Bugün oynanacak
Beşiktaş-
Fenerbahçe derbisi işte bu yüzden en çok Trabzonspor taraftarlarını heyecanlandırıyor. Çünkü bir beraberlik ya da Beşiktaş’ın galibiyeti onları şampiyonluğa bir adım daha yakınlaştıracak. Ama taraftar temkinli. Erkenden havaya girmiyor. Koca Trabzon’da bordo-mavi renklerle süslenen sadece iki cadde var. Herkes pimi çekilmiş bomba misali bekliyor.
Naftalinli bayraklar zulalardan çıktı bütün şehir nefesini tutmuş bekliyor1970’lerde onlara Karadeniz Fırtınası diyorlardı. Bir Anadolu takımının Türkiye liglerinde şampiyon olabileceğini bir değil, tam altı kez bizlere gösterdi. Sonra ne olduysa oldu o fırtına dindi ve yerini hafif bir melteme bıraktı. Her ne kadar Türkiye Ligi’nde üç büyüklerin peşini bırakmayıp, üç büyüğü dört büyük yapsa da, 20 yıldır şampiyonluk yüzü görmedi. Trabzon’da 20’li yaşlarını süren gençlere, şampiyonluk hep bir masal gibi anlatıldı. Ama nihayet bu sezon, uzun bir aradan sonra Beşiktaş ve Fenerbahçe ile birlikte son haftalara geldiğimiz şu günlerde şampiyonluk yarışının içinde kalmayı başardı. Lig başından beri bir kez yönetim, üç kez de teknik direktör değiştiren bir takım için bunun bir mucize olduğu söyleniyor. Trabzonspor’un şampiyonluğa giden yolda kaderini en çok bu akşam oynanacak Beşiktaş-Fenerbahçe maçı etkileyecek. Fenerbahçe’nin puan kaybetmesi durumunda büyük bir avantaj sağlayacaklar. Peki takımlar arasında bu hesaplar yapılırken, Trabzonlular ne yapıyor? Temkinliler mi, yoksa çoktan gaza gelip şampiyonuz havasına girdiler mi?
Trabzon’un piyangodan çıkan 2 low-profile adamıHer sene şampiyonluk parolası ile lige başlayan 3 büyüklerin Anadolu versiyonu aslında Trabzon. Daha birinci hafta tıpkı diğerleri gibi o sezon onlar da şampiyondurlar kesin. Ama bu sefer lig hiç de öyle iddialı başlamadı Trabzonlular için. Geçmiş yıllarda yapılan büyük transferler, etrafa para saçan başkanlar, iddialı teknik direktörler bu sefer yoktu Trabzon’da. Ama artık ne olduysa, ortalarda çok gözükmeyen, fazla konuşmayan, kimsenin çok yakından tanımadığı low-profile bu iki adam, bir anda Trabzon’u şampiyonluk potasına soktu. Kimsenin beklemediği bir anda, Trabzon kendini yine manşetlerde buldu. Yine de temkinliler. Yine de havaya girmeden bütün olayları soğukkanlı karşılıyorlar.
ATAY AKTUĞ
(Trabzonspor Başkanı)
ŞİMDİLİK 2. VİTESTE DEVAM EDİYORUZ
Trabzonspor Kulübü Başkanı Atay Aktuğ, doğma büyüme Trabzonlu. Aktuğ, futbolcu geçmişinde 1967-1973 arasında Trabzonspor kaptanlığını yapmış. 1989-1994 yılları arasında ise Trabzon Belediye Başkanlığı görevinde bulunmuş. O da şampiyonluk için tedbirli. ‘Şampiyonluk için ikinci viteste yol almaya devam ediyoruz. Son haftalarda vitesi daha da arttıracağız. İnşallah kaza yapmadan maratonu tamamlayacağız. 6 kez Türkiye Kupası, Cumhurbaşkanlığı Kupası aldık ama bir türlü şampiyon olamadık, bu sene olacağız inşallah. Her şey yolunda giderse Trabzonspor kulübünü kurumsallaştırıp, 2005 yılının ocak ayında da borsada halka açılacağız.’
ZİYA DOĞAN
(Trabzonspor Teknik Direktörü)
Heveslerimizin altında ezilmek istemiyorum
Trabzonspor 20 yıldan beri şampiyon olamıyor. Şampiyonluğa bu kadar yaklaşmışken ne hissediyorsunuz?
- Şehir içinde tur atarken, caddeleri süslemeye başladıklarını gördüm. Bu heyecanı getirdiğimiz için mutluyum. Ama heveslerimizin altında ezilmek istemiyorum. Teknik adam olarak önce benim sonra da oyuncularımın ayaklarının yere basması, havaya girmemesi lazım. Çok şartlanarak, futbolcularımın üzerinde kamuoyu baskısı olsun istemiyorum. Bundan dolayı biraz korkuyorum ama ona göre de önlemlerimi alıyorum.
Trabzonspor dört büyükler sıfatını kazandıktan sonra yıllarca ligin orta sıralarını hazmetmek zorunda kaldı. Siz şimdi Trabzonluların bir nevi hazım ilacı gibi mi oldunuz?
- Trabzon’da herkes futboldan iyi anlıyor. Halk, futbolcu, yönetim hepimiz birbirimizi çok iyi kavradık. O yüzden de hepimiz hazım ilacıyız, sadece ben değil.
Daha önce Trabzonspor’u arayıp sormayanlardan takıma destek arttı mı?
- Şampiyon olmaya aday bir takıma destek her zaman gelir. Özellikle Avrupa’daki taraftarlardan büyük bir destek var.
Trabzonspor önümüzdeki haftalarda son 20 yılın en zorlu üç maçına çıkacak: Gaziantepspor, Galatasaray ve Gençlerbirliği. Ne olacak?
- Bu takımların her birinin kalitesi çok yüksek. Kimseyi çantada keklik görmüyoruz. Hepsi zor olacak.
Hep Trabzonspor taraftarları sizden bir şey isteyecek değil ya. Siz onlardan ne istiyorsunuz?
- Çok erken gol istemesinler ve futbolcuyu baskı altına almasınlar. Sonuç ne olursa olsun 90 dakika desteklesinler. Onlara karşı mahcup olmak istemiyorum.
20 YILDIR ŞAMPİYONLUK YÜZÜ GÖREMEYEN TRABZONSPOR BU KEZ ZİRVEYE ÇOK YAKIN
ŞEHİRDE DERİN BİR SESSUZLUK VAR
Trabzonspor 1995-1996 sezonunda Fenerbahçe’nin önünde şampiyonluğa o kadar yaklaşmıştı ki, Trabzonlular kendilerini kaybedip şampiyon olduklarını sanarak günlerce eğlenmişlerdi. Fakat o sezon, en az Trabzonspor kadar şampiyonluğa hasret olan, yedi yıldır ipi göğüsleyemeyen Fenerbahçe ligi önde bitirdi ve Trabzonlular sükûtu hayale uğradı. İşin daha da acı yanı, Trabzon, şampiyonluğu Fenerbahçe ile kendi evinde oynadığı ve uzun süre önde götürdüğü maçı kaybederek yitirmişti.
Gerçek bir trajediydi yani. Öyle ki, şampiyonluğa kilitlenen iki taraftar bunu hazmedemeyip intihar etti. O dönem Trabzon’da yaşananlara tanık olanların söylediğine bakılırsa uzun bir süre 34 plakalı araçlar Trabzon’da dolaşamadı. Sokaklarda İstanbul plakalı araç gören Trabzonlu gençler ellerine matkapları alıp plakaları söktü. Araçların önünü kesip Trabzonspor için yardım toplandı.
Trabzonlular, işte o günden beri şampiyonluğa hiç bu sezonki kadar yaklaşmadılar. Fakat şimdi geçmiş tecrübeleriyle erken havaya girmeyip gizli bir sevinç yaşıyorlar. Kiminle konuşsanız, ağzından hep temkinli cümleler çıkıyor. Sadece söyledikleri cümlelerde değil, davranışlarında da seziyorsunuz o havayı. Mesela koca Trabzon’da bordo-mavi renklerle süslenen sadece iki cadde var. Fakat hepsi pimi çekilmiş ama elde sımsıkı tutulan bomba gibi bekliyor. Fenerbahçe bu akşam berabere kalır ya da maçı kaybederse bütün Trabzon’u süsleyecek kadar malzeme depolamışlar. Bayraklar, formalar naftalinli sandıklardan çoktan çıkmış, havalandırılmış, bekletiliyor.
ANTRENMANDA MAMMA MİA SESLERİ
Trabzonspor’un antrenman sahasındayız. Antrenmanı izleyen gazeteci sayısında büyük bir artış var. Teknik Direktör Ziya Doğan, çileden çıktığı her durumda, futbolcularına ‘Hey mamma mia’ diye söyleniyor. Antrenman sahasında erkek gazeteciler arasında iyot gibi açıkta kaldığımdan ve antrenmanda kadın gazeteci görmeye alışık olmadıklarından, taraftarlar beni hemen mimliyor ve küfür mahiyetinde olup olmadığını kestiremediğim şu sloganı atıyor: ‘İstanbul basını!’ Hiç üstüme alınmıyorum ve ‘Aa, beni yanlarına çağırıyorlar galiba’ diyerek onlara doğru gidiyorum.
Hemen hepsi derslerini kıran Karadeniz Teknik Üniversitesi İnşaat Fakültesi öğrencileri. İçlerinden birine şampiyonluk bekliyor musunuz diye sorunca şöyle cevap veriyor: ‘Taşlar yerine yavaş yavaş oturur ya, bu yıl bizde öyle olmadı. Taşlar patır kütür yerine oturdu, biz de neye uğradığımızı şaşırdık. Trabzon’da hiç kimse bu sezon şampiyonluğu aklının ucundan bile geçirmiyordu. Yönetim şampiyonluğu telaffuz etmiyordu.’
Bu hiç kimsenin beklemediği şampiyonluk piyangosu üniversitelerini de hareketlendirmiş. Okula formayla gelenlerin sayısı artmış örneğin. Trabzon şampiyon olursa şehri Roma gibi yakmaktan bahsediyorlar. Çoğu Trabzonspor’un en son şampiyonluğunda daha doğmamış olan bu gençler için Ziya Doğan da Neron gibi. ‘Baksana’ diyor içlerinden biri, ‘İnsan Hakları Komitesi, Ziya Hoca’yı görse kesin şikayet eder. Nasıl eziyet ediyor, suyunu çıkartıyor futbolcuların. Hey maşallah...’
Trabzonspor’un yarışta bu kadar iddialı olmasında en büyük pay Ziya Doğan’a ait gerçekten de. Takımın başına geldiğinden beri 11 maçtır yenilmediler ve sadece kardeş takım Akçaabat Sebatspor’la berabere kaldılar. Fakat şimdi, abilik kıyağı çekip, bilerek yenmedikleri Akçaabat Sebatspor’a verdikleri iki puan için dövünüyorlar. Bazı Trabzonsporlular, ‘Helal olsun, ne yapalım’ derken, bazıları da, ‘Böyle olacağını bilseydik, vermezdik o puanları’ diyor.
BABASINDAN GÖKDENİZ’E: HAKKIMI HELAL ETMEM!
Taraftarların en çok tezahürat yaptığı futbolcular zaten Karadenizli ve sırf adı ve soyadı yüzünden sempati duyabileceğiniz Gökdeniz Karadeniz, Fatih Tekke ve siyah teni, sarı saçlarıyla Gineli Yattara. Yattara’yı öyle seviyorlar ki, onun için ‘Gine’de doğdu, Trabzonlu oldu’ diyorlar.
Trabzon’da en çok tartışılan konu, bitirim ikili Gökdeniz ve Fatih’in bir sonraki sezonda da Trabzonspor’da oynayıp oynamayacakları. Fatih için değil ama Gökdeniz için kesinlikle emin oldukları bir şey var; yerli hiçbir kulüpte oynayamaz. Söylenenlere göre, Gökdeniz’in babası memurken sırf oğlu Trabzonspor’da oynayabilsin diye tayinini Trabzon’a aldırmış. Oğluna da, ‘Eğer Türkiye’de Trabzon dışında bir takımda oynarsan hakkımı helal etmem’ demiş. Gökdeniz’in de, babasının sözünden çıkmayacağı için Türkiye’de bir takıma transferinin imkansız olduğunu iddia ediyorlar. Ama devrede bir İngiliz takımı varmış. ‘İşte o zaman değişir’ diyor bir tanesi. ‘Ancak o zaman gidebilir Gökdeniz.’
SEVİNDİK Mİ YAPACAĞIMIZI KİMSE KESTİREMEZ
Trabzon’daki Trabzonspor Taraftar Derneği’nin 2 bin 500’ün üzerinde üyesi var. İki yıldır dernek başkanlığını yapan Selim Doğan’la görüşmek üzere verdiği adrese gittiğimizde, kendisini uzun zamandır kilitli bir depodan dev bayrakları, davulları ve meşaleleri çıkarırken gördük. O da şampiyonluk için temkinli konuşuyor: ‘Şampiyon olmasak da, Şampiyonlar Ligi’ne katılmak bize yeter. Ziya Hoca öyle büyük bir başarı gösterdi ki, bazı maçlar futbol takımları arasında değil, hocaların taktik savaşı halinde geçti. Hocamız o taktikler sayesinde hep maç kazandı. Bundan sonra da kolay kolay maç vermeyiz. Beşiktaş berabere kalır veya yenerse, Trabzon’da 20 yıldır görülmeyen bir atmosfer gerçekleştireceğiz. Dev bayraklarımızı, meşalelerimizi çıkardık. Biz sevindik mi, neler yapabileceğimizi kimse kestiremez. İstanbul’daki Trabzonlular da buraya akacak.’
37 YIL ÖNCE 4 TAKIMIN BİRLEŞMESİYLE KURULDU
Trabzonspor 1967’de dört yerel futbol takımının (İdmanocağı, İdmangücü, Karadenizgücü ve Martıspor) birleşmesiyle kuruldu. 1974’te 2. lig grup şampiyonu olarak 1. lige yükseldi. İlk sezonunda orta sıralarda tutunduktan sonra İstanbul takımlarının hakimiyetini yıktı. 1975 ile 1984 yılları arasında 6 lig şampiyonluğu kazanırken 3 kez Türkiye Kupası şampiyonu oldu. Beş kez de Cumhurbaşkanlığı Kupası’nı müzesine götürdü. Ama son 20 sezonda ligde bir türlü yüzü gülmedi. Şampiyonluğa yaklaştığı 1994-95 ve 1995-96 sezonlarında ikincilikle yetindi. 1992, 1995 ve 2003’te de üç kez daha Türkiye Kupası şampiyonluğuna ulaştı.
RÜZGAR, KİTAP RAFLARINI DA VURDU
Trabzonspor rüzgarı kitap raflarına da yansıdı. Son bir ay içinde iki tane Trabzonspor kitabı çıktı. İletişim Yayınları’ndan çıkan ‘Trabzonspor’ için Hakan Kulaçoğlu tam üç yıl uğraştı. Kulaçoğlu spor basınından ve diğer kesimlerden Trabzonspor’u yakından takip eden 385 ismi bu kitapta buluşturdu. Her yazar kendi tecrübesini ve yaşadığı dönemi kaleme alınca ortaya 430 sayfalık bir kitap çıktı. Etikus Yayınları’ndan çıkan ‘Sana Zaferler Yakışır’ ise Trabzonlu yazar Hasan Al’ın 1997-2004 yılları arasında başta Cumhuriyet gazetesi olmak üzere çeşitli süreli yayınlarda kaleme aldığı yazıları biraraya getiriyor. Hasan Al (40), yazıların birçoğunda Mehmet Ali Yılmaz dönemindeki başarısızlıkları ve hayal kırıklıklarını anlatıyor.
YAVUZ SALTIK
(Trabzon Fikir Kulübü Üyesi)
Başarısızlıklar yüzünden 5 milyon taraftar kaybettik yoksa 12 milyon taraftarımız olacaktı
İstanbul’da yaşayan Trabzonlular’ın sayısı 700 bin. E, onlar da bu şampiyonluk yarışına kayıtsız değil doğal olarak. İstanbul’daki Trabzonluları örgütleme işi doğma büyüme Trabzonlu olan ama uzun zamandır İstanbul’da yaşayan İstanbul’daki Trabzon Fikir Kulübü Üyesi Yavuz Saltık’a düşmüş. Kendisi Trabzon’daki Taraftar Derneği ile sürekli irtibat halinde. Saltık, Strateji Mori araştırma şirketinde çalışırken bir taraftarlık araştırması yapmış ve özellikle Trabzonspor taraftarının profilini araştırmış. İstanbul’da yaşayan 400 taraftar üzerinde yaptığı araştırmada şu sonuçlar çıkmış:
Bilinenin aksine Trabzonspor taraftarı, eğitimli, bilgisayar ve internet kullanma alışkanlığı yüksek, genç, taraftarlık ürünlerine (kaşkol, bayrak, kupa vs.) sahip olmada en yüksek orana sahip, bir kentin takımı olduğu için aidiyet duygusu en ileri düzeyde olan insanlardan oluşuyor. Saltık’a göre Trabzonspor’un 7 milyon civarında taraftarı var. Ama asıl rakamın 12 milyon olduğuna inanıyor. ‘Aslında bizim taraftar sayımız Türkiye genelinde 12 milyon olmalıydı ama başarılı olamadığımız için 5 milyon taraftar kaybettik. Yine de bu kişilerin ikinci takımı hálá Trabzonspor.’
Saltık, şu aralar Trabzon Fikir Kulübü’nün çalışmalarını yapıyor. Kulübün çalışmalarına katılan meşhur Trabzonlular arasında Nuray Mert, Fuat Saka, Volkan Konak, Kazım Koyuncu ve Devrim Saltoğlu da var. İstanbul’dan önce başkent olmuş bir şehiriz biz. İstanbul Romeo-Juliet’i bilmeden Trabzon biliyordu. Trabzon İstanbul’dan tam 6 yıl sonra fethedilebilmiştir. Bize dört büyüklerden biri diyorlar. Biz büyüğüz, biri ikisi yok. İstanbul’da yaşayan bütün Trabzonlular birleşse Kartal’dan Silivri’ye kadar bir zincir oluştururlar. Şampiyonlukta böyle bir şey yapabilsek keşke.’
şampiyonluğa NASIL yaklaştı?DIŞ FAKTÖRLER İki şampiyonluk adayı Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin istikrarsız performansı.
İstanbullu üç takım yöneticilerinin sezon boyunca birbirini yemesi.
Galatasaray’ın şampiyonluk yarışından erken düşmesi.
Trabzonspor’un lig boyunca önemli bir hakem hatasıyla karşılaşmaması.
Diğer Karadeniz kulüplerinin İstanbullu rakiplerine karşı daha hırslı oynamaları.
İÇ FAKTÖRLER İki yıldız Gökdeniz ve Fatih’in üstün performansları.
Yeni başkan Atay Aktuğ’un mütevazı ve sabırlı tutumu.
Üç aylık teknik direktör Ziya Doğan’ın hırsı.
Takımın oyununa katkı yapan Yattara, Somers ve Petkovic gibi yabancılar.
Genç ve dinamik oyuncuların tüm maçlara son dakikaya kadar asılması.
TRABZONLU KADINLAR NE DİYOR?Trabzon’un kadınları da erkekleri kadar heyecanlı. Hepsi ‘İnşallah şampiyonuz’ diyor. İçlerinden biri bu akşamki maç için şunları söylüyor: ‘Beşiktaş’ın bu hafta eksiği ve sakatı çok fazla. Fenerbahçe’ye yenilirlerse çok üzülürüz. Bari berabere kalsalar.’ Bir diğeri de, ‘Trabzon, İstanbul takımlarının arasında kendini hiç eksik etmiyor ya, oh olsun!’ diyor. Bu arada ‘Oh olsun’ derken, bir yandan da sol avuç içiyle, yumruk yapıp yan tuttuğu sağ elinin üstüne vuruyor.