Oluşturulma Tarihi: Ocak 19, 2002 00:54
Güney Afrika’da Blombos adı verilen bir mağarada bulunan, 70 bin yıl önceye ait insan yapımı kırmızı aşı boyasını, Taş Devri kadınlarının dudak, yüz ve beden boyası olarak kullandığı saptandı.
Afrika’nın her yanında 70 bin yıldan bile çok daha eski birçok aşıboyasına rastlandı. Bu buluş ışığında araştırmacılar insan türünün ortaya çıkışını olağanüstü bir biçimde gözler önüne seriyor ve kozmetiğin insan kültürünün gelişmesinde oynadığı belirleyici role parmak basıyorlar.
Taş Devri’nden kalma bu boyayı kalıcı konutlar, ocaklar ve toplu yaşamla ilgili fosil kalıntıları ve kazıbilimsel bulgularla birlikte değerlendirdiğimizde, imler, imgeler ve ritüellerle iletişim kuran örgütlü bir toplumun ilk izlerine tanık olmaya başlarız. Bütün bu bulgular, kültürün kökenine ışık tutabileceğinden, araştırmacılar için son kerte önemli bir yer tutuyor.
İlk kültürel devrim
İnsanbilim uzmanları kültürel kökenlerimiz konusunda oldum olası bir görüş birliğine varamadılar. Bugüne dek atalarımızın kalıntılarıyla birlikte bulunan nesneler yaklaşık 50 bin yıl önce kültürel bir devrim yaşandığını ortaya koyuyor.
İlk çağdaş insanların kemik ve taştan giderek daha incelikli araç gereçler yapıp, kayaların üzerlerine şekiller çizdikleri Fransa’daki Lascaux mağarası ve başka yerlerdeki göz kamaştırıcı duvar resimleriyle doruğuna ulaşan sanat yapıtları yaratmaları da bu döneme rastlıyor.
Gelgelelim, Güney Afrika’da Blombos Mağarası’nda bulunan aşıboyası, insan kültürünün sanıldığından çok daha karmaşık bir özgeçmişi olduğunu ortaya koyuyor.
Kozmetiğin bu sürecin hangi aşamasında devreye girdiğini anlayabilmek için biraz daha gerilere gitmek gerekiyor.
İnsanoğlu, erkek ve dişilerinin büyük sosyal gruplar içinde, uzun süreli tekeşli ilişkilere girdiği ve çocuklarının bakımından her iki cinsin de ortaklaşa sorumlu olduğu tek primat türüdür.
Bu sıradışı işbirliğinin kaynağına inilmesi durumunda, elde edilen bilgiler insanoğlunun kültürel gelişimine de bir ışık tutabilir. Kozmetik boya bu dişi-erkek ilişiklerini aydınlatıcı rol oynuyor.
Kadın-erkek çekişmesi
Londra University College insanbilim (Antropoloji) uzmanı Leslie Aiello ve arkadaşlarının yaptıkları araştırmaya göre, erkeklerle kadınlar arasındaki ilişkiler, daha başlangıcından itibaren bir çekişme içinde geçti.
Kadınlar, erkeklerin desteğini almak ve onları kendi ve çocuklarının çıkarları için mümkün olduğu kadar çok çalıştırabilmek ve kullanabilmek için çeşitli taktikler geliştirdiler. İnsan beyni geliştikçe, kadın erkek arasındaki işbirliği de daha başka boyutlara ulaştı. İnsan evriminin altı milyon yıllık süreci boyunca, beynin boyutunun üç kat arttığını, buna göre de istek ve ilişkilerinin çok çeşitlendiğini de bu arada belirtelim.
Blombos Mağarası araştırma ekibinden Ian Watts, 190-130 bin yıl önce, sondan bir önceki buzul çağında, kadınların fazla enerji harcamaya (çocuk bakımı vb) dayanan sorumluluklarının doruk noktaya ulaştığına dikkat çekiyor. Ve üyesi olduğumuz homo sapiens türünün tam da bu zaman diliminde evrildiğine ve bugüne geldiğine dikkat çekiyor.
Önce yiyecek
Kadınlar, sözü edilen çağda kendilerine yardımcı olmayan, çocuklarına ve kendilerine yiyecek bulmayan ve getirmeyen erkekleri cezalandırmak için ne gibi yöntemler geliştirmiş olabilirler?
Bu konuda öne sürülen görüşlerden bir tanesi, kadınların kendi aralarında birleşerek, cinsel ilişkiden kaçınmak suretiyle güçlerini ortaya koyduklarıdır. Böylesine bir işbirliğinin güçlü olması için kadınların kendi aralarında iletişim içinde olmaları, eylemleri arasında bir eşgüdüm sağlamaları ve erkeklerine her zaman doğurmayacakları sinyalini vermeleri gerekmekteydi.
Sonra seks
Bu da son derece incelikli bir işti; kadınlar plan yapmak, kaypak olmak ve ötekilerin ne yaptığını bilmek zorundaydılar.
İşte kırmızı aşı dudak boyasının bu dönemde, erkeklere karşı bir cinsel boykot silahı olarak devreye girmiş olabileceği görüşü giderek ağırlık kazandı.
Kurama göre, kadınlar, erkeklere karşı güç gösterisi yapmak ve cinsel ilişkiden kaçmak, cinsel ilişki grevine gitmek için aşı boyalarını kullandılar ve erkekler yiyecek getirinceye kadar da bu grevlerini sürdürdüler. İnsanbilim uzmanları, kadınların, özellikle adet görme dönemlerini bu grev için büyük bir koz olarak kullandıklarını, ayinler düzenlediklerini ve bu ayinlerde dudak, yüz ve bedenlerini boyadıklarını belirtiyorlar. Adet günlerini bahane ederek yaptıkları boykotu, belki de erkek yiyecek getiriniceye kadar uzattıkları üzerinde de duruluyor.
Danslarda yaşıyor
Araştırmacılar, bugünkü Afrika kabilelerinin dansları incelendiğinde de, binlerce yıl önceden kalma bu ritüellerin izlerinin görüldüğüne işaret ediyor ve sayısızç örnek veriyorlarÉ
Araştırmacı Watts bu yönde çok sayıda kazıbilimsel kanıt da olduğunu dile getiriyor. Güney Afrika’da 20 bin yıl öncesinden kalma 74 bölgede yaptığı araştırma, 100-120 bin yıl önce kırmızı aşıboyası ve öteki kırmızı boyaların kullanımında bir patlama yaşandığını ortaya koyuyor.
Zambia’da elde edilen yeni bulgular ve Güney Afrika’daki Border Mağarası kalıntılarının yeniden tarihlendirilmesi sonucunda elde edilen bilgilere göre, aşıboyasının ilk kez kullanımı çok daha eskilere dayanıyor. Uygulamanın ilk kez 170 bin yıl önce, Zambia’da başlatıldığı sanılıyor.
New Scientist dergisinde yayımlanan bu geniş araştırmada, kozmetiğin insan kültürünün özünde yer aldığını söylemenin saçma olmayacağına işaret ediliyor. Araştırmacılar kozmetik sözcüğünün Yunan dilinde düzen anlamına gelen ‘cosmo’ sözcüğünden türetilmiş olduğuna dikkat çekiyor.
Araştırmacı Power, ‘Geleneksel kültürlerde kozmetik salt gösteriş amacı taşıyan bir şey değildi. Kimin hangi gruba bağlı olduğunu, kimin kime dokunabileceğini ve kimin kimle çiftleşebileceğini belirleyen bir göstergeydi. Kozmetiğin cinsel bir im olarak düzenli kullanımı çağdaş insanları farklı kılan bir özellik bile olabilir,’ diyor.
İlk dudak boyasının Taş Devri’nde kullanıldığı, kadın-erkek ilişkilerinin kökeninde ve insan kültürünün gelişmesinde kozmetiğin belirleyici rol oynadığı ortaya çıktı.
Ancak kadınlar o zamanlar dudak boyasını, çekici olmak ve beğenilmek için değil, erkeklere karşı cinsel boykot yapmak için kullandılar.