Oluşturulma Tarihi: Ekim 08, 2005 00:00
Eski denizciler ondan canavar olarak söz eder ve türlü türlü öyküler uydururlardı. Fakat Danimarkalı bir bilim adamı 19.yy’ın ortalarında dev kalamarı bilimsel olarak tanımlayınca, biyologların da ilgi odağı oldu. Japetus Steenstrup’un elinde sağlam bir kanıt vardı sonuçta. Sahile vurup ölen bir kalamarın gagasıydı bu.
Ve bilim adamları dev kalamarları bugüne dek sadece kalıntılar ve tentakül (kavrayıcı kol) parçalarıyla tanımaya çalışıyorlardı. Bugüne kadar 200 kadar kanıt belgelendi. Yaklaşık olarak 20 tanesi çok iyi koruna geldiğinden konservasyonu yapıldı ve müzelerde sergileniyorlar.
12 metre
12m’ye kadar büyüyen dev kalamarların sekiz kolu ve iki çok uzun tentakülü vardır ve derin sularda avlanırlar. Ayrıca amber balığının (Physeter macrocephalus) en sevdiği lezzetlerden biridir. Fakat biyologlar dev kalamarların besin arayışı ve çiftleşme davranışları hakkında pek bir şey bilmiyorlar.
Tokyo Ulusal Bilim Müzesi’nden Tsunemi Kubodera ve Kyoichi Mori’nin şimdi Japonya’nın güneyindeki Ogasawara adalarında 900m derinlikte kamerayla takip edilen, bir yem tuzağıyla yakaladıkları dev kalamarın görüntüleri sayesinde, bilim, hayvanın ne şekilde avlandığını gördü. Şimdiye kadar sanılanın aksine dev kalamarlar avlarına pusu kurmak yerine kavrayıcı kollarıyla saldırıyor ve sıkıştırıyorlar.
Çiftleşmeleri bir sır
Bilim adamları dev kalamarın tentakül ucundan kuyruk yüzgecine kadar sekiz metre olduğunu tahmin ediyorlar. Kopan koldan anlaşıldığı üzere sadece tentakülün boyu beş buçuk metre. Vantuzlar, kolun dev kalamar gövdesinden ayrılmasından sonra bile uzun süre etkinliğini sürdürdüler ve önlerine konulan her şeyi kendilerine doğru çektiler, diyor bilim adamları.
Araştırmacılar son görüntüler sayesinde kalamarın avlanma biçimini öğrendilerse de ne şekilde çiftleştikleri hakkında sadece tahmin yürütüyorlar henüz.
Auckland Teknoloji Üniversitesi kalamar uzmanı Steve O’Shea ve Alman meslektaşı Volker Miske, ölü bir erkek kalamarın cildi altında başka bir erkek kalamara ait sperma bulmuşlardı.
Buradan yola çıkan bilim adamları erkek kalamarların, cinsiyete bakmadan yanlarına gelen her kalamara sperm aşıladıkları düşüncesine varmışlardı. Sonuçta dev hayvanlar, derin ve karanlık sularda ender olarak bir araya geliyorlar ve bu nedenle her fırsatı değerlendirmeye çalışıyorlar olabilirler.