Güncelleme Tarihi:
Bir takım değerleri geri kazanma, liderliğini puan farkı ile devam ettirme, yanı kısacası büyük camialar için ayağa kalkma maçı olarak düşünülecek bir karşılaşmaydı. Fakat karşılarında sahada son dakikaya kadar mücadele etmesini bilen, disiplinli ve aynı zamanda fizik gücü üstün bir Bursaspor vardı.
Taraftarın ‘iyi günde-kötü günde her zaman yanınızdayız’ dercesine yine görevinin başında olması, gecenin alkışı hak eden durumlarından biriydi.
İlk 45 dakikada, iç saha maçlarında gördüğümüz coşkulu, istekli ve baskı ile başlayan bir Fenerbahçe gördük.
Baskıyı ön tarafta, topun kaybedildiği yerde yapmaya başlayan bir Fenerbahçe ile açıkçası 2-3 haftadır görememiştik. Nani ve Markovic’in performansına, Meireles ve Fernandao’nun da eklenmesi Fenerbahçe’nin hücumda daha etkili olduğunu gördük.
PERSIE AYAĞA KALDIRDI
Mehmet Topal’ın kontrolör görevini yaparken defansında diri durması ve topsuz oyunu iyi oynaması Fenerbahçe adına kalesinde pozisyonsuz bir devre yaşamasına neden oldu.
18. dakikada Nani ile gelen golden sonra Fenerbahçe devre bitimine kadar ikinci gol için çok uğraştı. Kafamdaki sorular ilk devredeki bu hareketli ve baskılı oyunununu ikinci devre de devam ettirebilecek miydi, ettirirse bu ne kadar sürecekti?
Gördük ki ikinci devre, 1-0’ı koruma düşüncesi içindeyken kontrollü oyunu seçtiler. Fakat ilk yarının etkili isimleri ikinci devre kayboldu.
Yenilen golden sonra duraksama içine girseler de usta ayak Van Persie’nin attığı gol ayağa kalkmanın bir göstergesiydi. Son bir nokta: Fenerbahçe’nin ilk 45 dakikalık bölümdeki oyununu 70’lere 80’lere taşıması lazım. Aksi taktirde istemeyeceği sonuçlarla karşılaşabilir.