Güncelleme Tarihi:
Beşiktaş'ta bu sezon forma giydiği 25 resmi maçta 19 gol atarak takımın en golcü ismi olan Demba Ba, Four Four Two dergisine verdiği röportajda, özel yaşamı, Chelsea kariyeri, Jose Mourinho ile ilişkisi ve şampiyonluk şansı hakkında çarpıcı açıklamalar yaptı. Senegalli futbolcunun röportajından bazı bölümler şöyle:
- Sıradan bir günün nasıl geçiyor?
Gün doğarken namaz kılmak için uyanıp camiye gidiyorum. Eve dönüp biraz daha uyuyup antrenman için yeniden kalkıyorum. Antrenmandan dönüp uyuyorum, uyandığımda eşimle ve çocuklarımla vakit geçiriyorum. Arada namazlar var tabii ki. Akşam eve dönüyorum ve tabii ki yine uyuyorum!
"TWITTER'DAKİ TAKİPÇİMİ SABAH NAMAZINA KALDIRDIM"
- Twitter’dan bir takipçin sana “Sabah namazına kalkamıyorum, beni uyandırır mısın?” demişti. Sen de “Numaranı ver” dedin. Onu aradın mı?
Aradım (gülüyor)! Sabah namazına çok yakın bir vakitte kalktım. Aklıma hemen o geldi. Apar topar evden çıktım, hızlı hızlı camiye yürürken verdiği numarayı sürekli aradım. Aradım, aradım, aradım, cevap vermedi! Galiba yanlış bir numara yazmış.
- Taraftarla bu kadar ilgilenecek vakti nerden buluyorsun?
Zamanım varsa ilgilenirim çünkü biliyorum ki o insanlar bana değer veriyorlar ve onlarla konuşmuş olmamı hayatları boyunca unutmayacaklar. Onları mutlu edince ben de mutlu oluyorum. Benden yardım isteyenler oluyor, soru soranlar oluyor, öneride bulunanlar oluyor. Aynı dili konuşabiliyorsak, vaktim de varsa ilgilenirim.
"TAVUK BACAK DEDİM ÇÜNKÜ..."
- Başakşehir’le oynadığınız maçtan sonra çektiğin şutu sorduklarında “tavuk bacağımla vurdum” demiştin. Tavuk bacak ne demek?
West Ham’ın forveti Carlton Cole’un sol ayağı çok kuvvetli olmadığı için sol ayağıyla topa vurduğunda hoca ona “Tavuk bacak” derdi. Ben de maçta şutu zayıf ayağımla çekince aklıma o geldi. Tavuk bacağımla şutun o kadar hızlı gitmesine şaşırmıştım.
- Maç sonu bir röportajında “Topun bana geldiğini görünce kaleye baktım ve bu topun kaleye girmesi gerektiğini düşündüm” demiştin. Maç sonu oyunu açıklamak absürt mü geliyor?
Saha içinde olan biten şeyler o kadar açık ve net ki onların üzerine yeniden konuşmak çok saçma. Sivasspor maçındaki ikinci golde elle oynadım. Maçtan sonra muhabir bana “O pozisyonda elle mi oynadın?” diye soruyor. Buna ne cevap verebilirim? Zaten görüntülerde elle oynadığım görülüyor. Orada ne dememi bekliyorlar ki! “Evet bayım, elle oynadım ama...” Çok gereksiz. Bu yüzden çoğu zaman açık konuşurum.
- Sana iki cümle kurmak saçma gelirken pozisyonların televizyon kanallarında sabahlara kadar tartışıldığını biliyor musun?
Ooo hem de nasıl (ıslık çalıyor)! Çıldırmışlar. Bir futbolcunun yaptığı bir hareketi göstermeye başlamışlardı. Saydım, aynı şeyi 11 defa gösterdiler. Yok artık! Beni gösterdiklerinde ne dediklerini anlamıyorum. Uyumak için iyi oluyor! Televizyonun karşısında uyumayı severim.
"BENİ FAZLA YETENEKLİ BULMAMIŞLARDI"
- Fransız Rouen kulübüne imza atmadan önce Gillingham, Barnsley, Watford ve Swansea takımları seni deneyip beğenmemişler. Yükselişin başladığı an ne zamandı?
O kulüplerin hepsi bana “Bizim takımımızda oynayacak kadar yetenekli değilsin” demişlerdi. Bütün bu zor dönemlerden sonra ne zaman ki başkalarının ne düşündüğünü kafama takmamayı, bunların hayattaki en önemli şey olmadığını öğrendim, o zaman yükselişim başladı. Kafama taktığım şeyler bütün hayatımı alt üst ediyordu. Zihnimi temizleyince her şey daha kolay oldu.
- Jose Mourinho’yla seni neden seçmediğine dair konuştunuz mu?
Benimle hiçbir zaman açık açık konuşmadı ama benim oyun seviyemi, oyuna etki edebilecek potansiyelimi ve mental kapasitemi olduğundan düşük görmüş olabilir.
"BUKALEMUN GİBİ BİR ADAMIM"
- İngiltere’ye gittiğin ilk gün mü daha kolaydı, Türkiye’deki ilk günün mü?
Bukalemun gibi bir adamım ben, nereye girersem orası gibi olurum!
"ŞU AN YÜZDE 70'LE OYNUYORUM"
- Golleri sıralamaya başladığında da “Henüz yüzde 100’ümle oynayamıyorum” demiştin. Ne yaparsan tatmin olacaksın?
Hâlâ yüzde 100’le oynamıyorum. Hissetsem söylerim. Şu an yüzde 70’teyim. Tamamladığımda siz de fark edersiniz!
- Top sana gelmeden önce atılacak pasa kendini hazırlamış, yapacağın hamleyi düşünmüş oluyorsun. Oyunu kaç saniye önden oynuyorsun?
Büyük bir oyuncu olmak istiyorsan bu niteliği taşıman lazım. Makelele ve Vieira sürekli şunu anlatırdı: “Bazen Zidane gelip bizi çok fena fırçalardı. Bize topu ona çok geç attığımızı söylerdi. Aslında topu ona doğru düşündüğümüz anda atıyorduk ama Zidane bizden hızlı düşünebildiği için fırça yememiz kaçınılmaz oluyordu.” İşte böyle büyük oyuncu olunuyor. Mesela Lampard’ın da bu özelliği müthiştir. Sahada olup bitecek her konuda öngörüsü vardır. Her pozisyon için stratejisi çoktan hazırdır.
"İŞİN SIRRI, TEK DOKUNUŞLA OYNAYABİLMEK.."
- Senin de takım arkadaşlarınla aranda böyle bir zaman kayması oluyor mu?
Bu konuşmayla, tartışmayla gelişecek bir şey değil. Bunun üzerine bütün futbolcuların çok ciddi bir şekilde çalışması gerek. Ben de bu özelliğe sahip değildim ama 17 yaşıma geldiğimde şunu fark ettim: İyi bir oyuncuyla çok iyi bir oyuncu arasındaki fark sadece bu. Bunu geliştirebilmenin tek yolu da antrenmanda tek dokunuşla oynayabilmen. Başka yolu yok. Tek dokunuşla oynamadığın zamanlarda biliyorsun ki belli bir zamanın var ve topla geçireceğin sınırlıdır. Ancak tek vuruşlar seni otomatik hale getirir.
- Bunu mükemmelleştirdiğinde mi yüzde 100’ünle oynamış olacaksın?
Yine de tam olmaz ama çok yaklaşmış olurum.
"NOUMA DİSKOYA GÖTÜRÜYORDU, BEN İSE CAMİYE"
- Şampiyon olduğunuzda nasıl kutlayacaksın?
Şampiyon olursak bütün taraftarlarımızı sabah namazına Sultanahmet Camii’ne bekliyorum! Ama özellikle sabah namazına. Biz o kadar uğraşıp şampiyon olduktan sonra onlar da bir sabah erken kalksın artık!
- Pascal Nouma diskoya götürüyordu, sen namaza çağırıyorsun...
Ben Allah’a götürüyorum, daha güzel!
Türk yemeklerinden dolayı kilo almışsın. Baş düşmanların nelerdi? Kilo problemi olmasa günde kaç sütlaç yerdin?
Çok rahat beş kase yerim! Fazlasını da yerim ama söylemiyorum (gülüyor).
"BİR HAFTA SADECE TANTUNİ YEDİM!"
Her gün yediğin, içtiğin bir şey var mı? Sana iyi geldiğini düşündüğün bir şey...
Takıntılı olduğum tek bir şey yok ama bir şeyi çok seversem en az bir hafta boyunca aynısını yerim. Bir haftanın sonunda da keserim, daha da yemem.
Türkiye’de hangi yemeklere takmıştın?
Geldiğimde yaklaşık bir 10 gün sadece döner yedim. Sonra Mersin deplasmanına gittiğimizde tantuniyi keşfettim. Mersin’e Londra’dan direkt uçmuştuk. Takımdan ayrılıp Tolga’yla MR çektirmeye gittik. Tolga bana tantuniyi övdü ama görünce beğenmedim. Sonra bir tadına bakayım dedim, İstanbul’a dönünce bir hafta tantuni yedim!
"BEŞİKTAŞLI DOĞARSIN, BEŞİKTAŞLI ÖLÜRSÜN, HEPSİ BU KADAR!"
Beşiktaşlılık duruşunun ne olduğu hakkında bir fikrin var mı?
Küçük bir fikrim var: Beşiktaşlı doğarsın, Beşiktaşlı da ölürsün! Hepsi bu kadar.