Oluşturulma Tarihi: Mayıs 07, 2005 01:43
Geleceğin sağlık profesyonelleri
Boğaziçi Üniversitesi, sağlık kuruluşlarında, uluslararası standart, sistem ve teknolojilere uygun olarak yeniden yapılanma çalışmalarını yürütecek yeni kuşak profesyoneller yetiştirmeyi amaçlayan bir yüksek lisans programı açıyor. Fen Bilimleri Enstitüsü bünyesinde açılacak olan program, Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü tarafından yürütülecek. Tezsiz, İngilizce, hafta içi akşam saatlerinde ve Cumartesi günleri yürütülecek olan bu program üç dönemde tamamlanabilecek. Yaşam bilimleri, mühendislik ve temel bilimlerden lisans derecesine sahip mezunlar başvurabilecek. Eğitim süresince, uluslararası standartlar, kalite yönetimi, değişim mühendisliği (reengineering), sağlık bilgi sistemleri geliştirme ve yönetimi, e-sağlık, tibbi ve idari bilgi madenciliği, tıbbi teknoloji yönetimi konuları işlenecek, katlımcıların bu konularda uzmanlaşmaları sağlanacak. Seçmeli dersler sayesinde katılımcılar diledikleri alanlarda yoğunlaşma fırsatını bulabilecekler. Programın kontenjanı 30 kişi. Giriş koşulları ve daha fazla bilgi için 0 212 257 5030’dan program idari koordinatörü Çiğdem Günsür Çelik ile görüşülebilir veya program hakkında ayrıntılı bilgiye www.bme.boun.edu.tr/tsb/ adresinden ulaşabilirsiniz.
İzmir’de beyin konferansı
İzmir’de Prof. Dr. Erol Başar Başkanlığında, 14-18 Mayıs tarihleri arasında uluslararası katılımlı "Brain Dynamics and Cognition" toplantısı yapılıyor. TÜBİTAK’ın da desteklediği konferans-workshop çalışmasının ayrıntıları www.ichotelsgroup.com/h/d/cp/1/en/hpt/IZMTR adresinden izlenebilir. Toplantı, Merkezi New York’ta bulunan I.O.P/ UN ile Avrupa Birliği’nin Braincognfra girişiminin ortak ilk toplantısı oluyor. Toplantıda kendi uzmanlık alanlarındaki çalışmalar hakkında bildiri sunacak veya tartışmalara katılacaklar arasında, Türkiye’den Tamer Demiralp, Sirel Karakaş, Erol Başar ve C. Başar Eroğlu, Erhan Nalçacı da bulunuyor. Konferans yuvarlak masa toplantısı ile sona erecek.
Emeği geçenlere selamDerginizi hiç kaçırmadan takip ediyorum. Çabalarınız için teşekkürler. Yenilikler köşesi en ilgimi çeken köşelerden biri, ancak konular ile ilgili olarak verilen adresler tanıtılan objenin değil sitenin ana sayfasının adresi olduğundan çoğu zaman internette detaylı bilgiye ulaşamıyoruz; özellikle Japonca gibi az bilinen lisanlarda yazılmış sitelerde tanıttığınız objeyi bulmak imkansız hale geliyor. Her ne kadar sayenizde çok güzel siteler keşfetmiş olsam da, tanıttığınız ürünün tam adresini vermeniz mümkün olamaz mı, gerçekten çok faydalı olur.
Tekrar Teşekkürler
Mahmut Altuntaş
icmimar@hotmail.comUluslararası Gerontoloji Sempozyumu
Akdeniz Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Genel Sosyoloji ve Metodoloji Anabilim Dalı, TÜBİTAK’ın desteğiyle 10-12 Mayıs tarihlerinde I. Türkiye Uluslararası Gerontoloji Sempozyumu’nu düzenliyor. Akdeniz Üniversitesi
Atatürk Konferans Salonu’nda yapılacak ve açılış konuşmasını Dünya Gerontoloji Cemiyeti Başkanı Prof. Dr. Gloria Gutman "Küresel Yaşlanma ve 21. Yüzyılda Gerontolojinin Önemi" başlıklı bildiriyle yapacağ sempozyumun amacı topluma, siyasete ve bilime yönelik olmak üzere üç noktada toparlanabilir. Toplumsal yaşlanma olgusunun baskısını henüz endüstri ülkelerindeki kadar hissetmemenin verdiği bir rahatlığın yanıltıcı etkilerinden sıyrılmak, Türk toplumunun hızla yaşlandığı bilincini yaymak ve ülkemizde gerontolojik çalışmaların başlamasına katkı ve yaşlanma olgusuna karşı duyarlılık yaratmak amacıyla önerilen bir projedir. Gerontoloji Türk bilim dünyası için oldukça yeni bir alan. Bu bilim dalındaki araştırmalardan yararlanan sosyal politikaların geliştirilmesi ve toplumun farkındalığının artırılması için dikkatlerin gerontolojiye çekilmesi büyük önem taşımaktadır.
www.akdeniz.edu.tr/web/duyurular/gerosempozyum/default.htm
gerosempozyum@akdeniz.edu.tr
Uygarlaşma yokolma
Anadolu ilginç bir bir "kıta". Eskiden taa
Afrika’nın üst kesimlerinde, o zamanki Tetis Okyanusu üzerinde yüzen ince uzun bir kara parçasıyken,
Kıta hareketleriyle kuzeye, bugünkü yerine doğru hareket ede ede,
Başka kara parçalarıyla birleşe birleşe, nihayet
milyonlarca yıl sonunda bugünkü büyüklüğüne ve yerine ulaştı.
Yerinde durduğunu sanıyorsanız, yanılırsınız: Hareket sürüyor!
Yolculuk nereye?
Biraz, "kimbilir?" Ama, biraz bilinebilir..
Fakat konumuz bu değil. İleride sizlere Anadolu yarımadasının geçmişten bugüne ve geleceğe doğru jeolojik ve coğrafi yolculuğunun öyküsünü anlatırız..
* * *
Bugün işaret etmek istediğimiz nokta, tarihsel zamanda, Anadolu üzerindeki yaşayan canlıların serüveni.
Bir zamanlar Anadolu’nun beşiklik ettiği filler, aslanlar, çitalar, parslar ve daha niceleri ülkemizde yaşıyor olsalardı, daha zengin olmaz mıydık?
Anadolu’dan Asya’ya doğru uzanan enlemesine, uzun coğrafyayı gözünüzün önüne getirin..
Anadolu, Asya’nın belki de Avrupa kıtasına uzanan en son parçası veya koçbaşı!
Anadolu, Doğu’dan bakıldığında, Mezopotamya ve İran bölgesiyle aslında bir bütün. Ve bölge Hindistan’a Pakistan’a kadar uzanıyor.
Filler, kaplanlar, Hindistan’a doğru geri çekildiler; bizde yaşam alanları kalmadı, Doğu’da tutunmaya çalışıyorlar..
Bu canlılar bir zamanlar Anadolu’da da yaşadıklarına göre, Hindistan- Anadolu demek ki, zamanla aynı coğrafi bölgeye dönüşmüşler, yaklaşık olarak..
Kaplanlar, buradan Hindistan’a "at koşturuyorlardı"!
Ne özgürlük ama!
* * *
Şimdi bir denklem kurabiliriz: Elimizdeki hayat standardı ve diğer indekslere göre, Batı daha "uygar".. Doğu daha az "uygar"..
Anadolu, "daha az uygar" olan Doğu’nun, Batı’ya en yakın uç noktası..
Ve Batı’ya yakınlığı ile de Doğu’dan daha "uygar"..
Ve bir sonuç çıkartalım: Coğrafi bölgeler ne kadar çok "uygar" ise, canlıların yokoluşu da o derece fazla!
Bir örtüşme var: Uygarlaşma skalası= Yokoluş skalası..
Bu saptama, bugünkü koruma çabalarını bir kenara bırakırsak, uygarlaşmanın doğal sonucu..
Anadolu sadece sayısız memeliye mi mezar oldu?
* * *
Gelecek cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla...
Editör