Güncelleme Tarihi:
Geçen yıl Türkiye Futbol Federasyonu'nun internet sitesinde "Kulüplerden ortak karar" başlığıyla yapılan açıklama sonrası hayata geçen "Deplasman Yasağı" uygulaması, 20 Kasım’da İnönü Stadı’nda oynanan Beşiktaş-Galatasaray derbisinde uygulamaya konmuştu. Sadece bir sezon olması beklenen yasağın bu sene de devam etmesi 3 büyük takımın taraftarlarının tepkisine neden oldu.
3 Temmuz'da başlayan Şike davası sürecinde gerilen ortam nedeniyle 4 büyük kulübün birbirleriyle yaptığı maçlarda konuk ekibin taraftarının stada gelmesi yasaklanmış ve böylece olayların önünün kesilmesi amaçlanmıştı. Ancak taraftarlar bunu daha çok "işin kolayına kaçmak" şeklinde yorumladı.
Kısacası polisin derbi günleri ateşli taraftarlarla uğraşması yerine komple maça gidişleri yasaklama kararı alındı. Uygulamanın sadece 2011-12 sezonunu kapsaması beklenirken 2012-2013 sezonunun geride kalan 14 haftalık bölümünde harekete geçen bir yetkili olmadı.
Fenerbahçe taraftarı son olarak sahasında oynadığı Gençlerbirliği karşılaşmasının ilk dakikalarında sessiz bir protesto yaparak deplasman yasaklarını protesto etmişti.
KİMSE MEMNUN DEĞİL AMA YASAK!
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, deplasman yasağıyla ilgili, “Deplasman yasağını medeni bir yaklaşım olarak değerlendirmiyorum. Deplasman yasağının farklı taraftar gruplarını ve tribünleri birbirine yabancılaştırdığını düşünüyorum. Yasakları sona erdirmek yönünde bakanlık olarak bizden inisiyatif beklenmemeli. Bu iş kulüplerin işi, Futbol Federasyonu’nun işi, taraftar gruplarının işi. Kendi aralarında yapacakları görüşmeler yoluyla deplasman yasaklarını sona erdirmeliler” demişti.
ESKİŞEHİR DE NASİBİNİ ALDI
Ziraat Türkiye Kupası 4. turda Bugsaşspor ile karşılaşan Eskişehirspor'un taraftarları, maça Ankaragücü taraftarlarının geleceği gerekçesiyle stada alınmamıştı.
EN ÇOK SES ÇIKARAN F.BAHÇE TARAFTARI
4 büyük kulübe uygulanan deplasman yasağı uygulamasının kaldırılması için en fazla çaba gösteren Fenerbahçe taraftarları oldu.
Birçok maçta deplasman yasağını protesto eden eylemler yapan F.Bahçeli taraftarlar, halen girişimlerini sürdürüyor.
Geçtiğimiz Ağustos ayında deplasman yasaklarını protesto etmek isteyen sarı lacivertli taraftarlar Türk Telekom Arena Stadı, İnönü Stadı ve Şükrü Saracoğlu Stadı'na gece geç saatlerde astıkları "Kolayına kaçma deplasmanıma dokunma" yazılı pankartlarla yapılan uygulamaya olan tepkilerini dile getirmişti.
Konu hakkında konuştuğumuz, Fenerbahçe tribünlerinin önde gelen grubu 1907 Gençlik'in lideri Ferhat Eren ve Beşiktaş'ın tribün grubu Çarşı'nın lideri Alen Markaryan sorularımızı yanıtladı;
NOT: Görüşlerini almak istediğimiz G.Saray tribün grubu ultrAslan Genel Koordinatörü Oğuz Altay konuyla ilgili konuşmak istemediğini belirtti.
-Deplasman yasaklarının kaldırılmasını neden haksız buluyorsunuz?
Ferhat Eren: Sözde (!) “demokrasi” çığırtkanlıklarıyla yoğrulan bir ülkede, yaptığınız bir eylem haksız şekilde engellenirse sesinizi çıkartmaz mısınız? Konunun sebebini muhataplarına sorduğunuzda mantıklı cevap beklemez misiniz? İşte biz, hakkımızın elimizden alınmasındaki sebepleri aramak, yapılan yanlışı gerekçeleriyle izah edebilmek hasebiyle refleksler gösterdik, gösteriyoruz.
Ancak içinde bulunduğumuz durum o kadar vahim ki, bir devlet dairesinde 5 dakikalık bir işlem için sizi odadan odaya yollayan zihniyet misali, deplasman yasağı konusunda da muhatap bulmakta güçlük çekiyoruz.
Bu konuda en ‘net’ duruşu gösteren Spor Bakanı Sn. Suat Kılıç oldu. Yasakları doğru bulmadığını, kararın kendisinden çıkmadığını, düzeltilmesi gerektiğini gerek şahsi twitter hesabından gerek katıldığı bazı programlarda açık şekilde dile getirdi. Emniyet, İl Güvenlik Kurulu ve TFF ise bu konulara her zaman yuvarlak cevaplar vererek topu kulüp yönetimlerine attı. Biz biliyoruz ki, her ne kadar zaman zaman inkar da etseler bu karara imza atanlar “ne yazık ki” kulüplerdir. Tabii ki bu karar emniyetinde her türlü işine geliyor. Derbi günleri fazla mesai, binlerce polisin masrafı, gerginlik gibi bir çok etkenden kurtuluyorlar.
Olası gerginlik ve kavga ihtimalini bahane gösterenler; en son iki rakip tribünün ne zaman karşı karşıya gelip sıcak temas içinde kavga ettiğini hatırlıyorlar mı? Kaç sene önceydi? Senelerdir polis kordonu altında “sorunsuz” şekilde stada götürülen bizlere getirilen bu yasağın “mantıklı izahı” hiçbir şekilde yoktur.
- Yasakların kaldırılması için diğer kulüplerin taraftar gruplarıyla ortak hareket etmek için bir girişiminiz oldu mu?
Ferhat Eren: Bunu kendi grubum veya tribünüm diye değil, herkes tarafından kabul gören bir gerçek olduğu için söylüyorum. Yasaklar için en çok mücadele eden biz olduk. Maçlarda yapılan tezahüratlar, pankartlar, tribün boşaltarak verilen tepkiler, web siteleri, imza ve e-mail kampanyaları, dilekçeler. Dikkat çekebilecek hemen hemen her tepkiyi verdik. Bu tepkiler bencilce, sadece kendimiz için verdiğimiz tepkiler değil, yasakların tamamen kalkması adınaydı. Ancak birkaç cılız hamle dışında yalnız kaldık diyebilirim. Özellikle ezeli rakibimiz Galatasaray tribünlerinin tepkisizliği ve umursamazlığı enteresan. Demek ki bizim kadar deplasmana gitmeyi ya da iç sahada deplasman taraftarı görmeyi istemiyorlar. Koreografi bütçeleri ve kar-zarar analizi sebebiyle meşgul olduklarından olsa gerek.
- Fenerbahçe Kulübü'nden yetkililerle bu konu hakkında görüşme gerçekleştirdiniz mi?
Ferhat Eren: Dediğim gibi kulüp yöneticileri sıkıştırıldığında “bizle ilgisi yok” dediler hep. Geçen sene Beşiktaş maçı öncesi Burhan Felek’te yapılan protesto esnasında Sayın Ali Koç yanımıza kadar gelip yemin etmişti, yasak kararına imza atmadıklarına dair. Ancak, ne yazık ki sonrasında imza atıldığını, kararın tamamen kulüpler tarafından istendiği ortaya çıkmıştı. Bu mantalite dahilinde kimle neyi görüşebilirsiniz ki? Gerçek olan; bu davada yalnız olduğumuz, yalnız yürüdüğümüzdür. İleride sonuç ne olursa olsun, elimizden geleni yapmanın verdiği vicdani rahatlık içerisinde olacağız herkesin aksine.
"YASAKTAN ÖNCE BURAYA NASIL GELİNDİ ONA BAKMALIYIZ"
Beşiktaş tribünlerinin önde gelen gruplarından Çarşı'nın lideri Alen Markaryan ise ilginç açıklamalarda bulundu.
Deplasman yasağının bu noktaya gelmesinde sadece taraftarların değil gazete ve televizyonların yaptığı yayınların da önemi olduğunu belirten Markaryan, "Öncelikle bu tam bir deplasman yasağı değil bunu idrak etmeliyiz. Sadece 4 büyük kulüp çerçevesinde alınmış bir karardır. Deplasman yasağı kalksın diye grup liderleri toplanır söz verir ama bununla yeterli değil. Maçta bir kavga çıksa tribün liderleri ne kadar engel olabilir? Ve televizyonlarda yapılan yayınlar nedeniyle bu düşmanlık körükleniyor" ifadelerini kullandı.
Yurtdışında uygulanan yasaların Türkiye'ye uyumlu olmadığını söyleyen Markaryan, "Bizim geçmişten gelen kendi örf ve adetlerimiz var. Batıda olan her şeyi Türkiye'ye monte etmek zorunda değil yetkililer. Ancak onları bunu yapmaya zorlayan etkenler de oluyor. Her şeyden önce İstanbul'un 3 büyük takımı maç yaparken rakip tribüne sadece 1500, 1600 kişilik yer verilmesi bile ayıp. Tamamen kombine sistemi ve endüstriyel futbola hizmet var. Bizim halkımızın ekonomik yapısına uygun bir durum bile değil bu" şeklinde konuştu.