Alp ULAGAY
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 11, 2002 23:20
Geçtiğimiz ocak ayında Türkiye Dağcılık Federasyonu'nun kendilerinden izinsiz dağlara çıkılamayacağı kararı üniversitelerin dağcılık kulüpleri ile bu sporla uğraşanların tepkisini çekti. Dağcılık camiası kararı tartışırken Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü olaya el koyup kararı yumuşattı.
Her şey geçen ocak ayında Dağcılık Federasyonu'nun bağlı bulunduğu Gençlik
Spor Genel Müdürlüğü'nün bir faks mesajı yoluyla tüm valilikleri uyarmasıyla başladı. Genel Müdür Kemal Mutlu imzasını taşıyan metinde federasyonun bilgisi dışında dağcılık faaliyetleri yürütüldüğü ve bu nedenle arzu edilmeyen kazaların meydana geldiği vurgulanıyor, bundan böyle de tüm dağcılık faaliyetleri için federasyondan izin alınmasını şart koşuyordu.
Bu kararın 15 Ocak 2002 günü 81 ilin valiliğine gönderildiğinden kimsenin pek haberi olmadı. Ta ki İstanbul Teknik Üniversitesi Dağcılık Kulübü'ndan bir grup öğrenci geçen mart ayı sonunda Niğde Aladağlar'a tırmanış yapmaya gidene kadar. Demirkazık tepesine tırmanmadan önce yıllardır alıştıkları gibi federasyona ait dağevine uğrayan öğrenci grubu, görevlilerin ‘‘bundan böyle her tırmanış öncesi jandarmaya
haber vermeniz gerekiyor’’ uyarısıyla karşılaştılar. İTÜ Dağcılık Kulübü Başkanı Kaan Herşahin'in anlattığına göre iyi niyetle jandarma karakoluna haber vermeye giden öğrenciler ‘‘İzin almadan hiçbir şekilde dağa çıkamazsınız’’ denilince şaşırıp kaldılar.
İTÜ'lü dağcıların Aladağlar'da başlarına gelen bu olaydan sonra izin meselesi dağcılık camiasında duyuldu. Bu arada federasyon da kararı tek tek üniversite yönetimlerine iletti. Sorunu incelemek için biraraya gelen İTÜ, İstanbul, Bilgi,
Koç, Sabancı, Yıldız Teknik ve Boğaziçi üniversitelerinin dağcılık kulüplerinden temsilciler dağcılığın bu yolla baltalandığını öne sürdüler. Kulüp temsilcilerine göre her faaliyet için izin alma zorunluluğu hem gereksiz hem de gerçekleştirilmesi zor bir uygulamaydı. Federasyonun hantal yapısıyla aynı anda çok sayıda talebi karşılayamayacağı endişesini de dile getirdiler. Bir de hangi faaliyetler için izin alınması gerektiğini pek anlamış değillerdi. Örneğin herhangi bir dağın veya tepenin eteğine kamp kurmaya, trekking yapmaya gidenler de aynı izni almak durumunda kalacaklar mıydı? Kulüp temsilcileri bir imza kampanyası düzenleyerek tepkilerini duyurmaya karar verdiler. Bu girişimi Ankara'dan ODTÜ, Ankara, Bilkent ve Hacettepe üniversitelerinin dağcılık kulüpleri de destekledi.
Üniversite kulüplerinin diğer bir endişesi de federasyonun bu yolla Türkiye'deki tüm faaliyetleri denetimi altına almak istemesiydi. Geçen yıl haziranda ve bu yıl ocakta dağcılıkla ilgili eğitim faaliyetlerini sadece federasyonun düzenleyebileceği duyurulmuştu. Kulüplerin en önemli iddiası Türkiye'deki dağcıların büyük bir kısmının kendi bünyelerinden çıkmış olması. Eğitim tekeli ortaya çıkarsa bu kaynağın kuruyacağını düşünüyorlar.
BİREYSEL DAĞCILAR İZİN ALMAYACAK
Spordan Sorumlu Devlet Bakanı Fikret Ünlü geçen hafta Federasyon Başkanı Alaatin Karaca'yla yaptığı görüşmelerde bu kararın değişmesi gerektiği yönünde tavsiyede bulundu. Bunun üzerine Genel Sekreter Salih Ceceli iznin artık sadece federasyon faaliyetleri için gerekli olacağını açıkladı. ‘‘Bakanımızın da isteğiyle bireysel dağcıların izin almasına artık gerek yok. Bu kararı alırken dağcılarımızın güvenliğini sağlamayı düşünmüştük. Ama bazı çevreler bu karardan hoşnut kalmadı.’’
FEDERASYON KONTROL ETMEK İSTİYORAlaattin Karaca (Federasyon Başkanı): Dağcılarımızın daha güvenli bir şekilde çalışmaları için çaba gösteriyoruz. Bu izin kararına karşı çıkanlar birkaç rant grubundan başkası değil. Bu işten çıkarı olanlar var. Kazaların yüzde 70'e yakını tecrübesizlikten kaynaklanıyor. Kazalar sebebiyle de Dağcılık Federasyonu hedef tahtası haline getiriliyor. Yoksa dağcılara engel çıkarmak gibi bir niyetimiz yok.
DAĞCILAR BÖYLE OLMAZ DİYORNasuh Mahruki: İzin meselesi pratikte mümkün olmayan bir uygulama. Zaten dağcılığın böyle kontrol edilmesine gerek yok. Ankara'dan böyle bir mekanizmayı yürütmek, yani merkezi otoriteden izin almak mümkün değil. Belki yerel makamlar vasıtasıyla bir haber verme sistemi olabilir. Mesela dağın bulunduğu bölgede jandarmaya haber verme şeklinde olabilir. Ağrı Dağı'na izinsiz çıkılmaması normal. Ama tüm dağları nasıl kontrol edeceksiniz?
Uğur Uluocak: Öncelikle bu karar tamamen vatandaşlık hakkına, özgürlüklere aykırı. Bunun dışında sadece sorun çıkartır. Jandarmaya emir gidecek, onlar da kendilerince tüm dağcıları denetlemeye çalışacaklar. Federasyonun da şu andaki yapısıyla bunu yürütmesi mümkün değil. İzin yoluyla güvenliği artırmak ise mümkün değil. Kişi, güvenliğinden kendisi sorumludur. Yurt dışında da durum böyledir. Federasyonun görevi böyle kararlar yerine rehberlik ve eğitmenlik kurumunu geliştirmek olmalıdır.
Tunç Fındık: Aklıbaşında her dağcı zaten bilgilendirme yapar. Ben de her tırmanıştan önce aileme veya güvendiğim birine haber bırakıyorum. Ama bu izin alma zorunluluğu bir kere seyahat özgürlüğünü kısıtlıyor. İzin zorunluluğu dağcıların güvenliğini artırmaz. Alınabilecek önlem de arama-kurtarma faaliyetlerinin geliştirilmesidir.