Bilgisayarla beste yarışmasıAttila Özdemiroğlu, Garo Mafyan, İzzet Öz, Şeref Oğuz, Hakan Özer, Borga Parlar, Faruk Eczacıbaşı, Emrehan Halıcı’nın 13 yıldır jüri üyeliğini yaptığı yarışmaya katılmak için son tarih 13 Ekim Cuma.
Halıcı Bilgisayarla Beste Yarışması, insanla enstrümanın hassas ve keyifli buluşmalarını çoğaltmak için 13. kez sanatçıları ve sanata ilgi duyanları bir araya topluyor.
Koşullardan bazıları: Eserler 3 dakikadan kısa 4 dakikadan uzun olmuyor. Herhangi bir tür kısıtlaması yok. En az bir canlı enstrüman kullanmak zorunlu. Yarışma dileyen herkese açık ve katılım ücretsiz.
Geçen 12 yılda müzikal araştırma, yaratıcılık ve teknolojik farkındalığı artırma yolunda önemli adımlar atan bu deneysel yarışma, yeni olanı tarihsel birikimle harmanlamayı misyon edindi.
Her bir sanatçının kendi temasını seçip işleyeceği ve özgün müzikal gramerini konuşturmayı deneyeceği bu yılki yarışmada, yine birbirinden farklı çok sayıda değerli bestenin kendini duyurması bekleniyor.
Türkiye Bilişim Derneği Bilişim'06 Etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilecek yarışma, müzik ve teknolojiye gönül verenler için heyecanlı bir paylaşım platformu olacak. Yarışmada bu yıl, aramızdan ayrılışının 10. yıldönümü nedeniyle büyük müzik adamı "Onno Tunç" adına özel ödül verilecek.
Yarışma Koşulları ve on-line katılım için: http://beste.halici.com.tr Yazılımcı gençlere genç patron olma fırsatıTürkiye’nin geleceğini oluşturacak yaratıcı ve katma değerli fikirleri bir araya getirerek gençlere yol açmak isteyen Eskişehir Yazılım Üssü; Genç Patronlar Yenilikçi İş Fikri Yarışması düzenliyor. İlk 20 arasına giren fikir sahipleri, ücretsiz eğitim ve danışmanlık alarak kendi ofisinde projelerini hayata geçirecek.
Genç ve dinamik insan altyapısına sahip Türkiye’nin ileri gidebilmesi için teknoloji ve yenilikçiliğe dayalı girişimciliği teşvik etmesi gerekiyor. Bu amaçla yola çıkan Eskişehir Yazılım Üssü, gençleri yeni fikirler yaratmaya, bu fikirleri belli iş planları çerçevesinde projelendirmeye ve hayata geçirmeye yönelik bir yarışma açıyor.
Genç Patronlar Yenilikçi İş Fikri Yarışması adı altında yapılacak bu etkinlikle hem Türkiye’nin dört bir yanından gençlerin vizyonları bir araya getirilecek hem de bu fikirlerin hayata geçirilmesi için teknik yardım ve altyapı sağlanacak. 1 Ağustos Ğ 1 Kasım tarihleri arasında önbaşvurular toplanırken 15 Kasım 2006 tarihinde ön eleme sonuçları açıklanacak.
İlk 20 arasına giren projeler, eğitim ve danışmanlık hizmeti alacak. Bu arada başarılı genç girişimciler Eskişehir Yazılım Üssü içinde ofis sahibi olarak teknik altyapı ve imkanlardan faydalanacaklar.
Gençler yarışmaya istedikleri sayıda projeyle katılabilirken, proje ekibinde bulunanların sayısında da herhangi bir kısıtlama bulunmuyor. Yarışmaya katılanların öğrenci olup olmaması konusunda herhangi bir kısıtlama bulunmazken kazananların en az bir yıl süreyle Eskişehir’de yaşacaklarını göz önünde bulundurmaları gerekiyor.
Başvuru yapacak olan gençlerin proje yazımı konusunda derinlemesine bilgi sahibi olmasına da gerek yok. İlk aşamada çok basit bir form olan ön eleme başvuru formunu elektronik ortamda doldurmak yeterli. İkinci aşamaya geçildiği takdirde profesyonel bir iş planı yazabilmek için tüm eğitimler zaten sağlanacak.
Yarışmaya katılmak için ayrıntılı bilgi www.gencpatronlar.org.tr adresinden alınabilir. (TBD Eskişehir Şubesi 0222 233 54 54) Avrupa-Asya kimyacıları ilk kez Türkiye’de toplandı9-13 Eylül 2006 tarihleri arasında Antalya’da 9. Eurasia kongresi (9th Eurasia Conference on Chemical Sciences), yapıldı. Eurasia konferansları 1988 yılından beri çeşitli Asya ülkelerinde yapılıyor, ilk kez bir Avrupa ülkesi olan yurdumuzda düzenlendi. 39 ülkeden gelen yerli ve yabancı 240 kadar bilim insanının katıldığı bu kongre Milli Organizasyon Komitesi Başkanı Prof. Dr. Bilge Şener ve Biyolojik Diversiti Sosyetesi Başkanı Prof. Dr. Sacit Önen ve arkadaşlarınca başarı ile yürütüldü.
7 değişik Kimya dalında yapılan bu kongrede dünyaca tanınmış bilim insanlarınca 10 Kongre dersi verildi. Ayrıca pekçok çağrılı konuşma, sözlü tebliğler ve poster bölümleri de vardı.
Kongrede Tayland prensesi Chulabhorn Mahidol "Tayland’ın tıbbi bitkileri ile kanser araştırmaları" isimli açılış dersi verdi. İkinci Kongre dersini ise Max-Planck Enstitüsü Biyoloji bölümü başkanı Nobel Ödüllü Prof. Dr. R. Huber verdi. Kongre dersleri ile çağrılı ve sözlü tebliğler ve bir hayli sayıdaki posterlerle üst düzeyde bir kongre izlendi.
Okumayan yönetemez
Mustafa Kemal, okuyan bir adamdı. Yabancı bilim insanları, inceleyip tanıdıktan sonra O’ndan "Çankaya’daki Düşünür" diye bahsettiler. Mustafa Kemal’in Cephe’ye bile silah sandıklarında kitap taşıdığı bilinir. Kütüphanesi, kitapları ayrı bir inceleme- araştırma konusudur...
Mustafa Kemal’in okuduğu, bugünkü siyasilerin ve başbakanların çoğu gibi, genellikle "siyaset raporları" değildi. Felsefeden tutun bilim tarihine kadar çok geniş bir yelpazeyi kapsayan, uygarlığı, insanlığı ve geleceği ilgilendiren çok temel konular ve yapıtlar, onun ileriyi görmesini ve ülkeyi sağlam temeller üzerinde kurmasını sağladı.
Yoksa, bir Kurucu, bir evrensel lider olabilir ve bugün çok sayıda yabancı araştırmacı onun kimliğini merak eder ve biyografiler yazmaya kalkar mıydı?
Okunan kitaplar ve kullanılan kütüphaneler... Kendimizi, çevremizi, yakınlarımızı, insanları, ülkeyi, evreni, özetle hayatı ve kozmosu anlamanın yollarıdır...
Okumak, problemlerle karşılaşmak demektir. Veya, başka bir açıdan, problem çözmek.
Görme yoluyla çevremizden beynimize önemli ölçüde görüntüleri aktarıyoruz. Duyma yoluyla da olan bitenlerden haberdar oluyoruz... Yani beş duyumuz bize hayatta kalabilmek için epey yardımcı oluyor!
Yoo hayır, kimseye, taşdevri veya henüz ormanda ağaçların üzerinde veya mağarada yaşayan insan, demiyorum. "Okumayan", veya okuyanlara sefilleri oynayanlar gözüyle bakan ve nüfusun en büyük çoğunluğunu oluşturan bugünün günlük yaşayan pratik zekalı insanının, içinde bulunduğu iş ve medya ortamı nedeniyle, atalarımızdan çok daha fazla bilgi sahibi oldukları bir gerçek.
En azından ne mağarada yaşıyorlar de ne ağaç kovuklarında veya dalları üzerinde! Okuyan, düşünen, yazan, çizen ve uygarlığı yaratarak sorun çözen insanlığın en azınlık kesiminin birikimleri ve yaratılan organizasyon ve işbölümleri sayesinde, hayatlarını her şeyden bihaber sürdürebilirler.
Nitekim,. Büyük çoğunluk öyle değil mi?
* * *
Atatürk olmak farklı bir şey. Zaten bu tip insanlar yüzmilyonlarca olasılık arasında birer kez doğuyorlar. Fakat okumayanlar dahil hepimizin hakkıdır: Hizmet aldığımız veya toplumda kamusal görevler üstlenen herkes, en azından kendi konusuyla ilgili her şeyi izlemeli, okumalı, en son bilgi ve gelişmelerden haberdar olmalı.
Gelecek cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla...
Editör