Tasarım GünleriİTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü tarafından 19-22 Haziran 2006 tarihleri arasında düzenlenecek olan 3. Ulusal Tasarım Kongresi Kale Grubu sponsorluğunda gerçekleşiyor. İTÜ Taşkışla’da gerçekleşecek akademik programın yanı sıra, tasarımın Türk sanayisinin rekabet gücü açısından önemini tartışmak amacıyla 22 Haziran 2006 tarihinde Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda gerçekleşecek tek günlük bir "Sanayi Programı" hazırlanmış.
Böylelikle hızla artan yenilik ve farklılaşma ihtiyaçlarını karşılamak için Türk sanayisinin tasarımla tanışmasını, başarılı firma deneyimlerinin paylaşılmasını sağlayacak bir platform oluşumu hedeflenmekte. Sanayi programına tasarım yönetimi ve politikaları alanının uluslararası düzeydeki önemli isimlerinden Prof. John Heskett (Hong Kong Polythecnic University) de davetli konuşmacı olarak katılacak.
3. Ulusal Tasarım Kongresi'nin amacı Türkiye'de tasarımı olabildiğince çok boyutlu bir yaklaşımla ele alarak alanda araştırma ve uygulama yapan ilgili tüm kesimlerin yer alabileceği bir iletişim ve tartışma ortamı yaratmak. Kongrenin hedef katılımcı kitlesini tasarımcılar, işadamları, akademisyenler, ürün geliştirme ve tasarım konusunda çalışan tüm profesyoneller, yöneticiler, öğrenciler ve ilgili basın mensupları oluşturmakta.
Kongre hakkında ayrıntılı bilgi www.tasarim.itu.edu.tr/3utk.html adresinden alınabilir. Tel: 0212 2931310 / 2303 - 2268 - 2824
faks: 0212 2514895; e-posta: 3utk@itu.edu.tr KOÇ- TEMA bilim parkıKurucusu Vehbi Koç’un "Ülkem varsa ben de varım" ilkesinden yola çıkan Koç Topluluğu, her yıl mayıs ayının son pazar gününü, Türkiye’nin 81 ilinde sosyal sorumluluk projelerini uygulama alanına sokma amacıyla "Ülkem İçin Günü" ilan etti. Koç Holding’in merkezinin bulunduğu Nakkaştepe’de kampusündeki çalışanlar çocukların bilime ilgisini uyandırabilecek bir ortama duyulan ihtiyacı göz önüne alarak, ODTÜ ve TEMA işbirliği ile "Ülkem İçin" günü kapsamında TEMA-Vehbi Koç Parkında Bilim Parkı projesini hayata geçirdi. Bu parkta, ODTÜ tarafından özel olarak üretilen "Arşimed Burgusu", "Kum Sarkacı", "Dişliler, çarklar ve kaldıraçlar" gibi pek çok fizik deney aletleri yer alıyor. Park, çocukların bilim ve fen bilimlerine karşı ilgilerini artırmayı ve eğlenirken öğrenmeyi sağlamayı amaçlıyor.
Koç Topluluğu’nun, "Ülkem İçin Günü" projesi çerçevesinde bayi ve çalışanlarının doğrudan katılımıyla uygulanmasını hedeflediği sosyal sorumluluk projeleri; okul boyanması, çeşme veya park inşa edilmesi gibi basit görünen ancak ihtiyaç olan girişimlerden Van Gölü’nün temizlenmesi gibi büyük projeleri de kapsayan geniş bir yelpazeyi içeriyor.
Kültür Karıncaları ŞenliğiKültür Bilinci Vakfı çocuklarımızda kültür bilincini geliştirme amacıyla geliştirdiği "Kültür Karıncaları" projesi İstanbul, Bursa ve Kocaeli kentlerinde 6 İlköğretim Okulu’nun tüm çocuklarında uygulandı ve yaklaşık 1000 çocuk 1-3 yıl süreyle bu eğitimden geçti. Karıncalar sertifikalarını 17 Haziran’da 11.00-16.00 arası eski Galata Köprüsü/Balat’da düzenlenen Şenlik’de alacaklar.
Kültür Karıncaları bu arada bize de bir mesaj gönderdi:
Güzel ülkemizin, kentimizin, semtimizin kültürel değerleriyle dünyanın en zengin bölgesi olduğunu söylüyor, ardında da yakınıyoruz "koruyamıyoruz" diye. Ama korumak için önce bu kültürel zenginlikleri sevmek, benimsemek ve tanımak gerekmez mi? Geleceğin sahibi biz çocuklar tanıyor muyuz bunca değeri, hatta öğrendik mi kültürel mirasın anlamını?
Ama biz Kültür Karıncaları şanslıyız. İstanbul Zuhal, Türkan Sedefoğlu, Kırımlı
Aslan Bey ve Tarık Us, Kocaeli Rahmiye, Bursa Nuri Erbak İlköğretim Okulları’nın ve Antalya Aksu Lisesi’nin Kültür Karıncaları olarak Kültür Bilincini Geliştirme Vakfının geliştirdiği eğitim etkinlikleri sayesinde kültürel değerlerimizi tanıdık ve ne kadar zengin bir ülkede ve semtlerde yaşadığımızı öğrendik.
Ama bu kültürel değerleri gelecek kuşaklara da bozulmadan teslim etmemiz gerekiyor. Evet, şimdilik çok küçüğüz, hatta çocuğuz, ama büyüyeceğiz, belki Muhtar, ya da Belediye başkanı, hatta Anakent Belediye başkanı, belki de Başbakan olacağız, neden olmasın, önce hayal etmek sonra çabalamak gerekir. Diyelim ki "olamadık", ama bir yurttaş olarak da semtimizin, kentimizin korunmasına katkıda bulunacağız, şimdiden söz veriyoruz, Karınca sözü.. İşte bu "Karınca sözü"müzün belgelerini 17 Haziran’da Eski Galata Köprüsü, Balat’da yapacağımız 1. Kültür Karıncaları Şenliği’nde alacağız. İmza: Kültür Karıncaları.
İnsana müdahale
Bu haftaki sayımızda birçok habere dikkat ederseniz, ortaklaşa yönlerinin "insana müdahale" noktası olduğunu göreceksiniz. Hem de biyolojik müdahale.. Özellikle tıp temel bilimcileri, doğrudan insanın biyolojisini değiştirmeye yönelik çalışmalarına hız kazandırdı. İster uykuyu azaltma olsun ister uzun yaşamayı sağlama.
İnsan kaç saat uyur? Ortalama 7 saat. Şüphesiz bazı insanlar daha çok bazıları da daha az uyur.. 6-8 saat arasında bir uyku genellikle yeterli olur.
Fakat çağımızın insanı, hızlı çalışma ve sosyal hayatın dayattığı inanılmaz yaşam temposu karşısında, uykuda geçirdiği saatleri fazlalık görmeye başladı.. Neden mesela 4 saatlik bir uyku ile yetinmeyelim? Hatta iki saat uyusak daha iyi olmaz mı?
Bütün yaşam, buna yerküremizin ve bütün canlı hayatınki dahil, gece-gündüz salınım dengesi içinde sürerken, şimdi işler iyice karışacak..
Fakat, hormonlarımızla ve hormonlarımıza etkiyecek ilaçlarla çalışan temel bilimciler bu işi kolay görüyorlar.. Verdin mi ilacı tamam!
Biyolojik yapısı müthiş bir denge ve müthiş bir iç etkileşim üzerine kurulu insanın biyolojik yapısının, dışarıdan böyle noktasal bir müdahaleye tepkisiz kalacağını sanmak, safdillik olur.. Bazı ilaçların veya bazı yeni durumların nasıl bir değişikliğe uğrayacağı orta ve uzun dönemlerde belli olur.. Bu değişiklikler saptanınca da iş işten geçmiş olur..
Dileyelim ki böyle olumsuz sonuçlar doğmasın, çünkü aramızda bu ilaçları alarak 4 uykuyla kendine yeni bir düzen kurmuş topluluklar var..
Ayrıca tatlı uykularına çomak sokulmasını istemeyen milyonlarca insan da, bilimin kendilerine yaptığı bu öneriyi ellerinin tersiyle iteceklerdir: teşekkür ederim, almayayım!
* * *
Yine insana müdahale noktasında, biyolojik geleceğimizi konu alan ikinci yazımızı da ilginç bulacaksınız.. bilimsel ve teknolojik yeniliklerin ve gelişmelerin, insan ömrünü 150 yıla taşıyabileceği konusunda ileri sürülen fikirler boşa değil, bunlar bu alanda kaydedilen genetik ve ilaç araştırmalarındaki gelişmelere dayanıyor..
Size iyi okumalar dilerken, gelecek cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla...
Editör