A.A.
Oluşturulma Tarihi: Ocak 03, 2012 11:23
Dans Sporları'nda piste çıkan 242 bayan sporcunun, erkek partner olmadığı için tek başına dans etmek zorunda kaldıkları bildirildi.
Dans Sporları Federasyonu Başkanlığı'ndan alınan bilgiye göre, Türkiye genelinde 3 bin 100 lisanslı sporcudan bin 625'ini kadın, bin 475'ini ise erkek dansçılar oluşturuyor. Buna göre bin 475 kadın sporcu kendisine partner bulma şansını yakalarken, 150'si ise erkek partnerleri olmadığı için yarışmalarda tek başına dans etmek zorunda kalıyor.
Türkiye genelinde faal sporcu sayısı bakımından 507 bayan sporcuya karşılık 415 erkek dansçının oluşu da 92 bayan dansçının partner bulamaması nedeniyle ya müsabakaya katılmıyor, ya da tek başına dans etmek durumunda bulunuyor.
Star Dans
Spor Kulübü Başkanı ve Dans Antrenörü İpek Yavuzer, bu durumun Türk geleneksel aile yapısından kaynaklandığına dikkat çekerek, “Bu nedenle biz de kızlarımıza partner bulmakta zorlanıyoruz. Ne yazık ki Türk aile yapısında 'erkek adam dans etmez' gibi bir kanı var. Gerçi bu son zamanlarda televizyonlarda çıkan dans yarışmaları, özellikle ünlülerin dans etmesi ile birlikte bu kanının biraz azaldığını düşünüyorum. Birazcık daha ilgi arttı sanki dansa. Ama genel olarak kızlarımıza partner bulmakta zorlanıyoruz” dedi.
“Erkek adam kıvırmaz” ön yargısı
Yavuzer, bu sorunun genelde erkeklerin özellikle latin dansı konusundaki ön yargısından kaynaklandığını savunarak, “Toplumun genelinde 'erkek adam kıvırmaz, erkek adam bu şekilde oynamaz' gibi bir yaklaşım var. Halbuki bizim dansımız salon ve latin dansları. Bir bayan ve bir erkek tarafından yapıldığı için erkeğin görüntüsünü, bayanın da zarafetini ortaya çıkarıyor. Ama maalesef halkımızda böyle yanlış bir ön yargı var. Dolayısıyla bu şekilde düşünüyorlar” diye konuştu.
Sorunun çözüm yolları
Aynı zamanda 2011 yılının büyükler kategorisinde de Türkiye şampiyonu olan İpek Yavuzer, erkek ve bayan sporcular arasındaki sayı farkının kapanmasının da mümkün olmadığını savunarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ancak, aradaki farkı düşürmeye çalışacağımıza inanıyorum. Bu konu hakkında federasyonumuzun ve Gençlik ve Spor Bakanımız Suat Kılıç'ın bir takım çalışmaları olabilir. Dans, okullarda ders olarak okutulduğu taktirde, en azından yeni jenerasyonda insanları böyle bir ön yargıdan kurtararak bu sorunu gelecek yıllarda giderebiliriz. Bizim de kulüpler olarak erkek çocukları salonlara çekmek için çalışmalarımız oluyor. Okullarına gidiyoruz. Onlara dansı sevdirmeye çalışıyoruz. Dansı ailelere tanıtmaya çalışıyoruz. Ama yetişkin sporcularımızda fark git gide açılıyor. Belirli bir kültür seviyesine gelmiş, eğitim almış insanların fikrini değiştirmek oldukça zor oluyor.”
Ailelere çağrı
Yavuzer, ailelere de çağrıda bulunarak, şunları söyledi:
“Erkekler de dans etsinler. Çünkü, bu bir spor. Aynı cimnastik gibi, futbol gibi hem sosyal, hem de fiziksel gelişimi olumlu etkileyen bir spor. Bu yüzden de herkes dansı bir spor olarak görsün artık. Çocuklarında yetenek olduğunu gören bir aile varsa eğer, onları bu spora yönlendirsinler. Dansın bedensel anlamda insanlara tabii ki fit olma, daha düzgün ve estetik bir vücuda sahip olma açısından katkısı var. Dans bir spor olduğu için, biz de günde en az 2 saat antrenman yapan sporcularız. Dolayısıyla tabi bundan dolayı sportif olarak fizik değişiyor. Bunun yanında tabi sosyal olarak da katkıları var. Çünkü bir bayanla bir erkek dans ediyor. Bütün branşlarda aslında kadınlar kadınlarla, erkekler de erkeklerle çalışır. Sanıyorum sadece dansta ve buz pateninde kadınlar ve erkekler birlikte çalışıyor. Bu zaten zor bir şey olduğu için insanı hem sosyal olarak, hem de sabır olarak geliştiren bir spordur. Hem de sporcular beraber çalışarak birbirleriyle geçinmeyi öğreniyorlar.”
Star Dans Spor Kulübü'nün erkek sporcularından Mimar Yiğit Dündar ise Türkiye'de ailelerin genelde erkek çocuklarını futbol başta olmak üzere diğer spor branşlarına yönlendirdiğini belirterek, şöyle dedi:
“Yaklaşık 6-7 yıldır dans sporuyla uğraşıyorum. Bizim ülkemizde genelde erkek çocuklarını aileler basketbol, futbol, birazı da voleybol gibi sporlara yönlendirmeyi tercih ediyorlar. Ama dans sporu sanatın, sporun ve estetiğin bir arada buluştuğu tek spor, sanatla alakalı başka hiç bir branşta böyle bir şey yok.”
Geleneksel baskı
Yiğit Dündar, Türk geleneksel yapısında “delikanlı adam dans etmez” gibi bir olgunun olduğuna da dikkati çekerek, “Bu biraz kültürümüzün ve ailelerimizin yarattığı bir şey. Ailelerin sporcular üzerinde yarattığı bir baskı. Ama işin içine birazcık girip bu işi denedikleri zaman böyle bir şey olmadığını anlayacaklar. Fakat dışarıdan bakıp yorum yapıldığında, 'erkek adam oynamaz, kıvırmaz, dans etmez' gibi algılanıyor. Dans etmek güzel bir spor. İnsanı çok rahatlatan, stres attıran, insanı başka dünyalara götüren bir şey. Dolayısıyla biz dansı herkese tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu.