Editör

Güncelleme Tarihi:

Editör
Oluşturulma Tarihi: Mart 27, 2005 21:18

‘Atom çağını’ Einstein’ın E = mc2 formülü başlatmadı

Prof. Ömür Akyüz, önceki sayımızda yayımlanan Alman yazar Ulrich Schnabel’in yazısına yanıt vererek, Einstein’ın, teorisinin atom bombası yapımına izin vereceğini bilseydi makalesini yayımlamazdı, iddiasını ileri sürüyor. Tabii, insanın kendini Einstein’ın yerine koyması, ne kadar mümkün veya ne kadar zor, tamamen başka bir soru. Ayrıca, Einstein’ın makalesini yazması ile atom bombasının üretilme süreci arasında güçlü ilişkiler kuiran bilim tarihçileri ve fizikçiler olduğunu da anımsatarak, Ömür Akyüz’ün yanıtını yayımlayalım:

‘Hayır, ‘atom’ çağını başlatan ve Einstein’ın 1905 yılında ortaya koyduğu E = m c2 formülü (aslında DE = Dm c2 olmalı) değildir. Atom çağının özü, öncesi ve sonrasıyla bundan bağımsız başladı; ancak ilgili birçok olay ve olgu bundan bağımsız tam olarak anlaşılamazdı. Tabii önce bu formülün ne demek olduğunu anlamak gerekir: Bu formülün en önemli anlamı doğada işleyen enerjinin kaynağı olmasıdır.

Öte yandan ‘atom’ çağı denilirken amaçlanan sonradan doğru olarak nükleer silah adını alan ‘atom silahlarının’ yapılmasını izleyen dönem ise, tabii ki bu silahların yapılmasını bu formülün biliniyor olması belki kolaylaştırmıştır; ancak nükleer silahların temelindeki çekirdek bölünmesi (fizyon) bu formül bilinmeden de keşfedilebilirdi, hatta eminim edilecekti de. Örneğin bu formülün ilk kanıtı 1920 yılında bir çekirdek tepkimesindeki enerji dengesinin incelenmesiyle verildi. Bu tepkimenin ele alınmasındaki amaçlar arasında bu kanıtlama yoktu, olması da gerekmiyordu. Eğer Einstein bu formülü 1905’te elde etmiş olmasaydı, bu ve benzeri tepkimelerin çözümlenmelerinden aynı formül empirik bir gerçek ya da yasa olarak kesinlikle elde edilebilecek ve kuramsal bir kanıt bekleyecekti.

Çekirdek fiziğinin (nükleer fizik) İkinci Dünya Savaşı’na kadarki deneysel gelişmesi ise büyük ölçüde bu formülün görelilik kuramına dayalı kanıtı bilinmese de gerçekleşebilirdi. Özetle, her ne kadar kendisi İkinci Dünya Savaşı’ndan sonraki bir röportajda ‘Tetiği siz mi çektiniz?’ sorusuna, epeyce düşündükten sonra hafifçe ‘Evet’ demişse de, bu, Einstein’ın olağanüstü barışseverliği ve şiddet karşıtlığından doğan çok ince bir duyarlılık işareti olmalıydı; yoksa gerçekten buna yönelik herhangi bir niyeti, tahmini ya da olduğundan değil; hatta böyle bir sonuç verebileceği aklına gelseydi büyük bir olasılıkla yayınlamazdı.

R. Ömür Akyüz

Fizik Profesörü

Yeditepe ve Boğaziçi Üniv.


XVI. Ulusal Kanser Kongresi

XVI. Ulusal Kanser Kongresi, 20-24 Nisan 2005 tarihlerinde Antalya’da yapılıyor. Türkiye ve yurtdışından kanser uzmanlarının katılacağı Kongre’de, kanserin önlenmesi, bilimsel kanser araştırmaları, çeşitli kanserlerin teşhis ve tedavileri, kanser eğitimi ile kanserle savaş konularında birçok bildiri, panel ve konferans yer alacak. XVI. Ulusal Kanser Kongresi’nde, Kanser ve Sperm Saklanması, Erken Evre Meme Kanserine Yaklaşım, Kanserli Hastada Tromboz ve Tedavisi, Prostat Kanseri, Kanserde Seksüel Yaşam, Baş ve Boyun Kanserleri, Tiroid Kanseri, ‘Akciğer Kanserinde Tarama, Tanı, Evreleme’, Hodgkin, Organ Lenfomaları, Onkoloji Hemşireliği... Kanser Tedavisinde Ekonomik Politikalar, Yeni Ulusal Protokoller, İlaç Ruhsatlandırılması gibi ‘Ulusal Sorunlar’ başlıklı oturumların da yer alacağı kongre öncesinde ‘Kolon Rektum Kanseri’, ‘Temel Onkoloji’, ‘Geç Etkiler’ konulu kurslar yapılacak. Kongreyi Radyasyon Onkolojisi, Tıbbi Onkoloji ve Türk Pediatrik Onkoloji Dernekleri düzenliyor. Bilgi: bilimsel@ukk2005.org; www.ukk2005.org

Bizimeczane.com açıldı

Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği (TEKB) tarafından hazırlanan bizimeczane.com portalı hizmete açıldı. Portal, elektronik ortamda eğitimden ticarete ve sağlık bilgilerine, hemen her konuda başvurulabilecek güncel ve güvenilir bir kaynak. 6 kooperatifi bünyesinde toplayan Tüm Eczacı Kooperatifleri Birliği’nin (TEKB) hazırladığı bizimeczane.com portalı, yaklaşık 6.500 üye eczacının, üye olmayan eczacıların, ilaç sanayiinin, kooperatif çalışanlarının, sektördeki tüm tedarikçilerin, Eczacılık Fakülteleri öğrencilerinin, sektör profesyonellerinin ve toplumun hizmetine sunuldu. Portal, elektronik ortamda eğitimden ticarete, hemen her konuda başvurulabilecek güncel ve güvenilir bir platform.

Bizimeczane.com, eczane işletmeciliğinden sağlık bilgilerine, tıp sözlüğünden bölgesel haberlere kadar çok çeşitli konu başlıkları olan kapsamlı bir portal. Ayrıca, ilaç siparişi, belge siparişi ve firma iletişimi gibi fonksiyonlarıyla, etkileşimi en üst düzeye çıkarıyor. Portalda, e-Pharma, E-Posta ve Farmadost gibi TEKB hizmetlerine ulaşmak ve sektörel etkinlikler hakkında bilgi almak da mümkün.


Rastlantı

Rastgele! Denize açılan balıkçılar için bu iyi niyet dileğini biliriz. Aslında bu dilek eskidi ve anlamsızlaştı. Eskiden sadece olta ve ağla balığa çıkanlar için uygundu bu dilek. Ama bugün ‘avını’ rastlantıya bırakan balıkçı mı var! Sonarlar, deniz dibi tarayan ağlar, dinamitler. Hele balık akını olduğu zamanlarda bu insafsız donanımlarıyla balığa çıkıp da teknesi boş dönecek balıkçı olabilir mi?

Rastlantıyı balıkçılardan (ve avcılardan) alıp evren ve hayattaki gerçek yerine oturtan ayrıntılı, ama çok ilginç bir yazıyı sunuyoruz bu hafta size.

Yazıda, beyin ve yanılgı var, evreni ve dünyayı algılayışımız var, matematik ve olasılık hesapları var, psikoloji ve inanışlar var; şans oyunlarından tutun rulet masasına ve basketbolcunun topu potaya sokmasına kadar, neredeyse hayata dair her şey.

Yazıda çok çarpıcı saptamalar yapılıyor; doğru bildiğimiz veya anlam veremeyip yanlış yorumladığımız çok sayıda konu önümüze geliyor. Bilimin çok sayıda disiplininin el attığı ve ‘ne olduğunu’ ise ortaklaşa ‘anlamaya çalıştığı’ rastlantı, hepimizin hayatının bir parçası aslında.

Şu sorunun yanıtını, herkes kendi hayatına geriye dönük inceleyerek verebilse, çok ilginç sonuçlar elde edebilir: Yaşadıklarımız ne kadar rastlantıların eseri? Böyle bir araştırma sonuçları belki de hayatımızın büyük ölçüde rastlantıların yönetimi altında olduğunu gösterecek.

Rastlantıların yönetimini, ta embriyonun ilk oluşumuna kadar geriye götürebiliriz. Sizin genetik kimliğinizin belirlenme sürecidir bu. Tek yumurtayı dölleyen spermin, o değil de milyonlarca spermden başka biri olsaydı, belki adınız değil ama kimliğiniz değişecekti. Doğum sürecinde anne karnında 9 ayı sağlıklı doldurmanız da, yine annenin herhangi bir kazaya uğramaması ve sizi iyi koruması ile ilişkilidir. Bir rastlantı, doğumunuzu önleyebilirdi..

Bugünkü sizi siz yapan koşulların herhangi birinde bir değişiklik, bugünkü konumuzu değiştirecekti. Ailenizin yaşadığı, göç ettiği yerler, eğitiminize yaklaşımı, sahip olduğunuz olanaklar... Böyle binlerce sayılabilecek olasılıktan değiştirici nitelikte biri gerçekleşseydi, başka bir serüvenin insanı olacaktınız..

Önünüze çıkan fırsatlara yaklaşımınız ve bu fırsatlardan kullandıklarınız veya kullanmadıklarınız sizi belirledi. Hata olarak değerlendirdiğiniz temel bir hareketiniz, şüphesiz sizi başka bir kulvara itecektir. Aynı şekilde, mükemmel değerlendirdiğinizi düşündüğünüz bir fırsata bugün şükredebilirsiniz. Ama, bu fırsatı değerlendirirken hangi rastlantıları kaçırdığınızı ve bu rastlantılarla hangi dalgaların üzerinde nerelere varabileceğinizi ise hiçbir zaman bilemeyeceksiniz!

Bir deneyin, rastlantı öykünüzü çıkartabilir misiniz?

Gelecek cumartesiye kadar sevgi ve dostlukla

Editör
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!