Destek!

Güncelleme Tarihi:

Destek
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 31, 2012 10:29

Basketdergisi ve Cumhuriyet Gazetesi yazarı Ahmet Kurt, potadaki seçim sürecini yazdı…

Haberin Devamı

İşte Ahmet Kurt’un o yazısı…

 

Duayen mi? Ben mi? Hah hah ha! Güldürme beni Meriç Tunca. Şunun şurasında 25 yıldır basketbol yazarlığı yapıyoruz (!)

 

Onun öncesinde de 15 yıllık bir basketbolculuk geçmişimiz var (!). Fransızcada ‘en yaşlı, en eski’ anlamına gelen bu sözcüğü bizim için kullanmış olmandan gurur duyardık ama burası Türkiye. Bizde ayağa düşürdüler bu nitelemeyi. Baksana. 30 yaşındaki yorumcuları, gazeteleri ‘basketbolun duayeni’ ilan ediyorlar; bizim yanımızda basketbolu yazmaya başlayanlar kendilerini duayen sanıyorlar. İki kez televizyona çıkan bir yorumcu önce kendisine bir basketbol geçmişi uyduruyor, sonra da kendisine “duayen” dedirtiyor. Bu nedenle… Teşekkür ederim. Almayayım duayenliği…

 

Haberin Devamı

Şimdi gelelim konumuza… Geçen günlerin birinde deneyimli spor yazarı Meriç Tunca, yaklaşan Basketbol Federasyonu seçimleri ile ilgili bir yazı yazmış. Okudum.. İlginçti… “İşte araştırmacı gazetecilik budur” dedirten tarzda bir analizdi yaptığı ama sanki biraz taraflıydı: Sonuç bölümünde ‘ucundan accık Turgaycılık’ yapmıştı sanki ama olurdu o kadarı. Ayrıca… Bence o kısmı da çok önemli değildi. Ben, bana ‘duayen’ diyerek attığı pası bir kenara bırakarak, beni ‘Ali Doğan ile Doğan Hakyemez’i birleştirme çabaları içerisinde’ göstermesine takıldım. Yahu Meriç! Belli ki Doğan’ı ve Turgay’ı aramışsın. Benim adıma kehanetlerde bulunmadan önce ‘bi zahmet’ beni de arasaydın ya! Eğer bana sorsaydın, alacağın yanıt şu olacaktı: “Bana ne be kardeşim. Ben, kim olursa olsun Turgay olmasıncılardan değilim.” Ayrıca ben, hiçbir zaman şu veya bu adaydan yana ağırlık koymadım, koymam da çünkü eleştiri özgürlüğüm ipotek altına girmemeli. Sen gazetecisin Meriç! Bilmen gerekir bu kuralı…

 

Haberin Devamı

Ah! Bizde gazeteciler ve yorumcular bayılırlar ‘king maker’lığa. Bu tipler “Onu ben yarattım, onu ben seçtirdim” demeyi pek severler ama sonuçta başkanı delegeler seçer. Sonra.. Dışlanır bizimkiler ve.. başlarlar ağlamaya: “Ben seçtirmiştim onu ama bak sen şu …. nin yaptıklarına!”

 

‘Alidoğanhakyemez’ koalisyonu beni hiç ilgilendirmiyor. Ben Türkiye’yi temsil edecek başkanın kim olacağına, kaç lisan bildiğine, kimlerle beraber çalışıp Turgay’dan farklı neler yapacağına bakar, ona göre analizimi yaparım. Bu nedenle.. Ali Doğan ve Doğan Hakyemez kadrolarını açıklayana kadar Turgay’a “Yetmez ama evet” diyorum. Ya da… “Yeter ama evet veya koktun ama evet” olarak da algılayabilirsiniz bu desteğimi: Yani.. “Enough but yes2turgay”. Hınzırlık yapmayın sakın. Vallahi de billahi de şimdilik “Yes-tu-turgay!”..

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!