Güncelleme Tarihi:
İlk konu doğal olarak Galatasaray’ın içinde bulunduğu tatsız durumun sebepleri ve çözümüne yönelik neler yapılması gerektiği ile ilgili...
Son söyleyeceklerimi baştan söylemeyi tercih ediyorum ve açıkçası çözüm konusunda çok umutlu olmadığımı belirtmem gerekiyor. Galatasaray’ın biriken sorunlarının bu yönetim kadrosu ile çözülmesi mümkün değil. Maç sonrası ağlayan, Türkiye Kupası’nda devam ediyor olmayı başarı sayan ve bugüne kadar kulübün lokomotifi olan futbol konusunda söylediği hiçbir konuyu çözememiş yönetim kadrosunun bu işin altından kalkması mümkün değil.
GALATASARAY'IN KOŞULLARI ÇOK AĞIR
Bu yönetimle yola çıkmış ancak daha yolun başında nelerin olabileceğini algılamış ve onlarla yürümemiş bir futbol adamı olarak bugün bu sayfada bir daha hatırlatmak istiyorum ki, Galatasaray’ın koşulları çok ağır, daha büyük bir beraberliğe, daha ehil insanlara, daha doğru ve daha büyük bir projelere ihtiyacı var.
Galatasaray’ın UEFA’dan mali kriterlerden dolayı 1 yıl men cezası almasının en büyük sorumlusu şüphesiz bugünkü yönetim değil. Ünal Aysal döneminde yapılan yanlış işler, büyük savurganlıklar bu tablodaki en önemli faktör. Ve bunun sorumluları ne yazık ki Galatasaray’ı yarı yolda bırakıp hiçbir bedel ödemeden çekip gittiler. Ancak “Dursun Özbek ne yapsın? Onun suçu yok” demek ve olayı enkaz edebiyatına bağlamak da doğru bir yaklaşım değil.
TAKIM ŞAMAR OĞLANINA DÖNMÜŞ
Gazete haberlerine göre Başkan geçtiğimiz cumartesi oyunculara çok sert bir konuşma yapmış. “Artık koşmayan oynamayacak. Çıkın kupayı alın prestijinizi kurtarın” demiş. O nedenle takım Başakşehir maçının ikinci yarısında çok koşmuş, mücadele etmiş. Ne kadar komik değil mi? Şampiyonluk ve Avrupa gitmiş. İki teknik adam, bir akademi direktörü yollanmış, iki yönetici istifa etmek zorunda bırakılmış, takım şamar oğlanına dönmüş, Başkan nihayet devreye girmiş. Aslında sert konuşmayı hak eden oyuncular mı yoksa istikrarsızlık yolunu seçen, futbol şubesini karman çorman yapanlara yol veren Başkan mı?
MEHMET ÖZBEK NEREDE?
Florya’da bu yönetim işe başladığından beri çok ilginç bir süreç yaşanıyor. Deneme yanılma ve sil baştan dönemi. Ben ayrıldığımda en önemli pozisyonda bulunan Mehmet Özbek nerede mesela? İşler kötüyken hiç adını duyan var mı?
Başkan bir ara Cenk Ergün’ü yalandan sportif direktör olarak lanse etmişti, o da kayboldu. Denizli 'Ben yardımcı bile almadan Florya’yı yönetirim' demişti, ömrü kısa sürdü onun da.
FLORYA MERAKLILARI!
Fatih İşbecer’in gözü de hep Florya’da olmuştu zaten. Diğer yöneticilerin arasında da daha çok Florya’ya meraklılar var tabii ancak Başkan, kardeşi ve Fatih’i aşmaları zor. Kararları onlar verir. Bugüne kadar operasyonları onlar yaptı, yeni projeyi de anlaşabilirlerse (!) onlar yapmayı düşünüyor.
Az maliyetli teknik adam, gençleştirme, altyapıdan oyuncu çıkarmak, genç oyuncu transferi falan diyorlar. Bu işler bu kafayla, üstelik kısa vadede bu kadar kolay değil.
Hele Gençlerbirliği deplasmanı ve Fenerbahçe maçını kaybederlerse kimse ne onları ne de getirecekleri teknik adamı tutabilir.