Durdurun bu cinayeti

Güncelleme Tarihi:

Durdurun bu cinayeti
Oluşturulma Tarihi: Kasım 28, 2000 00:00

Turgay Şeren
Haberin Devamı

G.Saray-F.Bahçe derbisindeki olaylar bardağı taşırdı.

İstanbul Valisi Erol Çakır, Emniyet Müdürü Kazım Abanoz ve sen Haluk Ulusoy, bu anarşiye, bu rezalete ‘‘dur’’ demek şöyle dursun, köşenizde oturuyorsunuz.

Sevgili Tantan. Banka olayları, hapishane olaylarından dolayı kafan çok karışık. Ama az da olsa vaktini ayır, İstanbul Valisi'ne, Emniyet Müdürü'ne gerekli emirleri ver.

PAZAR akşamı Ali Sami Yen Stadı'nda Galatasaray-Fenerbahçe maçında inanılmayacak, tüyleri diken diken edecek vahşet olayları yaşandı. Tabii tribünde başlayan bu çirkinlikler sahaya da yansıdı. İstanbul Valisi Erol Çakır'ı ben sütunlarımda daha önce defalarca ikaz ettim. Sayın valim dedim, siz bugün icra organının başısınız, öyle tedbirler alın ki, bu anarşi dursun. Hatta alınması gereken tedbirlerin bazılarını da önerdim. Yalnız ona değil, dönemin İstanbul Emniyet Müdürü'ne ve Futbol Federasyonu Başkanımız Haluk Ulusoy'u da. Haluk hala futbolumuzun başında.

SORUMSUZLUK

Ali Sami Yen Stadı'ndaki maçın başlama düdüğü ile beraber G.Saray'ın kapalı tribününden yüzlerce meşale ve yanıcı maddeler sahaya yağdı. Ardı arkası da uzun süre durmadı.

Tabii ne oldu, hakem başlattığı oyunu durdurdu. Her iki takım futbolcuları, güvenlik güçleri Kapalı Tribün'ün önüne geldiler. Bir güvenlik görevlisi tribünden atılan meşaleyi tuttuğu gibi geriye gönderdi. Ama bu görevliye bir şey hatırlatmak isterim. Benzer bir olay 2 Nisan’da Peru’nun Lima kentinde yaşandı. Annesi ile birlikte Minas- Universitario maçını izleyen küçük bir çocuğun sol gözüne golü kutlamak için atılan meşalelerden birisi çarptı. Çocuk, herkesin gözü önünde hayatını kaybetti. Polis arkadaş, tribüne geri gönderdiğin o meşalenin böyle bir faciaya yol açabileceğini hiç düşündün mü?

NASIL SOKTULAR?

Sen ve siz güvenlik görevlileri olarak meşaleleri tribüne atacağınıza, tribünden o meşaleleri atma cesaretini ve rezaletini gösterenleri toplayıp, stat dışına atsanıza. Onları fişleyip, maç günleri sahalardan uzakta tutsanıza.

Bir soru daha var, bu yakıcı ve yanıcı maddeler Ali Sami Yen Stadı na, BJK İnönün Stadı'na, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı'na ve Adana 5 Ocak Stadı'na nasıl giriyor arkadaş? Gökden mi yağıyor bunlar? Hadi bir iki tanesini öyle veya böyle sokarsınız, yüzlercesini binlercesini nasıl sokarsınız arkadaş? Kim buna göz yumar? Kapıda güvenlik personeli, emniyet güçleri yok mu?

Olay oldu bitti, bu sefer F.Bahçe tribününden meşale ve patlayıcı madde sahaya yağmaya başladı. Ne büyük mutluluktur ki, eski açık sahaya uzaktır. Atılan bu iğrenç maddeler sahaya kadar erişemedi.

AİLE GELEBİLİR Mİ?

Bizim emniyet güçlerimiz pistte dolaşıyor, iki tribün arasında barikatlar oluşturuyorlar. Buraya kadar herşey güzel de, küfür edenler, ana avrat sövenler, neden yakalanmıyor?

Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş tribünleri yakın zamana kadar genç hanımlarla, çoluğunu çoçuğunu getirmiş ailelerle dolup taşıyordu. O gencecik yeni yetişmekte olan kız çoçuğu babasına bunlar ne söylüyor diye sormaz mı? O baba evladına ne yanıt verecek?

SAVAŞA MI?

G.Saray-F.Bahçe derbisine gelen bazı sarı lacivertli taraftarların yüzlerine kar maskesi takmaları çeşitli söylentilere neden oldu. Sporseverler, taraftarların savaşa mı, yoksa maça mı gittiğine anlam veremedi.

Büyük tepki

Taraftarların, karşılaşmanın başlama düdüğü ile birlikte sahaya attıkları meşaleler, yoğun bir duman bulutuna ve dolayısıyla karşılaşmanın 8 dakika durmasına sebep oldu. Bu olay futbolculardan tepki alırken, derbinin de tadını kaçırdı.

Yazık değil mi?

F.Bahçeli taraftarların koltukları parçalayıp, sahaya atmaları Fair Play'e hiç yakışmadı. Bu taşkınlığın faturası F.Bahçe Kulübü'ne kesilirken, Kanaryalı taraftarlar acaba G.Saray'a mı, yoksa kendilerine mi zarar verdi.

ÖNLEMLER YETERSİZDİ

Günlerce konuşulan ancak futboluyla hayal kırıklığı yaratan G.Saray-F.Bahçe derbisinde güvenlik kuvvetlerinin olaylar karşısında yetersiz olduğu görüldü. Bir polisin de meşaleyi tribüne atması tepki aldı.

Durdurun bu cinayeti

Galatasaray tribününden ağza alınmayacak küfürler yağdı, tabii F.Bahçe trribünü durur mu onlar da cevap verdi. Hem de cevap verenler yüzlerini anarşistler gibi kar maskeleri ile saklamışlar.

ARTIK ‘‘DUR’’ DENMELİ

Tribünlerdeki olayların nerelere kadar geldiğinin farkında mısınız? Siz İstanbul Valisi Erol Çakır, siz İstanbul Emniyet Müdürü Kazım Abanoz ve sen Haluk Ulusoy, aylardan yıllardan beri devam eden bu anarşiye, bu rezalete ‘‘dur’’ demek şöyle dursun, mani olmak için bir çaba sarfetmek düşüncesinden uzak, kendi köşenizde oturuyorsunuz.

Vali Çakır beyin G.Saray-F.Bahçe maçı devre arasında bir uyarısı okundu. O patırtı, gürültü içerisinde hiç kimse bu uyarının bir tek kelimesini anlamadı. Yasalardan, masalardan bahsedilen bu yazıda hapis cezaları falan da söz konusuydu. Amma bir kulaktan girdi, öbür kulaktan çıktı. Zira, bundan önceki yıllarda da böyle ikazlar yapılmıştı, ne sonuç alındı beyler? Hiç.

İYİ NİYETLİ DEĞİLDİLER

Gelelim sahadaki futbolculara. Kalecileri çıkarın hiçbirisi iyi niyetli değildi. En ufak bir temasta kendilerini yere atıp seyircileri tahrik edenler onlar. Sedye ile sahadan çıkıp, ardından koşarak oyuna giren yine onlar. Nereden baksanız ipin ucu kaçık bir maçtı.

Ya hakem? Erol Ersoy bey, sahada bir hakemden ziyade bir zavallı bir kişiydin. Saha içindeki sertliğe, disiplinsizliğe sen kucak açtın. Şöyle bir seyret bakalım yönettiğin maçı videodan. Önce kaç Fenerli, daha sonra da kaç G.Saraylının kırmızı kart görmesi gerektiğini herhalde anlarsın.

MHK Başkanı Bülent Yavuz o kurumun başında oturacak vasıfta insan değil. Futbol Federasyonu ona dolgun bir maaş da veriyor. Boşver Yavuz sen paranı al, üst tarafına karışma, hakemler işlerini bilirler. Sonuçta da tıpkı G.Saray-F.Bahçe maçındaki gibi, saha içi saha dışı tam bir rezalete döner.

G.Saray-F.Bahçe maçındaki olayların sonunda yine bir kişi bıçaklanmış. Spordan Sorumlu Devlet Bakanımız ‘‘Stattaki telleri kaldıralım’’ dedi. Bu olay gerçekleşseydi, neler olabileceğini düşünmek dahi istemiyorum.

Sen Haluk Ulusoy, geçtiğimiz yıllarda bu tip olaylarda sustun oturdun. Kulüplerin oyunu kaybetmeyeyim diye, 300-500 milyonluk cezalar verdin. Arkadaş bu tip olaylarda 1 maç, 2 maç, 3 maç, seyircisiz başka bir şehirde maç oynama cezası verseydin, olaylar bu boyutlara gelir miydi? Ama senin Türk futboluyla ilgin yok, senin Futbol Federasyonu Başkanlığı masasıyla ilgin var. O masada oturmak için her tavizi verirsin.

Yüz kızartıcı suçtan, sen ve arkadaşların devletin malını kendi çıkarların uğruna kullanmaktan dolayı savcılıktan mahkemeye verildiniz. Herhalde hepinizin ardamarınız çatlamış. O masanın etrafında nasıl oturuyorsunuz Haluk? Belki mahkemede beraat edebilirsin. Sen ve 35 arkadaşın milletin gönlünde aklanabilir mi Haluk? Bir düşün bakalım.

Sayın valimiz, sayın emniyet müdürümüz, artık bıçak kemiğe dayandı. Sizlerin umursamaz hali, sahadaki olayları gidişatına bırakmanız, artık tahammül edilmez boyutlara geldi. Zecri polisiye tedbirler almazsanız, bu olayların önüne geçemezsiniz. Şimdi önümüzde bir F.Bahçe-Galatasaray maçı var, Kadıköy'de. Bu maçta olabilecekleri düşünebiliyor musunuz? Yoksa kısa bir süre sonra boşvericiliğe devam mı edeceksiniz?

TANTAN GEREKENİ YAP

Sevgili kardeşim Tantan. Banka olayları, hapishane olayları, daha ülkenin bir sürü iç olaylarından dolayı kafan çok karışık. Ama az da olsa vaktini ayır, İstanbul Valisi'ne, Emniyet Müdürü'ne gerekli emirleri ver.

Hürriyet Gazetesi'nin önceki günkü 36. sayfasını gördünüz mü? Avcılarspor ile Kağıthane Hürriyetgücü maçının devre arasında çıkan olaylarda bir polis ve üç kişi yaralanmış. Polis olayı yatıştırmak için silah kullanmış. Sevgili Tantan, spor sahalarındaki anarşi amatör kümelerden, üçüncü, ikinci, birinci lig kulüplerinin maçlarına kadar sıçradı.

Aylardır, yıllardır, ben, gazetem Hürriyet ve diğer basın organları, valileri, emniyet müdürlerini, federasyon başkanını hep uyardık. Hiç kimse tatlı uykusundan uyanmadı. Gözüken o ki, bu uykuya devam edecekler. Yaşanacak büyük bir faciada ilk sorumlu tutulacak kişiler İstanbul Valisi, Emniyet Müdürü ve Futbol Federasyonu Başkanı olmalıdır. Ayrıca, bu üç yetkili vicdanlarına nasıl hesap vereceklerdir.

İŞTE TÜRKİYE GERÇEĞİ

Nihat Sami Banarlı ağabeyimizin eşi gazetemize telefon etti, bakın neler söyledi. Cumartesi günü Kadıköy'e geçmek için iskeleye gelen Beşiktaşlı 30-40 kişilik bir taraftar grubu, turnikelerin üstünden atlayarak vapura binmişler. Onların bu davranışı çevredekileri endişelendirirken, güvenlik personelleri ve polisler de bu gruba hiçbir şey yapmamış. İşte İstanbul'dan bir manzara. Buyrun Tantan, ülkenin hali böyle.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!