Oluşturulma Tarihi: Mayıs 09, 2002 00:00
Efendim bugün yeniden Hürriyet Bahri isimli yazarımızın bir yazısı elime ulaştı. Bu köşe nasıl olsa benim değil mi? Bugün de ben yazmadım o yazdı. Sakın kaçırmayın çok ilginç bir yazı. Buyrunuz. DEPİK
Dünya Kupası'na şunun şurasında ne kadar kaldı ki. Kısa bir süre sonra tüm dünya, sadece Türkiye değil, futbol ile yatıp futbol ile kalkacak. Hele de Türkiye-Brezilya maçı, çok büyük olasılıkla Türkiye'de bugüne dek en çok kişi tarafından izlenen futbol müsabakası olacak.1982 Dünya Kupası'nda Çok ilginç bir olay yaşanmıştı hatırlar mısınız (Doğruyu söylemek gerekirse -ki her zaman gerekir- ben hatırlamıyorum. Ama futbol tarihi konusunda engin bilgisine güvendiğin sayın Kaan Pamir tarafından bana nakledildiği için gönül rahatlığı ile size aktarıyorum)?Uruguay-Brezilya maçı... Maç Brezilya'da oynanıyor. Maçı 200 binin üzerinde insan izliyor. Dar alan, paslaşma, gol filan derken Brezilya sahayı mağlup olarak terk ediyor. İşin ilginç kısmı ise bundan sonra başlıyor. Mağlubiyetin ardından hemen bir kaç kişi stadın en yüksek yerinden atlayarak intihar ediyor. Sebep, Brezilya Milli Takımı'nın yenilgisi. Ülke çapındaki genel yas havasından hiç bahsetmiyorum. Ertesi gün yine aynı staddayız. Stadda keder içinde 50 bin civarı insan ve hala tribünlerde oturuyorlar. Hayır maç filan yok, saha boş. Evet yanılmadınız öyle bir yenilgi şoku ki 50 bin civarı Brezilya Milli Takımı taraftarı stadı terk edip evine gidememiş (Kaç gün daha orada kaldıklarını bilmiyorum).Bir başka hikaye daha...Dün akşam bir akadaşım anlatı.
Galatasaray şampiyonluğu sonrası balkona asılan devasa bir bayrak alt kat komşusunun balkonuna kadar iniyor. Alt kat komşusu kaçınılmaz olarak
Fenerbahçe taraftarı. Ama saygın bir işte çalışan aklı başında bir taraftar Yani öyle bayrağı alttan tutuşurmak falan yok. Gayet uygar biçimde arkadaşımın babasının şampiyonluk kutlamasını sineye çekiyor. Ama derken bir akşam kapı çalınıyor ve apartman görevlisi, arkadaşımın Galatasaray taraftarı babasına alt kat komşusunun şu ricasını iletiyor:"Abi, bayrak filan tamam da bu akşam misafirlerim gelecek. Eğer bayrağı orada görürlerse bir daha hiç birinin yüzüne bakamam. Rezil olurum. Rica etsem de bayrağı biraz yukarı çekseniz."Ve bayrak yukarı çekiliyor Ve son bir hikaye. Yer İstanbul Menkul Kıymetler Borsası. Endeks 2002 yılı başından bu yana 12 bin puanı aşamamış. İşlem hacmi yerlerde sürünüyor. İflas eden edene... Aracı kurumlar hızı azalsa da gizli gizil adam çıkartmayı sürdürüyor. Ve borsada sabah açılıştan önce, öğlen yemek arasında, akşam çıkışta ve binanın her yerinde tek bir konu konuşuluyor: Türkiye milli takımının maçlarının nasıl izleneceği. Çünkü bütün maçlar öğleden önce. Yani seans saatleri içinde. Bir çok insan yıllık iznini maç haftasına denk getirme telaşı içinde. Ve hatta son bir iki gündür Türkiye Milli Takımı'nın maç günlerinde sabah seansının iptal edilip edilmeyeceği olasılığı üzerinde tartışılıyor. Kimi borsacılar Borsa Uzmanlar Derneği'nin bu yönde bir anket çalışması yapmasını istiyor. Bu yolla Borsa Başkanlığı'nın ikna edilebileceği umuluyor. Şımarıkça bir talep mi?Hadi ordan! Fenerbahçe yenilince borsaya para kazanmaya gelmeyen insanlar gördüm. Ve sayıları hiç de az değildi. Ve üstelik burası Türkiye ve bizim ata sporumuz da aslında futbol. İnanmıyorsanız araştırın. Hatta bir Türk Tarihi profesörü geçenlerde açıkladı. Orta Asya'da içi doldurulmuş koyun işkembesinden yapılan topla oynarmışız biz bu ounu. Adı da "Depik" (tepik, tekme) imiş.Yaaaaaa...
button