<B> Merve YENAL</B>
Oluşturulma Tarihi: Aralık 19, 2003 21:07
İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde ortopedist olarak görev yapan Dr. Deniz Algün bir 'motorsiklet tutkunu'. Küçük yaşlarda başlayan bu tutkusu yaşam biçimi haline gelmiş. Öyle ki tüm tatillerine ve iş gezilerine motorla gidiyor. Geçtiğimiz Ekim'de Dünya Cross Country Şampiyonası'nın son ayağı olan 'Desert Challenge'a katılmış. Birleşik Arap Emirlikleri'nde gerçekleşen yarışta tüm 'teknik' zorluklara rağmen genel klasmanda 70 yarışmacı arasında 28'inci,
kendi klasmanında ise birinci olmuş.
Deniz Algün bir cerrah. Uzmanlık alanı ortopedi. Gününün önemli bölümü hastanede geçiyor. Ameliyatları bazen saatlerce sürüyor. Her operasyonun son derece başarılı ve hatasız olması gerekiyor. Yani, stres yüklü bir hayat yaşıyor.
Algün için iş stresini azaltmanın yolu motora binmekten geçiyor. Ancak bu basit bir merak değil, hayatının önemli bir parçası. Öyle ki bu iş için önemli bir 'mesai' harcıyor. Kendi deyimiyle 'iki kimliği birden' var. İkisi de 'birbirini tamamlıyor'.
Geçtiğimiz aylarda Dünya Cross Country şampiyonasının son ayağına katılarak motor üstündeki başarısını kanıtladı. Yarışmaya katılan tek Türk olan Algün kendi kategorisinde birinci oldu.
40 yaşında. 1986'da Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'ni bitirmiş. 1992'de ortopedi ve travmatoloji uzmanı olmuş. İstanbul Cerrahi Hastanesi'nde bu alanda görev yapıyor. Belkemiği, travma ve pediatrik ortopedi alanlarında özel çalışmaları var. Hastalarının yüzde 80'ini diz ve omuz hastaları oluşturuyor.
Spor yaptığı için bu işi kendisine yakın hissediyor. Vücudunda 11 tane kırığı olduğunu söylemekten kaçınmıyor.
SPORLA İÇ İÇE BİR HAYATMotorsiklet tutkusunun kişiliği ile ilgisi olduğunu düşünüyor. Maceracı ve hareketli biri olduğunu söylüyor. Bu durum iş hayatına 'yoğun çalışmak', özel hayatına ise spor yapmak olarak yansıyor.
Ankara'da doğup büyümüş. Hep sporla iç içe olmuş. Çocukken kayakta ve masa tenisinde dereceler elde etmiş. Üniversite sırasında bir dönem Ankaragücü'nde hentbol oynamış. Ancak mecburi hizmet nedeniyle bırakmak zorunda kalmış.
Çocukluğu boyunca bisikletten inmemiş. Ekonomik özgürlüğüne kavuşur kavuşmaz ilk işi motorsiklet almak olmuş. Altı-yedi yıl öncesine kadar motoru sportif amaçla değil gezmek için kullanıyormuş.
Çok değişik geziler yapmış. 1997'de bir fotoğrafçı arkadaşı ile bütün eski Rus cumhuriyetlerini motorsikletle gezmiş. Oradan Finlandiya'ya ve kuzey kutup dairesine kadar gitmişler. Finlandiya sınırında görevliler iki Türk'ün Rusya'dan motorsikletle geldiğini görünce şaşkınlıklarını gizleyememiş. Bu yolculuk 40 gün sürmüş.
O dönemlerde tüm izinlerini Avrupa'yı ve Türkiye'yi motor üzerinde gezerek geçirmiş: ‘‘Hayatımdaki tüm tatilleri motorsikletle yapıyorum. Mesela, bu yaz Hollanda'da bir toplantı vardı. Toplantı salı günüydü. Bir arkadaşımla cuma günü İstanbul'dan motorsikletle yola çıktık. Sonra aynı şekilde geri döndük. Önemli olan yolu yapmaktı.‘‘
YARIŞMA İÇİN ÜÇ AY ÇALIŞTIAltı yıl önce işin sportif yanıyla tanışmış. Türkiye'de Motocross gibi önemli yarışlarda birçok derece elde etmiş. Bu yıl Dünya Cross Country şampiyonasının son ayağı olan Birleşik Arap Emirlikleri'ndeki Desert Challange'a katılmaya karar vermiş.
Ralli öncesinde çok ciddi çalışmalar yaptığını söylüyor. Üç ay boyunca yoğun bir hazırlık dönemi geçirmiş. Bu yıl 16 Ekim’de yarış için Dubai'ye gitmiş. Yarışa 70 motorsiklet katılmış. Onun bulunduğu 450 cc super production kategorisinde 10 tane motorsiklet yarışıyormuş. Kendi kategorisinde ipi göğüsleyen Algün olmuş. Genel klasmanda ise 28'inci sırada yer almış:
‘‘Son gün benim önümdeki İtalyan çocuk sakatlandı. O ana kadar ben ikinci gidiyordum. Yarışı birinci bitirdim. Aslında böyle bir şey beklemiyordum. Kendimin ve motorsikletin bu kadar iyi hazırlandığını tahmin edemiyordum. Türkiye'de kendinizi karşılaştıracağınız insanlar yok. Ama yarışa katılanların hepsi işi en az sizin kadar biliyor.‘‘