Dünya Kupası'na hazırlanıyoruz
Güncelleme Tarihi:
A.A.
Oluşturulma Tarihi: Nisan 26, 2010 12:15
Tekerlekli Sandalye Tenis Milli Takımı, Dünya Şampiyonası'nda çeyrek final oynamak için çifte kamp yaparak hazırlanıyor.
Tekerlekli Sandalye Tenis Dünya Şampiyonası, 3-9 Mayıs tarihleri arasında Antalya'nın Manavgat ilçesinde yapılacak. Şampiyonaya katılacak Türk milli takımı, Ankara'da kampa girerken, daha sonra ikinci kamp için Antalya'ya gidecek.
Tekerlekli Sandalye Tenis Milli Takımlar Antrenörü Ayhan Çelik, şampiyonaya Türkiye'nin ilk kez ev sahipliği yapacağını söyledi. Şampiyonaya 4 bayan, 5 erkek olmak üzere iki takım halinde katılacaklarını ifade eden Çelik, şöyle konuştu: “Şampiyonaya 30 ülkeden yaklaşık 300 engelli tenisçinin katılması bekleniyor. Bizleri çok güçlü rakipler bekliyor. Avrupa'daki ülkeler engelliler tenisinde bizden 35-40 sene önde gidiyor. Bizim henüz daha 6. senemiz. O yüzden işi sıkı tutmamız lazım. Bunun için de erken kampa girdik. Bir hafta Ankara'da, gelecek hafta da Antalya'da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Günde 6 saat çalışıyoruz. Aynı zamanda akşam görsel ve zihinsel çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”
Milli takımı, 1,5 yıldır çalıştırdığını ve iyi bir uyum oluşturduklarını anlatan Çelik, “Hedefimiz en az çeyrek final oynamak. Bunu başarabilirsek iyi puanlar toplayacağız” dedi.
“TOPU İKİ KERE ZIPLATMIYORLAR”
Milli takımın yanı sıra alt yapı çalışmalarına önem verdiklerini ve yeni sporcular yetiştirmek istediklerini ifade eden Çelik, “Büyüklere de eğitim veriyoruz. Ancak sporcu yetişme açısından çocuklara daha çok önem vermemiz gerekiyor” diye konuştu.
Engellilerde spor anlayışının giderek değiştiğini ve bir çok branşta önemli başarılar elde edildiğini dile getiren Çelik, şunları kaydetti: “Tenis, ayakta oynanan zor bir spor olmasına karşın başarılı sporcularımız var. Bizde kural değişikliği sadece topun iki kere zıplaması. Ama oyuncularım çoğu zaman topun iki kere zıplamasına müsaade etmeden tek vuruşla puana gidiyor. Engelli tenisi yavaş yavaş tanınıyor. Engelliler tarafından ilgi ve katılım da arttı. O yüzden çalışmalarımızı daha da artırdık.”
ANTRENÖR DE ENGELLİ
Kendisinin doğuştan sol kolundan engelli olduğunu ve küçükken spora ilgi duyduğunu dile getiren Ayhan Çelik, 13 yıl önce de antrenörlüğe yöneldiğini söyledi.
Engelli olmasına karşın sağlıklı kişilerle mücadele etmek zorunda kaldığını ve spor akademisini kazanmasına karşın kolu olmadığı için üniversiteye alınmadığını belirten Çelik, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çok zorluklar çektim. Üniversiteler şimdi engelli milli takım sporcularına kontenjan açmaya başladı. Bu çok sevindirici bir durum. Ben 2001 yılında antrenörlük belgesini aldım. Trabzon'da 750 kişi arasından 6. sırada aldım. Şu anda Türkiye'nin engelli ilk ve tek tenis antrenörüyüm. İnşallah şu anki sporcularımız ileride antrenör olmayı başarır. Hedefim milli takımda antrenörlük yapmaktı ve bu hedefe çok küçük yaşta ulaştım. Şu an 34 yaşındayım. Engelli olmam sayesinde onların neler hissettiğini anlayabiliyorum. Bir başka antrenör olsa 'çabuk ol, hızlı ol' der. Anlayışlı davranmayabilir. O yüzden engellilerin kahrını herkes çekemez. İnsanların ufak yardımları olabilir, ama işin içine girdiğiniz zaman çok farklıdır. Biz onlara antrenörden ziyade ağabey, kardeş olmaya çalışıyoruz. Benim de engelli oluşum işleri kolaylaştırıyor.”
Sol kolunun dirseğinden engelliği olmasına karşın bunun zorluğunu hissetmediğini anlatan Çelik, “Ailem de yaşatmadı. Tenis oynarken zorlandım, ama şimdi yaptığım en iyi şey servis atmak. Çalışınca her şey oluyor” diye konuştu.
Tekerlekli Sandalye Tenis Milli Takımlar Antrenörü Ayhan Çelik, şampiyonaya Türkiye'nin ilk kez ev sahipliği yapacağını söyledi. Şampiyonaya 4 bayan, 5 erkek olmak üzere iki takım halinde katılacaklarını ifade eden Çelik, şöyle konuştu: “Şampiyonaya 30 ülkeden yaklaşık 300 engelli tenisçinin katılması bekleniyor. Bizleri çok güçlü rakipler bekliyor. Avrupa'daki ülkeler engelliler tenisinde bizden 35-40 sene önde gidiyor. Bizim henüz daha 6. senemiz. O yüzden işi sıkı tutmamız lazım. Bunun için de erken kampa girdik. Bir hafta Ankara'da, gelecek hafta da Antalya'da çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Günde 6 saat çalışıyoruz. Aynı zamanda akşam görsel ve zihinsel çalışmalar gerçekleştiriyoruz.”
Milli takımı, 1,5 yıldır çalıştırdığını ve iyi bir uyum oluşturduklarını anlatan Çelik, “Hedefimiz en az çeyrek final oynamak. Bunu başarabilirsek iyi puanlar toplayacağız” dedi.
“TOPU İKİ KERE ZIPLATMIYORLAR”
Milli takımın yanı sıra alt yapı çalışmalarına önem verdiklerini ve yeni sporcular yetiştirmek istediklerini ifade eden Çelik, “Büyüklere de eğitim veriyoruz. Ancak sporcu yetişme açısından çocuklara daha çok önem vermemiz gerekiyor” diye konuştu.
Engellilerde spor anlayışının giderek değiştiğini ve bir çok branşta önemli başarılar elde edildiğini dile getiren Çelik, şunları kaydetti: “Tenis, ayakta oynanan zor bir spor olmasına karşın başarılı sporcularımız var. Bizde kural değişikliği sadece topun iki kere zıplaması. Ama oyuncularım çoğu zaman topun iki kere zıplamasına müsaade etmeden tek vuruşla puana gidiyor. Engelli tenisi yavaş yavaş tanınıyor. Engelliler tarafından ilgi ve katılım da arttı. O yüzden çalışmalarımızı daha da artırdık.”
ANTRENÖR DE ENGELLİ
Kendisinin doğuştan sol kolundan engelli olduğunu ve küçükken spora ilgi duyduğunu dile getiren Ayhan Çelik, 13 yıl önce de antrenörlüğe yöneldiğini söyledi.
Engelli olmasına karşın sağlıklı kişilerle mücadele etmek zorunda kaldığını ve spor akademisini kazanmasına karşın kolu olmadığı için üniversiteye alınmadığını belirten Çelik, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Çok zorluklar çektim. Üniversiteler şimdi engelli milli takım sporcularına kontenjan açmaya başladı. Bu çok sevindirici bir durum. Ben 2001 yılında antrenörlük belgesini aldım. Trabzon'da 750 kişi arasından 6. sırada aldım. Şu anda Türkiye'nin engelli ilk ve tek tenis antrenörüyüm. İnşallah şu anki sporcularımız ileride antrenör olmayı başarır. Hedefim milli takımda antrenörlük yapmaktı ve bu hedefe çok küçük yaşta ulaştım. Şu an 34 yaşındayım. Engelli olmam sayesinde onların neler hissettiğini anlayabiliyorum. Bir başka antrenör olsa 'çabuk ol, hızlı ol' der. Anlayışlı davranmayabilir. O yüzden engellilerin kahrını herkes çekemez. İnsanların ufak yardımları olabilir, ama işin içine girdiğiniz zaman çok farklıdır. Biz onlara antrenörden ziyade ağabey, kardeş olmaya çalışıyoruz. Benim de engelli oluşum işleri kolaylaştırıyor.”
Sol kolunun dirseğinden engelliği olmasına karşın bunun zorluğunu hissetmediğini anlatan Çelik, “Ailem de yaşatmadı. Tenis oynarken zorlandım, ama şimdi yaptığım en iyi şey servis atmak. Çalışınca her şey oluyor” diye konuştu.