Doğa

Rekor bitki açmak üzere

Bilimsel adı Amorphophallus titanum olan leş çiçeğinin bir örneğinin Almanya’nın Stuttgart kentindeki bir botanikbahçesinde önümüzdeki günlerde açması bekleniyor. Dev çiçeğin açana dek biraz daha büyüyeceği sanılıyor.

Leş çiçeği son rekorunu, iki yıl önce Bonn’daki bir botanik bahçesinde kırmıştı. Yetkililer şimdi 2,76m’lik rekorun Stuttgart’taki örnekle geçileceğini bildirdiler. Leş çiçeği açtıktan sonra gerçekten de leşe benzer çok ağır bir koku salgılıyor. Bitki bu kokusuyla sporlanmada yardımcı olan böcekleri çekiyor kendine. Çiçeğin Guinness rekorlar kitabına girebilmesi için tamamen açması gerekiyor deniyor.

Çiçek açtıktan sonra toprak altındaki kökleriyle birlikte ölçülecek. Bonn’daki bitki bu şekilde 3.06m ölçülmüş. Stuttgartlı botanikçiler rekora giden yeni bitkinin, köklerinin 30cm kadar olduğunu tahmin ediyorlar ve bu durumda rekoru kırabileceklerine inanıyorlar. Bitkinin açabilmesi için soğanının yaklaşık olarak 32 kilo kadar büyümesi gerekiyor.

Arıların uçuş hızı çevreleriyle uyumlu

Son bir araştırmasına göre balarıları hızlarını, içinde bulundukları çevreye göre ayarlıyor.

Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden Emily Baird, ilk önce arıları tünelden uçmaya alıştırmış. Daha sonra tünelin içindeki resimleri hızlı ve yavaş uçuşta göründüğü gibi hareket ettirince arılar gerçekten hızlarını bu görüntülere göre ayarlamışlar. Buradan anlaşıldığı üzere arılar hızlarını çevreyle uyumlu tutacak şekilde ‘programlanmışlar’. Yerden yükseldikçe ve engellerden uzaklaştıkça daha hızlı uçuyorlar. Çünkü uzaklık arttıkça ‘çevredeki hareketler’ yavaşlıyor. Ancak ağaçların veya çiçeklerin yanlarından uçtuklarında, engellerin görüntüsü daha hızlı gelip geçtiği için yavaşlıyorlar. İşte bu basit kurallarla en iyi hızı bularak çarpışmayı önlüyorlar diyor bilim adamları. Avustralyalı bilim adamlarının konuyla ilgili araştırma yazıları Journal of Experimental Biology dergisinde yayımlandı.

Karnı tok sinekleri tercih ediyor

Canterbury Üniversitesi’nden Robert Jackson’la birlikte çalışan bilim adamları, ilginç bir bulguya ulaştılar. Doğu Afrika’ya özgü sıçrayan örümcek bir omurgalının kanını emerek karnını doyuran sivrisineklerle beslenmeyi tercih ediyor. Bilim adamları deneylerini Evarcha sınıfına dahil örümceklerle yapmışlar. Sıçrayan örümcekler, karınları kanla dolu sivrisinekleri diğer tüm besinlere tercih etmişler.

Böylece sıçrayan örümcek, avını beslenme alışkanlığına göre seçen ilk hayvan olarak tespit edilmiş oldu. Araştırmacılar ayrıca örümceğin avını ne şekilde seçtiğini de takip etmişler. Örümceklere deney sırasında öldürülmüş ve etanola batırılmış sinekler verilmiş. Yani kokuları duyulmadığı için örümcekler sineği sadece gözleriyle seçecekti. İkinci deneyde bilim adamları sineği saklamışlar ve örümcekler sineğin kokusunu deney kutusuna uzatılan küçük bir hortumdan algılamışlar.

Sonuçta örümcekler her iki deneyde de kanla beslenen sinekleri veya diğer böcekleri, şekerle beslenenlere tercih etmişler. Kene veya dişi sivrisineklere karşın örümceklerin doğrudan doğruya kan emecek uzuvları yoktur. Araştırmacılar bu nedenle örümceklerin kan emmiş sinekleri seçtiklerini tahmin ediyorlar. Diğer bir deneyden anlaşıldığı üzere örümceklerdeki bu yeti doğuştan var. Örümceklerin neden kana bu kadar düşkün oldukları kesin olarak bilinmemekte.