Güncelleme Tarihi:
İşte Ahmet Kurt’un o yazısı…
Duayen mi? Ben mi? Hah hah ha! Güldürme beni
Onun öncesinde de 15 yıllık bir basketbolculuk geçmişimiz var (!). Fransızcada ‘en yaşlı, en eski’ anlamına gelen bu sözcüğü bizim için kullanmış olmandan gurur duyardık ama burası Türkiye. Bizde ayağa düşürdüler bu nitelemeyi. Baksana. 30 yaşındaki yorumcuları, gazeteleri ‘basketbolun duayeni’ ilan ediyorlar; bizim yanımızda basketbolu yazmaya başlayanlar kendilerini duayen sanıyorlar. İki kez televizyona çıkan bir yorumcu önce kendisine bir basketbol geçmişi uyduruyor, sonra da kendisine “duayen” dedirtiyor. Bu nedenle… Teşekkür ederim. Almayayım duayenliği…
Şimdi gelelim konumuza… Geçen günlerin birinde deneyimli spor yazarı
Ah! Bizde gazeteciler ve yorumcular bayılırlar ‘king maker’lığa. Bu tipler “Onu ben yarattım, onu ben seçtirdim” demeyi pek severler ama sonuçta başkanı delegeler seçer. Sonra.. Dışlanır bizimkiler ve.. başlarlar ağlamaya: “Ben seçtirmiştim onu ama bak sen şu …. nin yaptıklarına!”
‘Alidoğanhakyemez’ koalisyonu beni hiç ilgilendirmiyor. Ben Türkiye’yi temsil edecek başkanın kim olacağına, kaç lisan bildiğine, kimlerle beraber çalışıp Turgay’dan farklı neler yapacağına bakar, ona göre analizimi yaparım. Bu nedenle.. Ali Doğan ve Doğan Hakyemez kadrolarını açıklayana kadar Turgay’a “Yetmez ama evet” diyorum. Ya da… “Yeter ama evet veya koktun ama evet” olarak da algılayabilirsiniz bu desteğimi: Yani.. “Enough but yes2turgay”. Hınzırlık yapmayın sakın. Vallahi de billahi de şimdilik “Yes-tu-turgay!”..