Editör

Güncelleme Tarihi:

Editör
Oluşturulma Tarihi: Ekim 29, 2005 00:00

Dünya Osteoporoz Günü

Ekim ayında kutlanan Dünya Osteoporoz Günü’nde konuşan Türkiye Osteoporoz Derneği Başkanı Prof. Dr. Nurten Eskiyurt ve Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Merih Eryavuz Sarıdoğan, toplumumuzun osteoporoz konusunda bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi konusuna dikkat çektiler. Bu amaçla koordineli bir şekilde yoğun çalışmalar yürüttüklerini ifade eden Prof. Dr. Eskiyurt ve Prof. Dr. Sarıdoğan, Ekim ayı başında gerçekleşen 2.Ulusal Osteoporoz Kongresi sırasında hem düzenledikleri aktivitelerle ilgili bilgi verdiler hem de osteoporoz konusunda önemli noktaların altını çizdiler:

* Türkiye'de İstatiksel veriler tüm hastalıklarda olduğu gibi osteoporoz'da da çok zayıf; ihmal ediliyor. Bizim osteoporoz için sağlıklı veriler elde edebilmemiz için kemik yoğunluğunu ölçmemiz gerekiyor. Bunun da maddi bedeli çok ağır. Daha önce dernek çatısı altında 3000 kişilik risk faktörleri taraması yaptık. Ancak kemik yoğunluğu ölçülemediği için çok anlamlı veriler elde edemedik.

* Gündemimizde dernek olarak Devlet İstatistik Enstitüsü ile planlamakta olduğumuz bir çalışma var. Türkiye'de yaklaşık 26 merkezi (il ve ilçe olmak üzere) içerecek. Hem risk faktörleri değerlendirilecek hem de kemik yoğunluğu ölçümü yapılacak.

Osteoporoz bir 'yaşlı hastalığı' olarak algılanıyor ki hiç doğru değil. Çocukluk çağından başlayıp ölene kadar devam edebilen bir hastalıktır.

"Kadın hastalığı" olarak da bilinmemeli. Erkekte de çocukta da, başka hastalıklar sırasında da görülebiliyor osteoporoz.

Taramalarda ve ölçümlerde erkeklerin tepkisini alabiliyoruz. "Ben kadın değilim. Benimkini niye ölçüyorsunuz?" diyorlar. Halk toplantılarımızda bunu biraz daha belirtmeye çalışıyoruz. Hastalığı tanıtmaya, anlatmaya çabalıyoruz.

Osteoporoz'un tanı ve tedavisinde yenilikler olduğunu görüyoruz. 2. Ulusal Kongre'de bu konular da konuşuldu.

Osteoporoza Karşı Korunma

Osteoporoz önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Osteoporoza karşı korunma çocukluk çağından itibaren başlar. Kalsiyumdan zengin besinlerle (süt, süt ürünleri, yeşil sebzeler vb.) beslenme ve egzersiz yapma korunmaya yönelik başlıca önlemlerdir. Alınan tüm önlemlere rağmen kişinin genetik yapısı, geçirmiş olduğu başka hastalıklar vs. nedenlerle yine de osteoporoz ortaya çıkabilir. Bu durumda ilaç tedavisi şarttır. Hasta tüm ilaç tedavileri ile birlikte mutlaka yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini almalı. Menopoz sonrası kadınlarda yetersiz D Vitamini seviyesine daha sık rastlanmaktadır. D Vitamini dışarıdan yiyeceklerle ya da destek olarak alınan kalsiyumun emilimini artırmaktadır. Dolayısıyla eğer D vitamini düzeyi yeterli değil ise alınan kalsiyum da işe yaramamaktadır.

Adli tıp ve hakimler toplantısı

14 Kasım 2005 / Saat 14.00 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Cebeci Hastanesi 50.yıl Amfisinde Prof. Dr. İ. Hamit Hancı başkanlığında yapılacak "Ceza Muhakemesinde Beden Muayenesi, Genetik İncelemeler Ve Fizik Kimliğin Tespiti" seminerde Prof. Dr. Gürsel ÇETİN, Prof. Dr. Doğan SOYASLAN, Prof. Dr. Cumhur ŞAHİN, Doç. Dr. İzzet ÖZGENÇ, Dr. Yusuf Ekrem ÖZDEMİR, Hk. İbrahim PEKTAŞ, C.Savcısı Hakan KIZILARSLAN, Emn. Md. Mustafa AYDIN ve Biyolog Nurullah ZENGİN katılıyor. Düzenleyen: Ankara Üniversitesi Adli Bilimciler Derneği

Matematik Dünyası

Yüksek satışı ile dünyanın sayılı popüler matematik dergileri arasına giren Matematik Dünyasının yeni sayısı (2005-II) çıktı. Ozel konusu "konikler", yani elips, hiperbol ve parabol olarak adlandırılan eğriler olan bu sayıda, dünyaca ünlü matematikçi Robert Langlands, Descartes ve Fermat hakkında yazdı. Oya Oyar karmaşık sayılar üzerine temel bilgiler içeren bir yazı kaleme alırken, derginin geometricisi Mustafa Yağcı düzgün çokgenler konusunu işliyor.

Geometriden sayılar kuramına, matematik eğitiminden matematik tarihine kadar değişik konuları ele alan dergide ayrıca problemler, zeká soruları, oyunlar, matematiksel sihirbazlıklar, "ailenizin matematik köşesi", kitap tanıtımları yer alıyor. Toplam 112 sayfa. Fiyatı 4 YTL. Internet adresi www.matematikdunyasi.org

Bizler aslında "Oyun hamuru" muyuz?

Plastisite’ye, belki "biçimlenebilme özelliği" denebilir. Tabii, hiç yabancımız olmayan bir sözcükle, plastik ile çok yakın akraba. Sözcük, "plastis" yani en modern ve burada amaca uygun olarak "oyun hamuru" anlamında kullanılıyor. Dolly’nin "babası" Dr. Ian Wilmut, br konuşmasında plastisite kavramını kullanınca ilgimi çekti, ancak plastisite genetikçilerin literatürüne çoktan girmiş durumda.

Bazen kavramların, cuk oturduklarında herşeyi ne kadar güzel anlatabildiğini, üstelik yeni fikirlere öncülük de edebildiğini bir kez daha tanık oldum.

Sözü uzattık: Genetikçilerin "oyun hamuru" ile ne ilgisi var, diyeceksiniz. Genetikçiler, insan genomuna, bizi biz yapan genetik yapımıza artık "plastisite" kavramı ile yaklaşıyor. Yani "oyun hamuru" gözüyle bakıyorlar gen haritamıza.

Wilmut diyor ki, hücrelerimiz DNA dizilişlerine göre bir araya geliyor, organları ve bedenin bütününü oluşturuyordu. Bu bir "kil modeliydi fırına verilip pişirilmiş".

Ama, Dolly bu modelin dışında gerçekleşen ilk canlı. Klonlama ile, "Kil modeli"nden "Plastisite modeli"ne geçildi. Bilim, canlıların bir parçasını (hücresini) aldı ve onu oyun hamuru gibi kullanıp Dolly’yi yarattı.

Biz aslında minik bir hücreyiz. Milimetrenin binde biri, mikron ölçeklerinde bir hücrenin içine sıkıştırılmış bir hayat.

Bu minik hücreyi açtığınızda metrelerce, kilometrelerce uzunluğunda yapımız ortaya çıkıyor.

Biz olan bu minik bir hücreden, hem kendimiz yeniden yaratılabiliriz, hem de aslında, amaçlı ve hedefe yönelik gen değişiklikleriyle, benzer, farklı özelliklerde başka bir insan.

Bu anlamda, genetik yapımız, alınıp değiştirilebilir, bozulup yeniden yapılabilir. Doğa, bizi şimdi göründüğümüz gibi "dizdi". Ama yapımız plastisit. Yani her zaman farklı dizilişlere uygun.

Klonlamayla aslında heyecan verici başka bir olay daha gerçekleşiyor: Bir anlamda hayat veya hücre, başlangıç koşullarına, "sıfır noktasına" "geri götürülüyor" ve oradan herşey yeniden başlıyor.

Bir oyun hamuru değil miyiz?

* * *

Gelecek Cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla kalın.

Editör
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!