1- Güney Kutbu’ndaki yıllık buz kaybı 152 kilometreküp!
Güney Kutbu’ndaki buz kütlesi iklim değişimi yüzünden eriyor.
Amerikalı bilim adamlarının ölçümlerine göre Güney Kutbu’ndaki buz kaybı 2002 yılından bu yana 152 kilometreküp. Bu aşağı yukarı on milyon nüfuslu Los Angeles’ın su sarfiyatının 50
mislisi kadar.
Oysa IPCC (Intergovernmental Panel on Climate Change) 2001 yılında tam tersi bir öncelemede bulunmuştu. Tahmine göre Güney Kutbu’ndaki buz kütlelerinin, 21.yy’da küresel ısınmaya bağlı olarak daha fazla yağış beklendiği için büyümeleri bekleniyordu.
Olağanüstü erime süreci özellikle de Antarktiğin batı buz örtüsünde etkisin göstermekte diyor Kaliforniya Üniversitesi’nden Isabella Velicogna ve John Wahr.
Deniz seviyesi yılda yaklaşık olarak 0,4mm yükselmiş. Batıdaki buz örtüsü tamamen eriyecek olursa su seviyesi yaklaşık olarak 7m kadar yükselecek. Güney Kutbu’nun doğusundaki buz örtüsünün erimesi ise çok daha büyük sonuçlar doğuracak.
Buradaki buz kütlesi batıdakinden sekiz misli büyük. Araştırmacılar ayrıca Güney Kutbu’nun dünya genelindeki buz kütlelerinin %90’ını barındırdığı ve dünyanın en büyük tatlı su kaynağı olduğunu da vurguluyorlar.
Ölçüm verileri, dünyadaki kütle dağılımını, çekim alanındaki değişimlere göre hesaplayan GRACE uydularından alınan bilgilere dayanmakta.
2- Deniz diplerinden savrulan metan ve küresel iklim değişimi
Bilim adamları, denizlerin derinliklerindeki yanardağlardan püsküren metanın, dünya iklimi üzerinde sanılandan çok daha büyük etkisi olduğunu saptadı.
Spitzbergen ve Norveç arasındaki bir çamur volkanını inceleyen Alfred-Wegemer Kutup ve Deniz Araştırmalarından uzmanlar, yanardağın atmosfere önemli ölçüde metan savurduğunu fark ettiler. Metan, atmosferdeki doğal sera gazı etkisinde önemli bir rol oynamakta. Dünyadaki yaşamın varlığı da zaten bu metan sayesindedir.
Ancak son araştırmada gözlemlenen doğal metanın iklim değişimi üzerinde büyük etkisi var diyor AWI araştırmacıları. Alman ve Fransız bilim adamlarından oluşan ekip, etkin olan Haakon Mosby çamur volkanında metan baloncuklarından oluşan bir bulut görmüş.
Bakış değişti
Bu bulut deniz dibinin üzerinde 800m, altında ise 1250m kadar davam ediyor. Baloncuklar, yılda birkaç 100 ton metanı yukarıdaki su tabakalarına taşıyorlar. Metan ve karbondioksit doğal olduğu kadar yapay sera gazı etkisinden sorumludur.
Gazlar, dünyadaki sıcaklığın uzaya yansımasını önlüyorlar. Bir metan molekülü, karbondioksit molekülünden 20 misli etkilidir. Denizlerde dünya genelinde birkaç bin çamur volkanının bulunduğu tahmin edilmekte.
Saldıkları metan oranı, insanlar tarafından salınanla birlikte küresel ısınma üzerinde önemli olabilir. Fakat okyanuslardaki metan kaynakları, karadakiler kadar iyi araştırılmamıştır. Dolayısıyla da iklim üzerindeki kesin etkileri bilinmiyordu. Kısa bir süre öncesine kadar deniz diplerindeki metanın mikroplar tarafından indirgenerek zararsız hale getirildiği sanılıyordu.
3- İklim değişimi: Bering denizi de ısınıyor
Küresel iklim değişimi yüzünden, Bering denizindeki hava sıcaklıkları neredeyse deniz aslanlarının (Odobenus rosmarus) yüzgeçleri altındaki buzu bile eritecek kadar artmakta.
Pasifik okyanusun kuzey kısmındaki ekosistem, önemli ölçüde değişim geçirmekte diyor Tennessee Üniversitesi’nden Jacqueline Grebmeier Science dergisinde.
Deniz aslanları genelde denizin üzerinde yüzen buz kütlelerini takip ederek avlanırlar. İklim değişimi bu yüzden hayvanların besin kaynaklarını da yok edecek diyor bilim adamları. Havadaki ve sudaki sıcaklık artışı özellikle de Bering denizinin güney kısmındaki hayvanları etkilemekte.
Örneğin gri balinalar, Kuzey Kutbu’nun kuzeyinde kalan sularda çok daha uzun kalıyorlar diyor bilim adamları.
4- Madagaskar ormanları tehdit altında
Dünyanın dördüncü büyük adası olan Madagaskar, hayvan ve bitki çeşitliliği için eşsiz bir yaşam alanı sunar. Dünyadaki hayvanların ve bitkilerin %5’i burada yaşıyor ve birçokları
başka hiçbir yerde bulunmuyor. Burada görülen kara memelilerin %98’i, sürüngenlerin %92’si, bitkilerin %68’i ve kuşların %41’i artık sadece Madagaskar’da yaşıyor.
Kısa bir süre önce adada üç yeni lemur türü bulundu. Uzmanlara göre her tür, yaşamın evrimi hakkında daha iyi bir bakış açısı sunuyor.
Biyologlar ve çevreciler Madagaskar’daki çeşitliliği korumak için çabalıyorlar. Cangılların yok edilmesi en büyük tehdit olarak görülmekte. Bu spektrometre çekimi gibi uydu görüntüleri bitki örtüsü, ormanların durumu ve çıplak bırakılmış yamaçlar hakkında bilgi veriyor.
Yağışlar sırasında ne miktarda toprağın ırmaklara aktığı da erozyon için bir ölçüt sayılmakta. Bu görüntü ESA’nın (Avrupa Uzay Ajansı) Proba uydusuyla alındı. Proba, çamaşır makinesi büyüklüğünde bir dünya gözlem aracı. Sonda, Chris (Compact High Resolution Imaging Spectrometer) olarak adlandırılan bir spektrometreye sahip. Bu spektrometreyle 18x18m çözünürlüklü görüntüler alınabiliyor.
5- Küresel ısınma petrol zenginlerine yarıyor
Penguenler ve kutup ayıları için tehlike sayılan küresel ısınma, petrol zenginlerinin işine yarıyor. Çünkü Kuzey Kutbu’ndaki buzlar eridiğinde bölgede petrol arama çalışmaları
kolaylaşacak. Kuzey yarımküredeki sıcaklıklar, güneye karşın iki misli daha hızlı artıyor. Yazlar uzuyor ve buz inceliyor. 2015 yılında kuzey kutbu normal gemiler için altı ay süreyle açık olacak.
Gerçi su sıcaklığındaki artışla birlikte buzdağlarının sayısı da artıyor ama buna karşın arktik petrol kaynakları siyasi açıdan sağlam bölgelerde bulunuyor. Kuzey Kutbu dev bir buz hazinesi. Bu hazinenin altında sadece sonsuz buz değil, dünya petrol ve gaz rezervinin dörtte bir barınmakta.
Tahminlere göre burada iki bilyon dolar yatıyor! Hatta Kuzey Kutbu’nun yakınlarında bile petrol rezervleri saptandı. Norveç Petrol kuruluşu Statoil ve Hydro ve Rus Gazprom dünyanın en büyük doğalgaz rezervi olan "Stockman Field" bölgesini araştıracaklar. Tahminlere göre hacmi 3,2 bilyon kadar. Kuzey Kutbu’ndaki erime öte yandan zengin Norveçlileri de sevindiriyor.
Hammerfest bölgesinde neredeyse 6 milyon Avroluk bir gaz sıvılaştırma tesisatı inşası sürmekte. Snohvit projesi özellikle de Kuzey Amerikan pazarının ihtiyacını giderecek. Bölgede Norveç, Rusya, Danimarka, Kanada ve ABD rakip halinde. Sınırların nerede başlayıp, nerede bittiği belirsiz.