Derbi geyiği ve Beşiktaş tribünü

Güncelleme Tarihi:

Derbi geyiği ve Beşiktaş tribünü
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2009 11:22

Beşiktaş’ın çok farklı bir kimliği vardır...

Fatih Kaya yazıyor

Aşkına sadıktır ve zarar vermemek için elinden geleni yapar...
İçeride yaşanan olaylar kimseyi yanıltmasın, yanıldığını zannedenler öncelikle kendi çöplüğüne bakacak...
Buyurun...
Sportif alanda yaptıkları her maçta olaylar çıkan, Fenerbahçe ve Galatasaray maçlarına bakın...
Sahaya atılmayan madde, yapılmayan kötülük kalmıyor...
Pascal’ın elini şortuna sokmasına, “çocuklarımıza kötü örnek oluyor” diyenler, yaşanan taşkınlıklara neden sessiz kalıyor...
Tabii doğruya her maçta bir provokasyon var. Yoksa olay falan çıkacağı yok…
Şimdi herkes gibi ben de merak ediyorum…
Kafasına çakmak, bozuk para, pet şişe yiyerek yaralananları nasıl gizleyeceksiniz?
Pembe dizi kıvamında devam eden Resmi site savaşı nasıl devam edecek?
Tıpkı Karagöz-Hacivat ortaoyunu gibi…
Gelecek bölümü merakla bekliyoruz...
Fenerbahçe veryansın eder, nasıl yendiğinizi gördük diye...
Galatasaray tarafı 3-5 sene öncesini anımsatır, o zaman da siz böyle yenmiştiniz der...
Gelecek maça kadar karşılıklı atışmalar devam eder...
Sonra sil baştan yeniden...
Güzel pazarlanmış bir dünya derbisi geyiği…

**

Beşiktaş son üç sezon üst üstte Fenerbahçe’ye yenildi...
Bunların ikisinde şampiyonlukta ki rakibi Fenerbahçe’ydi...
Bir tanesinde sahada Tümer vardı...
Aurelio’nun otoparkta saldırdığı maçın ardından gelmesi etkenini de göz önünde bulundurun...
Ne bir olay oldu, ne de sahaya atılan yabancı madde...
Tepki mi? Oldu...
Fakat, vurarak, kırarak olmadı...
Kimsenin kılına zarar gelmedi...
Aynı şekilde Galatasaray maçları da ılımlı bir havada geçti...
Ne bir zarar gören oldu, ne de yaralanan...
Nedendir bilinmez sorulsa, takımına en çok zararı Beşiktaş taraftarı veriyor der çokbilmiş, bilirkişiler…
Kıskananların şehir efsanesine dönüştürdüğü söylenti...
Vampir hikâyeleri gibi...
Aslı astarı yok…
İşte tam da bunların üzerine emniyet sorguların arkasından cezaları açıkladı...
İçinde birçok masum insanın bulunduğu 36 taraftar ceza aldı...
Rakam çok önemli değil...
360 taraftar da ceza alsa, aynı benim gözüm de...
Önemli olan hakedip haketmedikleri...
Alen Markaryan...
Günah keçisi...
Beni şahit yazsınlar... Son yaşanan olayları durdurmak için elinden geleni yaptığına şahidim...
Protestolar sonucu bütün tribüne nasıl fırça atıp, takıma dönün demesini gözlerimle defalarca gördüm...
Nedir Alen’i suçu?
Liderlik yaptığı tribünün;
132 desibel rekoru kırması mı?
UEFA tarafından haftanın taraftarı seçilmesi mi?

Liverpool, Manchester United, Tottenham gibi takımlardan övgü alması mı?
Veya her sosyal aktivitenin içinde bulunması mı?
Toplumsal olaylara tepki vermesi mi?
Kızılay ile iş birliği yaparak taraftarı kan bağışına teşvik etmesi mi?
Nükleersiz Türkiye...
Kaz dağının üstü, altından daha değerli...
Bırakın Hasan Keyf-i’ne baksın…
Daha nice tepkiler vermek mi?
Alen Markaryan, birçok sporsever tarafından tanındığı için onun üzerinden konuşuyorum...
Onun gibi daha birçok isim haksız yere cezalandırıldı…
Tabii ki, hakeden de var...
Ancak, yanlış olan orantısız bir güç kullanarak bütün tribünü cezalandırmak...
Aynı tavır Fenerbahçe ve Galatasaray tribünlerine neden gösterilemiyor?
Açıklanması gereken budur…
En son dün yaşanan olaydan sonra bakalım emniyet aynı tavrı gösterebilecek mi?
Bekliyoruz, takipdeyiz…

##

Beşiktaş – Efes Pilsen

Dün Akatlar’da oynanan basketbol karşılaşmasını izlemeye gittim...
Çok çekişmeli, heyecanlı bir karşılaşmaydı...
Hakemlerin katlettiği maçta kazanan Efes Pilsen tarafı oldu...
Hakem olayına değil de, diğer bir meseleye gelelim...
Karşılaşmaya 10 dakika kalmış, 3 gişeden 2 tanesi açık... Ve gişenin önünde bekleyen bin'e yakın taraftar...
Başka bir kapı daha var, o tamamen kapalı...
Güvenlik görevlilerinin sayısının az olmasının cezasını taraftar mı çekmek zorunda?
Ayıp...
Hadi anladık, dış sahalarda yapılan, taraftarın üzerine oynanan işkencelere...
Fakat Akatlar’da ne değişti?
Şimdi...
Dışarıda üst üstte ezildikten sonra içeri girmeyi başaran taraftarı nasıl susturacaksınız...
Zaten ortalık karışık, açsanıza kardeşim diğer gişeleri?
Neden taraftarın sabrıyla oynuyorsunuz ve aynı şekilde Beşiktaş’ın desteğini engelliyorsunuz?
Dün maçta Başkan yoktu...
Camiadan ve yönetimden olanlar da çözümü bulmuş, protokol de oturup, “Yıldırım Demirören yeter” diyenlere sadece el kol hareketi yapıyorlar...
Onların tuzu kuru tabii…
Bilmiyorlar ki, dışarıda yaşanan işkenceyi taraftarın "Demirören intikam alıyor" olarak değerlendirdiğini...
Fısıltı gazetesi, medya kadar tehlikelidir… Bir taraftar söyler, tribüne yayılır ve kaçınılmaz son!
Başkan’ın en büyük hatası bu işte, çevresine topladığı insanların yanlış yönlendirmesiyle hareket etmesi...
Hatırlamanız zor mu?
Kuruçeşme’de, Başkan’a “Büyük Başkan” tezahüratlarını duymadınız mı?
Şimdiki yaklaşım ile hiç bir şey kazanılamaz, aksine tepkiler çoğalır. Uyarması benden…
Elçiye zeval olmaz…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!