Editör

Güncelleme Tarihi:

Editör
Oluşturulma Tarihi: Kasım 12, 2005 00:00

Soba ve şofben felaketlerine son!

Makine Mühendisleri Odası ülkemizde her yıl yüzlerce insanımızın, bilgisizlik ve ihmal yüzünden soba ve şofbenlerden sızan karbonmonoksit zehirlenmesiyle ölümlerin önüne basit önlemlerle geçilebileceğini açıkladı.

Kömürlü sobalar tutuşturulurken yakıtın üstten yanması sağlanmalı, böylece soba içinde ortaya çıkan zehirli gazlar yanarak sobayı terk eder. Yatmadan önce kesinlikle sobaya yakıt konulmamalı.

Belirtilen değerlere uygun nitelikte kömür satın alınmalı. İzin belgesi olmayan satıcılardan kömür alınmamalı

Bacalar çabuk soğuduğu için yalıtılması gerekir. Aksi halde soğuyan baca gazı içindeki su buharı yoğunlaşır ve baca çekişi azalır. Yükselmesi zorlaşan bacadaki gazlar soba ve boru çevresindeki çatlak, delik gibi boşluklardan odaya sızar. Odaya sızan baca gazı içindeki karbonmonoksit zehirlenmelere neden olur. Böyle bacalarda daha fazla kurum ve katran oluşur, bu da bacanın tıkanmasına yol açar. Bacası temizlenmeyen sobalarda verimli yanma olmaz ve daha fazla yakıt tüketilir. Baca gazlarının soğumasını azaltmak, baca tepmesini önlemek ve hava şartlarının etkisini azaltmak için bacalar yalıtılmalı.

Odun, kömür gibi yüksek oranda is bırakan yakıt kullanıldığı takdirde bacalar 2 ayda bir, diğer yakıtlar (sıvı ve gaz gibi) kullanıldığı takdirde bacalar 3 ayda bir temizlenmeli.

Baca bağlantısı olmayan şofben asla çalıştırılmamalı. Şofben bacaya en kısa mesafede, baca borusu ise hafif yükselen bir eğimle bacaya bağlanmalı. Şofben zehirlenmeleri, genellikle gaz kaçaklarından değil, yeterli havalandırma olmamasından meydana gelir. Şofbenin kullanıldığı yere sürekli temiz hava girmesi sağlanmalı; mümkünse, banyo dışına kurulmalıdır.

Deneysel Cerrahi Kongresi

Türk Cerrahi Derneğin’ce düzenlenen "3. ULUSAL DENEYSEL CERRAHİ KONGRESİ" 18-20 Kasım 2005 tarihlerinde Ankara'da gerçekleştirilecektir. Kongre'nin ilk günü olan 18 Kasım 2005’te GATA Deneysel Araştırma Merkezi'nde 60 kişi katılımlı Temel Deneysel Cerrahi Kursu verilecektir. 19-20 Kasım 2005 tarihlerinde ise Ankara HiltonSA Oteli'nde Kongre yapılacaktır. Dünyanın önde gelen cerrahi dergileri olan British Journal of Surgery ve Annals of Royal College of Surgeons dergilerinin editörleri ile Avrupa Deneysel Cerrahi Derneği önceki başkanının da davetli konuşmacı olacağı Kongre'de "Türkiyede Deneysel Araştırmanın Bugünü ve Geleceği"nden "Gen Tedavisine", "Kanıta Dayalı Tıp"tan "Deneysel Araştırma Merkezlerinin Organizasyonu ve Yönetimi"ne kadar birçok konu tartışılacaktır. Kongreye tıp öğrencileri ücretsiz olarak katılabilecek.

1. Ulusal Kriptoloji Sempozyumu

1976 yılında "Açık Anahtarlı Sistemler" kavramıyla bir devrim geçiren kriptoloji, günümüzde yalnız akademisyenlerin değil, sivil kullanıcıların da ilgi alanına girerek hayatın doğal bir parçası haline gelmiştir. Ülkemizde bu alandaki bilgi birikiminin paylaşılması amacıyla düzenlenen ve bir "ilk" olan 1. Ulusal Kriptoloji Sempozyumu, 18-20 Kasım 2005 günlerinde Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde yapılacaktır. Çeşitli üniversiteler ve diğer kuruluşlardan 100’ü aşkın araştırmacının katılacağı ve 19 bildirinin sunulacağı 1. Ulusal Kriptoloji Sempozyumu’nun yaratacağı sinerjinin, kriptoloji alanında ülkemizdeki üniversite-endüstri işbirliğinin gelişimine önemli katkılarda bulunacağı düşünülmektedir. 1. Ulusal Kriptoloji Sempozyumu TÜBİTAK, Orta Doğu Teknik Üniversitesi ve ODTÜ Uygulamalı Matematik Enstitüsü tarafından desteklenmekte olup, sempozyumla ilgili bilgiler

http://www.iam.metu.edu.tr/ sempozyum/ sayfasında verilmiştir.

AIDS ve biz!

Cinsel hastalıklardaki durumu bu hafta size aktardığımıza göre, 1 Aralık Dünya AIDS günü nedeniyle, ülkemizdeki AIDS Haftası Etkinlik Yönetimi’nin açıkladığı bilgileri burada sizlerle paylaşalım:

Dakikada bir kişinin yakalandığı ve tedaviyle ancak hastaların yaşam kalitesinin yükseltilebildiği AIDS, Birleşmiş Milletler’e bağlı UNAIDS'ın raporuna göre önlem alınmazsa, Asya ülkelerinde önümüzdeki beş yıl içinde yüzde 150 artacak.

Yaklaşık 40 milyon kişinin etkilendiği hastalığa geçen yıl 4 milyon 900 bin kişi daha yakalandı, geçen yıl 3 milyondan fazla kişi AIDS nedeniyle yaşamını yitirdi.

Hastaların sadece yüzde 12'si tedavi görürken, genç kadınlar genç erkeklere göre hastalığa daha fazla yakalanıyor. UNICEF'in verilerine göre her yıl 600 bin bebek HIV virüsüyle doğuyor ve 500 bini 1 yaşına gelmeden ölüyor.

ABD'de: HIV'lilerin sayısı 1 milyonu aşmış. HIV taşıyanların yüzde 47'si siyah, yüzde 45'i eşcinsel ya da biseksüel. Asya’nın pek çok bölgesinde hastalığa yakalananların oranı düşük olmasına rağmen kalabalık nüfusu nedeniyle bunun yanıltıcı bir veri olduğu belirtiliyor.

AIDS'le savaş için 2005 yılında ayrılan 8 milyar dolarlık kaynağa rağmen tedavi ve yayılma oranının azaltılmasında yeterli ilerleme kaydedilemedi.

AIDS'le ilgili iyi haberler de var. Brezilya'da uygulanan program başarılı oldu ve Afrika ülkelerinde yayılma oranı azaldı.

Türkiye'de durum

TC. Sağlık Bakanlığı verilerine göre Türkiye'de HIV/AIDS vakaları hastalığın ilk görüldüğü yıl olan 1985'te toplam 2 iken 2004 yılında 1922'ye yükseldi. Bu sayının 551'i AIDS basamağına ulaşmış, 1371'i ise taşıyıcı. 2004 verilerine göre HIV/AIDS vakalarının bulaşma yolları toplam 992 kişi olmak üzere heteroseksüel cinsel temas yoluyla gerçekleşirken transfüzyon (kan aktarımı) yoluyla toplam 41, damariçi madde bağımlılığı nedeniyle 106, homo-biseksüel cinsel temas yoluyla 151, enfekte anneden bebeğe 33, bilinmeyen nedenlerle ise 577.

2002 verilerine göre HIV/AIDS'li sayısı nüfus yoğunluğuna göre 458 kişiyle en çok İstanbul'da bulunuyor. Bunu 141 kişiyle İzmir, 82 kişiyle Ankara, 39 kişiyle Antalya, 29 kişiyle Bursa ve 28 kişiyle Adana izliyor.

Gelecek cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla...

Editör
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!