Çinliler 'defo'yu bile taklit etti

Güncelleme Tarihi:

Çinliler defoyu bile taklit etti
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2004 00:00

TÜRKİYE İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Oğuz Satıcı ile İstanbul Tekstil ve Hammadde İhracatçıları Birliği (İTHİB) Başkanı İsmail Gülle, Shanghai'da bulunduğumuz süre içinde sık sık uyardı:"Taklit ürünlerin satıldığı bir pazar var. Orayı mutlaka görmelisiniz... Orayı görün, bizim sıkça sözünü ettiğimiz Çin tehlikesini daha iyi anlayın.""Intertextile Shanghai" Fuarı'nda kumaşlarını sergileyen İzzet İlle, Tamer Pala ve Ahmet Öksüz de başkanların önerisini destekledi.Tekstilciler bu kadar ısrar edince, pazarın yolunu tuttuk. Pazarın benzerini 1998'de Pekin'e gittiğimde görmüştüm.Pazarda yok yok... Dünyanın her köşesinden aklınıza gelebilen en ünlü markaların taklitleri orada satılıyor. Hem de sudan ucuz fiyatlara...Tezgahlardan "luka luka" sesleri yükseliyor... Yani, İngilizce "look... look..." (bak... bak...) demek istiyorlar.Sık sık birileri yanımıza yaklaşıp, kulağımıza "Loleks... Loleks..." diye fısıldıyor... Onlar da, orijinal olduğunu iddia ettikleri "Roleks" marka saatleri satmaya çalışıyor. Pazarlık eden, 4-5 saati 10 dolara alıyor. Buna karşın Çinli satıcı ısrar ediyor: "Gerçek Roleks..."Pazarda gezerken de boş durmuyor, konfeksiyon sektörünün önde gelen isimlerinden biriyla sohbeti sürdürüyoruz.Bir arkadaşından Çin anısı aktarıyor: "Arkadaşım Çin'de mont ürettirmek istemiş. Numunesini getirip, 10 bin tane sipariş vermiş. Üretilen montları eline alınca şaşırıp kalmış. Çünkü, montların hepsinin göğsünde, hem de aynı noktada 'zımba izi' varmış. Hemen bunun nedenini sormuşlar. Bu kez şaşıran taraf Çinliler olmuş. Çıkarıp aldıkları numuneyi göstermişler: 'Bakın sizin numunenin de aynı noktasında tel zımba izi var.' Arkadaşım, 'Kardeşim biz o numuneye birşey zımbayla birşey iliştirmişiz, izi kalmış. Sizden biz sağlam mont istedik, hepsini delmişsiniz. Bu nasıl iş?' diye tepkisini koymuş. Sonuçta anlaşamamışlar."Çinlilerin taklitteki ünü, geçen akşam birlikte iftar yaptığımız Duru Sabun ve Arko Krem'le ünlü Evyap Grubu'nun sahibi Evyap Ailesi'yle sohbette de gündeme geliyor.Masada aileden Fikret, Mehmed ve Ayşe Evyap var. Arkadaşımız Nurten Erk'in geçen pazartesi yayınladığımız söyleşisinden dünyanın sabun devi olduklarını, 106 ülkeye ihracat yaptıklarını hatırlatıp soruyorum: "Çin'e girmeyi düşünmüyor musunuz?"Fikret ve Mehmed Evyap yanıtlıyor: "Bir-iki denememiz oldu, ancak istediğimiz sonuca ulaşamadık. Oradaki taklitcilik bizi tedirgin ediyor."Bir zamanlar özellikle Türk tekstilcileri Avrupa ülkelerinde zar zor katılabildikleri fuarlarda "taklit" suçlamasıyla gözaltına alınıyordu...Şimdi Türk işadamları Çinli'nin taklitciliğinden yaka silkiyor...Bu durum Türkiye'nin nereden nereye geldiğini iyi göstermiyor mu?Fındık kapıyı açtı sırada incir varFINDIK Tanıtım Grubu'nun Çin'e dönük çabaları artık sonuç vermeye başlamış. Türk fındığı adım adım Çin pazarına yayılıyor. Shanghai'daki otobüsleri kaplayan "Türk fındığı" reklamları dikkati çekiyor.Türkiye'nin Shanghai'daki Ticaret Ateşesi Sevtap Akgüloğlu, şimdi de Çinliler'in sofrasına Türk incirini yerleştirebilmek için çaba harcıyor. Akgüloğlu, "Aslında ilk incirlerimizin yılbaşı sofralarına girmesini hedefliyoruz. Ancak, yükleme yapılıp, ürünler buraya gelmeden 'tamam' diyemiyoruz. Biz adımı attık, arkası gelecek artık" diyor.Akgüloğlu, Shanghai'ya giden işadamlarıyla yakından ilgileniyor. Gece gündüz onlara rehberlik yapıyor.Akgüloğlu, Çin yönetiminin tüketimi körüklediğini, özellikle devlet bankalarındaki geri dönmeyen kredilerin büyüklüğünün 231 milyar dolar olduğunu vurguluyor.Akgüloğlu, İtalyanlar'ın Çin'de zeytinyağı promosyonu yaptığını belirtip, Çinli tüketicinin ilgisini çekmek için "daimi tanıtım alanları"na sahip olmak gerektiğini ifade ediyor. Kısacası fındıkla açılan Çin kapısını incir gibi yeni ürünlerle de zorlamak gerekiyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!