Devrime ilk akım

Güncelleme Tarihi:

Devrime ilk akım
Oluşturulma Tarihi: Ocak 14, 2000 00:00

Haberin Devamı

Terim, Faruk Süren'e sunacağı dosyada 21. yüzyılın kulübünü anlatıyor

Raporda futbol kulübünün idaresi, tekniği ve ekonomisi ayrıntıları ile ifade edildi.

Avrupa ile savaşmak için durmayacak koşacaksınız Durursanız düşersiniz.

Doymuşluk diye bir şey yok Hedeflerimiz var. Plansız ve hedefsiz başarı asla olmaz.

SEVGİLİ Terim, yaklaşık üç saatlik söyleşimizin en sıcak dakikalarında ağzından bir laf kaçırdı... ‘‘Bir dosya hazırladım. Ve bu dosyayı Başkanım Faruk Süren'e sunacağım’’

Gerisini getirmedi Fatih hoca... Bir anda konu değişince, Fatih hocanın dosyası da az daha kaynayıp gidiyordu... Terim, belki de Süren'in henüz okuyup tamamlamadığı dosyayı medyanın habercilik iştahından uzak tutmak istiyordu.

Terim'in ağzından kaçan bu lafını, bizler hemen bir film şeridi gibi geriye sarıp, hemen söyleşimizin gündemine getirdik...

- Hocam, dosyayı biraz anlatır mısın? G.Saray için neler hazırladın?

‘‘Bu dosya sadece G.Saray için değil. Tüm kulüplerimiz için... Adı da BİR KULÜP 21. YÜZYILDA NASIL OLMALI’’

- Nasıl olmalı hocam?

‘‘Çıktığı zaman okursunuz... Tüyo vermem...’’

Fatih hoca, belki de Türk futbolunun geleceğine ışık tutacak, Türk futbolunun yanlışlarına şifa olacak, yamuk düşünceleri, yanlış adımları düzeltecek bu dosyanın şimdilik gündeme gelmesini istemiyordu...

Biraz inatlaşma, biraz da tatlı dille, Fatih hocayı yumuşattık... Ve kalın bir dosyanın kapısını araladık...

İşte, BİR KULÜP 21. YÜZYILDA NASIL OLMALI adlı dosyadan ilginç spotlar ve bilgiler...

Fatih Hoca anlattı.

‘‘100 sayfalık bu dosyaya yapılan ve yaptığımız yanlışları koyduk. Yanlışlardan yola çıktık. Olması gereken doğruları belirttik. Başarıya ulaşmış Avrupalı takımların kulüp yapıları, karşılaştırmalı şekilde yapıldı. Somut örnekler verildi. Bu raporun içinde bir futbol kulübünün idaresi, tekniği ve ekonomisi ayrıntıları ile ifade edildi. Kısacası bu raporda 21. yüzyılda bir futbol kulübünün nasıl olması gerektiğinin tüm ayrıntıları var.’’

Fatih hocadan bu dosya ile ilgili gerekli ön bilgileri almıştık. Hemen başka konulara atlayıp, hiç ara vermeden Terim'den yeni haberler kapmanın hevesi ile söyleşimizi hızlandırdık...

-Hocam, Amerika'dan teklif aldığın söyleniyor?

‘‘Kim söylüyor?

- Böyle bir duyum aldık.

‘‘Eğer bir milli takım çalıştırmak isteseydim, Türk Milli Takımı'nı çalıştırırdım. Yok böyle bir şey... ’’

- Peki, bir de İtalya'ya gideceğin ve bunun için de İtalyanca öğrendiğin söyleniyor. Ne dersin?

‘‘Ben İtalya'ya hep gider gelirim. Üstelik, futbolculuğum döneminde tam 10 yıl yaz aylarında hep İtalya'ya tatile gittim. İtalya'ya gidip gelmişsem, bu kimseyi aldatmasın...’’

- Peki, Avrupa'da çalışmak istemez misin?

‘‘Niye olmasın. Düşündüğüm tarzda bir yer olursa, bir Türk antrenörü olarak gitmekten ayrıca onur duyarım.’’

- Hangi ülkeyi tercih edersin?

‘‘İspanya, İngiltere Premier Ligi, İtalya. Bu ülkeler olabilir. Hep teknik adamlar üzerinde duruyorsunuz. Biraz da futbolcularımıza bakalım. 65 milyonluk ülkeden niye Avrupa'da oynayacak bir futbolcu çıkmaz. Bir de 4.5 milyonluk Norveç'e bakın. Tam 89 futbolcusu Avrupa'da oynuyor. ’’

- Laf, futbolcularımıza gelmişken, ‘‘Avrupa'ya giden Tugay ne yapar’’ sorubunu yönelttik.

‘‘Tugay'ın başarılı olacağına inanıyorum. Daha da mutlu olacağından eminim. Tugay'ın sezon ortasındaki gidişi ekonomik değil. Kendi isteği ağır basmıştır. Özel bir durumdur‘‘ cevabını aldık. İşte yaptığımız uzun söyleşide Terim'in bizimle paylaştığı duygu ve düşünceleri:

Başarıya doyulmaz

Avrupa ile savaşmak için hiç durmayacaksınız. Durursanız düşersiniz. Biz ekip olarak yarın ayrılacakmış veya hep burada kalacakmış gibi hazırlıklıyız ve ona göre çalışıyoruz. Başarıya hiç bir zaman doyulmaz hep daha iyisini yapmak için uğraşıyoruz.

Doymuşluk diye bir şey olamaz. Hedeflerimiz var. Plansız ve hedefsiz başarı olmaz. Başarıya doymak da mantıklı bir söz değil. Madem başarıya doyuluyor o zaman Sabancı ve Koç artık işe gitmesinler. Doyum olduğu zaman kendimizi bir ölçeriz. Kendimize geliriz. O zaman bu işi bırakarak meslek değiştiririz. Neden başarılıyım yerine neden başarısızım onu sorgulamak gerek. Herkes uzmanlık dalında yürüsün. Benim dalım belli.

Sistem makine gibi işliyor

Biz Galatasaray'da sistemi kurduk ve makine gibi işliyor. Benim yetkilerim başka hocalara göre daha çokmuş. Böyle bir şey yok. Ben Galatasaray'a gelirken anlaşmamı böyle yaptım. Sözleşmede herkesden her şeye karşı sorumlu diye yazar. Sorumluluklarımı biliyorum. Hazır olmayan bir oyuncunun beynine kalbine inemezsiniz. Sistem kendiliğinden yürür. Bazılarına da yetki veriyorsunuz, bazen kaçıyorlar. Biz her türlü sorumluluğu aldık. Bu sistemden dönülmez.

İnandığınızı seçeceksiniz

Alex Ferguson şimdi ‘sir' unvanı aldı. Geldiği ilk altı sene başarısı yok. Tıkı bile yok. Şimdi 16. seneye giriyor. İnandığınız birini seçeceksiniz. Bu seçimi yaparken zorlanacaksınız. İnanılmaz bir mesafe vererek arkasında duracaksınız. Bakıyorsunuz daha lig başlamadan hazırlık maçlarında antrenörler gidiyor. TSYD Kupası maçlarından sonra gidiyor. İlk yarı bitmeden gidiyor.

Transfer döneminde Okan, Fatih ve Arif anlaşamadıkları ve görüşmelerin kitlendiği bir günde ben devreye girdim ve evime çağırdım. Konuştuk ve gittiler. Eşim bana, ‘Öyle bir öğretmişsin ki bayıldım. Bunlara kolay kolay imzalatamazsın' dedi. Karşılıklı güven duygusu içinde imzaladılar.

En büyük pay futbolcunun

Rakiplerimizle şu an için olan puan farkı nedeniyle sezon başından olmadığımızdan daha da ciddiyiz. Bizim için rehavet en büyük tehlike. Bütün rakiplerimiz çok ciddi. Başarımızda en az pay teknik heyetin. En büyük pay futbolcunundur. Bir antrenörün katkısı duruma ve konuma bağlı. Departmanların net çalışmadığı bir ülkede çalışıyorsunuz. Başarıda antrenörlerin payının daha yüksek olduğuna inanıyorum.

Başarı için 5 sene

Başarı bir yerle sınırlandırılamaz. Genel bir başarı için en az 5 sene gerekli. Ülkemizde kalkınma planları bile 5 yıllık yapılıyor. Demek ki adamlar bir şeyler biliyor. Eğer bu ülkede bir şeyler düzülecekse beraber omuzlamalıyız. Hep beraber güzele nasıl gideriz onun hesaplarını yapmalıyız. Ümitsiz olmadım ve olmayacağım.

Eşim tam yetkili

Hayır işleri gizli yapılır ve makbulü de odur. Allah bana hep hayır işi yapmayı nasip etsin. Hayır işi çok yaparım ve o bende kalsın. Cebimde param olduğu zaman rahatsız olurum. Para ile işim fazla olmaz. Eşim tam yetkilidir. Önemli olan çocukların geleceğidir. Ben yoksulluğa antrenmanlıyım. Nereden geldiğimi biliyorum. Hiç gocunmam. Hayatımı yine kazanırım.

Bir takımda şahsi sorunlar başladığı zaman orası kaşınır. Sergen'in veya bir başka futbolcunun oynamamasının çok sebepleri olabilir. Takımımı her zaman korurum. Ancak kendi içimizde çok acımasız da olurum. Böyle Sergen niye oynamadı diye bir soru yok. Her oyuncumun izahını vermek zorunda değilim. Maç günü merdivenden inerken bile takımı değiştiririm.

Rekabete malzeme olmayız

Sergen geldikten sonra 10 numarayı kim giyecek diye söylentiler çıktı. Böyle bir kaide var mı? Sergen, Hagi'nin o formayı giymesi için gerekeni yapar. İnanıyorum ki Hagi de o formayı Sergen'e verir. Ben buna inanıyorum. Serbest piyasa rekabetine malzeme olamayız.

Türk sanat müziğinin hastasıyım. Hele son günlerde dinlediğim bir şarkı var ki anlatamam. Her dinlediğimde eşlik ederim. ‘‘Sen beni mazideki o eski halimle tanırsın’’ Özellikle de Mustafa Sağyaşar söylüyorsa tadına doyulmaz. Yemeklerden de en çok sıcak olmak şartıyla barbunya'yı severim. İyi de televizyon izleyicisiyimdir. Çarkı Felek ve Yılan Hikayesi adlı programları kaçırmamaya özen gösteririm.

Başka kulüp yok

Çalışırken hem bugünü hem de yarını düşünürüz. Mesala Beşiktaşlı Ahmet Dursun, G.Birliği'nden Tolga, Antep'den Mehmet Polat, Denizli'den Yusuf, Antalya'dan Zafer, Samsun'dan Ali Akdeniz, Bursa'dan Tayfun. Eskiden alt yapılara futbolcu vermek için aileler, gurur duyarız ama bir de okul sorunu var, acaba okulunu etkiler mi diye söylenirler ve verip vermemek de tereddüt ederlerdi. Şimdi kampüsümüz içinde okul da var. Normal lise diploması veren bir okul. Tam teşekküllü. Dünyada tesislerinin içinde okul olan başka bir kulüp yok.

Dostluklar önemli

Dostluklar çok önemli. Biz Milli Takım olarak Avrupa Şampiyonasına gitmemizdeki en önemli nedenlerden birisi bu dostluğu ve arkadaşlığı yakalamamız. Takımımızın kaptanı Oğuz'du. Şampiyona öncesi Güney Amerika'da yaptığımız kampa ben futbolcu eşlerinin de gelmesini istedim. Hanımların kaptanı olarak da Oğuz'un eşini seçtim. Bu dostluklar oralarda pekişti.

Oğuz'un eşi doğum yaptığı zaman tüm milli takımda oynayan futbolcuların eşleri Oğuz'un evindeydi. Mesela o zamanlar Trabzon'da oynayan Ogün, Hami ve Abdullah'ın eşleri biz Trabzon'na gittiğimizde bizim eşlerimizi misafir ederler. Futbolcular ayrı ayrı kamplarda iken eşler birarada maçlara gelirler.

Uyum içinde çalışıyoruz

Yardımcılarımla çok iyi bir uyum içinde çalışıyoruz. Çalıştığımız süre içinde onlara bir çok teklifler geldi. Kendilerini çağırdım ve teklifleri ilettim. 20 saniye sürmedi cevap vermeleri. Aramızda ilk günden bu yana fikir ayrılığı olmamıştır. İkaz dahi yapılmamıştır. Avrupa'ya gitme imkanımız beraber olursa zaten beraber gideriz. Ama daha önce söylediğim gibi, ben yalnız gidersem, iki yardımcımda en iyi şekilde çalışır.

Yabancı antrenörler bu kulüpte yalnız idmanlara çıkıp hemen sonrasında tesislerden ayrılmışlar. Antrenman sahasının dışına 50 metre dahi çıkmamışlar. Ben altyapı dahil tüm birimlerimizle her zaman oturup konuşurum. Ama tek ses çıkar. Horozu çok olan yerin sabahı erken olur. Bu bir ekip işidir.

Başarıya endekslendik

Menfaatlerim doğrultusunda hiç kimseden bir şey istemedim. Tırnaklarımla kazıya kazıya bu yerlere geldim. Zaten ortam müsait olmasaydı Galatasaray'a gelişimde kimse teklif etmezdi. Biz baştan tavrımızı koyduk ve başarıya endekslendik. Geldiğimiz yerler ortada.

Bologna'da gördüğüm ilgiyi unatmam mümkün değil. Ben bir Türk olarak gurur duydum. Herkes benden imza istiyor. İnsan dönmek bile istemiyor. İnanın çok duygulandım. Kendimi Türkiye'de ve Ali Sami Yen'de sandım. Juventus ile oynadığımız o çok konuşulan maçta ülke olarak çok büyük reklam yaptık. 158 televizyon kanalı maçı yayınladı. Yabancı kanallara canlı yayına çıktık.

Liberolu takım eksiktir

Bazen diyorlar, Galatasaray neden liberolu oynamıyor diye. Bence liberolu oynayan bir takım eksik sayılır. Ben de futbol hayatımda libero olarak oynadım. Sistem çok önemli. Biz bir işaretimizle sahada sistemi değiştirebiliriz. Futbolda artık, bu oyuncu çok koşuyor, bu oyuncu koşmasada iyi pas atıyor, bu oyuncu maçın kaderini değiştirir, böyle şeyler kalmadı. Herkes sahada kendine düşün göreve yapacak. Ben sakatım, ben şöyle futbolcuyum yutturmaca yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!