Elektrik saçan yılanbalığı nasıl elektrik üretir?Yanıt: Binir bilimci Angel Caputi’nin yanıtı: Yılan balığı çok özel bir yapıya sahip olan sinir sistemi sayesinde, yüksek dozda elektrik akımı üretir. Bu sistem, özel elektrik organı içinde bulunan disk şeklindeki elektrik üreten hücrelerin faaliyetlerinin eşzamanlı çalışmasını sağlar.
Sinir sistemi, elektrik organına ateş etmesini söyleyen kumanda çekirdeğinden yararlanır. Karmaşık bir sinir demeti, binlerce hücreyi aynı anda faal duruma geçirir.
Her bir elektrogenik hücre, iç kısmıyla karşılaştırıldığında dış kısmında 10 mikrovolt’tan biraz daha az negatif yük taşır. Komut sinyali geldiği zaman, sinir ucu bir nörotransmiter olan asetilkolin’den çok az miktarda salgılar. Bu salgı düşük elektriksel dirençli, geçici bir yol oluşturur. Bu yol hücrenin bir kenarının dışı ile içini birleştirir. Böylece her hücre bir pil gibi davranmaya başlar. Faal hale getirilmiş kenarı negatif yük taşırken, karşı kenarı pozitif yük taşır.
Bir el fenerinin içindeki pillerin dizilimi gibi elektrik organının içindeki hücreler de özel bir şekilde dizili olduğu için, faal hücrelerin ürettiği elektrik, çevresindeki faal olmayan hücreyi şok ederek faal hale getirir ve böylece kademeli bir şekilde elektrik üretir.
Kademeli üretim
Yılanbalığı eğer havada yaşasaydı, sonuçta ortaya çıkan akım bir ampere yakın olurdu. Bu durumda hayvanın vücudu 500 volt’luk bir pil haline gelirdi. Fakat su, ilave bir çıkış yolu sağladığı için, akım küçülür.
Elektrikli yılan balıklarının diğer hayvanları çarpmakla birlikte kendisine şok vermemesinin nedenlerinden biri de, elektrik şokunun şiddetinin belirli bir vücut alanının üzerinden akan akımın miktarına ve süresine bağlı olmasıdır.
Karşılaştırma amacıyla, bir yılan balığının vücudu, yetişkin bir erkeğin koluyla aynı boyuttadır. Koldaki kaslarda spazm yaratmak için 200 miliamperlik bir akımın 50 milisaniye süresince kolda akması gerekir. Oysa bir yılan balığı, iki milisaniyelik elektrik akımı ile çok daha az enerji üretir.
Ayrıca, akımın büyük bir miktarı yılan balığının derisi üzerinden suda dağılır. Avın görece olarak daha küçük olan gövdesinde bu akım daha büyük etki yaratır.
Sözgelimi yılan balığının vücut uzunluğunun onda biri boyutlarındaki bir av, hayvanın hacminin binde biri hacmindedir. Böylece yılan balıklarının yakınlarından geçen avlar çarpılır, yılan balıklarının kendisi değil.
ELECTROPHORUS ELECTRİCUSElektrikli yılanbalığı (Electrophorus electricus), Yeni dünya bıçak balıkları takımından elektrik üreten sıradışı bir tür. Bu yetenek hem avlanırken hem de savunma anında kullanılabilir. Elektrikli yılanbalığı Güney Amerika'nın kuzey doğusundaki Amazonlar ve Orinoco bölgelerinde, çamurlu ve oksijen bakımından fakir tatlı sularda yaşar.
Sırt- kuyruk ve karın yüzgeci mevcut değildir. Boyu 2.5 metreyi bulabilirken ağırlığı 20 kg'a kadar gelebilir. Geniş, oval ve yassı olan kafası heybetli bir ağız taşır. Renk, griden kahverengimsi boz renge kadar uzanır. Ağız boşluğundaki özel bir kan damarından oksijen alır ve ortalama her on dakikada bir su yüzeyinde hava solur.
Bir elektrikli yılan balığında 5.000 ile 6.000 arasındaki elektroplax, beraberce 500 voltluk bir gerilim, 500 wattlık elektrik üretebilir.
Organlar, avlarını yakalamasına ve savunmaya hizmet eder. Gerilim, sadece küçük balıkları öldürürken, ayrıca bir insanı da ölümcül olarak yaralayabilecek durumdadır. Alexander von Humboldt'un ünlü Güney Amerika keşif gezisinde tasvir ettiği gibi, elektrikli yılan balığı hatta atları bile öldürebilir.
Elektrik çarpması balığın bulanık suda yön tayinine, kendi sınırlarını belli etmesine ve çiftleşecek partner bulmasına da hizmet eder.
Balık bu esnada daha zayıf ve daha yavaş impulslar üretir.
Elektrikli yılan balıkları, çiftleşme için partnerlerini, elektrik salınımlarının yardımıyla ararlar. Bu zayıf salınımları muhtemel partner bulanık suda hisseder. Çiftleşme genelde Eylül ile Aralık arasında yer bulur. Erkekler su bitkileri ile yuva kurar, yumurtalara ve sonra da larvalara bekçilik yaparlar. Bunlar, yumurtadan çıktıklarında on santimetre boyundadırlar.
KAYNAK: Vikipedi, özgür ansiklopediMum yandığı zaman çevre kirliliği yaratır mı?Yanıt: Mumların yapımında kullanılan balmumu uzun hidrokarbon zincirinden oluşur ve yandığı zaman karbondioksit çıkartır. Yanan mumların çevre kirliliği yaratması, bu hidrokarbon kaynağına bağlıdır. Ne yazık ki mumların çoğunluğu hampetrolden elde edilen parafinden üretilir.
Balmumunun içindeki karbon, orijinal olarak toprağın altındaki petrol yataklarının içinde bulunur. Petrol ürünleri yandığı zaman içerdikleri karbon atmosfere yayılır ve küresel ısınmayı biraz daha artırır.
Ayrıca parafinden yapılan mumların insan sağlığına verdiği zarar, yandığı zaman çıkarttığı kurumdan dolayı, yenilenebilir diğer malzemelerden yapılan mumlardan daha fazladır.
Yenilenebilir bu malzemeler defne gibi ağaçların meyvelerinden elde edilen ve arıların ürettiği balmumudur. Mumlar ayrıca, hidrojen ile birleştirme işlemi yardımıyla, soya yağı gibi diğer bitkisel yağlardan da yapılabilir. Bu yağların içindeki karbon, yağın çıkartıldığı bitki tarafından kullanılmadan önce atmosferde olduğu için çevreye çok az zarar verir.
Soya yağından mumBütün insanlar ışık kaynağı olarak elektrik yerine soya yağından yapılan mumları kullansaydı, elektrik üretmek için fosil yağları yakma zorunluluğunu ortadan kaldıracaktı. Böylece fosil yakıt ile çalışan elektrik santrallerinin havaya saldığı karbon çok azalmış olacaktı. Ancak mumların üretilmesinin ve taşınmasının çevreye verdiği zarar dikkate alınırsa elektrik (özellikle yenilebilir kaynaklardan üretiliyorsa) çevreye daha az zarar verir.
Mumlar bir başka yönden de çevre dostudur. Geceleri elektrik yerine mum ışığından yararlanmak, kitap okumak veya TV izlemek gibi faaliyetlere izin vermediği için insanlar daha erken yatabilir. Bu da aydınlatma ve ısıtma maliyetlerinde düşüşe ve dolayısıyla çevre kirliliğinde azalmaya yol açabilir.