Oluşturulma Tarihi: Haziran 10, 2007 00:00
Dedim ki: ’Ailton’la bir de sen konuş. Antrenmanda bile terlemiyor.’ Demirören gidip konuştu. ’Ne oldu başkan?’ dedim. ’Beni dinlemedi bile, ayağını uzattı duvara baktı’ karşılığını verdi.
1995’te "Atom Karınca" olarak jübilesini yaptığı
Beşiktaş’a 2004-05 sezonunun ikinci yarısında teknik direktör olarak dönen ancak bir sonraki sezon ayrılmak zorunda kalan
Rıza Çalımbay, Referans Gazetesi’ne gündem yaratacak açıklamalarda bulundu...
"Tek hatam Demirören’e inanmaktı" diyen
Çalımbay, Kartal’ın yeni hocası
Ertuğrul Sağlam’a dışarıdan destek olduğunu söyleyen
Rıdvan Dilmen için de, "Desteği sahteydi" şeklinde konuştu. Beşiktaş’ın "Atom Karınca"sı, teknik direktörlüğü döneminde başkan
Yıldırım Demirören’le aralarında geçen ilginç bir olayı da gündeme getirdi: "3.5 milyon Euro’ya aldıkları
Ailton’u 350 bin Euro’ya sattılar. Yürüyecek hali yoktu. 2-3 maç ancak götürebildi, ondan sonra oynatmadım. Bir gün
Yıldırım Demirören’e dedim ki: ’Başkan bir de sen konuş. Antrenmanda bile terlemiyor.’
Demirören, gidip konuştu. ’Ne oldu başkan?’ dedim. Bana ’Ya beni dinlemedi bile, ayağını uzattı duvara baktı’ karşılığını verdi."
Ben cemaat falan anlamam
Ertuğrul Sağlam’a iki yönlü bakmalı. Bir kere benim gibi değil. Onun desteği var; hem yönetim destek vermek mecburiyetinde, hem de dışarıdan desteği var. Ben cemaat olayını falan anlamam. Başkalarının yönlendirmesiyle geldiği falan söyleniyor. Yani
Ertuğrul Sağlam desteksiz değil, belli bir desteği var. Ben ise tek başıma gittim, kimseden bir şey istemedim. Görevimde başarılı olduğum için oraya geldim.
Sinan Engin’i bana karşı kullandı
Demirören, Sinan Engin’i bana karşı kullandı.
Sinan’a telefon etmiş. ’Bir gazetede
Rıza hakkında şunları şunları söyle. ’
Rıza Hoca da gelsin istifa etsin’ demiş. Ben bunları duydum ama inanmadım. Sonra kendisine böyle bir şey yapıp yapmadığını sordum. ’Yaptım’ dedi. Ben de ’O zaman burada benim ne işim var?’ dedim ve görevi de orada bıraktım.
Sinan menajerliğe gelmek istedi. Ama yönetimden istemediler. Fakat
’Rıza istemiyor’ dediler. Yöneticiler,
Sinan’dan korktuklar için benim üstüme attılar. Halbuki benim alakam yok. Ne o zamanki takım kaptanı
Tayfur, ne de futbol şube sorumlusu
Kıvanç Oktay istedi
Sinan’ı. Ama
Demirören gidip bunu söylemedi.
Beşiktaş’a başkan adayı olacağım
Beşiktaş’tan beyaz bir sayfa ile ayrıldım. Her şey dürüsttür benim hayatımda. Kimse arkamdan şuna buna karıştı diyemedi. Futbolcu, antrenör ve teknik adam olarak hepsinde de beyaz bir sayfa bıraktım arkamda. Kendime yakışır bir şekilde görevi de bıraktım. En az 10 yıl daha hocalık yaparım. Beşiktaş’a döneceğim ama bu yönetimle değil. Hocalıktan sonra arkadaşlarımızla oturup konuşacağız başkan olmak için. Futbolun içinden gelenlerden iyi başkan olur. Arkası temiz, lekesiz insanlardan iyi bir ekip kurmak gerek.
Rıdvan Dilmen tutarlı değilBen hiçbir arkadaşımdan;
Sinan olsun,
Rıdvan Dilmen olsun, gerçek bir destek göremedim.
Rıdvan, kendi işine baksın. O, benim için tutarlı biri değil. Sadece iyi çene yapıyor. Bazen iyi anlatıyor. Ben
Rıdvan ve
Sinan’dan gerekli desteği görmedim ama zaten onların desteğine de ihtiyacım yok.
Daum’a’benimle ters düşme’ dedim
Daum’u çok beğeniyordum. Mükemmel bir antrenördü. Kişiliği biraz değişikti. Futbolcuyken beni takımdan kesti. Kendisini ’Ben kaptanım. Sizin yapamayacağınız şeyleri yaparım. Benimle ters düşme. Oynat oynatma problem değil’ diye uyardım. Bu tecrübe hocalıkta bana çok yaradı.
Daum, Beşiktaş’a 2. gelişinde yarım sezon yardımcılığını yaptım.
Jean Tigana’nın heykeli dikilirdiİnsanlar nankör. F.Bahçe’yi ben değil
Tigana kalecisiz 4-3 yenseydi, yemin ederim heykelini dikerlerdi. ’F.Bahçe Fatihi’ diye gösterirlerdi.
Souness, F.Bahçe Stadı’na bayrak dikti diye G.Saraylılar hálá onu konuşuyor. Yabancı ile yerli arasında uçurum var.
Beşiktaş borcuyla konuşulur oldu
Kimse başkan olmak istemiyor. Beşiktaş için en üzücü olay bu.
Demirören 3-4 sene şampiyon yapar da aday çıkmaz ama ortada bir başarı yok. Beşiktaş 1. sayfalara çıktı ama daha çok borcuyla, vefasızlığıyla. İlerisi pek iyi gözükmüyor.
Feyyaz’ın Denizlispor’da beni bırakıp Beşiktaş’a gitmesini yakıştıramadım. Küs değilim. Düşmanlıkları unuturum ama iyilikleri unutmam. Ben onları bir yere getirdim, onların yaptıkları çok çirkindi. Konuşuyorum ama
Feyyaz’la işim olmaz.
Türkiye’de teşvik var ama şike yok
Türkiye’de teşvik var ama şike olduğuna inanmıyorum. Hatır şikesi olur bazen. Maçlarda iddian yoksa çok fazla hırslı olmazsın. Ben, futbolcuyken hiç hatır şikesi yapmadım.
Tanju Çolak’ın ’Teşvik primi aldım çatır çatır yedim’ demesi yanlıştı bence...
Başkan bana karşı dürüst davranmadı
UEFA Kupası’nda Malmö’yü 4-1 yendiğimiz maçta istifa kararı aldım. Maalesef başkanın tutumu yüzünden bırakmak zorunda kaldım. Demirören bana dürüst davranmadı. Yaptığım en büyük hata başkana inanmaktı. İstifa kararından vazgeçirdi. Fakat inan
madım, ’maçın havasındandır’ diye düşündüm. Türkiye’ye döndüğümüzde kendisiyle yine konuştum. Bana, ’benimle geldin, benimle gideceksin. Sonuna kadar beraberiz, ne olursa olsun’ dedi. Ve ben de inandım, devam ettik. Ondan sonra da takım kötü gitmedi."