Oluşturulma Tarihi: Kasım 05, 2004 23:18
Dünyanın en büyük meteorit alanı bulundu
Fransız ve Mısırlı bilim adamlarından oluşan bir araştırma ekibi, yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleriyle ilginç bir gözlem yaptı. Araştırmacılar Mısır’ın güneyinde dünyanın en büyük meteorit alanını buldular. Çarpışma 5000 km karelik’lik bir alanda gerçekleşmiş.
Fransız araştırma merkezi CNRS’den yapılan bir açıklamaya göre Glif-Kebir paltosunda kazılar sırasında bugüne değin 13 çarpışma izi saptanabilmiş. Bundan yaklaşık 50 milyon yıl önce gerçekleşen meteorit yağmuru aşağı yukarı 5000km karelik bir alana düşünce çölde 20m’den bir kilometreye kadar değişen kraterler açılmış. En büyük çarpışma izleri 80m derinliğinde.
Bordeaux Gözlemevi’nden Phillippe Paillou ile birlikte çalışan ekibin sonuçları 1996 ve 1999 yıllarında alınan Japon JERS-1 uydusunun görüntülerine dayanmakta.
Astronomlar bu görüntüler üzerinde kısmen çöl kumuyla örtülü olan dairesel yapılar fark edince Paillous’un ekibi Şubat ayında Gilf-Kebir platosunda iki haftalık bir araştırma yaparak örnekler almış. Bugüne kadarki en büyük meteorit alanı Arjantin’de bulunuyordu ve dağılım alanı yaklaşık 60 km kare idi. Ve bugüne değin bilinen tüm meteorit alanları tek bir meteoritle oluşmuştu.
Ancak Paillou, Glif-Kebir platosunda bunun mümkün olmayacağını ve ilk kez birkaç gökcismi tarafından oluşturulan bir meteorit alanı bulduklarını söyledi. Aralık ayında yapılacak ikinci bir keşif gezisinde alan daha ayrıntılı bir şekilde incelenecek.
Mamutun soyunu önce iklim, sonra insanlar kurutmuş
Mamutlar avcıların mızrakları ve artan sıcaklar yüzünden yok olurken onları atlar, develer, Pekari ve dev tembelhayvanlar izlemişti. Bilim adamları benzer bir felaketin günümüzde de tekrarlanabileceği konusunda uyarıyorlar.
Bundan 50.000 yıl kadar önce, 150’yi aşkın farklı türde mamut dolaşıyordu dünyada. Ama ne var ki bu tablo 40.000 yıl sonra değişecekti. Aralarında mamut, ilkel fil, dev tembelhayvan vb büyük memeli hayvanların üçte biri yok olmuştu. Araştırmacıların uzun bir süredir üzerinde durdukları soru şu: Dev tükenişten sorumlu olan ne? İklimsel değişimler mi? Avcılık mı ? yoksa her ikisi de mi? Anthony Barnosky ve arkadaşları şimdi bu soruya bir yanıt bulduklarından eminler. Araştırmacılar Science dergisinde yayımlanan yazılarında bu sorunun arkeolojik, paleontolojik, iklimsel ve ekolojik kanıtların kombinasyonuyla çözüldüğünü söylüyorlar.
Bugüne kadar insanların kısa bir süre içinde tüm canlıları öldürerek tükettikleri düşünülürdü. ‘Fakat kalıntıların daha ayrıntılı bir şekilde incelenmesi halinde hayvanların tükenmesinden en başta insanların sorumlu olduğu anlaşıldıysa da toplu tükenişten iklimsel değişimlerin de payı vardı diyor bilim adamları.
Kısa burunlu ayı
Örneğin buz devrinin en büyük yırtıcı hayvanı olan dört metreye kadar uzayabilen kısa burunlu ayı ve Alaska’daki mamutun soyu bölgeye ilk insanların gelmesinden çok önce yok olmuştu. Ilıman iklime uyum sağlayan filler ve su aygırları da bundan 45.000 yıl önce meydana gelen ani buz devrini atlatamamışlardı. İnsanların türlerin tükenişinde önemli ölçüde etkili olmaya başlamaları, 11.500 yıl önce buz devrinin sona erip sıcaklıkların arttığı döneme denk gelir.
Mamutlar böylece avcıların mızrakları ve artan sıcaklar yüzünden yok olurken onları atlar, develer, Pekari ve dev tembelhayvanlar izlemişti. Bilim adamları benzer bir felaketin günümüzde de tekrarlanabileceği konusunda uyarıyorlar.
Günümüzde iklim, buz devrine kıyasla çok daha hızlı bir şekilde değişmekte ve insan her şeyden önce yeni yaşam alanı ihtiyacı yüzünden çok sayıda türün soyunu tüketti.
Biyolog, iklim değişimi ve insanların sorumsuz davranışlarının önlenemez kitle ölümlerine yol açacağını ve tüm ekosistemi kökünden değiştireceğini söylüyorlar.
Ozon deliği %20 oranında küçüldü
Birbirlerinden bağımsız olarak gerçekleştirilen ölçümler sonucunda güney kutbu üzerindeki ozon deliğinin bu yıl içinde %20 oranında küçüldüğü anlaşıldı. Bilim adamları bununla birlikte bu gelişmenin ozon tabakasındaki bir iyileşme işareti olmadığını bildirdiler. Yeni Zelanda Ulusal Su ve Atmosfer Araştırmaları Enstitüsü (Niwa), Nasa’nın son gözlemlerini doğruladı. Buna göre güney kutbu üzerindeki yaklaşık 29 milyon kilometrekarelik ozon deliği, 2003 yılında 24 milyon kilometrekareye düşmüş.
Nasa ölçümlerine göre ozon deliği daha önceki yılda neredeyse Avrupa’nın üç katı büyüklüğünde idi ve 2000 yılındaki 29,8 milyon kilometrekarelik rekor boyuttan sonra ikinci büyük delik olarak saptanmıştı. Niwa çalışanlarından Stephen Wood, ozon deliğindeki küçülmeyi ozon tabakasında bir iyileşme olarak görülmeyeceğini de söyledi. Son değişim doğal nedenlere de bağlı olabilir. Bu yüzden ozon tabakasının gerçekten yenilendiğini söyleyebilmemiz için küçülmenin birkaç yıl devam etmesi gerekiyor diye konuştu Wood.