakoğlu, ödülü Elsevier Marine Geology 2005, yayınlanmış olan "Neotectonic structure in İzmir Gulf and surronding regions (Western Turkey) evidences of strike slip faulting with compression in the Aegean extensional regime" makalesiyle kazandı.

Dr. Neslihan Ocakoğlu makalesinde, ülkemizin aktif tektonik bölgelerinden biri olan İzmir Körfezi ve çevresindeki alanlarda denizaltındaki aktif fayların çok kanallı sismik yansıma verisiyle saptanması ve bu fayların karadaki bölgesel tektonik ile de korelasyonunu anlattı. İzmir Körfezi ve onu çevreleyen alanların aktif tektonizması Batı Anadolu’da hakim tektonik yapıları olarak bilinen D-B uzanımlı grabenleşme ve ona bağlı normal fayların aksine, yaygın bir şekilde K-G ve KD-GB uzanımlı ve yer yer sıkışma bileşenli doğrultu atımlı fayların etkisi altında olduğunu ortaya koydu. Bu faylar, bölgede grabenlerin batıdaki uzantısını sınırlamakta ve tektonik anlamda bir geçiş zonu yaratmaktadırlar. Söz konusu sonuçlar ve ilgili yorumlar Batı Anadolu aktif tektoniğinin anlaşılmasında farklı bir bakış açısı kazandırdı.

Bu faylardan belli başlıcaları bölgenin depremselliğini kontrol eden önemli süreksizlikler olarak yorumlandı. Faylar denizaltında da haritalandı ve karadaki uzanımları ile kontrol edildi. Bu çalışma ile Batı Anadolu’nun aktif tektonik yapısı ve depremselliği bakımından önemli bulgular ortaya kondu. Çalışma bilimsel ve uygulamalı araştırmalar yönünden bir kazanım olarak değerlendirildi ve ödüle layık bulundu. Söz konusu makale Dr. Neslihan Ocakoğlu’nun, İTÜ Maden Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü, Bölüm Başkan Yardımcısı, aynı zamanda Uygulamalı Jeofizik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Demirbağ’ın danışmanlığını yaptığı doktora çalışmasının sonucudur.

Biyolojimiz, refah, beslenme

Biyolojik organizma olarak insanın ne kadarı biliniyor, sorusuna yanıt verebilecek bir otorite var mı? Örneğin varlığımızın yüzde kaçı hakkında tartışılmaz bilgi veya veriye sahibiz? Kim bir kestirimde (tahminde) bulunabilir?

Bu soruya "doğruya en yakın" yanıt verebilecekler, aslında tıp otoriteleri...

Acaba "doğruya en yakın" yanıt nedir?

Bir sorsak kendilerine, örneğin "yüzde 40 ile 60 kadarını biliyoruz" şeklinde bir çoğunluk oranı bulunabilir mi? Yoksa yanıtlar yüzde 5 ile yüzde 95 arasında dağılır mı?

Yine de, biyolojik olarak ne kadarımızın bilindiği sorusuna bir yanıt bulma denemesi ilginç olabilir.

* * *

Bu soru nereden akla geldi, diye sorabilirsiniz. Söyleyeyim: Soru, bu sayımızda okuyacağınız beslenme ve suç arasındaki ilişkiyi inceleyen haberin yaptığı çağrışımdı.

İyi ve değişik bir beslenme programı ile, tutuklular arasında suç işleme eğiliminin yüzde 20 azaldığı görüldü.

Kötü beslenme ile suç işleme eğilimi arasında "fizyolojik bir ilişki" olduğu, kolay akla gelmez.

Bu bilgi veya ilişki, "biyolojik olarak bedende yazılı" değildir. Yani, bedeni didik didik etseniz, böyle bir veriye rastlayamazsınız. Bunun, bedenimizde bir geni, molekülü, kimyasal bir işareti yoktur.

Ama, bütünlüğümüzden doğan bir etkileşim bilgisidir.

Öyle ki, her bedende aynı sonucu, yani suç işleme eğilimini de doğurmaz. Tamamen bize, kişiye özel, biyolojik ve beyinsel kimliğimizle yakından ilişkilidir.

Dolayısıyla, yazımızın başındaki soruyla ilişkili olarak buradan çıkartabileceğimiz bir sonuç da şudur: Varlığımızın bütünü, yüzde yüzü, belki de hiçbir zaman bilinemeyecektir.

Her yıl milyonlarca biyolojik- bilimsel araştırma yapılıyor ve bunlar yayımlanıyor. Ve bütün bu araştırmalardan elde edilen bilgiler, sadece yığınla yeni soru ve bilmece doğuruyor.

Tekrar sorumuza dönersek, acaba yılda kaç arpa boyu yol alıyoruz?

* * *

Bir sorunun peşine takıldık ve haberin toplumsal özünü kaçırdık: Özetle, sağlıklı ve düzgün beslenme insan doğasını olumlu etkiliyor. Çikolata yemenin yarattığı keyifli duygular gibi.

Demek, tonlarca toplumsal sorunumuzu çözmenin bir yolu da, bütün toplumun sağlıklı beslenmesini sağlayacak çözümlerden geçiyor.

Bu, zaten, en önemli kamusal ve sosyal görev değil midir?

İyi bayramlar... Cumartesiye yeniden buluşmak üzere.

Editör
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!