Dr. Yanıt

Güncelleme Tarihi:

Dr. Yanıt
Oluşturulma Tarihi: Nisan 15, 2004 21:37

Çayı neden taze suyla yapmalı?

Soru: Çay veya kahve yaparken daha önce kaynamış su kullanılması önerilmez. Niçin?

Yanıt: Bunun en önemli nedeni taze suyun içinde, iki kez kaynamış suya oranla daha bol miktarda oksijen bulunmasıdır. Oksijen bolluğu çay yapraklarından fazla çay elde edilmesini sağlar. Bu da yapılan çayın lezzetini arttıran bir etmendir. Bunu kolaylıkla ispat edebilirsiniz. Birbirinin eşi iki bardağa aynı ölçüde çay yaprağı atılır. Birine taze kaynamış su, diğerine ikinci kez kaynatılmış su konur. İç dakika sonra iki bardağı karşılaştırdığınızda, taze kaynamış suyla demlenen çayın daha koyu renkli olduğu görülür.

Taze suyun tercih nedenlerinden biri de erimiş metal tuzları (bunların başında kalsiyum ve magnezyum bikarbonat, sülfatlar ve kloridler gelir) ile ilgilidir. Musluk suyunun içinde bulunan bu tuzlar çayın rengini ve tadını olumlu yönde etkiler.

Çöp bidonları neden aynı şekilde kokar?

Soru: Çöp bidonları içine ne atılırsa atılsın aynı şekilde kokar. Neden?

Yanıt: Bu kokunun kaynağı büyük bir olasılıkla çöp içindeki organik maddelerle beslenen bakteri ve mantarlardır. Bu koku, çöp bidonu ıslak ve güneş gören bir yerde durduğu zaman artar.

Bu koku küçük farklılıklar gösterse de temelde birbirine benzer. Farklılıklar, yiyeceğin cinsinden çok, organizmanın farklılığına bağlıdır. Bir portakalın üzerinde gelişen penisilin küfünün, laboratuvar ortamında gelişen penisilin küfünden hiçbir farkı yoktur.

Ev çöplerini inceleyen bilim adamları, Pasteurella pestis gibi patojenik (hastalığa neden olan mikrop veya virüs) bakterilerin çöplerde yuvalandıklarını ortaya çıkarttılar. Bu nedenle ev çöpleriyle temas etmek, yakından koklamak hastalıklara neden olabilir.

Beyaz ve parlak farların özelliği nedir?

Soru: Yeni arabaların bazılarında ön farlar beyaz ve parlak ışık veriyor. Bunlar nedir?

Yanıt: Daha parlak, daha beyaz ışık veren farlara ‘High Intensity Discharge- HID-Yüksek Kesafetli Deşarj'' ışıkları adı verilir. Bunlara ‘ksenon'' ışıkları da denir. Bunlar halojen farlara göre üç misli daha pahallı olmakla birlikte, üç misli fazla ışık verir. HID farları şimdilik yalnızca lüks arabalarda bulunuyor.

Stadyumları aydınlatmak üzere geliştirilen gaz arkı lambalarının daha küçük bir versiyonu olan HID ışıkları, ksenon gazı kabarcığı ile çevrili iki elektrod arasından yüksek-voltajlı elektrik akımının geçirilmesiyle elde edilir. Elektriksel sarsıntı gaz atomlarının ışık şeklinde enerji çıkartmasına yol açar.

Eski farlara göre HID ışıkları enerjiyi daha randımanlı bir şekilde kullanır. Bu eski lambalarda tungsten filaman, ışık çıkartacak düzeye gelinceye kadar ısıttılır ve daha sonra üzerinden elektrik akımı geçirilir. HID lambalarında filaman bulunmaz. Filamanın bulunmaması lambanın ömrünü uzatır ve ısı kaybını önler. Halojen lambalar 1,000 saat dayanırken, HID lambalar 2,300 saat dayanmaktadır.

HID'ler ayrıca halojenlere göre yolun daha büyük bir kısmını aydınlatmaktadır. HID üreticisi Visteon Lighting Technology şirketinin yetkililerinden Jeff Eiron, HID farlarının birkaç yıl içinde tüm arabalarda kullanılacğını öne sürüyor.

Sentetik motor yağı randımanı nasıl artırır?

Soru: Sentetik yağ nedir, motor randımanını nasıl etkiler?

Yanıt: Sentetik ve standart motor yağlarının ana maddesi ham petrolden elde edilen petrol ürünleridir. Adından da anlaşılacağı üzere, sentetik yağlar kimyevi işlemler sonucu ortaya çıkar. Standart motor yağları ise arıtılmış ham petrolün en altta kalan kısmından elde edilir.

Kullanım aşamasında doğal motor yağlarının pek çok kusuru olduğu ortaya çıkar. Doğal haliyle ham petrol binlerce değişik maddeden oluşmuş bir kokteyldir. Bu maddelerin pek çoğu kartere döküldüğü anda motora zarar verebilir. ıdeal olarak, arıtma işleminde motorun yağlanması için gerekli olan maddelerin dışındaki diğer maddelerin elenmesi gerekirken, gerçekte ise az miktarda benzin, gaz ve parafin kalır. Sentetik yağlar reçete ile hazırlandığından bu ekstra maddelerin tümü karışımdan çıkartılmıştır.

Bu iki yağ arasındaki gerçek fark ancak moleküler düzeyde ortaya çıkar. Petrol ürünlerinin yapı taşları hidrokarbonlar, karbon zincirleri ve hidrojen atomlarıdır. Doğal motor yağları, performansı sıcaklık farklılıklarına göre değişen, değişik uzunluklarda hidrokarbonlar içerir. Benzin ve gaz gibi hafif hidrokarbonlar, yüksek sıcaklıklarda buharlaşır ve piston gibi yüksek-hızlı metal parçalar için aşırı incedir. Parafin gibi yüksek hidrokarbonlar düşük sıcaklıklarda katılaşır; yağın pompalanması zorlaşır. Yüksek motor sıcaklığı da ayrıca uzun hidrokarbon zincirini keser.

Buna karşılık sentetik yağ molekülleri birbirine benzer. Dolayısıyla değişik sıcaklıklarda bu özellik bir denge unsuru olarak motorun performansını olumlu yönde etkiler. Bu da aynı yağın uzun süre kullanılmasını sağlar ve motor tortusunu minimuma indirir.

Duman alarmı içinde ne var?

SORU: Geçenlerde aldığım bir duman alarmının içindeki küçük bir bölmede amerikyum-241 olduğunu var (radyoaktif bir izotop). İzotopların duman algılamayla nasıl bir ilişkisi var ?

Yanıt: Duman alarmlarının içinde, yaklaşık bir santimetre aralıkla yerleştirilmiş iki tane paralel yüzey vardır. Bu yüzeylerden birinin merkezinde çok az miktarda radyoaktif madde bulunur (genellikle amerikyum 241). Bu radyoaktif madde, alfa parçacıkları (4-2 He) yayar. Bu purçacıklar hava molekülleriyle çarpışır ve çarpışmalar sırasında da hava molekülleri iyonize olarak poziti veya negatif iyonlar oluştururlar. Sözünü ettiğimiz iki yüzeyden birisi negatif, diğeri de pozitif yüklüdür ve zıt yüklü iyonları çekerler. Bu çekim sonucunda, yüzeylere bağlı olan bir devrede akım oluşur. Ortamda duman olduğunda bu akım azalır, çünkü dumanı oluşturan taneciklerle çarpışan iyonlar nötralize olurlar. Akımın azalması alarmı devreye sokar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!