Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2005 00:00
Elektronikte Yenilikçilik- Yaratıcılık Ödülleri 2005
Türk Elektronik Sanayicileri Derneği TESİD’in Türk Elektronik Sanayii’nde yenilikçiliği, yaratıcılığı ve bu alandaki buluşları desteklemek amacıyla verdiği "Elektronik’te Yenilikçilik Yaratıcılık Ödülleri" sahiplerini buldu. Türkiye’de Ar-Ge çalışmalarının yazılım, donanım ve süreçler açısından özgün ürünler vermesini de teşvik etmek amacını taşıyan Elektronik’te Yenilikçilik-Yaratıcılık ödüllerine bu yıl BÜYÜK firma kategorisinde 8 firma 10 proje, KOBİ Kategorisinde ise 8 firma 9 proje ile başvurmuşlardır. Ödüle değer bulunan firmalara Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde yapılan törenle ödülleri verildi.
1) KOBİ Firma Dalında Büyük Ödül:
Firma: TELESİS Telekomünikasyon Sistemleri. Ürün: Stillink 202
2) BÜYÜK Firma Dalında Büyük Ödül:
Firma: İNFORM Elektronik. Ürün: NİRVANA Projesi-IGBT Doğrultucu Üç Faz Kesintisiz Güç Kaynağı
3) JÜRİ Özel Ödülü:
Firma:
ASELSAN Elektronik. Ürün: TARSUS- Yer ve İstikamet Tespit Sistemi
BÜYÜK ve KOBİ firma ayırımı yapmaksızın, aşağıdaki dört ölçütte en başarılı olan firmalara da birer adet BAŞARI ÖDÜLÜ verilmiştir.
a) Yaratıcı Fikir Ödülü:
Firma : NORTEL NETAŞ; Ürün: TN-1XE Ekle/Çıkar Çoğullayıcı Sistemi
b) Yenilikçi Ürün Ödülü: Jüri yaptığı incelemede yenilikçi ürünleri birbirini tamamlayıcı ve eşdeğer bulmuş ve bu ödülü iki firma arasında paylaştırmıştır.
1) Firma: TÜBİTAK-UEKAE Ulusal Elektronik ve Kriptoloji. Ürün: SPEKTRUM-2/NU Renk Ölçme Cihazı
2) Firma: ELİAR Elektronik. Ürün: İRİS 11 Tekstil Boyama Bilgisayarı
c) Fikrin Ürüne Dönüşüm Süreci Ödülü:
Firma: BİLGİ Elektronik Telekomünikasyon. Ürün: VITEC- VAP 404 Alarm Sistemi
d) Yeni Üründe Ticari Başarı Ödülü:
Firma: 02 OKSİJEN Teknoloji Geliştirme ve Bilişim. Ürün: SM Collector
En Yaratıcı Ön Ödemeli Kart Ödülü
EFMA (Avrupa Finansal Yönetim ve Pazarlama Birliği) tarafından "Kart Dünyasında En Yaratıcı Ön Ödemeli Kart" seçilen KGS (Kartlı Geçiş Sistemi) kartları, uluslararası platformda ikinci kez ödül aldı. Ödül, Ziraat Bankası ve Halk Bankası iştiraki Bileşim A.Ş.'ye, Paris'te gerçekleştirilen EFMA 2005 Konferansı'nda verildi. Organizasyona, tüm dünyadan 220 kart programı başvurdu.
T.C. Karayolları ve Aselsan işbirliğiyle kullanıma sunulan ön ödemeli KGS kartları, bankaların verimliliğini ve hizmet gücünü artırmanın yanı sıra tüketiciler için sahip olunması ve kullanımının kolay olmasından dolayı bu ödüle layık görüldü. Ziraat Bankası ve Halk Bankası müşterileri için ön dolumlu kart (NKGS) ve tüm dünyada geçerli uluslararası standartlarda kredi kartı (KKGS) olarak kullanılmak üzere tasarlanan KGS kartları, temassız akıllı kart teknolojisiyle üretilmiş ve Ocak 2005 itibariyle tüm Türkiye'de kullanıma sunulmuş bulunuyor.
Ankara’da Bilişim Şenliği
Türkiye Bilişim Derneği, geleneksel Bilişim’05 etkinliğini bu yıl 9-11 Kasım günleri arasında Ankara’da düzenleyecek. Ankara’nın yeni kongre merkezi Sheraton Convention Center’da gerçekleştirilecek etkinliğe katılanlar, Türkiye’nin gelecekte olması gereken yer için yapılabilecekleri eylem adımlarına dökecek, çözüm önerileri üretecek, temel politikaların şekillenmesine katkıda bulunmaya çalışacak. TBD’nin, ülkemizin geleceğinin sadece teknoloji tüketmek değil teknoloji üretmekten geçtiğine inanarak "Geleceği Yönetin" sloganıyla düzenlediği etkinliğe, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılması bekleniyor. Çok sayıda yerli ve yabancı konuşmacının katılacağı etkinlikte, katılımcı firmaların ürün ve hizmetlerini sergileyebilecekleri bir de fuar düzenlenecek.
Bilişim Şenliği kapsamında, 22. Ulusal Bilişim Kurultayı, Yerel Yönetimlerde Bilişim, Bilişim Teknolojileri Işığında Bilişim (BTIE 2005) ve E-Oyun ana etkinliklerinin yanı sıra sektörel çözümlerin tartışıldığı özel oturumlar ve günler de düzenlenecek. 3 gün sürecek olan etkinlikler, 10 paralel salonda gerçekleştirilecek.
Etkinlikte, TBD tarafından bilişim sektöründe başarılı bulunan kişi, kurum, kuruluşlara ödüller verilecek.
Etkinlik hakkında daha fazla bilgi almak, katılım şartlarını öğrenmek ve kayıt yaptırmak için http://bilisim05.tbd.org.tr adresi ziyaret edilebilir veya 0312 479 34 62 numaralı telefonu aranabilir.
Şiddete uyum
Şiddet, canlılar arasında, doğada varoluş savaşının kaçınılmaz ürünü veya aracı. Bunu anlamak mümkün.
Peki ama insanoğlu için öyle mi?
Şüphesiz, bugünkü uygarlığın ilk zamanlarında, insanoğlunu da zorunlu olarak doğanın o vahşi varoluş savaşının içinde düşünebiliriz. Ancak bugünkü uygarlığa ulaştıktan sonra, insanlar- toplumlar- ülkeler arasındaki şiddeti gerekli kılan nedir?
Artık varoluşun ilk zamanlarında yaşamıyoruz.
Ama şiddetin bütün bu uygarlaşma sürecinin içinde varlığını, bazen olağanüstü büyüklüklerede sürdürdüğünü de görüyoruz. Bitmeyen savaşları, iki dünya savaşını düşünün.
Buradan bir sonuç çıkartabiliriz: Şiddet şu veya bu nedenle, insanoğluna yaşamı boyunca eşlik ediyor!
Demek şiddet her zaman daha üst düzeyde bir varoluş kavgasının başlıca aracıdır. Hiç ortadan kalkacağına ilişkin bir işaret de yoktur.
* * *
Bir kısım sosyal biyoloğa göre, şiddet insan doğasında var. Yani genlerimizde yazılıdır. Bu bakışın normal sonucu, o halde içimizdeki şiddetin fırsat buldukça dışarı çıkmasının doğal olmasıdır.
Fakat, şiddetten şikayetçiyiz.
Şiddeti yok etmeye, şiddet uygulamayı cezalandırmaya yönelik bir toplumsal düzenin içinde ve arayışındayız. Ancak, bu isteğe rağmen, yasa uygulayıcıları dahi, şiddeti araç olarak kullanabiliyor.
Hem şiddeti yok etmeye yönelik düzenlemeler peşinde olmak, hem de örneğin ülkeler arası her an şiddet kullanma zorunlulukları içinde yaşamak, insanoğlunun büyük ikilemlerinden biri değil mi?
Şiddeti her zaman başvurulacak bir araç olarak yanı başımızda tutup duruyoruz.
Doğuştan bozuk ruh sağlığını bir kenara bırakacak olursak, bütün şiddet olaylarının ardında topumsal ve sosyal bir takım etkenler bulunur. En sıradan etken, insanın toplum içinde, biyolojik bakımdan (niye sosyal de olmasın?!) çaresiz ve çıplak kalmasıdır. Dünyamızda sınıflar arasındaki uçurumun artmasıyla, dünyamızdaki ve ülkelerdeki şiddet olayları arasında birebir ilişki kuran bilim insanları var..
* * *
Filmlerdeki şiddet neye yarıyor? Sadece reyting, yani ticari kaygılar mı var geri planda? Şiddetin toplumda ve insanda izdüşümü, beyindeki "reseptörleri" olmasaydı, herhalde bir reytingden bahsedemezdik. Sanatta da "şiddetin estetiğinden" bahsetmiyor muyuz? Sam Peckinpach aklınıza geliyor, değil mi?
Şüphesiz bütün bu sanal şiddet gösterilerinin insan üzerinde bire bir etkisi olduğunu ileri sürmek zırvalık olur.
Ama, arka planda, ağır metaller vb. gibi, bünyemizde bir "şiddet birikimi"ne yol açtığını inkar edebilir miyiz? Bazılarımızın, gerektiğinde kullanmak üzere dışarıya salacağı?
Gelecek cumartesiye kadar dostlukla kalın.
Editör