Güncelleme Tarihi:
Türkiye'nin takım sporlarında tartışmasız en başarılı branşı olan kadın voleybolu uluslararası alanda kazandığı başarılarla milletçe göğsümüzü kabartmaya devam ediyor. 2023 yılı içinde katıldığı turnuvalarda önce FiVB Milletler Ligi şampiyonluğuna ulaşarak dünya klasmanında 1 numaraya yükselen A Milli Kadın Voleybol Takımımız, daha sonra Avrupa Şampiyonası’nda birincilik kürsüsüne çıkmayı başardı. Böylelikle Türkiye’nin kadın voleybolunda kazandığı uluslararası şampiyonlukların sayısı 31’e yükseldi. Bu kupaların 7’si A Milli Takım, 24’ü kulüpler seviyesinde geldi.
İLK KUPA 1992'DE KAZANILDI
A milli takımlar bazında ilk kupasına 1992 Balkan Şampiyonası’nda ulaşan Türk kadın voleybolu, daha sonra 2005 Akdeniz Oyunları, 2014 Avrupa Ligi, 2015 Avrupa Oyunları ve 2021 İslami Dayanışma Oyunları, 2023 Milletler Ligi ve 2023 Avrupa Şampiyonası’nda kupayı kaldırma mutluluğunu yaşadı.
KULÜPLERİMİZ KUPALARA ÇOK ALIŞTI
Kadın voleybol kulüplerimiz son 12 yılda uluslararası kupalara adeta ambargo koydu. Avrupa’nın 1 numaralı kupası CEV Şampiyonlar Ligi’nde 8 kez mutlu sona ulaşan kadın voleybol takımlarımız, Dünya Kulüpler Şampiyonası’nda 7, CEV Kupası’nda 5, CEV Challenge Kupası’nda da 4 şampiyonluk kazandı. Güçlü kadrolarını koruyan kadın takımlarımız önümüzdeki sezon da tüm kupalarda favori konumunda.
TVF'DEN İSABETLİ HAMLELER
A Milli Kadın Voleybol Takımımız’ın dünya klasmanında zirveye çıkmasında başkan Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanı Mehmet Akif Üstündağ ve yönetim kurulunun isabetli hamlelerinin büyük payı bulunuyor. Üstündağ ve ekibinin bu yoldaki ilk adımı, Fenerbahçe’de oynayan Küba asıllı Melissa Vargas’ın Türk vatandaşı yapılarak ay yıldızlı formayı giydirmesi oldu. İkinci ve en kritik karar ise, eski başantrenör Giovanni Guidetti ile yolların ayrılıp, yerine Sırbistan’ı dünya şampiyonu yapan Daniele Santarelli’nin getirilmesi oldu. Nitekim hem Vargas hem Santarelli, Filenin Sultanları’na beklenenin üstünde katkı yaparak tarihi zaferlerde başrol oynadılar.
BAŞKAN ÜSTÜNDAĞ'A COŞKULU KARŞILAMA
Filenin Sultanları’nın Avrupa şampiyonluğuna ulaşmasının ardından Ankara’ya dönen Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, federasyon binasında alkışlar ve Türk bayraklarıyla karşılandı. Federasyon çalışanları tarafından organize edilen sürpriz tören sonrası duygu dolu anlar yaşayan Üstündağ, yaptığı konuşmada, “Kazandığımız bu başarı bir ekip çalışmasının ürünüdür. Buradaki herkesin bu başarıda emeği var. Hep birlikte bu işi başardık, hep birlikte bu mutluluğu yaşadık. Hepinize teşekkür ediyorum” dedi.
ŞİMDİ SIRA OLİMPİYATTA
Avrupa Şampiyonası’nda altın madalya kazanan A Milli Kadın Voleybol Takımı’nda yeni hedef 2024 Olimpiyat Oyunları elemeleri.. Ay yıldızlılar bugün İstanbul Havalimanı’nda toplanarak, eleme maçlarının oynanacağı Japonya’nın başkenti Tokyo’ya uçacak. Filenin Sultanları, 16-24 Eylül tarihlerinde Tokyo’daki B Grubu maçlarında ev sahibi Japonya’nın yanı sıra; Brezilya, Belçika, Bulgaristan, Porto Riko, Arjantin ve Peru ile karşılaşacak. Ay yıldızlı ekibimiz grupta ilk 2’ye girerse olimpiyat biletini kapacak. Ancak ilk 2’ye giremese bile şansını devam ettirecek. Zira elemeleri geçemeyen ülkeler arasından 5 takım, dünya sıralamasındaki yerlerine göre özel davetle Paris’e çağırılacak. Bundan dolayı millilerimizin elemeleri geçemese bile olimpiyat bileti alması bekleniyor.
TÜRKİYE'YE PARA DEĞİL BAŞARI İÇİN GELDİĞİMİ HERKES GÖRDÜ
A Milli Kadın Voleybol Takımımız’ın İtalyan başantrenörü Daniele Santarelli, geçen yıl Sırbistan’ı Dünya Şampiyonu yapmasının ardından Türk Milli Takımı’nın başına geçince “Türkiye’ye para için gitti” yorumları yapıldığını hatırlatan Santarelli, “Sanırım artık herkes durumun böyle olmadığını anladı. Bu takımla gurur duyuyorum” diye konuştu.
TÜRKİYE HER YERDE ZİRVEDE OLACAK
Türkiye Voleybol Federasyonu (TVF) Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, A Milli Kadın Voleybol Takımımız’ın son Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonası’nda elde ettiği başarıların kesinlikle tesadüfi olmadığını ve devamının geleceğini söyledi. Kazanılan başarılarla çıtanın yükseldiğini ifade eden, “Dünyada 1 numarayız, Avrupa’nın şampiyonuyuz. ‘Bundan sonra sırada ne var?’ sorusu soruluyor, Türkiye’nin gururlanacağı hangi organizasyon varsa hedefimiz o organizasyonda zirvede olmak. Paris Olimpiyatları’na katılacak ve orada derece elde edecek güçteyiz. İşimiz daha da zorlaştı biliyoruz ama başaracak gücümüz ve inancımız var” diye konuştu.
VARGAS BİZDEN BİRİ
Kupalarda büyük payı bulunan Küba asıllı Melissa Vargas’a da değinen Üstündağ, “Melissa içimizden biri. Türkiye’ye ilk geldiği kulüpte, ülkemizde voleybol oynama imkanı sağlanmıştı. Daha sonra milli takımda oynama teklifini götürdük. Milli takım forması giymekten gurur duyacağını söyledi. Böylelikle milli takıma kazandırdık. Melissa’nın gelmesi ve teknik kadro değişikliğiyle, potansiyelimizin sahaya yansıtıldığını görüyoruz” dedi.
BAŞAK KOÇ: BU TOPRAKLARDAN ÇIKAN DÜNYA MARKASI 'VOLEYBOL'
Evet evet ‘VOLEYBOL’dan bahsediyorum. Sonuçta markalaşma işi aynı zamanda bir milli mesele. Bir ülkenin dünyaya bakan ve onu en iyi anlatabilecek yüzü. Milletler Ligi ve Avrupa Şampiyonluğuyla Dünya 1 numarasında olan A Milli Kadın Voleybol Takımımız işte bu yüz. Hem de pırıl pırıl, güpgüzel, başarılı 14 temiz, pak yüz. Hepsi teker teker marka. Hepsi bir bütün olarak, ‘takım’ olarak da çok güçlü bir marka olduklarını ispatladılar. Bir ülkeyi; spor vesilesiyle, hele ki taçlanan başarılarla dünyaya tanıtmaktan daha büyük bir pazarlama örneği, marka örneği bulmak güç. Ortaya çıkan somut başarı gerçek bir markalaşma girişimi. Marka denilince aklımıza, gözümüzün önüne isim, ambalaj, logo, sembol vs gelir. Şu anda durup bir düşünün ne geliyor gözünüzün önüne voleybol deyince...
TÜRK DUVARI
Cansu'nun attığı akıl dolu harika pas, Elif’in beklenmedik anda attığı plase, Hande’nin tam pasöre nokta gibi aldığı manşet, Eda’nın tek ayakla vurduğu smaç, Vargas’ın dünya rekoru kırdığı servis, blok üstlerinden vurduğu smaç, Ayça’nın libero oynasa da servisten aldığı sayı, Derya’nın, İlkin’in oyuna kattığı renk, Aslı’nın gülümsemesi, Kübra’nın bloğu, Gizem’in yaptığı harika defanslar, Simge’nin savunması, Ebrar’ın azmi, yılmazlığı, Zehra’nın karşı hücumu durduğu Türk duvarı gelmiyor mu aklınıza?
TIRNAKLARIYLA KAZIYARAK BAŞLADILAR
Geliyor. Hatta çok daha fazlası. İnanın; FIVB’ye üye, voleybol oynanan 222 federasyonda da, bu ülkelerde de, sporu seven yüzlerce ülkede de bunlar geliyor şimdi akla VOLEYBOL ve TÜRKiYE denilince. Teker teker kutlamak gerekiyor yine yeniden bu girişimci sporcu takımımızı. 10’lu yaşlarından itibaren baş koydukları yolda, yılmadan, üzerine koyarak, ellerinden gelenin en iyisini yaparak, tırnaklarıyla kazıyarak yarattılar bunu, bu güzide markamızı.
O ZAMAN BU ZAMAN!
Tarihe baktığımızda nasıl ki bizler üç kıtaya yayılmış, serpilmiş bir imparatorluğun torunlarıysak! Nasıl ki büyüme, yayılma, genişleme ve etki alanını kurma bakış açısı genlerimize işlemişse, işte taaa oralardan bugünlere... Sanayileşmeye batılı ülkelerden daha geç başlamış olabiliriz. Eksik kalan daha çok coğrafi işaretimiz olabilir. Sanatta ve müzikte bir elin parmaklarını geçer halde dünya temsili daha yeni yapar hale gelmiş olabiliriz. Olimpiyatın sadece güreşten ibaret olmadığını geç anlamış olabiliriz. Ama madem her şeyin ve herkesin bir zamanı var. İşte voleybol için de o zaman bu zaman.
YAPAMADIK, YAPMALIYDIK, YAPABİLİRDİK VE YAPTIK!
33’ÜNCÜSÜ Paris’te düzenlenecek Olimpiyat Oyunları’na gelene kadar karnemizde şu an için en zayıf halkamız OLİMPİYAT. Markanın bu sac ayağını da şimdi kuvvetlendirme zamanı. Londra’da olimpiyat 101 dersi aldık. Tokyo’da seviyemizin ve mantalitemizin tam da yetmediğini gördük. Paris ise bambaşka olacak ümidindeyiz. En ünlü caddesi Champs Elysees bambaşka gözükecek gözümüze. Marka demek büyüme potansiyeli demek. Sahanın da dışında kalbi takımımızla atan milyonlar demek. Yepyeni sporcular demek. İdol olarak aldıkları, ilham kaynakları olan bu başarılara ulaşmak isteyen koskocaman bir kitle demek. Bunu da başarabilirsek, tutabilene aşk olsun. Aşk olmazsa voleybol olsun.