Oluşturulma Tarihi: Kasım 19, 2005 00:00
Erkek kuşlar da ana kuzusu
Erkek yavru kuşlar, annelerinden daha fazla ilgili gördükleri için de yuvadan uzaklaşmıyor.
Sialia mexicana kuşunun erkek yavruları yuvadaki yem rezervi tamamen bitene kadar yuvada kalıyorlar. Oysa dişiler çok daha önce bağımsız yaşamaya başlıyorlar, diyor Kaliforniya Üniversitesi (Berkeley) bilim adamı Janis Dickinson. Besinin bol olması anne baba ilişkisini güçlendirmekte.
Evrim tarihi açısından bakıldığında bu davranış gerek kuşta gerekse insanda aile birliği için bir önkoşul olarak kabul edilmekte. Dickonson ve ekibi bu sonuca, 2001 yılından bu yana Kaliforniya’daki bir koruma alanında bu kuşların kuluçka bölgesini ve buradaki ökse otu yaygınlığını inceleyerek varmış.
Kuşların yuvaları meşe ağaçlarının kovuklarında, kuşhanelerde veya ökse otlarının arasında bulunuyordu. Araştırmacılar 13 bölgedeki ökse otu miktarını yarı yarıya azaltmışlar.
Böylece yem rezervinin bittiği yuvalardaki yavru erkek kuşlar, kıştan önce yuvayı terk ederken, yem rezervleri hala dolu olan yuvalardaki ana kuzuları baba evinde kalmayı tercih etmişler.
Erkek yavru kuşlar öte yandan sadece yem bolluğu nedeniyle değil, annelerinden daha fazla ilgili gördükleri için yuvadan uzaklaşmıyorlar. Ancak bu özel ilgili, yuvadaki yemlerin bitmesinden sonra pek işe yaramıyor.
Yabanarıları patlayıcı madde bulacak
Amerikalı bilim adamları, patlayıcı maddelerin aranmasında kullanılan köpekler yerine yabanarılarını kullanmak istiyorlar. Hatta fareler, balıklar ve mayalar bile patlayıcı madde ve zehirlere yönelik koku detektörleri olarak kullanılmaya başlandı.
Microplitis croceipes türü yabanarılarıyla deneyler yapan Georgia Üniversitesi’nden Glen Rains, arıların çok iyi bir koku yetisine sahip olduklarını ve belli başlı kokuları algılamak üzere yetiştirilebileceğini saptamış.
Yabanarıları, tahıla bulaşan mantarların veya insandaki kanser hastalığını da koklayabiliyorlar. Araştırmacılar tarafından geliştirilen yabanarısı detektörü aşağı yukarı bir çay fincanı büyüklüğünde.
Minik bir kamera havalandırmalı bir kutu içine yetiştirilmiş yabanarılarını takip ederek, hayvanların dikkat çekici bir şekilde davranmaları halinde alarm çalan bir bilgisayara aktarmakta. Arılar ilk önce yemlerindeki bir uyarı maddesiyle mısır ve fıstık bitkisine bulaşan zehirli bir mantarın kokusunu algılayacak şekilde yetiştirildikten sonra bir kutuya yerleştirilmiş.
Bilim adamları yabanarılarına önce mısır, daha sonra mantar bulaşmış mısır ve son olarak da yabanarılarına çekici gelmeyen bir kimyasal içerikli mısır vermişler.
Şimdiden eğittiler
Yabanarıları gerçekten de kokuyu takip ederek sadece mantarlı mısıra reaksiyon gösterirken diğer mısırlara ya çok az tepki vermişler ya da hiç reaksiyon göstermemişler. İşte bu dikkat çekici davranış, alarm sinyaline dönüştürülebilmekte diyor araştırmacılar.
Yabanarıları, aynı işi yapacak köpeklerden daha ucuza mal olmakta, üstelik sürü halinde de üretilebilmekte. Bu düşünce, balarılarının bile kara mayınlarını bulmak üzere yetiştirilmesine önayak oldu. Hatta fareler, balıklar ve mayalar bile patlayıcı madde ve zehirlere yönelik koku detektörleri olarak kullanılmaya başlandı.
Bilim adamları yabanarılarının mantar dışında, patlayıcı madde, kanser ve mide ülseri gibi oluşumları da tanıyabileceklerine inanıyorlar. Bilim adamları mesela yabanarılarını DNT’yi algılayacak şekilde eğittiler bile. Yabanarısı detektörünün beş ila on yıl içinde piyasaya sürülebileceği sanılmakta.