Dr. Yanıt

Güncelleme Tarihi:

Dr. Yanıt
Oluşturulma Tarihi: Haziran 17, 2004 20:58

Kravat renklerinin ve biçiminin bir anlamı var mı?

YANIT:
‘Erkek Giyiminin Görsel Dili: Kravat'' isimli kitapçıkta (Mithat Selection), kravat kültürü hakkında geniş tarihi bilgi bulunuyor. Kravatın nasıl ve neden bir ‘görsel dil'' özelliği kazandığının kısa öyküsü anlatılıyor.

Kravat ‘icat edildiği'' Çin'den başlayıp, askerlerin kullandığı Roma'dan geçip, Hırvatların 17.Yüzyıl'da Avrupa'ya tanıştırmasına kadar pek yavaş gelişti. Ancak Ondördüncü Louis'in kravatı benimsemesiyle kravat modası hızla yayılmaya başladı. Ve bu moda hala sürüyor. 21.Yüzyıl'a girdiğimiz şu sıralarda kravatın erkek giyimindeki önemi yadsınamayacak kadar büyük.

Kitapçıkta önce kravatın dünü, bugünü, daha sonra Türk toplumunda nasıl yayıldığı anlatılmakta. Cumhuriyet'le birlikte topluma egemen olan çağdaşlaşma duygusunun, giyim kuşama da yansıdığı belirtildikten sonra, Nazım Hikmet'in 1931 yılında kaleme aldığı ‘Gömlek, Pantolon, Kasket ve Fötre Dair'' adlı şiirinden kravata ilişkin satırlar yer veriliyor. Kravatı, Nazım Hikmet kendi dünya görüşünde şöyle yorumluyor.

‘Vladimir İliç Ulyanof Lenin ateşten bir dev gibi çıktığı zaman barikata, yakalığı da vardı kravatı da''

Kravatta deseninin de kendine özgü bir dili olduğu varsayılır. Örneğin:

Çizgili kravat: Düzen ve tutuculuk. İngiliz ve Amerikalı orta üst sınıfda, çizginin yönleri mesaj vermek için kullanılır.

Kareli kravat: Masa örtüsü benzeri karelerden uzak durmak gerek. ıskoç (Tartan) desenli diyagonal kareli kravatları ise İskoç milliyetçileri, geleneksel kitleriyle kullandıklarında daha anlamlı olur. Kareli yünlü kravatlar ise bohem, sıradışı, ‘masa başı bağımlısı olmayan'' serbest bir düzen insanını düşündürür.

Noktalı kravat: Küçük noktalı veya minik daireli kravatlar Batı'ya vodvil sanatçılarının bir armağanı.

Çiçek desenli kravat: Sanayı Devrimi'nin tekstilde sağladığı teknik kolaylık ve çeşitliliğin tarihi ürünü. Bu desen biçimini çizen kravat tasarımcısı, yaratıcılıkta sınır tanımıyor. Ciddi ve ağır desenli kravatlardan, 1960-70'lerde moda olan hippy kravatlarına kadar çok çeşitli desenler kullanıldı, kullanılıyor.

Kitapçıkta ayrıca kravattaki renk dilinin temel varsayımlarına da yer veriliyor:

Mavi: Sakinleştirici, dürüstlük ve huzur simgesi

Kırmızı: Aşk, hiddet, cesaret, gözüpeklik

Turuncu: Budizmin evrensel rengi. Ama Batı için popüler değil.

Siyah: Batılı ülkelerde çok yaygın olan cenaze levazımatçısı, matem, aşırı ciddiyet rengi.

Gri: Belirsizlik, kararsızlık rengi. Ancak ciddiyet de ifade eder.

Sarı: Neşe, umut, gençlik ve reklam simgesi.

Yeşil: Ancak ceket ve gömlek rengiyle uyum sağlarsa ‘çevreci'' bir anlama gelebilir.

Mor: Batı'da aristokratik zihniyete yakınlık olarak algılanır.

Dört yapraklı yonca nasıl olur?

Soru: Yoncalar hep üç yapraklıdır, ama istisna olarak dört yapraklı da oluyor. Dört yapraklı yonca nasıl oluyor?


Yanıt: Tabii size verebileceğimiz en basit yanıt, karşı bir soru sormak olur: 6 parmaklı insanın nasıl olur?. Yani biyolojide, canlılar dünyasında, genel kurallardan her zaman sapmalar olur, bu da onların genetikleriyle ilgili bir ‘mutasyon’ olayıdır. Yani genetic kurallardan bir tür ‘sapma’dır.

Yüzyıllardır uğurlu olduğuna inanılan dört yapraklı yonca 6 parmaklı insan eline benzer. Genetik mutasyonun insanlarda ilave bir parmağın oluşumuna zemin hazırlaması gibi, gelişigüzel mutasyon olayı da, yani genlerdeki bir değişim, bitkinin sapında bir dördüncü basamak oluşturmuştur.

Amerikan Tarım Bakanlığı dört yapraklı yoncayı Trifolium repens veya beyaz yonca olarak isimlendirir. Beyaz yonca bütün yıl boyunca açan üç yapraklı bir bitkidir. Ancak her 10.000 yoncanın birinde 4. yaprak oluşur.

Oregon Eyaleti Botanik ve Bitki Patolojisi Dairesi'nde görevli profesör Aaron Liston'a gore, güneşin morötesi ışınları bu mutasyonun en önemli tetikleyicisidir. İkinci önemli etmen ise kimyasal gübrelerdir. Mutasyon ayrıca DNA çoğalması sırasında ortaya çıkan bir kusurdan da kaynaklanabilir. Bu durumda dış etmenler söz konusu değildir.

Sebep ne olursa olsun dört yapraklı yonca uğurlu olma özelliğini yıllardır koruyor. İngiltere'de Galler bölgesinde Keltler beyaz yoncadan kötü ruhlara karşı büyü olarak yararlanıyordu. 1620 yılında Sir John Melton şöyle yazıyordu:

‘Yonca tarlasında yürüyen bir insan dört yapraklı bir yonca bulursa, çok kısa bir süre içinde çok hoş bir şeyle karşılaşacaktır.''

Bizler de yoncalar arasına düştüğümüzde hemen dört yapraklısını aramaz mıyız?

Burda gördüğünüz dört yapraklı yoncanın latince adı: Trifolium repens Linnaeus. Şu siteden alındı: www.killerplants.com/weird-plants/20030710.asp

Grizzly ayılarının soyları kurtuldu mu?

SORU: Ben bir ayısever olarak, daha önceleri okuduğum bir ayı cinsi ile ilgili bilgi almak istiyorum. Bunlar Grizzly ayıları (Ursus arctos horribilis) idi ve soyları tükenme tehlikesi ile karşı karşıya bulunuyordu. Durumları hakkında bilginiz var mı?



YANIT: 19.yy’da Amerika’da 50.000 kadar Grizzly ayısı yaşıyordu. Yoğun avcılık yüzünden 1975 yılında geriye sadece 200 hayvan kalmıştı. Ayılar son yıllarda yeniden çoğalınca sayıları 1200’ü aştı. Bu durumdan hiç memnun olmayan çiftçiler danalarını parçalayan ayıların, türleri tehdit altında olan hayvanlar listesinden çıkarılmasını istiyorlar.

Washington Post gazetesinde yayımlanan habere göre Grizzly ayılarının son 30 yıl içinde önemli ölçüde çoğalmalarından sonra, özellikle de çiftçiler ve siyasetçiler ayıların tehdit altında bulunan türler listesinden çıkarılması için harekete geçtiler.

Doğada yaşayan Grizzly ayılarının sayısı 1975 yılından bu yana 200’den 1200’e fırladı. 19.yy’ın ortalarında ise ‘Vahşi Batı’da’ 50.000 kadar Grizzly ayısı yaşıyordu. Ancak Alaska eyaletinde bugün de aşağı yukarı 35.000 Grizzly ayısı bulunmakta. Üstelik burada hiçbir zaman soyları tükenmekte olan hayvanlar listesine alınmamış ve Kanada’da olduğu gibi gerekli izinlerle avlanmıştır. İki ayak üzerinde dikildiğinde boyu 2,50m’yi bulan Grizzly ayısının ağırlığı 350 kilo civarında.

Alaska’dan sonra ayıların en bol olduğu bölge Yellowstone Ulusal Parkı. Grizzly ayıları çalı meyveleri, kök ve cevizle beslenir. Amerika’nın en büyük yırtıcı hayvanı olan ayı öte yandan diğer hayvanlar kadar insanlara da zarar vermekte. Gazetedeki habere göre sadece Wyoming eyaletinde 2003 yılından bu yana 92 dana, 29 kuzu, 11 inek ve 1 boğa Grizzly ayıları tarafından parçalanmış. Çevreciler şimdi ayıların zamanından önce soyları tehdit altında bulunan türler listesinden çıkartılıp yeniden azalmasından endişeleniyorlar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!